DOLAR

38,2918$% 0.06

Created with Highcharts 8.2.200:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:0012:0000:00
EURO

43,6461% -0.16

Created with Highcharts 8.2.221:0021:3022:0022:3023:0023:3000:0000:3001:0001:30
GRAM ALTIN

4.107,39%-1,27

Created with Highcharts 8.2.200:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:00
ÇEYREK ALTIN

6.798,00%-1,22

Created with Highcharts 8.2.200:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:00
TAM ALTIN

27.107,00%-1,22

Created with Highcharts 8.2.200:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:00
ONS

3.334,41%-1,40

Created with Highcharts 8.2.200:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:00
BİST100

9.312,13%-0,10

Created with Highcharts 8.2.210:3011:0011:3012:0012:3013:0013:3014:0014:3015:00
İmsak Vakti a 02:00
Bursa HAFİF YAĞMUR 14°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 38,2918

EURO 43,6461

ALTIN 4.107,39

BİST 100 9.312,13

İmsak 02:00

14°

200 Bin Liraya 100 Metrekare Ev! Yanmış Tahtalar Sarsıntıya ve Yangına Nasıl Kafa Tutuyor?

ad826x90

Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – İstanbul, en büyük yangınların pençesinde, ahşap konutlardan oluşan mahallelerini alevlere kurban veren bir kentti. Osmanlı döneminde yaygın olan ahşap yapılar çok hızlı yandığından, şehrin meşhur patlıcan yangınlarına dayanamıyordu. Üstelik böcek ve mantar popülasyonunun fazla ve iklimin bu canlıların büyümesine müsait olduğu bir pozisyonda bulunması şehrin yapı stokunu olumsuz etkiliyordu. Çok daha hızlı bozulan ahşap yapılar, aslında doğru teknikler kullanıldığında İstanbul’un en eski bu ahşap evi olan Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı gibi 17. yüzyıldan günümüze ulaşabiliyor. Olası bir yangında kısa süre içinde küle dönen bu ahşap yapılar için tahminen de ‘kazara’ yapılan keşif, Japonları inşaat teknikleri konusunda 1-0 öne geçirdi. Ahşaplar yakıldığında ateşe, böceklere ve mantarlara çok daha güçlü hale geliyordu. Yani ‘çivi çiviyi söküyordu.’ Japonların inşaat sırrını ve bu yanmış siyah tahtalarla yapılan inşaatları Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Türer Milliyet.com.tr’ye anlattı.

400 YILDIR EV YAPILIYOR, 100 YIL DAYANIYOR

Sağlamlığı yüzyıllar sürecek ahşap yakma tekniğiyle inşa edilen yapıların tarihi, tahmini 1603 yılına dayanıyor. Yakisugi isimli bu teknikle yapılan ve 400 yıldır ayakta olan bir yapı da bunu işaret ediyordu. Saga Toriimoto bölgesindeki yaşlı yapılar yıllara meydan okuyordu. Hiçbiri neredeyse her yıl büyük zelzelelerle sarsılan Japonya’da yıkıma uğramamıştı. İlk günkü gibi duran tahtalarına böcekler yerleşmemiş ve mantarla küf de gözlenmemişti. Bunun en önemli sebebi ise yapıları yanmış ahşaplarla kaplamalarıydı. Üstelik yapılmasa da pek sorun yaşanmayacak olan bakım çalışmaları 15 yılda bir yapılırsa, yapının 100 yaşını bulması tesadüf ya da talih yapıtı değil. Ancak keşfedilmesi talih yapıtı olabilir.

Prof. Dr. Ahmet Türer, “Bu tür usullere ‘heuristic’ diyoruz. Deneme yanılma idareleri de diyebiliriz. Yani gözleme dayalı, deneyerek ve hangi denenen şeyin daha iyi sonuç verdiğine bakılarak yapılan sistemlerdir. Bazen bu tür müşahedeler kazalara ya da tesadüflere da bağlıdır. Örneğin az yanmış bir ahşabın uzun mühlet bozulmadan ormanda kaldığını gören akıllı bir gözlemci, bunu denetimli olarak yapıp ahşabın dış kaidelere daha sağlam hale gelmesini sağlamış olabilir” diyor. Bu usulde, ahşabın yüzeyinde bir karbon katmanı elde etmek için derinlemesine yakma işlemi yapılıyor. Günümüzde Japonya’da klâsik evler için kullanılan prosedür, çağdaş ve çağdaş binaların kaplaması için de tercih edilebiliyor. Japon sediri olan sugi ile yapılan bu inşaat için başka ağaçlar da yakılabiliyor. Yanma mühletine ulaşıldığında, yangın suyla durduruluyor. Prof. Dr. Ahmet Türer, başka hangi ağaçların bu süreçten geçtiğini ve inşaat için kullanıldığını şöyle anlattı:

“Ahşap materyalin yüzeyini yakmadan da yapılarda kullanıyoruz. Mesela Japonya’da klâsik bazı yapı çeşitlerinde ahşabın dış cepheye gelen bölümleri denetimli olarak yakılıp, bu kısımların dış cepheye etkiyen faktörlere karşı çok daha güçlü hale gelmesi sağlanır. Aslında ahşap materyal esasen dış kaidelere karşı belirli bir dayanıklılığa sahiptir. Bazı ağaçlardan elde edilen ahşaplar dış kurallara daha da sağlam olur. Dış cephelerde kullanılacak ağaçların, dış etkenlere karşı sağlam olması kıymetlidir. Su, yağmur, böcek, mantar gibi etkenlere maruz kalan bu ağaçlar, uzun ömürlü ve estetik bir görünüm sağlamalıdır. Güneydoğu Asya’ya özgü olan tik ağacı, yüksek yağ içeriği sayesinde suya, çürümeye ve böceklere karşı olağanüstü dirençlidir. Dış yer mobilyaları, tekne güverteleri ve dış cephe kaplamaları için sıklıkla tercih edilir. Kendine özgü kokusu ve doğal böcek kovucu özellikleriyle bilinen sedir ağacı, dış cephe kaplamaları, çatı kaplamaları ve dış yer mobilyaları için ülküdür. Afrika’ya özgü olan iroko ağacı, tik ağacına benzer özellikleriyle bilinir. Suya, çürümeye ve böceklere karşı sağlamdır. Dış yer döşemeleri ve dış cephe kaplamaları için kullanılır. Sert ve güçlü yapısıyla bilinen meşe ağacı, dış cephe kaplamalarında uzun ömürlü bir seçenektir. Ancak diğer ağaç cinslerine göre daha sık bakım gerektirebilir. Dayanıklılığı ve estetik görünümüyle bilinen kestane ağacı, dış cephe kaplamalarında sıklıkla tercih edilir.”

TAŞ ÇATLASIN 200 BiN LİRAYA 100 METREKARE EV 

Yakisugi usulüyle yapılan yanmış ahşaplarla ev yapmak, pek çok inşaat gerecini kullanmaktan daha avantajlı. Üretim sürecinde neredeyse hiç karbondioksit açığa çıkarmayan yakisugi, çağdaş yollardan daha ucuz ve uzun ömürlü. 100 metrekarelik yakisugi bir eve sahip olmak için elinizde 167 bin lira olması yeterli. Ancak yapının inşasında fazla para harcanmasa da döşenmesi ve yalıtımı için harcanan para bunun neredeyse 3 katı kadar. Yani yaklaşık 600 bin lirayı gözden çıkardığınızda bir yakisugi konutunuz olabilir. Ancak bu noktada yapının sağlamlığı için dikkate alınması gereken ayrıntılar var. 1894 İstanbul Depremi’nde yaşananlardan ahşap kaçabilmişti. Yıkılan tek tük ahşap evin ise bakımsız kalmış olduğu tespit edilmişti. Bakımsız doğal gereçler ‘doğanın’ yıpratıcı gücünden korunmamıştı. 1349 kişinin hayatını kaybettiği depremde, Atina Rasathanesi Müdürü olan D. Eginitis, İstanbul’da yaptığı müşahedeleri bir raporla Padişah II. ABDülhamid’e iletti. Eginitis’in raporunda dikkat çekici olan nokta ise ahşap binalarla ilgiliydi.

“Depremin etkisi mahallelerin jeolojik yapılarına göre değişmiştir. İstanbul’da ahşap yapıların fazla olması bir avantaj olmuştur. Eski ahşap yapıların bile ayakta kalabildiği yerlerde, yeni, demirli kargir binalar yıkılmıştır. Kargir binaların çok azı ayakta kalabilmiştir. Tuğla ile yapılan binaların ahşaptan sonraki en sağlam bina olduğu görülmüştür” bilgilerini kaydeden rasathane müdüründen sonra, Osmanlı Devleti de bazı raporlar hazırlamıştı. Osmanlı,“Çoğu konutların ahşap olması kötülüklerin az olmasına hizmet etmiştir. İstanbul evlerinin diğer yerleri gibi tamamen kârgir olmaması memnuniyet verici bir hadisedir. Yoksa daha çok ziyanlar olacaktı. Ahşap evler zelzeleye hayret verici derecede dayanmıştır. Üzücü yapılmış olan eski ahşap evler bile selamette kalmışken yanlarında olan âlâ yapılmış güzel ve yeni ve hatta demirlerle bağlanmış olan kârgir evler yıkılmıştır. Ahşap konutların zelzeleye en çok dayandıkları açıkça ortaya çıktığı halde kârgirler aksine nadiren ayakta kalmıştır” diye yazmıştı.

Prof. Dr. Ahmet Türer ahşap meskenlerin sağlamlığına ilişkin önemli ayrıntısı ve yakisuginin kullanım alanını açıkladı. Prof. Dr. Türer, “Termo ahşap dış cephe kaplama gereci olarak ülkemizde esasen kullanılıyor. Dış cephesini yakarak kullanma farklı bir görsele sahip olacağı için herkes tarafından tercih edilmeyebilir. Kaplama gereci ve yapısal eleman olarak kullanım birbirinden farklı iki konu olduğu için, yapısal yük taşıyan elemanlar yakılmamış ahşaptan ve dış cephe kaplama elamanları ısıl süreçten geçirilmiş ya da dış cephesi yakılmış elemanlardan yapılabilir. Kaplama elemanları genellikle yük taşıyıcı elemanlar değildir” diye konuştu.

DIŞ KAPLAMADA DEĞİL, TEMELDE DE DEĞERİ BÜYÜK

Depremi yaşayarak sağlamlığını kanıtlayan ahşap binaların, vermesi gereken bir sınav daha vardı. Ahşabın, tabiatın acımasız süreçlerini aşması gerekiyordu. Çürüme, küflenme ve ayrışma! Bunun için de dışı yakılmış tahtaların üzerine düşen büyüktü. Çünkü doğal olanı tabiata karşı koruyacak olan da doğal süreçlerden etkilenmeyecek bir şeyler yapmaktan geçiyordu. Prof. Dr. Ahmet Türer’e göre sadece dış kaplamada değil temelde de yanmış tahtaların değeri büyüktü.

“Ahşabın toprakla ve tabanla temas etmesini istemeyiz. Bazı hafif yapı uygulamalarında, temele kazılan çukur içine bir ölçü beton dökülüp ahşap dikme (kolon) bunun içine konulup, etrafı betonla doldurularak belirli bir koruma sağlanabilir. Eğer toprakla kesinlikle temas edecekse ziftleme ya da yakma işlemi yapılabilir. Ancak bunlardan daha etkili çağdaş bir formül ‘emprenye’ ahşap kullanmaktır. Önce bir kazan içinde vakum oluşturulup ahşabın gözeneklerindeki havanın boşalmasa sağlanır. Sonra kazan içine özel bir kimyasal eklenerek ahşabın her tarafının bu sıvıyla sarılması sağlanır. Atmosferik basınç tekrar verildiğinde boşalan gözeneklere bu sıvının işlemesi, ahşabı çok uzun yıllar nemli toprakla temaslı ortamlarda dahi müdafaaya devam eder. Böylece çok sağlam bir ahşap elde edilir” diyen Prof. Dr. Türer, henüz ahşaba zarar verecek organizmaların ortaya çıkmadığı devirde yaşanan bazı süreçlerin, günümüzün olmazsa olmaz yakıtlarından ‘petrolün’ özü olduğunu da anlattı.

DEPREM VE YANGINA DA DAYANIYOR, PETROLÜN ÖZÜ

Yakma işlemi yapılmış olan ahşapların, doğal süreçlere karşı güçlü şekilde direnmesi, ahşap konutların deprem tehlikesi bulunan bölgelerde ayakta kalma mümkünlüğünün daha yüksek olması ve yangın durumunda biraz daha sağlam olması, onları pek çok açıdan tercih edilebilir hale getiriyordu. Ancak ahşabın doğal süreçler olan ve böcekler, mantarlar gibi canlılarla deforme olmaya başlamasından çok önce, onları bir odundan daha fazlası yapacak bir şeyler vardı. 1 tonu 7 bin 200 lira olan odun, aynı miktarda petrole dönüştüğünde 69 bin 320 lira oluyordu. Çok uzun süren bu dönüşüm süreci ise ahşabın gücü şimdi ‘yenilmez’ olduğu devirde ‘zamanın’ gücü karşısında kararsız kaldığında başlamıştı. Yani petrol, ahşabın böcekler ve mantarlar tarafından çürütülemediği günlerde oluşmaya başlamıştı. Prof. Dr. Ahmet Türer, inşaat tarihin çok daha eskilere dayanan fosil yakıt oluşum sürecini anlatarak sözlerini şu şekilde noktaladı:

“İlk ağaç cinsleri yaklaşık 400 milyon yıl önce Karbonifer devirde ortaya çıktı. O periyotta mantarlar ve bakteriler şimdi ağaçların güçlü lignin yapısını etkili bir şekilde parçalayacak enzimleri geliştirmemişti. Bu nedenle ölü ağaçların gövdeleri doğal olarak ayrışamıyordu ve çürüme süreci çok yavaştı. Bu süreçte ölen ağaçlar, oksijensiz bataklık ortamlarında üst üste birikmeye başladı. Bataklıklar, düşük oksijenli ortamlarıyla çürümeyi daha da yavaşlatıyordu. Zamanla bu bitkisel kalıntılar katmanlar halinde birikerek basınç ve sıcaklık altında sıkıştılar. Bu süreç, organik malzemenin kimyasal yapısını değiştirdi. Böylece milyonlarca yıl içinde, karbon açısından zengin kömür yatakları ve petrol rezervleri oluştu.”

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s


En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Akdeniz Bir Gün Tamamen Yok Olabilir

HIZLI YORUM YAP