Anasayfa / Kültür & Sanat / 14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Şenliği Dördüncü Günü Geride Bıraktı: Bugünün ve Yarının Programlarında Neler Var?

Bursa Gündem Haber
Kültür & Sanat
14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Şenliği Dördüncü Günü Geride Bıraktı: Bugünün ve Yarının Programlarında Neler Var?

31 kez okunmuştur Yayınlanma Tarihi: 26 Kasım 2024 11:05 - Güncelleme Tarihi: 26 Kasım 2024 11:05 31 26 Kasım 2024

14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Şenliği Dördüncü Günü Geride Bıraktı: Bugünün ve Yarının Programlarında Neler Var?

BEĞENDİM

ABONE OL

News

T24 Kültür Sanat

14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Şenliği’nde film gösterimi sonrası söyleşilerde sinemanın ve sinemalarda ele alınan bahislerle adaletin, panellerde yapay zekâ ve gazeteciliğin konuşulduğu dopdolu bir gün daha geride kaldı.

Jonathan Millet söyleşisi

Festivalin müsabaka filmlerinden Hayaletler / Ghost Trail yönetmen Jonathan Millet‘nin katılımıyla izleyiciyle buluştu. Millet, Cannes Film Şenliği Altın Kamera adayı olan ve Eleştirmenlerin Haftası’nın açılışını yapan, Suriye’deki savaşa yol açan baskı rejiminin mağdurlarından birinin adaleti sağlama eforuna odaklanan, gerçek olaylara dayanan sinemasına dair “Bir belgeselci olarak bu sinemada gördüğünüz bütün travmaları yaşayan birçok beşerle görüşüyordum. Yalnız bu görüşmelerden üç yıl sonra fark ettim ki belgesel çekmem pek mümkün olmayacak. Çünkü görüştüğüm tüm insanlar bana en derin travmalarını, yaralarını ve acılarını anlatıyorlardı. Böyle olunca bu sinemanın kıssası ortaya çıktı ve kurmaca yapmaya karar verdim. Aynı zamanda Halep’te uzun süre bulundum ve orayı çok sevdim. Şehrin yıkılışına da şahit olduğum için tahminen de oraya olan borcumu bu sinemayla ödemek istedim,” dedi.

Festivalin bir diğer müsabaka sineması Türker Süer imzalı Gecenin Kıyısı şenlik kapsamındaki ikinci gösterimiyle Kadıköy Sineması’nda izleyiciyle buluştu. Film sonrasında yönetmen Türker Süer ve takımın katılımıyla sinemaya dair merak edilenler konuşuldu.

VisionIST kapsamında İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Yerleşkesi Enerji Müzesi Kontrol Odası’nda düzenlenen “Yapay Adalet: Nesnellik mi, Çelişki mi?” isimli panel Prof. Dr. Adem Sözüer‘in konuşmasıyla başladı.

Füsun Sarp Nebil

Bilişim uzmanı, mühendis, iş insanı ve T24 yazarı Füsun Sarp Nebil moderatörlüğünde, Yapay Zekâ ve ceza hukuku alanında çalışma yürüten kriminolog, akademisyen Dr. Buket Abanoz Öztürk ve İTÜ Yapay Zekâ ve Veri Bilimi ve Uygulamaları Araştırma Merkezi yönetim kurulu üyesi Prof. Altan Çakır, festivalde gösterilen Yapay Adalet / Artificial Justice sinemasından hareketle Yapay Zekâ’nın adalet sisteminde nasıl bir etki yaratacağı tartışıldı.

Yapay Zekâ’nın hukuk alanında kullanımının bazı avantajları olabileceği, doğru veri ve maksatlarla beslendiğinde önemli bir arşiv taramasını çok kısa sürede yapabileceği ancak şu anda insanın yaptığı bu işlerin de yapay zekâ tarafından ya da hangi datalarla beslendiğinin açıklanmadığı şirketler ve kurumlar tarafından yapıldığı senaryolarda cezai sorumluluğun kimde olacağı sorusuna ulaşıldı. Yapay Zekâ’nın giderek geliştiği ve bilimkurgu sinemalarında gördüğümüz robotların çok da uzak bir gelecekte olmadığı belirtilirken, yapay zekâya bakışın salt korkutucu ya da salt iyi olması yerine istikrarlı bir yerde tutulması gerektiği söylendi. Algoritmaların tek karar verici olduğu noktada, silahların eşitliği gibi bu durumun da Akademik Programın teması olan adil yargılanma hakkının korunmadığı bir sisteme doğru gitme riski taşıdığı söylendi.

VisionIST kapsamındaki diğer panel ise 4. Kuvvet Direniyor oldu. Medya, sinema ve hukuk bağını özgürlük kavramı çerçevesinde irdeleyen 4. Kuvvet Direniyor başlıklı panel gazeteci – yazar ve senarist Zehra Çelenk moderatörlüğünde avukat-gazeteci Fikret İlkiz, Basın Konseyi Başkanı ve gazeteci Pınar Türenç‘in katılımıyla gerçekleşti.

Panelde geçmişten bugüne basın ve ifade özgürlüğünün geldiği noktadan, gerçekten habercilik yapmak için ihtiyaç duyulan yürek ve beraberlik hissinin kıymetinden, basının tüm dünyada baskı altında olduğundan örneklerle bahsedildi. Bağımsız medyanın azlığının altı çizilirken, geçmişten yakın tarihe sinemada uygulanan sansür örneklerine de değinildi. İfade özgürlüğünün İnsan Hakları Kozmik Bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Kontratı’nda bahsedildiği halinden çok uzakta olduğu, antikaya dönüştüğü, otoriter rejimlerle nefes alma kanallarının kapandığı söylendi. Her iki panel de önümüzdeki günlerde şenliğin YouTube hesabından yayınlanacak.

Rusudan Glurjidze

Günün bir diğer gösterim sonrası söyleşisi gerçekleşen sineması, Venedik Film Şenliği’nde prömiyerini yapan Antika / The Antique oldu. Türkiye prömiyerini şenlikte yapan filmin yönetmeni aynı zamanda Altın Terazi Uluslararası Uzun Metraj Yarış heyeti olan Rusudan Glurjidze izleyicilerle buluştu. Glurjidze, “Aslında çok yeni bir film, sadece dört ya da beş şenlikte izleyiciyle buluştu. Sinemanın benim ülkemle ve halkımla alakalı politik bir arka planı var ama külliyen politik bir film yapmak istemedim. O zaman bir propaganda sineması olurdu. Beşerlerle, insan kıssalarıyla, münasebetleriyle, kıymetleriyle, gençlerle ilgili bir film. Tarihten de gündemden de saklanan ve konuşulmayan 2006 yılında Rusya’daki Gürcülerin bir anda yasal bir çerçeve altında, bir buyrukla konutlarından, memleketlerinden sınır dışı edinmelerini konu alıyor,” dedi.

Vuk Ršumović ile söyleşi

Vuk Ršumović, şenlikte Türkiye prömiyerini yapan Rablerin Arasında / Dwelling Among the Gods sinemasının gösteriminden sonra izleyicilerin sorularını yantıladı. Venedik Eleştirmenler Haftası ödüllü ilk uzun metrajlı sineması No One’s Child ile tanınan Vuk Ršumović, yeni filminde Taliban rejiminden kaçıp göçmen olarak Avrupa’ya gitmek isterken Sırbistan’da sıkışan Ferişte’yi ve ailesini merkezine alıyor.

Filminin 25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü’nde gösterilmesinin kendisi için ayrıca önemli olduğunu söyleyen Ršumović şunları söyledi:

“Bu film gerçek bir kıssaya dayanıyor, sinemada mütercim olarak izlediğiniz kişi anlattı bunu bana, senaryoyu da o yazdı. Anlatır anlatmaz çekmek istedim. Bu sinemada Yunan tragedyasına konu olan Antigone mitinin benzerliğini buldum. Antigone de kardeşini gömmek için pek çok şeyi göz alıyordu. Sinemanın başrol oyuncusu Ferişte’ye de bunun çağdaş Antigone olduğunu söyledim. Ben bir şekilde hiç tanımadığım karakterler ve insanlar hakkında film yapmak istiyorum, bu benim için de bir yolculuk oluyor ve başka kültürler hakkında birçok şey öğreniyorum. Bu da bir tür mücadele aslında. Öyküleri olduğu gibi, gerektiği gibi, en otantik biçimiyle anlatmaya çalışıyorum. Afganistan’dan birileri bu sineması izlediği zaman kendileri hakkında olduğunu anlasın istedim. Sırbistan’dan birisi kendisi hakkında yapmış demesinler. Ferişte en başından sinemaya dahil olmuştu. Kendi öyküsünü cömertçe paylaştı bizimle, sinemaya katkıda bulundu. Onun kardeşi de tıpkı sinemadaki karakter gibi İran’ı terk edip, Sırbistan’dan geçerek Avrupa’ya gitmiş. Film için çok araştırma yaptık. Mesela sinemada gördüğünüz STK görevlisi, psikiyatrist, onların hepsi gerçek kişiler. Onlarla çok vakit geçirdik ve bir noktada oyuncularla da tanıştırdım. Sonra birlikte provalar aldık. Epey doğaçlama yaptık.”

Festivalde bugün

Altın Terazi Uluslararası Kısa Metraj Film Müsabaka heyecanı bugün başlıyor. İBB Beyoğlu Sineması’nda 14.00 seansında Nikola Ilić‘in dünya prömiyerini Visions du Gerçek Film Şenliği’nde yapan belgeseli Çıkışlar Tımarhaneden / Exit Through the Cuckoo’s Nest, Elnaz Ghaderpour ve Reza Gamini‘nin yönettikleri İran yapımı İbrahim / Abraham, Tanmay Chowdhary‘in imzasını taşıyan Leela, Francisco Rodriguez Teare‘nin yönettiği Ekimde Gün Ortası / October Noon ve Cansu Baydar‘ın dünya prömiyerini Venedik Film Şenliği’nin Orizzonti kısmında yapan ve Antalya’dan En İyi Kısa Film Mükafatı alan sineması Neredeyse Muhakkak Yanlış beyazperdede olacak.

İbrahim ve Neredeyse Mutlaka Yanlış sinemalarının gösterimine direktörleri de katılacak. 16.30 seansında ise 2024 Cannes Film Şenliği’nin kısa film müsabakasında gösterilen André Hayato Saito imzalı Amarela, Yakup Tekintangaç‘ın yönettiği ve dünya prömiyerini itibarlı Oberhausen Film Şenliği’nde yapan kurmaca kısa film Morî, Masoud Bahmani‘nin yönettiği animasyon belgesel Saklanacak Bir Şey Yok / Nothing To Hide, Itxaso Díaz‘ın yönettiği Tutsak Kadınlar / Captive Women ve Atakan Yılmaz‘ın yönettiği Merhaba Anne, Benim, Lou Lou gösterilecek. Yakup Tekintangaç ve Atakan Yılmaz sinemalarına dair merak edilenleri yanıtlamak üzere salonda olacak.

CineWAM Nişantaşı City’s’de 14.00 seansında Julie Navarro imzalı Sadece Birkaç Gün / Just A Couple Of Days gösterilecek. Navarro’nun ırkçılığın vahametini vurgulamak için gelişen olayları romantik güldürü gibi yorumladığı sinemada Fransa’nın uluslararası alanda en başarılı oyuncularından biri olan Camille Cottin bir insan hakları savunucusunu canlandırıyor.

Pingyao FF’de En İyi Yönetmen Roberto Rossellini Mükafatı kazanan, Cannes Film Şenliği’nde Heyet Ödülü’ne layık görülen Boris Lojkine imzalı Süleyman’ın Öyküsü / The Story of Souleyman saat 16.30’da gösterilecek. İltica talebinin kabul edilmesini bekleyen Gineli kurye Süleyman ile göçmenliğe çarpıcı bir bakış sunan sinemada Süleyman karakterine kendisi de göçmen olan Abou Sangare hayat veriyor. Sangare performansıyla Cannes Film Şenliği Belirli Bir Bakış kısmında En İyi Erkek Oyuncu mükafatı kazandı.

Lotfi Achour‘un Locarno Film Şenliği Bugünün Sinemacıları kısmında dünya prömiyerini yapan ve Vancouver FF’de İzleyici Mükafatı kazanan sineması Kırmızı Çocuklar / Red Path 19.00’da gösterilecek. Terörizm ve terörizmle yetersiz gayretin sonuçlarına odaklanan çok katmanlı film, Türkiye’de şenlik kapsamında prömiyerini yapacak. Yönetmen Lotfi Achour, film sonrasında salonda izleyicilerin sorularını yanıtlayacak.

Saraybosna Film Şenliği’nde dünya prömiyerini, USCFF’de Türkiye prömiyerini yapan Vuk Ršumović, Tanrıların Arasında / Dwelling Among the Gods sinemasının 21.30’daki ikinci gösterimiyle bir kez daha izleyiciyle buluşacak.

Etkileyici hikâye anlatıcılığını ilgi çekici karakter odaklı belgeselleriyle birleştiren yönetmen Ramona S. Diaz‘ın prömiyerini Sundance Film Şenliği’nde yapan yeni sineması İşte Böyle Başlıyor / And So It Begins 14.00’da Kadıköy Sineması’nda izleyiciyle buluşacak. Filipinler’deki demokrasi uğraşından çok boyutlu bir kesit sunan film, Filipinler’in bu yılki Oscar adayı. Suriye’deki savaşa yol açan baskı rejiminin mağdurlarından birinin adaleti sağlama gayretine odaklanan Hayaletler / Ghost Trail yönetmen Jonathan Millet‘nin katılımıyla 16.30 seansında beyazperdede olacak. D

ünya prömiyerini yaptığı Cannes Film Şenliği’nde En İyi Belgesel’e verilen Altın Göz’ü kazanan Nada Riyadh ve Ayman El Amir‘in yönettiği Hayallerin Eşiği / The Brink Of Dreams, Türkiye prömiyerini yaptığı şenlik kapsamında ikinci kez saat 19.00’da izleyiciyle buluşacak. Filmografisini ülkesi Kamboçya’da Kızıl Kmerler’in yaptığı soykırımı, sinema dilinin sunduğu yaratıcı imkanlardan yararlanarak anlatmaya adayan, usta yönetmen Rithy Panh‘ın imzası taşıyan, Cannes Film Şenliği’nde prömiyerini yapan, TRT ortak yapımı Pol Pot İle Buluşma / Meeting With Pol Pot 21.30’da günün son sineması olarak izleyiciyle buluşacak. Kamboçya’nın Oscar adayı olan Pol Pot İle Buluşma / Meeting With Pol Pot’ta Fransız yıldızlar Irene Jacob ve Gregoire Colin rol alıyor.

Festivalde Yarın – 27 Kasım

27 Kasım’da CineWAM Nişantaşı City’s’de saat 14.00 senasında Yapay Zekâ bölümü filmlerinden Hans Block ve Moritz Riesewieck‘in imzasını taşıyan Ebediyen Sen / Eternal You isimli belgesel gösterilecek. Türkiye’de ilk kez şenlik kapsamında gösterilen, Sundance Film Şenliği’nden başlayarak bütün önemli belgesel şenliklerinde gösterilen Ebediyen Sen, Yapay Zekâ’nın ölmüş insanların sanal klonlarını yaratması konusunu ele alıyor.

Klasikler kısmının kaçırılmayacak filmlerinden José Giovanni‘nin yönettiği Şehirde İki Adam / Deux Hommes Dans La Ville 16.30’da beyazperdede olacak. Geçen yaz kaybettiğimiz Alain Delon ve Fransız sinemasının usta oyuncusu Jean Gabin’in başrolleri paylaştığı, polis soruşturmasından, mahkemelerden, infaz kurumlarına kadar adalet sisteminin içinde geçen ve birçok tartışma açan film, Fransa’da hala giyotinin kullanıldığı bir periyotta idam cezası zıtlığıyla öne çıkmıştı.

Elina Psykou imzasını taşıyan Selanik, Prizren ve Kopenhag film şenliklerinde mükafatlar kazanan hibrit belgesel Boşluktaki Vücutlar / Stray Bodies, 19.00 seansında izleyiciyle buluşacak. Şenliğin uzun metraj yarışında yer alan film, AB üyesi devletlerin kürtaj, tüp bebek ve ötanazi maddelerindeki tutarsızlıklar nedeniyle bir ülkeden başkasına giden kadınları takip ediyor.

Türkiye prömiyerini şenlikte yapacak Michael Krummenacher imzalı Hain / The Traitor 21.30 seansında sinemanın imalcisi Ivan Madeo’nun katılımıyla izleyiciyle buluşacak. Film, İkinci Dünya Savaşı sırasında prensipte tarafsız olan İsviçre’nin tarihinden az bilinen bir kesiti, idam edilen ilk İsviçre vatandaşı Ernst Schrämli‘nin gerçek yaşam hikayesini temel alarak sunuyor.

Kadıköy Sineması’nda 14.00’da şenliğin uzun metraj heyet üyesi yönetmen Rusudan Glurjidze‘nin Venedik Film Şenliği’nde prömiyerini yapan ikinci uzun metraj sineması Antika / The Antique gösterilecek. Türkiye’de ilk kez şenlikte Adalet Terazisi kısmında izleyiciyle buluşan Gürcistan’ın Oscar adayı film Rus hükümetinin Gürcüleri sınır dışı ettiği 2006 yılına uzanıyor ve gerçek olaylardan esinleniyor. 16.30 seansında ise şenliğin müsabaka filmlerinden Boris Lojkine imzalı Süleyman’ın Kıssası / The Story of Souleyman ikinci gösterimiyle izleyiciyle buluşacak. Pingyao FF’de En İyi Yönetmen Roberto Rossellini, Cannes Film Şenliği Heyet Mükafatı ve En İyi Erkek Oyuncu ödülleri kazanan film, Gineli bir ana karakter ile göçmenliğe çarpıcı bir bakış açısı sunuyor.

19.00 seansında Locarno Film Şenliği Bugünün Sinemacıları kısmında dünya prömiyerini yapan ve Vancouver Film Şenliği’nde İzleyici Mükafatı kazanan şenliğin yarış filmlerinden Kırmızı Çocuklar / Red Path sinemasının ikinci gösterimi yönetmen Lotfi Achour‘un katılımıyla gerçekleşecek.

Festivalin Filistin ile Dayanışma bölümü filmlerinden Sıfır Noktasından – Gazze’nin Anlatılmamış Öyküleri 21.30’da projenin ekip üyelerinden, aynı zamanda şenliğin kısa metraj film yarışı heyeti olan Ala Abou Ghoush‘un katılımıyla izleyicilerle buluşacak. Filistinli yönetmen Rashid Masharawi‘nin Gazze’deki filmler ve film imalcileri için kurduğu Masharawi Fonu’nun projesi olan mühletleri üç ila altı dakika arasında değişen farklı cinslerde 22 kısa sinemada direktörler acımasız bombardımanlar, kayıplar ve yokluk içinde hapsedilmelerine dair tanıklıklarıyla, izleyicileri onurlu bir şekilde hayatta kalmak için verdikleri günlük çabalarına ortak ediyorlar.

İBB Beyoğlu Sineması’nda ise 14.00 ve 16.30 seanslarında şenliğin kısa metraj yarış sinemaları Nikola Ilić‘in belgeseli Çıkışlar Tımarhaneden / Exit Through the Cuckoo’s Nest, Elnaz Ghaderpour ve Reza Gamini‘nin yönettikleri İbrahim / Abraham, Tanmay Chowdhary‘in imzasını taşıyan Leela, Francisco Rodriguez Teare‘nin yönettiği Ekimde Gün Ortası / October Noon, Cansu Baydar imzalı Neredeyse Muhakkak Yanlış, André Hayato Saito imzalı Amarela, Yakup Tekintangaç’ın yönettiği Morî, Masoud Bahmani‘nin yönettiği animasyon belgesel Saklanacak Bir Şey Yok / Nothing To Hide, Itxaso Díaz’ın yönettiği Tutsak Kadınlar / Captive Women ve Atakan Yılmaz‘ın yönettiği Merhaba Anne, Benim, Lou Lou gösterilecek. Yakup Tekintangaç, Atakan Yılmaz, Cansu Baydar, Reza Gamini ve Elnaz Ghaderpour sinemalarına dair merak edilenleri yanıtlamak üzere salonda olacak.