DOLAR

34,2387$% -0.08

EURO

37,2642% 0.07

GRAM ALTIN

3.059,16%-0,37

ÇEYREK ALTIN

5.109,00%-0,44

TAM ALTIN

20.375,00%-0,46

ONS

2.779,75%-0,27

BİST100

9.011,24%0,05

İmsak Vakti a 02:00
Bursa PARÇALI AZ BULUTLU 13°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,2387

EURO 37,2642

ALTIN 3.059,16

BİST 100 9.011,24

İmsak 02:00

13°

Adam Fawer: Şimdiye Kadar Bana En Yakın Karakteri Yazdım

ad826x90

‘Olasılıksız’ ve ‘Empati’ gibi sevilen kitapların yazarı Adam Fawer’ın yeni kitabı ‘Mobuis’, Algan Sezgintüredi çevirmenliğinde April Yayıncılık tarafından yayımlandı.

İsmini sonsuzluk şeridinden alan kitap, start up dünyasından hareketle zamanda yolculuk kavramına değiniyor. Start up dünyasıyla çalışan Caleb’in yolu hipster girişimci Andy ve dahi fizikçi Rowan’la kesişir. Ellerinde dünyayı değiştirebilecek olan bir buluş vardır.

Yeni kitabı ‘Mobius’ vesilesiyle Türkiye’ye gelen Fawer, 15 Ekim-4 Kasım tarihleri arasında resmen bir edebiyat turnesine çıktı. Okurlarıyla buluşup, kitaplarını imzalayan Fawer’la yeni kitabını, start up dünyasını ve zamanda yolcuğu konuştuk.

Adam Fawer. Fotoğraf: Kadir İncesu.

‘Mobius’ için kapitalizm ve dünyanın geldiği noktaya bir isyan diyebilir miyiz?

Aslında kapitalizmi eleştirmek niyetinde değilim, ben sadece mevcuttaki gerçekliği, realiteyi yansıtmak istedim. Özellikle start up kültürünün kişisel ve aile hayatınız üzerinde ne kadar büyük zorluklar yaratabildiğini yansıtmaya çalıştım.

Teknoloji ve start up dünyasının gelişimi sizi korkutuyor mu? Hırsı ve kapitalizmi böylesine eleştiren bir kitap yazmaya nasıl karar verdiniz?

Yani aslında buna biraz evet diye başlayabilirim çünkü halkların temsilcisi durumunda olan hükümetler, dünyanın hemen hemen her yerinde kar amacı güden şirketleri destekleyebilmek adına dışarıdan teknoloji hizmetleri alımı yapıyorlar. Baktığımızda uzayın keşfine dair lider rol üstlenmiş olan geçmişin NASA’sının yerine bugün inovasyonun bu alanda çok daha fazlasından mesul olan Space X şirketinin aldığını görüyoruz. Bana şahsen sorarsanız muazzam da bir iş çıkartıyorlar ama ‘seni endişelendiren nedir?’ diye sorduğunuzda şunu söyleyebilirim ki; gerek Elon Musk olsun gerek tek başına bilyoner olmuş kişiler olsun, bunların kişisel olarak verdikleri kararların tesirinin milyarlarca insanı etkileyebilecek olması, evet, endişe uyandırıyor.

Bilimsellikle ideolojiyi bir arada kullanıyorsunuz ama kitapta farkındalık da var. Yaşadığımız dünyada farkındalık ve öze dönüş sizce ne kadar önemli?

Tabii ki bilim ve bunun altındaki konseptler üzerine her yeni bilgi edindiğinizde ve bu yeni bilgiyi hayatınızın bir köşesine ilişkilendirebildiğinizde, bunun muhtemel felsefi çıkarımları üzerine de kafa yorabildiğinizde sanırım dünyaya biraz daha makro, biraz daha üstten bir açıdan bakabiliyorsunuz. Hem kendi hayatınızda neler olduğunu analiz edebiliyorsunuz hem de daha makro ölçekte dünyada neler olup bittiğini daha rahat anlamlandırabiliyorsunuz. Ama kendini tanımak dediğimizde sanırım içe bakmak, içe dönmek insanın kendi içine dönüp, kendi içini keşfetmesi, bu yolculuk insanın biraz daha kendini iyi tanımasını sağlayabiliyor.

‘ÖLMEDEN ÖNCE BABAMI GÖREBİLMEK, ONUNLA KONUŞABİLMEK İSTERDİM’

Kitabın konusunda olduğu gibi diyelim, 20 yıl önceki halinize mesaj yollama imkanınız var. Bu mesaj ne olurdu? Şimdiki hayatınızı değiştirmek ister miydiniz ya da nelerin önüne geçerdiniz?

Genel itibariyle bilmeden yaşamak bence daha iyi ki ben buna benzer soruları da daha önce aldım. ‘Geçmişe dönüp gitme talihiniz olsaydı masraf miydiniz?’, ‘Bu hakkınızı kullanır mıydınız?’ gibi… Orada verdiğime benzer bir cevap vermek istiyorum. Eğer kelebek etkisi yaratacak şekilde geçmişe gidebilme ve kelebek etkisiyle geleceği değiştirebilme talihim olsaydı, sanırım bunu yapmazdım çünkü mevcut hayatım gerçekten hayli güzel. İki oğlum var, memnunlar, sağlıklılar dolayısıyla mevcut hayatımı tehlikeye atacak şekilde geçmişe gidip, asla bir şeyi değiştirme yoluna girmezdim. Ama şimdiki bilgimle hiçbir şeyi değiştirme riskini almadan geçmişe gidebilme talihim olsaydı, evet bu fırsatı değerlendirirdim ve ölmeden önce babamı görebilmek, onunla konuşabilmek isterdim. Çünkü bir şeyin değerini gerçekten kaybetmeden birçok insan anlayamıyor. Dolayısıyla şimdi kaybettikten sonraki hislerim ve bilgilerimle geçmişe gidebilseydim çok daha müteşekkir olurdum diye düşünüyorum çünkü böylesi bir bilgi hediye gibi bir şey!

‘GEÇMİŞE YOLCULUK İMKANSIZ GİBİ’

Teknolojideki gelişmeler geçmişe dönüşümüzü sağlayacak mı sizce?

Eğer kişisel yaklaşacaksak, biraz karamsar olduğumu söyleyebilirim. Kendi şahsi hayatım hakkında biraz daha karamsar yaklaşabiliyorum ama küresel yaklaştığımızda biraz daha iyimser bakıyorum geleceğe. Bunu da bugün dünyanın içinde bulunduğu mevcut durum için korkutucu olduğunu bilen biri olarak söylüyorum ama dünya sıklıkla korkutucu sahnelere hamile oldu ya da böylesi anlardan geçti. Bununla bir arada küresel anlamda istatistiklere baktığımızda gerek yoksullukla gerek hastalık ve bebek vefatlarıyla gerekse aşılama oranlarıyla ilgili görüyoruz ki, 50 yıl önceki ortalama bir vatandaşla bugünkü ortalama bir vatandaş o güne kıyasla çok daha iyi koşullar altında yaşıyor. Bu da beni geleceğe dair iyimser kılıyor. Bir de ilaveten öznel baktığımda olumlu yönlü bir gidişat var. Olağan ki inişler, çıkışlar olabiliyor ama müspet yönlü gidişatın bundan sonra da devam edeceğini ama yine içerisinde iniş ve çıkışları barındıracağını düşünüyorum.

Tabii ben bilim adamı ya da fizikçi değilim ama durduğum yerden baktığımda geçmişe yolculuk imkansızmış gibi görünüyor. Bununla bir arada tahminen 200 yıl önce o zaman için imkansız gibi görünen birçok şey, bugünkü çantada keklik, garanti gözüyle bakıp yaşayabiliyoruz. Dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir beşerle sadece mobil telefonlarımız üzerinden manzaralı konuşma yapabiliyoruz dolayısıyla imkansız dediğimiz şeylerin ömrü çok uzun sürmüyor bu yıllarda…

Mobius, Adam Fawer, Tercüman: Algan Sezgintüredi, 520 syf., April Yayıncılık, 2024.

Bazen müellifler karakterlere kendilerinden özellikler koyabiliyor. Caleb karakteriyle sizin ne kadar yakın olduğunuzu düşündüm. Siz de Stanford’da MBA yaptığınıza göre aslında beyaz yakalı olma yolunda ilerleyip vazgeçen birisiniz. Caleb’in tamamen kurmaca bir karakter mi yoksa sizden çokça izler mi taşıyor?

Ben bir romancıyım ve roman yazıyorum. Dolayısıyla yazdığım karakterlerin tamamı kurgu karakterler ama son çıkan kitabım ‘Mobius’, diğer kitaplarıma göre birinci tekil şahıs ağzıyla yazdığım ilk kitap, dolayısıyla önceki kitaplarıma kıyasla yazarken en şahsi, en kişisel, en içeriden bana yakın hissettiren kitabım, bu son kitabım oldu ki kitabın anlatıcısı Caleb’a baktığımızda da şimdiye kadar yazdığım tüm karakterlere kıyasla bana kendisini en yakın hissettiren karakter oldu. Kimi en iyi özelliklerimi de kimi en kötü özelliklerimi de Caleb’ın, yani başkahramanımızın belli hareketlerinde belli söylemlerinde bulabiliyoruz.

Diğer önceki yazdığım kitaplarıma baktığımızda da gerçek hayatta tanıdığım kişileri belli karakterleri dayandırdığımı söylemek mümkün ya da belirli bir kişiliğimin belirli bir kesimini çıkartıp, bunu karakteri yazarken genişlettiğimde doğru! Örnek veriyorum, espri anlayışımdan yola çıkıp böyle bir karakter yazabiliyorum ya da acı anlayışımı kendimden çıkartıp, buna dayalı bundan ilham alarak bir karakter yazabiliyorum ama birçok kurmaca metinler için herhalde ya da kendi yazdığım kurmacalar için şunu söylemek mümkündür ki, bütün bu farklı ufak tefek parçalarımı çıkartıp, üzerine yazıp biraz daha kendimi anlama ve keşfetme yolculuğu sanırım benim için.

‘TÜRK OKUYUCUSU HARİKULADE’

Türkiye’yle ve Türkiye’deki okuyucuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Türkiye deyince sanırım aklıma gelen birinci özellik dinamik olması diyebilirim ama Türkiye’de geçirdiğim vaktin büyük bölümünü İstanbul’da geçirdim, dolayısıyla Türkiye’ye dair edindiğim izlenimler biraz daha İstanbul’a dairmiş gibi ve onlara yakınmış gibi diyebilirim ama en son geldiğimde tarih 2009’du. 2009’dan bu yana ne çok şey değişti, bunu görmek gerçekten etkiledi beni. O zamana göre çok daha çağdaş, çok daha kozmopolit hissettiriyor ve havada da inanılmaz bir enerji var ben de bunu seviyorum. Türkiye seni seviyorum (Türkçe söyledi.)

Türk okuyuculara gelince çok fazla söyleyebileceğim bir şey yok, gerçekten inanılmazlar, harikuladeler, fantastikler ama bunu söylerken de yanlı olduğumun farkındayım, benimle 30 saniye vakit geçirebilmek için 1 saat kuyrukta beklemeyi seve seve göze alan bir okuyucu kitlem var. Dolayısıyla kusursuz olduklarını düşünüyorum ama karakter olarak baktığımızda benim karşılaştıklarım çok sıcakkanlı, çok dostça bir heyecan barındırıyor içlerinde ve çok zekiler… Fizikçilerle, matematikçilerle, istatistikçilerle tanıştım zaman içerisinde ve çok güzel şeyler söyleyip, olağanüstü yorumlarda bulundular, kimisi dedi ki ‘Okuduğum ilk kitaptı sizinkisi’, kimisi dedi ki ‘Okuduğum ama sevdiğim ilk kitaptı’, kimisi dedi ki ‘beni okumaya sevk etti, okuma alışkanlığı edindim sizin kitaplarınızdan sonra’ ya da kitabımı okuduktan sonra matematik ve fen alanında iktisasını ilerletmek isteyen okuyucularım oldu. Dolayısıyla insan hayatına dokunabilecek, insan hayatını etkileyebilecek şekilde bir nevi ben de kendi kelebek etkimi yaratmışım gibi hissediyorum. Biraz olsun insanları daha da fazla bilgiye itebildiysem, sanırım en yüksek iltifata alışılmış olan da budur.

‘ZAMANDA YOLCULUK BENİM İLGİ ALANIM’

Zamanda yolculuk temalı birçok roman ve film mevcut. Bu alanda bir kitap yazmak bir yazar olarak sizin için risk değil mi?

Bütün kainata baktığımız zaman sanırım insanın doğumundan ölümüne kadar yazılabilecek her şey yazıldı, anlatacak her şey anlatıldı. Dolayısıyla bu riski taşıyorsunuz ama çok hoşuma giden bir laf var, burada da tekrarlayayım ‘Asıl icra eden Yaradan’ın kendisidir’. Bu da demek oluyor ki, aslında yapmakla mükellef olan ‘Yaratıcı’ysa, biz yaratılanların üstüne düşen şey ne yapıyorsan onun en uygununu yapmak oluyor. Ben de bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Ama zamanda yolculuk benim bir nevi, tabir-i caizse yalayıp yuttuğum bir alan diyebilirim. Buna dair favori film, dizi ve kitaplarım var. ‘Terminatör 1’ ve 2, ‘Geleceğe Dönüş’ sineması ya da ‘Voyager’ gibi TV dizileri vardı. Sanırım meraklı olduğunuz, ilginizi çeken konu hakkında bildikçe, öğrendikçe, bilgi biriktirdikçe bu konunun doneleri arasında gidip gelmeniz, oynamanız daha kolay oluyor. Bir şey yazmak istediğinizde, edebiyatta herkesin karşılaştığı bir risk eline kalemi aldığında… Bu alanda herkes yepyeni, herkes yapılmamış bir fikir bulmaya, yapmaya, yazmaya çalışıyor ama sanırım bir mevzuyu ne kadar iyi biliyorsanız, ne kadar yalayıp, yutmuşsanız o konu hakkında bir şey ortaya çıkarmak, bir ürün icra etmek o kadar kolaylaşıyor. Dolayısıyla sorunuz risk olduğu için dönüyorum, bence asıl riskli olan zaman yolculuğuna dair hiçbir şey bilmeden bir şey yazmaya kalkışmaktır.

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Altın Külçesini Kapan Buraya Geliyor! ‘Dünyanın Serveti’ İçinde Gizli, Eşi Benzeri Yok

HIZLI YORUM YAP