DOLAR

34,7094$% 0.2

EURO

36,6525% 0.08

GRAM ALTIN

2.961,96%0,94

ÇEYREK ALTIN

4.931,00%0,08

TAM ALTIN

19.723,00%0,09

ONS

2.657,33%0,75

BİST100

9.612,74%-0,28

İmsak Vakti a 02:00
Bursa AÇIK 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,7094

EURO 36,6525

ALTIN 2.961,96

BİST 100 9.612,74

İmsak 02:00

12°

Alman Otomotiv Sektöründeki Kriz Düşük Talep ve Çin Etkisiyle Büyüyor

ad826x90

Bir dönem Alman iktisadının bel kemiği ve teknolojik yeniliğin sembolü olarak görülen Alman otomotiv sektörü, yapısal, teknolojik ve jeopolitik zorluklarla karşı karşıya bulunurken, Çin’de satışların düşmesi ve elektrikli arabalara talep yetersizliği daldaki krizi derinleştiriyor.
Alman otomotiv üreticileri, elektrikli araçlara geçişin yüksek maliyetleri ile mücadele ederken Çin ve Avrupa’dan gelen zayıf talep ışığında maliyetleri düşürmek ve rekabet gücünü korumak için önemli baskı altında.

VOLKSWAGEN İŞTEN ÇIKARMALARLA GÜNDEMDE

Son yıllarda otomobil sanayisinde çığır açan teknolojilerin Çin ve ABD’den gelmesi Avrupa kamuoyunda tartışma konusu olurken, Çinli üreticilerin gitgide artan rekabeti, Alman otomobil üreticisi Volkswagen’in tarihi işten çıkarma ve fabrika kapatma planları bu tartışmaları artırdı.

Volkswagen’in kararı Alman otomotiv endüstrisinin içinde bulunduğu krizi derinleştirirken, otomotiv sektörü, yüksek vergi oranları, artan elektrik fiyatları, geniş bürokrasi nedeniyle ülkede rekabet gücünü kaybediyor.

Otomotiv sanayisinin zayıflığı Alman yetkilileri düşündürürken, iktisadın büyüme suratını yavaşlatmaya devam edeceği bedellendiriliyor.

Otomotiv sektöründe fazla katma kıymet ve istihdamın Almanya’da kalması için siyasi irade çağrısı yapılırken, Alman siyasalların Çin ile otomobil tarifeleri konusunda yaşanan uyuşmazlıklar, yüksek elektrik fiyatları ve Avrupa Birliği çevre düzenlemeleri konusunda manevra yapamaması dikkati çekiyor.

ALMAN OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN ALMANYA İÇİN ÖNEMİ

Alman otomotiv sanayisindeki kriz, gözden kaçan trendlerin, yapısal sorunların ve jeopolitik risklerin karmaşık bir etkileşimiyle ortaya çıkarken, otomotiv sanayisi bir zamanlar Alman iktisadının bel kemiğini oluşturuyordu.
Sektör, Almanya’da toplam katma değerin yüzde 5’ini oluştururken istihdamın yüzde 3’ünü sağlıyor. Gelir açısından ise açık ara en büyük sanayi sektörü.
Alman otomotiv üreticileri geçen yıl 272,6 milyar euro değerinde ihracat yaptı. Bu da toplam ihracatın yüzde 17,3’üne denk geliyor.
Haziran 2024 itibarıyla Alman otomotiv sektöründe tedarikçiler hariç yaklaşık 773 bin kişinin istihdam edildiği kayıtlara geçerken, bölümün istihdamı 2023’e göre yüzde 0,8 azaldı.
Sanayide çalışanların yaklaşık yüzde 14’ü otomotiv sektöründe. Bu da otomotiv dalını, 952 bin çalışanı olan makine mühendisliğinden sonra iş gücü açısından en büyük ikinci sanayi sektörü pozisyonuna taşıyor.
Bu arada, yaklaşık yüzde 13’lük hissesiyle ABD, Alman otomobil ihracatının en önemli pazarı, ABD’yi Birleşik Krallık ve Çin takip ediyor.

ALMAN İKTİSADI BÜYÜMEDE ZORLANIYOR

Yapısal sorunların da ekonomiyi frenlediği Almanya’da, bir zamanlar epeyce başarılı olan “Ucuz enerji ve ara malı ithal et, bunları işle ve yüksek kaliteye sahip mal olarak ‘Made in Germany’ algısıyla pahalı bir biçimde ihraç et” başlıklı iş modeli artık işe yaramıyor.
Kovid-19 salgını, tedarik zinciri kesintileri, Rusya-Ukrayna Savaşı gibi son devirde yaşanan çok sayıda kriz, Alman iktisadının zayıf istikametlerini su yüzüne çıkarırken, ülkenin; jeopolitik sorunlar, iklim değişikliği, dingin ekonomi ve demografik zorlukların üstesinden gelme konusunda birtakım sıkıntılarla karşı karşıya bulunması da dikkati çekiyor.
Almanya’nın hala “kendi ürettiği bürokrasi, kurallar ve prosedürler altında da ezildiği” belirtiliyor.

ALMAN İKTİSADININ BEL KEMİĞİ OTOMOTİV İHRACATI

Alman iktisadı, “Çok az yatırım, çok fazla bürokrasi ve aşırı yüksek lokasyon maliyetleriyle” sıkışırken, iç ve dış siyasi çalkantıların ortasında Avrupa’da ve uluslararası alanda geride kalarak zemin kaybediyor. Tarihi olarak globalleşme ve ucuz enerji girdilerine dayanarak fiyatların ve yaşam standartlarının yükselmesini sağlayan Alman büyüme modeli yapısal zorluklar ve jeopolitik risklerle karşı karşıya.

Küresel ticarette korumacılık artıp bir taraftan Rusya-Ukrayna Savaşı enerji maliyetlerini yükseltirken, Almanya’nın reel GSYH büyümesi Kovid-19’dan beri G7’de en alt sıralarında yer alıyor. Ekonomide ABD ve Çin’e ticari bağımlılık, yüksek enerji fiyatları, yatırım harcamalarının yetersizliği ve kötüleşen demografik koşullar gibi zorluklar söz konusu.

İhracata bağımlı olan ve ülkenin GSYH’nin neredeyse yüzde 30’unu oluşturan Alman endüstrisi küresel iktisattaki yavaşlamadan, artan Çin rekabetinden ve Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan sonra yüksek enerji fiyatlarından olumsuz etkileniyor.

Yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0,3 küçülen ülke iktisadı, üçüncü çeyrekte yüzde 0,2 büyüme kaydederek teknik resesyona girmekten kurtulmuştu.

Hükümet, ekonomide bu yıl yüzde 0,2 küçülme bekliyor. Ekonomi bu yıl da küçülürse 2023’te olduğu gibi G7 ekonomileri arasında daralan tek ülke olacak.

SİYASİ KRİZ EKONOMİK KRİZİ DERİNLEŞTİRİYOR

Ülkede Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) oluşturduğu koalisyon hükümeti, iklim amaçları, eyalet seçimlerindeki mağlubiyetler ve iktisattaki sıkıntılar nedeniyle yaşanan son tartışmaların ardından 6 Kasım’da dağılmıştı. Yaklaşık 20 yıl sonra ilk kez erken seçime gidecek olan ülkede seçim tarihi 23 Şubat olarak planlanıyor.

Bu arada ocak ayında yeniden ABD Başkanı olarak yemin edecek olan Trump, seçimi kazanırsa dış ticaret açığını azaltmak ve yerli üretimi desteklemek için gümrük vergilerini önemli ölçüde artıracağını açıklamıştı.

Analistler, Trump’ın AB ithalatına gümrük vergileri yoluyla daha fazla müdafaacı bir politika uygulamasının ihracata dayalı Alman iktisadı için düzgüne işaret olmadığını kaydediyor. ABD, Alman mallarının en büyük alıcısı pozisyonunda ve Almanya’nın ihracatının yaklaşık yüzde 10’una sahip.

ÇİNLİ ŞİRKETLER ELEKTRİKLİ HAREKETLİLİĞE ERKEN YATIRIM YAPARKEN, ALMAN ŞİRKETLER TEREDDÜTTE KALDI

Alman otomotiv sanayisi uzun süre klâsik yanmalı motorlara bağlı kalarak, elektrikli hareketliliğe (elektromobiliteye) yatırım yapamaya tereddütle yaklaşırken, Tesla ve BYD gibi Çinli şirketler elektrikli hareketliliğe erken yatırım yaptı.

Uzmanlar, Alman otomotiv üreticilerinin, başarılı içten yanmalı motor modellerini ihraç etmeye odaklandığını belirterek, dönüşüm ihtiyacını hafife alan bu üreticilerin elektrikli hareketliliğe geçişi kaçırdığı kanaatinde.

Elektrikli araçlara geçiş, otomotiv sektörü için ülkede ve Avrupa Birliği (AB) nezdinde çeşitli düzenlemeler ve ham madde tedariki nedeniyle zorlu bir süreç içerisinde. Sektör, Asyalı üreticilerin hakim olduğu batarya teknolojisine büyük yatırımlar yaparken, artan maliyetlerle boğuşmak zorunda kalıyor.

İŞSİZLER ORDUSUNA YENİLERİ EKLENECEK

Alman hükümetinin Ulusal Otomobil Platformu (NPM) tarafından yapılan bir çalışmaya göre, ülkenin yanmalı motorları bırakıp elektrikli arabalara geçmesi de pahalıya mal olacak.

Elektrikli arabaya geçişle ülkede 2030’a kadar 410 bin kişinin işsiz kalması bekleniyor. Yaşanacak iş kaybının ana nedeni de elektrikli motorların petrolle çalışan motorlara göre daha az parça bulundurduğu için üretimde daha az personele ihtiyaç duyulması.

İçten yanmalı bir motora en az 1200 parça monte edilirken, elektrik motorunda yaklaşık 200 adet parça ile üretim yapılabiliyor. Otomobil üretiminin ve kullanılan parça sayısının düşmesi birçok otomobil parça tedarikçisini etkiliyor ve işçi çıkarılmasına sebep oluyor.

Elektrikli otomobil üretiminde katma değerin önemli bir kısmını oluşturan batarya hücresi üretiminde Alman otomotiv sektörünün geç kaldığı da ifade ediliyor.

OTOMOTİV SEKTÖRÜNDEKİ KRİZ TEDARİKÇİLERİ DE VURUYOR

Almanya’da otomotiv üreticilerinin içinde bulunduğu derin kriz, başta yedek parça olmak üzere tedarikçileri de olumsuz etkiliyor.
Tedarikçiler düşen siparişler ve artan maliyetlerle karşı karşıya kalırken, birçoğu elektrikli hareketlilik ihtiyaçlarını karşılamak için işten çıkarmalar veya yeniden yapılanma planlıyor.
Son aylarda Volkswagen, Ford, ZF WABCO ve Continental, fabrikalarında binlerce işçinin işten atılacağı haberlerinin basında yer alması dikkati çekiyordu.
Alman otomotiv ve sanayi tedarikçisi Schaeffler, 5 Kasım’da 2 bin 800’ü Almanya’da olmak üzere Avrupa’da 4 bin 700 kişiyi işten çıkaracağını duyurmuştu.
23 Kasım’da otomotiv sektörünün önemli tedarikçilerinden Bosch, otomotiv ünitesinde 3 bin 800’ü Almanya’da olmak üzere, dünya genelinde 5 bin 500 kişiyi işten çıkaracağını açıkladı. Bosch, ilaveten üretim tesislerinde kısa mesaiye gidileceğini açıkladı.
Otomobil parça tedarikçisi Johann Vitz GmbH de 106 yıllık geçmişinin ardından iflas müracaatında bulunarak yeniden yapılanma sürecine girdi.

İSTİHDAM KAYBININ DEVAM ETMESİ BEKLENİYOR

Alman Otomobilciler Birliği de (VDA) elektrikli araçlara geçişin Alman otomotiv sanayisine gelecek on yıl içinde 140 bin ek istihdama mal olacağını hesaplıyor.
Sektördeki istihdam yapısı “demografi ve karbonsuzlaşma” ile köklü bir dönüşümle karşı karşıya ve bu dönüşümün 2035’e kadar yaklaşık 190 bin kişinin iş kaybına yol açması bekleniyor.
VDA’nın yaptırdığı araştırmaya göre, 2035’e kadar daldaki iş gücü arzı demografik nedenlerden dolayı yüzde 6,3 düşecek.
Almanya’da 2019-2023 döneminde istihdamda görülen 46 bin kişilik azalış temelde elektrikli araçlara geçişten kaynaklanırken, azalma eğilimi devam ederse 2035’e gelindiğinde otomotiv sektöründe istihdam sayısı yaklaşık 190 bin kişi düşecek.

ÇİN ETKİSİ

Almanya’nın diğer büyük Avrupa ekonomilerine kıyasla Çin’e daha fazla bağımlı olması dikkati çekerken, Çin’in Almanya’dan satın aldığı arabaları daha fazla üretebilmesi iktisadın büyümesini zorlaştırıyor.
Çin, başta Alman otomobil üreticileri olmak üzere Alman şirketleri için hem satış hem de büyüme açısından büyük önem taşıyor. Alman şirketleri, küresel pazar için Çin’deki en son teknolojileri geliştiriyor ve test ediyor. Alman endüstrisinde kullanılan ara ürünlerin çoğunluğunun Çin’den geldiği belirtiliyor.
Alman arabaları Çin’de yoğun talep görüyor. Alman otomotiv üreticileri Volkswagen, Daimler ve BMW gelirlerinin yüzde 30’dan fazlasını Çin’den gelmesi dikkati çekiyor.

AVRUPALI MARKALAR ÇİN İÇ PAZARINDA KAN KAYBEDİYOR

Çin uzun vakittir Alman otomobil üreticileri için merkezi bir büyüme pazarı olurken, Mercedes, Audi ve BMW gibi markalar büyüyen Çin orta sınıfında büyük bir popülerliğe sahip.

Çinli üreticiler ortayı büyük ölçüde kapatırken, BYD, Nio ve Geely Çin iç pazarına giderek daha fazla hakim oluyor ve artık Alman üreticilerin Çin’deki pazar payı önemli ölçüde düşüyor.

Son yıllarda Avrupa ülkelerinde satılan elektrikli arabalarda Çin üreticilerinin payı hızla yükseliyor. Çin’de üretilen düşük fiyatlı ve sübvanse edilmiş elektrikli arabaların satışları rakiplerini geride bırakıyor.

Çin’de, BYD, SAİC ve Geely gibi markalar ile Tesla ve farklı Avrupa şirketlerin araçlarının üretimi yapılıyor.

Alman endüstrisinin gitgide zayıflaması, Çinli şirketlerin teknolojik olarak ortayı kapatması hatta Uzak Doğulu şirketlerin yenilenebilir enerji ve otomotivde Almanları geride bırakması Almanya’da “Çin Şoku” olarak tartışılıyor.

ELEKTRİKLİ ARAÇLARA YÖNELİK ZAYIF TALEP

Alman üreticiler, elektrikli model sayılarını artırmalarına rağmen, talep beklentilerin altında kalması dikkati çekiyor.
Uzmanlar, devlet teşviklerinin yetersiz kalması, yüksek satın alma maliyetleri ve sürdürebilir olmayan şarj altyapısını buna neden olarak gösteriyor.
BYD gibi Çinli üreticilerin daha düşük üretim maliyetlerinden faydalanarak, daha ucuz ve teknolojilik araçlar sunması da Alman üreticileri olumsuz etkiliyor.

ÇİN’DEKİ YAVAŞLAMA ALMAN OTOMOTİV ÜRETİCİLERİNİ SATIŞLARINI OLUMSUZ ETKİLİYOR

Çin’deki yavaşlama Alman otomobil üreticilerin satışlarını da olumsuz etkilerken, üreticiler bu yıl için kar tahminini arka arda düşürmek zorunda kalıyor.
Yüksek maliyetlerle mücadele eden Volkswagen (VW) Kümesi’nin, temmuz-eylül döneminde net karı yıllık yüzde 64 düşerek 1,58 milyar euroya geriledi.
Grubun geçen yıl temmuz-eylül döneminde 4 milyar 894 milyon euro olan özel kalemler öncesi karı da bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 41,7 düşüşle 2 milyar 855 milyon euro oldu. Kümenin, üçüncü çeyrekteki araç satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,3 düşerek 2 milyon 122 bine geriledi.

DEV ŞİRKETLERİN KARLARINDA BÜYÜK DÜŞÜŞ

Volkswagen’in iştiraki Audi’nin yılın üçüncü çeyreğinde faaliyet karı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 91 düşerek 106 milyon euroya indi.

Yine Alman otomotiv üreticisi Mercedes-Benz’in karı üçüncü çeyrekte Çin’deki zayıf lüks otomobil satışları nedeniyle azaldı.

Şirketin temmuz-eylül döneminde düzeltilmiş faaliyet karı (FAVÖK), geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 48 azalarak 2 milyar 517 milyon euroya geriledi. Şirketin net karı ise yüzde 53,8 düşüşle 1 milyar 719 milyon euroya indi.

Diğer Alman lüks otomobil üreticisi BMW Group’un yılın temmuz-eylül döneminde karı Çin’deki satışların düşmesi ve araçların geri çağrılması nedeniyle yıllık yüzde 84 düşerek 476 milyon euroya indi.

Söz konusu devirde şirketin en büyük pazarı olan Çin’deki (Mini markası dahil) araç teslimatlarının yüzde 29,8 azalarak 147 bin 691’e düşmesi dikkati çekti.

BMW, Çin’deki talebin durağanlaşması nedeniyle satışlarının etkilendiğini ve tüketici talebinin zayıf kaldığını bildirerek, bu yıl için satış tahminlerini aşağı çekmişti.

ALMAN OTOMOTİV SEKTÖRÜNDEKİ KRİZİN DİĞER SEBEPLERİ

Almanya’daki üretim maliyetleri, yüksek enerji fiyatları ve fiyatlar nedeniyle diğer ülkelere kıyasla önemli ölçüde yüksek kalırken, düşük kar marjlı giriş düzeyi modellerin bu koşullar altında karlı bir şekilde üretilmesi zor oluyor.
Almanya’da birçok otomobil fabrikasının ortalama kapasite kullanımı üçte iki düzeyine düşerken, bu da tesislerin verimliliğini etkiliyor ve araç başına sabit maliyetleri artırıyor. Bu durumun Alman üreticilerin maliyet problemini daha da kötüleştirdiğine ve ülke markalarının daha az rekabetçi hale getirdiğine vurgu yapılıyor.
Alman otomobil sanayisinin bir diğer zayıf noktası da dijital teknolojilerin yavaş gelişmesi. Tesla’da standart olan otonom sürüş sistemleri veya yenilikçi bilgi-eğlence özelliklerin Alman modellerinde genellikle daha az teknolojik olduğu ifade ediliyor.

DURUM DAHA DA KÖTÜLEŞEBİLİR

Avrupa’daki ekonomik durum otomotiv sanayisi üzerinde önemli bir baskı oluştururken tüketicinin yüksek enflasyon sonrası tasarruf eğiliminde olması, artan belirsiz ortam ve zayıf ekonomik büyüme birçok tüketicinin yeni bir araba almak gibi büyük alımları ertelemesine neden oluyor.

Bu durum özellikle ürünleri Asyalı rakiplerine kıyasla pahalı olan Alman üreticileri etkiliyor.

Uluslararası ticari ilişkiler ilave riskler içerirken, ABD’de Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesiyle AB’den gelecek arabalara olası cezalandırıcı gümrük vergilerinin, Çin’in AB’ye cevap olarak Avrupa’dan elektrikli arabalara yönelik olası yeni vergilerin de durumu daha da kötüleştirebileceği belirtiliyor.

KÂRLARDA DÜŞÜŞ SÜRECEK

ABD ve Çin gibi ihracat pazarlarına olan bağımlılık Alman otomotiv üreticilerinin içinde bulunduğu krizi daha da kötüleştirirken, Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesiyle olası cezalandırıcı gümrük vergilerinin Volkswagen, BMW ve Mercedes-Benz’in karlarını önemli ölçüde azaltabileceği belirtiliyor.

Bu durumun sektör üzerindeki baskıyı daha da artırması ve derin istihdam kesintilerine sebep olması bekleniyor.

Kovid-19 pandemisi sırasında elde edilen güçlü karların ardından, birçok şirket marjlarına ilişkin gerçekçi olmayan beklentilerini sürdürürken, getiriler üzerindeki bu baskı, araştırma ve geliştirmeye yapılan uzun vadeli yatırımları tehlikeye atan aşırı kemer sıkma tedbirlerine yol açıyor.

Kaynak: AA / Bahattin Gönültaş – Ekonomi
Otomobil İhracat Ekonomi

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

İkinci El Araç Piyasasında Fiyatlar Sabit Kaldı

HIZLI YORUM YAP