32,7455$% 0.13
35,5091€% 0.16
2.484,62%0,27
4.034,00%0,20
16.164,00%0,21
2.362,17%0,14
10.864,08%0,11
Van’da Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri ve sivil toplum kuruluşları, ”26 Haziran İşkence Görenlerle Dayanışma Günü” dolayısıyla bir araya geldi. Van Emek ve Demokrasi Platformu’nun yaptığı açıklamada, “Cezasızlıkla mücadele etmeye devam edeceğiz” denildi.
Van’da Emek ve Dayanışma Platformu tarafından; 26 Haziran İşkence Görenlerle Dayanışma Günü dolayısıyla basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya İnsan Hakları Derneği Van Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Van Temsilciliği, Van Barosu, DEM Parti il eş liderleri, Star Kadın Derneği katıldı.
Van Emek ve Demokrasi Platformu ismine açıklamayı Türkiye İnsan Hakları Vakfı Van Temsilcisi Sevim Çiçek, şunları söyledi:
”İşkencesiz bir Türkiye ve dünyaya ulaşmayı amaçlayan kurumlar olarak, dün olduğu gibi bundan sonra da tüm örtbas etme, korkutma, susturma eforlarına rağmen, başlarına geleni kader olarak kabul etmeyip, yüksek sesle haykırabilmeleri için işkence görenlerin her şartta yanında olmaya; maruz kaldıkları işkenceyi belgeleyip raporlamaya; fizikî ve ruhsal tamirat süreçlerine destek vermeye; adalete erişimlerine yardımcı olmaya; yaşadıkları acıların bir daha asla tekrarlanmaması için cezasızlıkla mücadele etmeye devam edeceğiz.”
“Yetkililer işkenceciyi öven, teşvik eden telaffuzlardan vazgeçmeli”
Devletin işkenceyi bir sindirme aracı olarak kullanmaktan vazgeçmesi gerektiğini söyleyen Çiçek, sözlerine şöyle devam etti:
“İşkencenin ülkemizde bu boyutta olmasının en temel nedeni, işkence yasağının mutlak niteliği ile bağdaşmayan çok önemli bir cezasızlık kültürünün varlığıdır. Her şeyden cezasızlık siyasetlerine derhal son verilmelidir. Her seviyede yetkililer işkenceyi ve işkenceciyi öven, teşvik eden telaffuzlardan vazgeçmeli, uluslar arası sistemlerin tavsiyeleri doğrultusunda işkence uygulamaları kamuya açık bir şekilde kesin olarak kınanmalıdır. Gözaltıkoşullarında adap teminatları eksiksiz olarak uygulanmalıdır. Gözaltı müddetleri kısaltılmalıdır. Mevcut Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) kaldırılmalı, Birleşmiş Milletler (BM) İşkenceye Karşı Mukaveleye ek Protokol (OPCAT) ve BM Paris
Prensiplerine uygun, tümüyle bağımsız yeni bir Ulusal Tedbire Sistemi (UÖM) oluşturulmalıdır. Azabın belgelenmesi ve raporlandırılması bir BM belgesi olan ‘İstanbul Protokolü’ prensiplerine göre yapılmalıdır. İşkenceye ilişkin iddialar İstanbul Protokolü ışığında hızlı, aktif, tarafsız bir şekilde soruşturulmalı, bağımsız heyetlerce araştırılmalı, adli yargılama süreçlerinin her basamağında uluslararası etik ve hukuk kurallarına uygun davranılmalıdır. Hapishaneler insan hakları, sağlık ve hukuk örgütlerinin bağımsız kontrolüne açılmalıdır. CPT raporlarının tümü açıklanmalı ve tüm tavsiyelere uyulmalıdır. Cezaevi Yönetim ve Gözlem Kurulları’nı yürütmeye doğrudan bağımlı kılan, adeta bir mahkeme gibi hareket ederek yargı yetkisi kullanmasına yol açan tüm düzenlemeler iptal edilmelidir.” (ANKA)
Rakka’dan İstanbul’da Uzanan Kirli Para Trafiği Deşifre Oldu: Hawala Tekniğiyle Örgütü Finans Ettiler
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.