37,9153$% -0.09
41,0309€% -0.04
3.818,75%0,21
6.284,00%0,02
25.058,00%0,03
3.126,54%0,09
9.659,48%0,49
DOLAR 37,9153
EURO 41,0309
ALTIN 3.818,75
BİST 100 9.659,48
İmsak 02:00
Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Ateş olmayan yerden duman çıkmaz! Ancak her ateşin dumanı da aynı renk olmaz. 28 Ocak günü Ege ve Akdeniz’de başlayan deprem fırtınası kısa süre içinde tüm gözleri Santorini’ye ve bölgede bulunan su altı volkanlarına çevirdi. Volkanik patlama, tsunami, deprem… Tüm doğa olayları ve yaşanma ihtimalleri konuşuluyor, Santroini gündeme yükünü koyuyordu. Ta ki Ege Denizi, Türk kıyılarından elini eteğini kısa müddetliğine çekene kadar. İzmir’in Seferihisar kıyısında deniz suyu, kıyıdan yaklaşık 30 metre çekilmiş ve günlerdir konuşulan ve yaşanması durumunda önemli sonuçları olabilecek tsunami ihtimalini yeniden akıllara getirmişti. Çünkü deniz suyu, tsunamiden önce de çekilebilirdi. Bu bini aşkın sarsıntı, her gün 4’ün üzerinde pek çok depremin kaydedildiği Ege Denizi’nde yaşanacak bir tsunami hakkında düşündürse de gerçek, sanıldığından günahsızdı. Tabir yerindeyse ateş de vardı, duman da. Peki hepsinin kaynağı Santorini’deki yanardağlar mıydı? Kocaeli Üniversitesi Sismoloji Anabilim dalı Öğretim Üyesi ve Deprem Kaynaklı Tsunami Uzmanı Doç. Dr. Ergin Ulutaş, günlerdir yaşananların ilk olmadığını ve asıl nedenini Milliyet.com.tr’ye anlattı.
SİSAM’DA DEPREM, İZMİR’DE TSUNAMİ
2020’nin 30 Ekim günü İzmir güçlü bir sarsıntı hissetmişti. Sisam Adası’nda yaşanan depremin büyüklüğü AFAD tarafından 6.6, Kandilli Rasathanesi’ne göre ise 6.9 diye açıklanmıştı. Büyüklüğü ne olursa olsun depremden 13 dakika kadar kısa süre sonra Sığacık’ı başka bir sorun bekliyordu. Yıkılan binaların enkazından yardım çığlıkları yükselirken, kıyı kesitindeki yapılar durdurulması imkânsız Ege sularıyla tanışmak üzereydi. Doç. Dr. Ergin Ulutaş’a göre, Sığacık tsunamisinde de sular tıpkı bugünlerde olduğu gibi önce çekilmiş, sonra 230 metrelik düz alandan içeri girmişti. Bunun nedeni Sisam Adası’ndaki sarsıntıydı. Ancak bugünlerde İzmir Seferihisar’da yaşanan deniz duyunun çekilmesi olayı, bölge sakini için pek de alışılmadık değildi. Doç. Dr. Ulutaş, hiçbir deprem olmamasına rağmen 2022’de de yaşanmış olan ‘suların çekilmesini’, “Burada önemli olan bize yakın büyük deprem sonrası çekilme, eğer böyle büyük deprem olmadan yaşanan çekilme ve günlerce devam ederse o durum gelgittir. ‘Storm surge’, atmosferik basınç ve ya gelgit durumudur” diye anlattı. Storm surge, Türkçede ‘fırtına dalgası’ anlamına geliyor ve fırtına, sel baskını, gelgit dalgası, fırtına gelgiti, siklonlar gibi düşük basınçlı hava sistemleriyle ilişkilendirilen kıyı taşkını veya tsunami benzeri bir yükselen su olgusuydu. İzmir de ‘gelgiti’ sık sık yaşayan bir kentti. 2020’de deprem sonrası çekilen sular, 2022’de ve 2025’in bu günlerinde ‘gelgit’ dolayısıyla çekilmişti.
Ege kıyılarında durumun düzelmesi için tam tarih veremeyiz. Ancak mevsimsel ölçekte durum eski haline gelecektir. Aynı durum geçen sene de olmuştu. Ege Denizi genelde Akdeniz’in diğer alanlarına göre daha düşük gelgit düzeyleri içerir. Akdeniz’deki gelgit düzeylerinin düşüklüğü bir iç deniz oluşu ve Atlantik Okyanusu ile bağının sınırlı bir biçimde, sadece Cebelitarık Boğazı ile oluşundan dolayıdır. Akdeniz için genel gelgit sınırı 40 cm’ye kadar olabilir. Ancak bazı özel noktalarda (Venedik), mevsime bağlı olarak 1.5 metreye kadar yükselimler görülebilir. Ege Denizi’ndeki gelgit düzeyleri ise 20 ila 40 santim civarına çıkabilir. Aşağıdaki tabloda ülkemiz kıyılarında ortalama ay kaynaklı gelgit düzeyleri görülüyor. Buna göre yıl içerisindeki ortalama deniz düzeyindeki düşme ve yükselmeler normal ve beklenen durumlardır.
Doç. Dr. Ergin Ulutaş’a göre, gelgit düzeylerinin gösterildiği tablo
‘ARTARSA TAKİP EDİLMELİ’
2025’in Ocak sonu son derece hareketli geçiyordu. Bu hareketliliğe Ege Denizi’nin Türk kıyılarındaki çekilmesi de dâhil olunca karşılığı merak edilen sorular iyice arttı. Kıyıdaki su çekilmesi sarsıntıyla ilişkilendirilse de işin aslı başkaydı. Yani Ege’deki depremler Seferihisar’daki çekilmenin sebebi değildi. Doç. Dr. Ergin Ulutaş da bu durumu şu sözlerle anlattı: “Deprem kaynaklı tsunamilerden önce deniz çekilmeleri olur ancak bunun sebebi depremde deniz içinde kırılan bir normal ve ters fayın kırık alanına su kütlesinin girmesiyle birlikte deniz de ilerleyen bir dalga kütlesinin oluşması ve dalga kütleleri ilerlerken kıyıya yaklaştıklarında denizde oluşan çekilmedir. Bunu gözlemleyebilmek için deprem sarsıntısını da hissetmemiz ve ya depremin oluştuğu bilgisini almamız gerekir. Hiçbir büyük deprem olmadan veya deprem haberi bilgisi verilmeden deniz çekilmesinin deprem ile ilişkilendirilmesi yanlıştır. Bu nedenle Ege de denizin çekildiğini görerek deprem beklentisi içine girmek yanlıştır ve hatalı bir bilgidir.”
Doç. Dr. Ulutaş yüksek basınca dikkat çekerek, “Ege’deki bölgesel su çekilmelerinin olası tesirlerine, son bir aylık kıyı ölçümleriyle bakmak gerekir. Gökçeada’da kıyı gelgit ölçer istasyonundan elde edilen dalga yayılım ve deniz su düzeyine göre deniz yükselim ve düşümleri gelgit etkisi ile olağandır. Ancak son bir hafta içinde, olağan en düşük düzeyin altına inmiştir. Bu durum olası herhangi bir farklı durumu nitelendirecek düzeyde değildir. Lokal mevsimsel, ‘storm surge’ dediğimiz durum veya atmosferik yüksek basınç ile ilişkilendirilebilecek durum ölçeğindedir. Daha da artması durumunda takip edilmeli ve irdelenmeli” dedi.
6 ŞUBAT’TA İSKENDERUN’DAYDI! SIRA İSTANBUL VE İZMİR’DE
İzmir’de deniz suyunun kıyıdan çekildiği günlerde İstanbul’dan da benzer bir haber geldi. İstanbul kıyılarından 100 metre kadar çekilen deniz, Ege’deki zelzelelere hayli uzaktı. Yani herhangi bir sarsıntı bile hissedilmeden sular çekilmişti. Deprem etkisiyle değil de mevsime ve basınca bağlı değişen deniz suyu düzeyleri 6 Şubat’tan 1 gün sonra, 7 Şubat’ta İskenderun’da yaşandığında telaşlar artmıştı. Ancak o günlerde bile çok büyük 2 sarsıntıyla sarsılan ve derin yaralar açılan bölgede, su düzeylerinin yükselmesinin tek sebebi 7.8 ve 7.6’lık 2 deprem değildi. Doç. Dr. Ergin Ulutaş, 6 Şubat Depremleri’nden sonra İskenderun’daki su baskınlarının temel sebebine dikkat çekerek, durumun ‘olağan’ hale geldiğine dikkat çekerek sözlerini noktaladı.
“Geçmişte İskenderun’da 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri sonrasında oluşan su basması ve su çekilmesinin sarsıntıyla bağlantısı tartışılmıştı. Deprem öncesinde bölgede önemli bir fırtına ve su düzeyinin mevsime bağlı yükselimi söz konusuydu. Depremin ardından özellikle İskenderun, Atatürk Bulvarı ve liman civarındaki dolgu alanda yanal yayılma oluşmuş ve buna bağlı alüvyon tabanda çökmeler oluşmuştur. Bu çökmeler sonucunda sular içeri basmış ve yanal yayılmanın da etkisiyle dolgu yerdeki boşluk suyu basıncı artışıyla sıvılaşma ve kum fışkırmaları oluşmuştu. Günlerce devam eden su basması bir süre sonra fırtınanın da azalmasıyla denge halinde kıyı şeridine kadar çekilmişti. Ancak şehrin bu bölgesindeki çökme nedeniyle her bir aşırı yağış ve fırtına sonrasında bu alanın suyla dolması olağan hale gelmiştir. Sonuç olarak su basmasının nedeni depremin direk etkisi değil, deprem nedeniyle İskenderun şehir merkezi, Atatürk Caddesi ve liman kısmındaki yumuşak, alüvyon tabanın çökmesidir. Aksi durumda şehrin diğer kısımlarında da su basması beklenirdi. Ancak şehrin diğer kısımlarında su basması görülmemişti.” – Doç. Dr. Ergin Ulutaş
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
İmama Sunulan En İlginç Vasiyet! Dikkat Çeken Mezar Taşı: ‘Karı Dırıltısından Vefat Etti’
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.