Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Kore Demokratgik Cumhuriyeti’ne (Kuzey Kore) 24 yıl sonra yaptığı ziyarete ABD ile batının yaklaşımı nitekim “akıl yitimii” denecek kadar abartılı oldu. Örneğin ABD Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi çalışanı aynı vakitte eski Ulusal Güvenlik Kurulu Asya siyaseti yöneticisi olan Victor Cha isimli bir analist, doruğun “Kore Savaşı’ndan bu yana ABD ulusal güvenliğine yönelik en büyük tehdidi oluşturduğunu” yazabildi.
Saçmalıkta Cha’dan aşağı kalmayan bazılarının değerlendirmeleri de tepenin uluslararası nizamın bütünlüğüne doğrudan bir saldırı olduğu tarafında. Ziyarete olduğundan fazla mana yükleyip, iki başkanın buluşmasından tehdit çıkaran bu “çatışma teorisyenleri”nin hezeyanlarının tersine ziyaret ikiliyi bir araya getiren bir dizi jeopolitik şartın gereğiydi elbette. Bu ziyaret Moskova ile Pyongyang arasındaki ikili münasebetlerin bir ittifak düzeyine ulaştığını gösteriyor.
İki ülke arasında bir dizi anlaşma yapıldığı açıklandı. Bu muahedeler ticarete, yatırıma, kültüre, insani sıkıntılara ilişkin unsurlardan oluşuyor. Rusya ile Kuzey Kore ayrıyeten rastgele birine saldırıda bulunulması halinde “karşılıklı askeri yardım” konusunda da mutabık kaldılar. ABD’nin en çok rahatsız olduğu da işte bu son madde aslında. Burada tam bir Amerikan ikiyüzlülüğüne dikkat çekmeli; ABD, Japonya, Güney Kore’nin yanısıra Filipinler ile karşılıklı savunma anlaşması yapmış bir ülke. Rusya ile Kuzey Kore yapınca neden itiraz ediyor, anlamak zor. Kaldı ki Rusya ile Kuzey Kore arasındaki savunma anlaşması, ABD’nin adıgeçen ülkelerle yaptığı mutabakata benzemiyor.
Güney Koreli yetkililerin açıklamaları da oldukça kışkırtıcı doğal. Tepeyle ilgili onca palavra haberi uçurdular dünyaya Güney Koreliler. Pyongyang’ın Moskova’ya yaklaşık 10 bin konteynır askeri teçhizat gönderdiği, bunların arasında yaklaşık 5 milyon top mermisinin de bulunduğu, Ukrayna’daki Rus güçlerinin üçüncü yaz savaş dönemine hazırlandığı bir devirde bu sevkiyatların kritik öneme sahip olduğu ileri sürülüyor Güney Kore tarafından.
Rusya’nın Kuzey Kore’ye, Moskova’nın yıllar önce oy verdiği BM Güvenlik Kurulu kararlarıyla kısıtlanan gıda ile petrol gereçlerini ulaştırdığı biliniyor. İki ülkenin de ortak noktası ABD hegemonyasına karşı olmaları. Bu nedenle birlikte bir güç merkezi inşa etmek istemelerinden daha doğal ne olabilir? ABD yaptırım rejimlerini zayıflatmak, kendi güvenlik muhtaçlıklarının karşılanmasını sağlamak neden yanlış olsun?
Çin faktörünü atlamayalım. Rusya ile Kuzey Kore’nin ABD’nin Avrupa/Doğu Asya’daki siyasetlerine muhalefetini natürel ki destekliyor. ABD/Batı eksenli güç merkezine karşı Ruysa/Çin güç birliğinin çok doğal olduğunu söylemeye gerek yok.
Her şey karşıtı ile vardır.
13:13
