35,3653$% 0.01
36,4907€% 0.26
3.000,14%-0,69
4.928,00%-0,62
19.650,00%-0,67
2.640,86%-0,70
10.075,17%1,14
Ayşe Sayın
Türkiye’de 2024 yılının ilk yarısına 31 Mart’ta yapılan ve CHP’nin 47 yıl sonra birinci parti olduğu yerel seçimler, ikinci yarısına ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli‘nin PKK lideri Abdullah Öcalan‘a yaptığı çağrı ile başlayan süreç damgasını vurdu.
Yılın son ayında, Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin son bulması ve Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ülkeden ayrılarak Rusya’ya gitmesi iç siyasetin da ana gündemi oldu.
Birçok yorumcuya göre, Suriye’deki gelişmeler, ülkede muhalifleri destekleyen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın elini rahatlattı.
CHP 47 yıl sonra birinci parti
31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde CHP, Türkiye’de 47 yıl sonra ilk kez oyların yaklaşık yüzde 38’ini alarak birinci parti oldu. Yıllardır özellikle Ege, Akdeniz ve Trakya’da başarılı olması nedeniyle “kıyılar partisi” olarak anılan CHP, bu kez Türkiye’de geniş bir yelpazede belediyeleri kazandı.
AKP’nin en güçlü olduğu yerlerden Adıyaman’ın yanı sıra Kırıkkale, Kilis, Denizli, Afyonkarahisar, Kütahya, Kastamonu dahil 35 ilde yerel seçimlerin galibi CHP oldu.
Cumhur İttifakı’ndan kopan ve seçime tek başına giren Yeniden Refah Partisi’nin yüzde 6’dan fazla oyla Türkiye’de üçüncü parti olması, seçimin en büyük sürprizlerindendi.
2023 seçimlerinin galibi AKP, 22 yıllık iktidarında ilk kez seçimi ikinci sırada tamamladı; elindeki bazı belediyeleri CHP ve Yeniden Refah ile Cumhur İttifakı ortağı MHP’ye kaptırdı.
Akşener İYİ Parti’yi bıraktı, yıllar sonra Erdoğan ile baş başa görüştü
CHP yerel seçimlerden başarıyla çıktı ancak seçimlere “hür ve müstakil” girme kararı alan İYİ Parti’nin oy oranı yaklaşık yüzde 10’dan yüzde 4’ün altına geriledi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, seçim sonuçlarının sorumluluğunun kendisine ait olduğunu belirtip olağanüstü kongre kararı aldı ve yeniden aday olmadı.
27 Nisan’daki Olağanüstü Kurultay’da Müsavat Dervişoğlu partinin yeni genel başkanı seçildi.
2023 seçimlerinden sonra İYİ Parti’de başlayan iç tartışma, yerel seçimler sonrası da devam etti.
Geçen yıl genel seçimde 43 milletvekili çıkaran İYİ Parti’nin sandalye sayısı istifalar sonrası 30’a düştü.
Bir süre kamuoyundan uzak duran Akşener’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesi, başta İYİ Parti olmak üzere muhalefet cephesinde tepki çekti.
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Akşener’i isim vermeden “İşbirlikçi çıktı” kelamlarıyla eleştirdi.
Can Atalay’ın milletvekilliği düşürüldü
Anayasa Mahkemesi (AYM), Gezi Parkı davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın tutukluluğu hakkında ikinci kez hak ihlali kararı verdi.
AYM ayrıca Atalay’ın milletvekilliği haklarının iadesine hükmetti.
Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM’nin ilk kararını tanımadı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM’nin kararının “hukuki bir karar olmadığını” savundu.
Yargıtay’ın kararının 30 Ocak’ta TBMM Genel Heyeti’nde okunmasıyla Atalay’ın milletvekilliği düştü.
Erdoğan ile Özel’in ‘normalleşme-yumuşama’ süreci sonuçsuz kaldı
Yerel seçimlerden sonra iktidar ile muhalefet arasındaki havayı yumuşatan gelişme, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, 23 Nisan resepsiyonundaki diyaloğu sonrası yaşandı.
Özgür Özel’in randevu talebine Erdoğan olumlu verdi.
Özel, 2 Mayıs’ta AKP Genel Merkezi’nde Erdoğan’ı ziyaret etti.
Erdoğan’ın gündem başlıklarını yeni anayasa, ülkenin ihtiyacı olan yapısal değişiklikler ve dönüşümler oluşturdu.
Özel ise ekonomik sorunlar, emeklilerin durumu, Gezi tutukluları, milletvekilliği düşürülen Can Atalay’ın durumu, AYM ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmaması, Kayyım sorunu ile belediyelerin borç yüküne ilişkin tenkit ve tekliflerini dile getirdi.
CHP lideri ayrıca 28 Şubat mahkumu hasta generallerin tahliye edilmesi gerektiğini de Erdoğan’a iletti. Kısa süre sonra da emekli generaller tahliye edildi.
Erdoğan 11 Haziran’da CHP Genel Merkezi’ne gelerek “iade-i ziyarette” bulundu, Özel’i Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıldönümü aktifliklerine davet etti.
İktidar ile ana muhalefet arasındaki “yumuşama” sürecinin son adımı, Özel’in CHP milletvekillerinden 1 Ekim’de TBMM’nin yeni yasama yılı açılışında, Erdoğan’ın Genel Kurul’a girişinde “ayağa kalkmalarını” istemesi oldu.
Çok sayıda CHP milletvekili Genel Kurul’a gelmedi, bazıları da Erdoğan salona girdiğinde ayağa kalkmadı. Bu görüntü CHP içinde tartışma yarattı.
Kayyım CHP’ye uzandı
İktidarın 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrası en tartışmalı uygulamalarından biri de “terör suçlaması” münasebet gösterilerek, özellikle DEM Parti’nin öncülü partilerden seçilen belediyelere kayyım ataması olmuştu.
İlk kayyım ataması 3 Haziran’da Hakkari Belediyesi’ne atandı, DEM Partili Sıddık Akış görevden uzaklaştırıldı.
Kayyım uygulamaları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de Meclis’te DEM Partililerle tokalaşması ve Abdullah Öcalan için “Meclis’te konuşsun” çağrısı yapmasıyla devam eden süreçte CHP’yi de kapsayacak şekilde genişledi.
1 Kasım’da CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, “terör suçlaması” gerekçesiyle tutuklandı, yerine Kayyım atandı.
4 Kasım’da DEM Partili Mardin Büyükşehir, Batman ve Halfeti; 22 Kasım’da Tunceli ve CHP’li Ovacık belediyelerine kayyım atandı.
Kayyım atamalarının ardından Erdoğan ile Özel arasındaki “yumuşama” havası, yerini sert telaffuzlara bıraktı.
Bahçeli’nin ‘Öcalan’ açılımı, DEM Parti’ye İmralı yolunu açtı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yılın son çeyreğinde Türkiye’de gündemi belirleyen isim oldu.
Devlet Bahçeli’nin önce TBMM’nin yeni yasama yılının açıldığı 1 Ekim’de DEM Parti’nin eş başkanı Tuncer Bakırhan ve bazı milletvekilleri ile tokalaşması yakın çevresinde bile şaşkınlık yarattı.
Bahçeli, 22 Ekim’deki MHP Grup Toplantısı’nda ise PKK lideri Abdullah Öcalan’a, “örgütü lağvetmesi” şartıyla, “umut hakkı için başvurma ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı’nda konuşma” çağrısı yaptı.
Bahçeli’nin çıkışına, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun süre sessiz kalması, Cumhur İttifakı ortakları arasında bu konuda görüş ayrılığı olduğu yorumlarına yol açtı.
MHP lideri 26 Kasım’da ise “DEM Partilerin İmralı’ya giderek, Abdullah Öcalan’la görüşmesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan’ın gelişmelerden “rahatsız olduğu, haberinin olmadığı” iddiaları ortaya atıldı.
Aynı gün DEM Parti Eş Liderleri Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, İmralı’ya gidiş izni için Adalet Bakanlığı’na resmen başvuruda bulundu.
Erdoğan, 27 Kasım’da AKP Meclis Grup Toplantısı’nda MHP önderinin davetleriyle ilgili olarak, “Esasen Sayın Bahçeli, temsilcisi olduğu misyon adına gerçekten yürekli ve ezberleri bozan bir teklif ortaya koymuştur” kelamlarıyla ittifak ortağına destek verdi.
Bahçeli, bütçe görüşmelerinin bitiminde, “DEM Parti heyetinin İmralı’ya gitmesinde fayda” var” dedi. 22 Kasım’da ise “İmralı ile sağlanacak görüşmeler sonucunda terörün bittiği, terör örgütünün lağvedildiği; ortak gelecek ideali, insan ve millet sevgisi çerçevesinde açıklanmalıdır” diye konuştu.
DEM Parti’den Van Milletvekili Pervin Buldan ile TBMM Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 28 Aralık’ta İmralı Cezaevi’nde PKK lideri Abdullah Öcalan’la görüştü.
Görüşme sonrası 29 Aralık’ta Buldan ve Önder imzasıyla paylaşılan açıklamada, “Öcalan’ın Kürt Sıkıntısı’na kalıcı çözüm bulmaya yönelik yaptığı değerlendirmelerin hayati önemde” olduğu belirtildi.
Açıklamada ayrıca Öcalan’ın şu sözleri yer aldı:
“Sürecin başarısı için Türkiye’deki tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapan davranması ve müspet katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli yerlerinden biri de elbet TBMM olacaktır.
“Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de olumlu anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim.
“Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken olumlu adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım.
“Bütün bu eforlarımız, ülkeyi hak ettiği seviyeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok değerli bir kılavuz olacaktır. Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir.”
DEM Parti ise Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Başkan’ın Abdullah Öcalan ile görüşmesine ilişkin olarak “süreç belli bir olgunluğa erişene kadar” açıklama yapmayacağını duyurdu.
Partiden yapılan kısa açıklamada ise “Önceki süreçlerden çok daha umutlu olduğumuzu söyleyebiliriz” ifadeleri kullanıldı.
İktidara Suriye dopingi
Suriye’de Aralık ayı başında muhaliflerin yönetimi ele geçirmesi, iç siyasetin de birincil gündemi oldu.
Ülkedeki gelişmeler AKP’de, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye siyaseti konusundaki haklılığını teyidi” olarak görülüyor.
Partide; Türkiye’nin en tartışmalı iç politika konusu olan sığınmacıların ülkelerine dönüşünün sağlanmasının, hem ekonomiyi hem de Erdoğan’ı siyasi olarak güçlendireceği yorumları yapılıyor.
Suriye’deki gelinen süreci Erdoğan’ın başarı hanesine yazan iktidar cephesinde, yapılan son bazı kamuoyu araştırmalarında AKP’nin oylarının arttığının görüldüğü hatta partinin yeniden birinciliğe yerleştiği görüşü hakim.
Muhalefet ise Erdoğan’ı, “Suriye üzerinden zafer yaratmaya çalışmakla” eleştiriyor.
Suriye’de yeni idarenin şekillenmesi ve inşasında etkin rol oynama hesabı yapan Erdoğan’ın 2025’in ilk haftalarında Şam’a gitmesi sürpriz olmayacak.
2025’te yeni anayasa ve sistem revizyonu gündeme gelebilir
“Yeni anayasa”, AKP’nin uzun süredir gündeminde.
Muhafetin, “Erdoğan’ın sınırsız adaylık” hesabı yaptığı gerekçesiyle aralıklı durduğu yeni anayasa masası bu nedenle de kurulamadı.
Ancak Cumhur İttifakı ortaklarının 2025 yılında bu konuda muhalefeti de ikna edebilecek somut adımlar atabileceği iktidar partisi kaynaklarınca dile getiriliyor.
AKP kaynaklarına göre, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden vazgeçilmesi söz konusu değil ancak sistemde bazı tartışmalı hususlarda revizyon yapılabilir.
Konuşulan seçenekler arasında, Cumhurbaşkanı Yardımcısı sayısının sonlandırılması ve milletvekilleri ortasından atanan bakanların, görevden ayrıldıktan sonra yeniden bakanlığa dönebilmelerinin yolunun açılması da var.
Erdoğan 2025’te AKP’de değişime gidebilir
Yerel seçimlerden sonra seçmenin mesajını aldığını ve AKP’de gerekli değişimi yapacağını açıklayan Erdoğan, bu değişimi olağan kongreye erteledi.
Erdoğan’ın, AKP’nin Mayıs ayı başlarında yapılması planlanan 8. Olağan Kongresi’nde parti idaresinde kapsamlı değişikliğe gitmesi bekleniyor.
Değişimin parti idaresiyle sınırlı kalmayacağı, Meclis grubu ve kabineye de yansıyacağı bildiriliyor.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
İmamoğlu: Kimsenin ‘Ay Sonunu Nasıl Getiririm’ Diye Düşünmediği Mutlu Bir Yıl Olsun