34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
20.381,00%1,12
2.705,79%1,29
9.549,89%1,94
Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) Genel Müdürü Bilal Topçu, TSKGV’nin milletin öz malı bir vakıf olduğunu belirterek, vatandaşların takviyesiyle Türkiye’nin teknoloji yolculuğuna katkı sağlayan birçok eserin vakıf bünyesindeki şirketler tarafından hayata geçtiğini ifade etti.
“70 şirketi yöneten büyük bir portföy yöneticisi vakıfız”
Topçu, Türk Silahlı Kuvvetleri ile başlayan 5 vakıf olduğuna değinerek, “Bizim vakfımız, diğer 4 vakıftan farklı olarak sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın biraz dışında. Başta ASELSAN, TUSAŞ, Roketsan gibi 6 tane vakfın kendi şirketi, iştirakleri ve yurt dışındaki şirketleriyle 70 şirketi yöneten büyük bir portföy yöneticisi vakıfız. Diğer vakıflarımız şehitlerimizin yakınlarıyla, gazilerimizle ve onların rehabilitasyonuyla ve şehit çocuklarının eğitimiyle ilgilenirken; bizim vakfımız da şirketleri aracılığıyla daha çok şehit olmasın, gaziler olmasın diye tüm teknolojiyi hayata geçiren, ordumuza hem silah ve mühimmat noktasında hem de komuta kontrol ve platform noktasında ürün üreten bir vakıf.” diye konuştu.
“Teknolojik gelişmelere savunma sektörü öncülük ediyor”
Teknolojik gelişmelere savunma dalının öncülük ettiğine vurgu yapan Topçu, “Dünyada da birçok teknolojik eserin önce askeri alanda kullanıldığını daha sonra sivilleştiğini biliyoruz. Zira teknolojide AR-GE çok önemli. AR-GE harcamaları da özel şirketlerin boynunu bükebilecek seviyelere ulaşıyor. Bu nedenle devletin çok farklı teşvikleri var.” dedi.
Topçu, TSKGV’nin gelir kalemlerine değinerek, şöyle devam etti:
“Birinci kalemimiz, ASELSAN, TUSAŞ, Roketsan, HAVELSAN, İşbir Elektrik ve ASPİLSAN’dan aldığımız kar payı yani temettü gelirlerimizdir. Yine iştiraklerimizden gelen temettü gelirleri var. Ardından vakfımıza vatandaşımızın teveccühüyle yaptığı nakdi bağışlar var. Yine çok sayıda gayrimenkul bağışı var. Burada aslında çok duygusal ve güzel kıssalar var. Ülkenin ve vatanın ne demek olduğunu çok iyi bilen insanımız, genciyle, yaşlısıyla vakfa bağışlar yapıyor. Bunun içinde gayrimenkul bağışları da var. Emlaktan iş yerlerine ve konutlara kadar pek çok bağış var. Buralardan gelen kira gelirleri de yine vakfımızın gelirlerini oluşturuyor.”
Tüm gelirlerinin yüzde 65’ini Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının listelediği projelere aktarmak üzere Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na her yıl aktardıklarını anlatan Topçu, “Kalan yüzde 35 de yine yönetim konseyimizin takdirleriyle şirketlerimize ihtiyaç halinde sermaye artışları için ya da yeni yatırımlar için yönlendiriliyor.” dedi.
“Bizi çok duygulandıran bağışlar oluyor”
Topçu, yakın zamanda kendilerini çok duygulandıran bağışlar olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Kendisini en çok etkileyen savunma sanayii eserlerine değinen Topçu, “Aslında beni en çok etkileyen ürün son devirde KAAN alışılmış ki. KAAN’ın ismini herhalde şu an sokağa çıksak, desek ki ‘Milli Muharip uçağımızın ismi nedir’ diye? Herkes bilir. Gerçekten ismi de çok güzel oldu; kendi de çok güzel oldu. 5. nesil bir savaş uçağı. Hepimizi gururlandırıyor.” diye konuştu.
“Vakıf şirketlerimiz farklı bölümlerde yatırım yapıyor”
Topçu, üniversiteden mezun olduğu yıllarda en önemli girişimciliğin kafeterya açmak olarak görüldüğüne aktararak, bugün gelinen noktada gençlerin teknoloji girişimciliğinden bahsettiğini anlattı. Topçu, “Ülkenin ekonomisine, teknolojisine, savunma sanayiine katkı yapacak artık yüzlerce değil binlerce projemiz var. Roket hepimiz için bir hayalken artık yurt dışına gidip roket yarışlarında birincilik alan yüzlerce kadromuz var. Bizi en çok heyecanlandıran şey işte bu TEKNOFEST kuşağı.” diye konuştu.
Savunma sanayiindeki yerliliğin yüzde 20’lerden yüzde 80’lere ulaştığını belirten Topçu, en büyük amaçlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonuyla bunu devam ettirmek olduğunu söyledi.
Topçu, sürdürülebilirlik, finansal kaynakların artırılması, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm gibi çok farklı amaçlarının bulunduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı uyumunda yüklü olarak vakıf şirketlerinin teknoloji alanlarını belirlemeye de çaba ettiklerini aktaran Topçu, şunları kaydetti:
“Bu noktada bizim çift kullanım dediğimiz aslında hem sivile hem askere hitap edebilecek ürünler var. Yine sadece sivil kullanım için geliştirilebilecek farklı bölümlere yönelik ürünler. Bunların örneklerini görüyoruz. Pil teknolojilerinde ASPİLSAN, skuterden çok farklı elektronik aygıtların pillerine kadar, pil ve batarya ile bunların yönetim sistemleri konusunda çalışan bir firmamız. Kayseri’de çok büyük bir yatırımla yeni lityum iyon pil fabrikası hayata geçmiş oldu. İşbir Elektrik de yaptığı jeneratör ve güç kümeleriyle, Türkiye’nin ilk yerli milli alternatörü bünyesinde üretmiş oldu.
ASELSAN’ın sağlık tarafında görüntüleme aygıtları, yaşam destek üniteleri yaptığını, pandemi günlerinde ventilatörlere öncülük ettiğini ve bir kümeyle birlikte onu hayata geçirdiğini hepimiz biliyoruz. ASELSAN bir teknoloji şirketi. Sıhhatte, güçte çok farklı dallarda şirketlerimizin yatırım yaptığını görebiliyoruz.”
“IDEF, vakfımızın markalarından biri”
Topçu, sinyalizasyonun dünyada çok az ülkenin yapabildiği bir teknoloji olduğuna dikkati çekerek, “ASELSAN, metro, tramvay, trenlerde kullanılan sinyalizasyon sistemlerinde Türkiye’yi dünyada 5 ülkeden biri yaptı.” dedi.
Teşebbüs sermayesi yatırım fonları aracılığıyla, Türkiye’deki büyük AR-GE yapan şirketlerin yatırım zorunluluğu olduğunu belirten Topçu, şirketler ve çeşitli kurumların kurduğu yatırım fonları aracılığıyla Türk ekonomisine katkı sağlayacak yeni teknolojilere destek olunduğunu söyledi.
Topçu, IDEF’in TSKGV’nin markalarından biri olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“IDEF, Türkiye’nin savunma sanayii fuarı. 2 yılda bir kez yaptığımız bir fuar. 1993 yılından itibaren bu fuarı Türkiye’de yapıyoruz. Katılımcı sayısına göre üçüncü sıraya yükselen ve dünyadan çok fazla konuğun, heyetlerin ziyaret ettiği büyük bir organizasyon. IDEF, 2023’te 100’ün üzerinde ülkeden yaklaşık 100 bine yakın ziyaretçiyle tamamlandı. Bunlar savunma bakanları, genelkurmay liderleri, kuvvet kumandanları başta olmak üzere ülkelerin savunma sanayii ve ordusunu temsil eden konuklar. 2023’te 54 ülkeden bin 461 firma katılmıştı. 5 bin 397 ikili görüşme yapıldı, bu çok büyük bir sayı.”
IDEF’teki yenilikler
IDEF’in yeni logosu, yeri ve konseptiyle 22-27 Temmuz 2025’te İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirileceğini aktaran Topçu, “İstanbul Fuar Merkezi, Atatürk Havalimanı’na çok yakın ve havalimanını da IDEF’e entegre ettik, en büyük yenilik bu. Atatürk Havalimanı’nda klasik fuar konseptinin dışında birçok yeniliği ekleyebileceğiz. Dünyada farklı savunma sanayii fuarlarında gördüğümüz geçit törenleri, uçak şovları yapılan, kara araçları ya da farklı araçların deneyimlenebildiği alanlar oluşturmayı planlıyoruz.” dedi.
Topçu, IDEF’te yabancı konuklara yerli platformları hareket halinde de gösterebileceklerini belirterek, şöyle konuştu:
“İsteyen kumandanların bunları deneyimleyebileceği alanlar oluşturduk. IDEF içinde de çok fazla yenilik var. Yeni eserlerin tanıtılabileceği alanlar oluşturuyoruz. Daha yenilikçi ve teknolojik eserlerin sergileneceği Inspiration Hub isminde bir bölge düşünüyoruz. Gençlerle ve startuplarla yürüttüğümüz ve finalinin fuarda yapılabileceği Defenders of Tomorrow (DOT) isminde bir projemiz var.
Network Summit olacak, kamu ve devlet ikili görüşmelerinin ötesinde daha çok özel kesime yönelik bir program planlıyoruz. Vakıf şirketlerimizden başlayarak özel kesimdeki KOBİ’lerimize, startuplara varana kadar herkese yer açmaya uğraş ediyoruz. İlgi çok yüksek. Malezya’da IDEF’in standını da açtık. Büyük yabancı şirketlerin temsilcileriyle görüştük. IDEF’e ilgi çok yoğun zira savunma sanayiinde Türkiye’nin geldiği noktayı tüm dünya çok iyi takip ettiği için IDEF de en çok takip edilen fuarlardan biri.”
Bilal Topçu, Türkiye’nin savunma gücünün artırılması ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin daha fazla güçlendirilmesi için vatandaşları TSKGV’ye bağış yapmaya davet etti.
Belediyenin Deposunu Soyan Çalışana Soruşturma!