Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi 60. Yılını CSO Konseriyle Kutlayacak

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO), Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinin 60. yılını üniversitelilerle, seçkin bir repertuvarın sunulacağı konserle kutlayacak.
CSO Denizbank Konserleri kapsamında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinin 60. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla verilecek "Türkiye'de İletişim Eğitiminde 60. Yıl: Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi" konseri bugün saat 20.00'de CSO Ada Ankara Ziraat Bankası Ana Salon'da gerçekleşecek.
Fakültenin geçmişten günümüze uzanan başarı öyküsünü ve iletişim alanındaki öncü rolünün kutlanacağı konserde, CSO'yu, şef Vladimir Fanshil yönetecek.
Moskovalı piyanist Andrey Gugnin'in solist olacağı konserde, Robert Schumann'ın 54 numaralı piyano konçertosu ile Sergei Prokofiev'in Romeo-Juliet bale suitlerinden seçmeler üniversiteliler ve sanatseverlere sunulacak.
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Keskin prova öncesinde yaptığı açıklamada, konserin fakülteleri için büyük bir onur kaynağı olduğunu vurgulayarak, CSO'nun bir fakülte adına gerçekleştirdiği ender konserlerden biri olması nedeniyle kendileri için ayrı bir paha taşıdığını söyledi.
Fakültenin 60 yılda yaklaşık 8 bin 700 mezun verdiğini ve eğitim kalitesini artırmak için çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Keskin, geçen yıl kurulan "Yeni Medya ve İletişim" bölümü ile dijital teknolojiler ve yapay zeka alanlarında da öğrencilerine yeni fırsatlar sunduklarını aktardı.
Keskin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ankara Üniversitesi'nde Türkiye'de sadece iki fakültede mevcut olan bir yapay zeka enstitüsü kuruldu ve daha geçenlerde 'Disiplinler Arası Yapay Zeka Proje Pazarı' gerçekleştirildi. Rektörümüz Prof. Dr. Necdet Ünüvar, üniversiteyi 'hem bir ecdat yadigarı der hem de bir ata yadigarı.' olarak tanımlar. Bu niyetle, ufkumuzu da daima olarak ileriye götürmeye çalışıyoruz ve son periyotta Ankara Üniversitesi olarak yapay zeka ve dijital teknolojilere büyük bir yük veriyoruz."
Keskin, fakültenin 60 yıllık tarihine sahip çıkarken sonraki 60 yıl için de hazırlıklarını tamamladıklarını belirterek, "Bu konser, bizim için büyük bir onur. Bir kez daha bu onuru yaşamamıza vesile olan herkese, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'na ve bütün yetkililere çok teşekkür ediyorum. Bütün Ankara Üniversitelileri, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunlarını ve öğrencilerini bu konsere kesinlikle bekliyoruz. Bu onuru daima birlikte yaşamayı istiyoruz. Paylaştıkça artacak güzel bir kültürel etkinlik olduğunu düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
"İletişimciler, bizlerin halka ulaşması için en büyük araç"
CSO Müdürü ve flüt sanatçısı Sibel Ayhan Bayer de dönem boyunca birçok kurum ve kuruluşla ortak projeler gerçekleştirdiklerini belirterek, "Ankara Üniversitesi ve İletişim Fakültesi uzun süredir irtibatta olduğumuz, çalıştığımız bir kurum. 60. yıllarında konser sezonu programımızda onlara da yer vererek, güzel bir konser programı oluşturduk." diye konuştu.
Eğitim kurumlarına her zaman çok önem verdiklerini vurgulayan Bayer, "İletişim Fakültesi mezunları, akademisyenleri ve iletişimciler, bizlerin halka ulaşması için en büyük araç. Kültür ve sanata verdikleri pahayla bizleri kitlelere ulaştırmak için, geçmişten günümüze her zaman çok değerli çalışmalar yaptılar, katkılarda bulundular." dedi.
"Müzik bize ne söylüyorsa onun peşinden gidiyoruz"
Avustralyalı şef Vladimir Fanshil de Prokofiev'in Romeo ve Juliet'inin her orkestranın hissedemeyeceği ve anlayamayacağı bir çarpıcılığı olduğunu belirterek,"Bu projede CSO ile çalışmak benim için büyük bir zevkti çünkü bunu gerçekten hissedebiliyorlar. Yapıtın çok yoğun ve romantik bir tarafı aynı zamanda güçlü bir tarafları da var, bunu orkestra ortaya çıkarıyor." değerlendirmesini yaptı.
Konserde, iki farklı müzikal anlatımı bir araya getirdiklerini belirten Fanshil, romantik ve dramatik öğeler arasındaki dengeyi muhafazanın çok zor olmadığını söyledi.
Fanshil, "Prokofiev'de bu dengeyi kurmak hayli kolay, çünkü Romeo ve Juliet'in öyküsünü müzikle anlatıyoruz. Bazen çok dramatik, bazen çok narin ve hassas. Yani müzik bize ne söylüyorsa onun peşinden gidiyoruz. Hayli basit." dedi.
Prokofiev'in, Kandinsky veya Joan Miro gibi bir dahi, hatta Kapalıçarşı'daki baharat çeşitliliği gibi geniş bir renk paletine sahip bir bestekar olduğunu söyleyen Fanshil, Schumann'ın konçertosunun orkestrayla piyanonun istikrarlı bir şekilde bütünleştiği ilk romantik piyano konçertolarından biri olduğunu dile getirdi.
Fanshil, konserin solisti Andrey Gugnin'in romantik periyoda ait piyano ve orkestra yapıtını uyum içinde seslendireceğine inandığını belirtti.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber - Bursa Gündem - Bursa Gündem Haber - Bursa Haberleri - Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram'da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X'de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook'da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube'da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin'de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber