AB Ekonomisinde Yaprak Dökümü: Sonbahar Raporu Yayımlandı

“Olumsuz bir ortamda yavaş toparlanma” başlıklı raporda, AB iktisadının 2024’te yüzde 0,9, 2025’te yüzde 1,5, 2026’da yüzde 1,8, Euro Bölgesi iktisadının ise 2024’te yüzde 0,8, 2025’te yüzde 1,3 ve 2026’da yüzde 1,6 büyüyeceği öngörüldü.

AB Kurulunun bir önceki “ilkbahar” raporunda ise AB’nin 2024’te yüzde 1, 2025’te yüzde 1,6, Euro Bölgesi’nin 2024’te yüzde 0,8, 2025’te yüzde 1,4 büyüyeceği tahmin edilmişti.

Son raporla, AB’nin 2024 ve 2025 büyüme tahminleri yüzde 0,1 oranında aşağı yönlü revize edildi. Euro Bölgesi’nin büyüme tahmini 2024 için sabit tutulurken, 2025 için yüzde 0,1 düşürüldü.

ALMAN İKTİSADI KÜÇÜLECEK

Raporda, bu yıl Almanya’nın yüzde 0,1, Avusturya’nın yüzde 0,6, Finlandiya’nın yüzde 0,3, İrlanda’nın yüzde 0,5 ve Estonya’nın yüzde 1 küçüleceği, Fransa’nın yüzde 1,1, İtalya’nın yüzde 0,7, İspanya’nın yüzde 3 büyüyeceği tahmin edildi.

Gelecek yıl Almanya’nın yüzde 0,7, Fransa’nın yüzde 0,8, İtalya’nın yüzde 1 ve İspanya’nın yüzde 2,3 büyüyeceği öngörülen raporda, 2026’da Almanya’nın yüzde 1,3, Fransa’nın yüzde 1,4, İtalya’nın yüzde 1,2 ve İspanya’nın yüzde 2,1 büyüyeceği tahmin edildi.

ENFLASYON GERİLEYECEK

Raporda, enflasyonun bu yıl AB’de yüzde 2,6, Euro Bölgesi’nde yüzde 2,4 olması beklendiği, 2025’te enflasyon oranının AB’de yüzde 2,4, Euro Bölgesi’nde yüzde 2,1 düzeyine ineceği, 2026 ‘da ise AB’de yüzde 2, Euro Bölgesi’nde yüzde 1,9’a gerileyeceği tahmin edildi.

Uzun bir durgunluk periyodunun ardından AB iktisadının ölçülü büyümeye döndüğü belirtilen raporda, enflasyondaki düşüş sürecinin devam ettiği kaydedildi.

Raporda, istihdam artışı ve reel fiyatlardaki toparlanmanın harcanabilir gelirleri desteklediği, ancak hanehalkı tüketiminin kısıtlandığı bildirildi.

Yaşam maliyetinin hala yüksek olduğu anımsatılan raporda, aşırı şoklara maruz kalmanın ardından belirsizlik ve yüksek faiz oranları ortamında hanehalklarının gelirlerinin giderek artan bir kısmını tasarruf ettiği ifade edildi.

RİSKLER ARTIYOR

Raporda, belirsizlik ve risklerin arttığına dikkat çekilerek, Rusya-Ukrayna Savaşı ve Orta Doğu’daki artan çatışmaların jeopolitik ve enerji güvenliğine yönelik riskleri körüklediği kaydedildi.

ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın ticaret siyasetlerinin da risk ögesi olduğuna işaret edilen raporda, “Ticaret ortakları tarafından müdafaacı tedbirlerde daha fazla artış, küresel ticareti altüst edebilir ve AB’nin epey açık iktisadını olumsuz etkileyebilir.” ifadesi kullanıldı.

Raporda, AB içinde üretim sektöründeki politika meçhullüğü ve yapısal zorlukların rekabet gücünde daha fazla kayba yol açabileceği, bunun büyüme ve iş gücü piyasasını olumsuz etkileyebileceği bildirildi.

TÜRKİYE İKTİSADININ DURUMU

Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerin de yapıldığı raporda, “Sıkı politika duruşunun iç talebi etkilemeye devam etmesi bekleniyor.” ifadesi kullanıldı.

Raporda, Türkiye’de enflasyonun mayıs ayından beri düştüğü anımsatılarak, “Enflasyon beklentilerinin azalmasıyla birlikte enflasyondaki düşüşünün devam etmesi öngörülüyor.” değerlendirmesi yapıldı.

Depremle ilgili harcamaların azalmasıyla birlikte, kamu açığının azalmasının beklendiği belirtilen raporda, kamu borcunun ölçülü seyredeceği belirtildi.

Yüksek belirsizlik ortamına rağmen dezenflasyon ve ekonomik dengelenmenin süreceğine işaret edilen raporda, “Türk iktisadı şimdiye kadar çok yüksek jeopolitik riskleri ve meçhullüğü iyi yönetim etti.” ifadesi yer aldı.

Raporda, Türkiye iktisadının 2024’te yüzde 3, 2025’te yüzde 3,2, 2026’da yüzde 4 büyüyeceği öngörüldü.