Hafızanın Altına Süpürdüklerimiz

Seray Şahinler - İnsan -bir tarafıyla haklı olarak- hayata tutunmanın, kaldığı yerden devam etmenin yolunu acıları, yası sümen altı etmekte, hafızayı istediği gibi yönetmekte bulur. Bir nevi tesellidir, işte bu yüzden “halı altına süpürmek” diye bir kavram vardır lisanımızda. Biz süpürdükçe daha gür gelir yenileri… Bağımsız sanatkarları ortak üretime davet eden, Beyoğlu’nun yeni sanat duraklarından tffgrid arka project, yeni standında bu probleme sanatın tabiriyle bakıyor... Küratörlüğünü Nilay Yerebasmaz’ın yaptığı “Halının Altındakiler” standı iki genç sanatçıyı buluşturuyor: dokuma işleriyle öne çıkan Defne Parman ve seramik sanatçısı Esra Gezer... Parman ve Gezer, farklı materyal ve sistemlerle, kişisel ve kolektif seviyede daima şekillenen, zaman zaman bastırılan, bazen de şuurlu olarak unutulmaya çalışılan kişisel anıların günlük yaşantımızla kesiştiği noktaları kendi pratiğiyle yorumluyor.
Nostaljik atıflar
Sergide Defne Parman’ın dikilmiş kumaş ve pamuktan oluşan, projeye özel olarak ürettiği, birbirinden ayrı ama birbirine bağlanan “Memory”, “Remember-ed”, “What if”, “What if I remember”, “What if I don’t remember”, “What if I don’t want to remember” ve “Yumru” isimli işlerini görüyoruz. Girişte izleyiciyi karşılayan “Yumru”, “Memort” ve “Remember-ed” isimli işler, nostaljik atıflarla hafıza örtüsü altına gizleneni hatırlatıyor. Sanatçı, “Whaf if” serisinde ise kelime oyunu yardımıyla hafızayla kurduğumuz alakayı, bağı gösteriyor. Pamuktan oluşan dört ayrı parça, eklenen her yeni sözle yeni anlama sahip oluyor ve böylece hem hafızanın bize hem bizim hafızaya yaptığımız oyunu pekiştiriyor.
Parman, “Bu sergide işlerim hafıza teması altında şekilleniyor. Hatırladığımız, hatırlamak istemediğimiz birtakım durumların soyut şekli… Gördüğünüz her bir parça belirli formlar içerisinde bir yerden kopup gelmiş gibi. Düşündüklerimiz mi unutmak istediklerimiz mi var orada? Ne olursa olsun, biz hatırlamasak dahi o şeyler yaşandı. Bazen o travmalar, bir yırtık gibi kumaştan çıkıp nöronlar gibi karşımızda beliriyor. Gelmese bile kumaşın altındaki varlığını zati hissediyoruz” diyor.
‘İyileşmek hatırlamaktan geçer’
Esra Gezer, sergide seramik ve porselen işleriyle hatırlamanın güzelleştirici gücüne ve kolektif belleğin taşıdığı yükün tartısına odaklanıyor. Sanatçının “Gölgeler” serisinde seramik plakalardan oluşan figüratif görüntüleri var. Buradaki arketipler aslında herkes… “İyileşmenin hatırlamaktan geçtiğini ve hatırlamanın güzelleşerek ikili bir duodan ilerlediğini görüyoruz” diyor Gezer. Seramik materyalin kırılganlığını, hafıza ve yasın kırılganlığıyla birleştirmek başlı başına anıt oluşturuyor. “Gölgeler”, “Kalanlar” ve “Peki, sen o yüzleri hatırladın mı?” işleriyle sergide yer alan sanatkarın stant girişindeki “Rastgele” isimli yapıtı, balıkçı ağlarına takılan insan kemiklerini çağrıştırıyor. Gezer, burada “Her kemik bir insan. Haberlerde izlediğimiz ‘şu kadar ölü var’ ifadesi o kişilerin kim olduğunu, kimliğini, kişiliğini ve cinsiyetini bir sayı olarak görmemize referans veriyor. Onları sayı olarak görmek, nitelendirmek aslında bir ağ, bir pazar” kelamlarıyla yasın ve unutuşun kahramanlarını anıyor.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber - Bursa Gündem - Bursa Gündem Haber - Bursa Haberleri - Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram'da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X'de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook'da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube'da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin'de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber