T24’te, 23 Haziran 2020 tarihinde “Avukatlar ve barolar neden ayakta? Tüm meslek örgütlerini bekleyen akıbet” ve 5 Temmuz 2020 tarihinde de “Erdoğan’ın kırmızı kodları ve avukatların direnişi” başlıklı yazılarımda, meslek örgütlerinin, özellikle baroların, Cumhurbaşkanı
Erdoğan
Erdoğan tüm bu teşebbüslerinde başarılı (!) oldu; çoklu baro bora sistemini getirerek kendisine bağlı barocuklar oluşturdu, Türkiye Barolar Birliği Genel Konseyi’nin oluşumunu büyük ölçüde değiştirdi.
Hiçbir sınır tanımadan yüksek sesle, kin ve öfke üslubunu da kullanarak kendine muhalif saydıklarını suçlamaya devam etti, yargı da, yeri geldiğinde, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarını dahi uygulamayarak Erdoğan’a bağlılığını sürdürdü.
Öte yandan barolar, özellikle İstanbul Barosu, büyük hayal kırıklığı yarattı. Bu hayal kırıklığını da 15 Ekim 2021 de “İstanbul Barosu daha sorumlu olmalı” başlıklı yazıda dile getirmiştim.
Geçtiğimiz günlerde umutlarımı sağaltan önemli gelişmeler oldu.
19-20 Ekim 2024 tarihlerinde yapılan İstanbul Barosu Genel Kurulu’nda, baroların “hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak” kararlılığı benimsendi ve İstanbul Barosu idaresine, bu sorumlulukla hareket edeceğini söyleyenler seçildi.
Anayasa hukukçusu Av. İbrahim Kaboğlu başkanlığındaki yeni yönetim de, şu ana kadar, insan hakları ihlallerine karşı sergilediği tavır ve davranışlarla, bu sorumluluğu taşımaya ehil olduğunu gösterdi.
Meslek örgütleri sadece kendi alanlarıyla ilgili insan haklarını savunma hakkına sahipken sadece baroların her alanda “hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak” görevi ve sorumluluğu bulunduğunun altını çizmek isterim.
7-8 Aralık 2024 günlerinde yapılacak Türkiye Barolar Birliği Olağan Genel Kurulu’nda da benzer bir heyecanın yaşanacağı görülüyor. İstanbul Barosu ile başta Ankara ve İzmir olmak üzere çok sayıda baro yönetiminin, TBB Başkanlığına Av. Erinç Sağkan’ın yeniden seçilmesi için görüş birliği içinde olduğu anlaşılıyor.
TBB ve Baroların önümüzdeki devirde:
Avukatlık mesleğine saldırıları, Hukuk katliamını; toplumu hukuksuzlaştırma ve anayasasızlaştırma gayretlerini bütün boyutlarıyla tespit ve teşhir etmek;
Ulusal ve uluslararası izleme ve dayanışma ağları oluşturmak;
Bazı hukuk dışı uygulamalar karşısında tüm üyelerini birlik ve dayanışmaya çağırmak, olağanüstü genel şuralar yapmak;
Yargılamalara gözlemciler göndermek ve gözlemci raporlarına göre kamuoyunu ve uluslararası kuruluşları bilgilendirmek;
Dünyanın her tarafından hukuk örgütlerinin ve hukukçuların katılının sağlandığı toplantılarda Türkiye’deki yargı uygulamalarını tartışmak vb. önemli işler başarması mümkün ve gerekli görünüyor.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber