32,6726$% 0.08
35,1361€% 0.11
2.439,90%-0,31
3.997,00%-0,12
16.013,00%-0,13
2.325,44%-0,26
10.333,16%-0,10
Hollanda’da yaşayan Jan ve Els yaklaşık 50 yıldır evliydi. Haziran ayında çift, iki tabibin verdiği ölümcül ilaçlarla ömürlerine birlikte son verdi. Hollanda’da ikili ötanazi olarak da isimlendirilen bu formül nadir görülse de yasal bir işlem. Her yıl daha da fazla Hollandalı çift bu şekilde bir arada ölmeyi tercih ediyor.
Bazı okuyucular bu haberdeki sözleri rahatsız edici bulabilir.
Gönüllü olarak son nefeslerini birlikte vermeye karar veren Jan ve Els, sürecin üç gün öncesinde Hollanda’nın kuzeyindeki Friesland’de kampçı minibüslerini güneşli bir marinaya park ettiler.
Evliliklerinin büyük bir kısmını bir karavan ya da teknede, hareket halinde geçirmişlerdi esasen.
70 yaşındaki Jan, karavanın sürücü koltuğunda, hiç dinmeyen sırt ağrısını rahatlatabilen tek konumda, tek bacağını kalçasının altına kıvırmış bir şekilde oturuyordu.
71 yaşındaki karısı Els, demans hastası ve artık cümle kurmakta zorlanıyordu.
Ayakta durmakta zorlanmadığını göstermek isteyen Els bedenine işaret ederek “Bak burası iyi” derken, sonra da başına işaret edip “Burası korkunç” dedi.
Çift anaokulunda tanıştıktan sonra ömürleri boyunca birbirlerinin hayatına paydaşlık etti.
Deniz, botlar ve yelkenciliğe olan ortak tutkuları, bir arada geçirdikleri yılları şekillendirdi.
Els, bir oğlan çocuk doğurdu. (İsmini vermek istemediği) Oğlu yatılı okulda okurken, tatil devirlerinde anne ve babası ile birlikte, sahip oldukları yüzen evde vakit geçirdi.
Ağır ağrı kesiciler işe yaramamaya başladı
Çift bir süre denizden yük ticareti yapsa da, işi nedeniyle on yıllardır ağır yük kaldıran Jan, önemli bel ağrıları yaşamaya başladı.
Bir süre sonra karaya taşınıp karavanda yaşamaya başladılar.
Jan 2003’te belinden ameliyat olsa da iyileşemedi. Aldığı ağır ağrı kesiciler işe yaramamaya başladı. Fakat Els bu ortada öğretmenlik yapmakla meşguldü.
Zaman zaman ötenazi konusunu açtılar. Jan, ailesine bu fizikî kısıtlamalarla uzun yaşamak istemediğini açıkladı. İşte bu vakitlerde çift, Hollanda’daki “ölme hakkını” savunan kuruluş NVVE’ye katıldı.
Jan, “Çok fazla ilaç alınca zombi gibi yaşıyorsun. Hem ağrılarım, hem Els’in hastalığı varken, buna son vermemiz gerektiğini düşündüm” diye anlattı.
Son vermek istediği ise hayatıydı.
İki doktor testlere tabi tutuyor
Els 2018’de öğretmenlikten emekli olduğunda erken demans semptomları gösteriyor ama doktora gitmek istemiyordu. Tahminen de babasının Alzheimer’dan vefatına şahit olduğu içindi.
Kasım 2022’de demans teşhisi konduğunda, tabibin muayenehanesinden öfkeyle kapıyı çarpıp çıktı. İçeride eşi ve oğlunu geride bıraktı.
Els hastalığının düzelemeyeceğini öğrendiğinde, o ve eşi Jan, oğulları ile birlikte ikisinin birlikte hayatına son vermesini, bir diğer ismiyle ikili ötanazi seçeneğini konuşmaya başladılar.
Hollanda’da şayet biri istekli olarak talepte bulunursa ve fizikî ya da ruhsal olarak acı çekiyorsa, aynı zamanda doktor kontrolünde düzelmeyecek ve “katlanılamaz” düzeyde bir rahatsızlıkları varsa, ötanazi ve tabip dayanaklı intihar yasal kabul ediliyor.
Bu talepte bulunan her insan, iki doktor tarafından testlere tabi tutuluyor. İkinci doktor, birincinin değerlendirmelerini kontrol ediyor.
Ülkede 2023’te toplam 9 bin 68 kişi ötanazi ile hayatına son verdi. Bu da toplam ölümlerin yüzde 5’i.
Rotterdam’daki Erasmus Tıp Merkezi’nden yaşlılık hastalıkları uzmanı ve ahlakbilim uzmanı Dr Rosemarijn van Bruchem, birden fazla hekimin demans hastası bir kişiye ötanazi yapmayı düşünmek bile istemediğini söylüyor.
Bu çekinceler, ötanazi datalarına de yansıyor.
Nitekim 2023’te ötanazi ile hayatına son veren binlerce şahıstan 336’sı demans hastasıydı.
Dr. van Bruchem’e göre, özellikle demansın ilk yıllarında, hastalığın nasıl ilerleyeceğinin bilinmemesi nedeniyle hastalar ömrüne son vermeyi düşünmeye başlayabiliyor.
“Önemli bulduğum şeyleri yapamayacak hâle gelecek miyim? Ailemi tanıyamayacak hâle gelecek miyim?” gibi sorular akıllarına geliyor.
Jan ve Els, aile hekimlerinin bu sürece dahil olmayı istememesi üzerine, mobil bir ötanazi kliniği olan “Centre of Expertise on Euthanasia” ile temas kurdu.
Aldıkları taleplerin ortalama üçte birini kabul eden kurum, geçen yıl Hollanda’daki takviyeli ölümlerin yüzde 15’ini gerçekleştirdi.
Daha önce başka bir çifti reddetti
Doktorlar, bu gibi çift ötanazilerinde, partnerlerden birinin oburunu etkilemediğinden emin olmalı.
Örneğin şu ana dek iki farklı ikili ötanazide bulunan Dr. Bert Keizer, daha önce bir başka çiftin talebini reddettiğini söyledi.
Dr. Keizer, hastanın karısını ikna ettiğinden şüphelenince bayanla tek başına konuştu; “Kadının geleceği için birçok hayali vardı” diyen Dr. Keizer, kadının ağır hasta olan eşiyle bir arada ölmek istemediğini anladı.
Ötanazi süreci durduruldu; adam doğal yollarla öldü, eşi ise hala hayatta.
Hollanda’da ötanazi konusunda eleştirel yaklaşımı ile bilinen, Protestan Teoloji Üniversitesi’nde sağlık konusundaki etik tartışmalar üzerine çalışan bir profesör olan Dr. Theo Boer, palyatif bakımın iyileştirilmesi halinde bu gibi uygulamalara olan gereksinimin azalacağını düşünüyor.
Dr. Boer, özellikle ülkenin eski başbakanlarından birinin eşiyle bir arada ötanazi ile ölmeyi seçmesi üzerine dünyada gazete manşetlerine bu haberin yansıdığını hatırlattı ve “Geçtiğimiz yıl onlarca çift ötanazi hadisesi gördük ve genel olarak birlikte ölmeye yönelik bir ‘kahramanlaştırma’ eğilimi var” dedi.
“Ben hayatımı yaşadım”
Jan ve Els tahminen de yıllarca karavanlarında yaşayabilirdi.
Peki çok erken ölmüş olacaklarını düşündüler mi?
Els bu soruya “Hayır, o denli düşünmüyorum” diye karşılık verdi. Kocası da, “Ben hayatımı yaşadım. Artık daha fazla ağrı istemiyorum. Yaşamış olduğumuz hayat usulü için artık yaşlandık. Buna bir son verilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Bir başka sıkıntı daha vardı.
Doktorları, Els’in hâlâ ölmek isteyip istemediği yönünde karar verecek kapasitede olduğunu, lakin demans hastalığının ilerlemesi halinde bunun değişeceğini vurguluyordu.
Bu yaşananlar Jan ve Els’in oğulları için de hiç kolay değildi.
Ötanazi randevusundan bir gün önce, Jan, Els, oğulları ve torunları birlikte vakit geçirdiler.
Jan, oğluna karavanın tuhaf özelliklerinden bahsetti ve satılacak hale getirmesi için bazı tavsiyelerde bulundu.
Oğulları ise o günü şu sözlerle anlattı:
“Sahilde annemle yürüyüşe çıktık. Çocuklar oyun oynadılar, latifeler yapıldı. Çok tuhaf bir gündü. O akşam yemeğinde, son kez bir ortada yemek yiyişimizi izlerken gözlerim doldu.”
Randevu günü bakımevinde sadece Jan ve Els’in oğulları ve gelinleri değil, çiftin en yakın arkadaşları, kardeşleri de toplandı.
Doktorları gelene kadar, iki saat anılarından bahsettiler.
Jan için, Beatles’ın Now and Then müziğini çaldılar; Els içinse, Travis’in Idlewild müziğini.
Oğulları, “Son yarım saat bizim için çok zordu. Doktorlar geldi ve her şey bir anda oldu” diye anlattı.
Els van Leeningen ve Jan Faber, doktorların verdiği ölümcül ilaçlar sonucu, 3 Haziran 2024 Pazartesi günü bir arada öldüler.
Oğulları, şimdi karavanlarını satışa koymadı; eşi ve çocuklarıyla bu karavanda tatile gitmeye karar verdi:
“Elbet bir gün karavanı satacağım. Önce ailemle burada anılar biriktirmek istiyorum.”
Ukrayna: Rusya’nın Darbe Teşebbüsü Engellendi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.