32,7002$% 0.1
35,4235€% -0.09
2.477,74%-1,33
4.027,00%0,47
16.135,00%0,47
2.356,72%-1,43
10.864,08%0,11
(ANKARA)- Araştırmacıların World Happiness Report da yayınladıkları “Yaşlanan Küresel Nüfusunu Desteklemek: Refah ve Demans Arasındaki İlişkiler” başlıklı raporda, sağlıklı bilişe sahip bireylerde daha yüksek refahın, hafıza ve düşünme yeteneklerini destekleyebileceğini ve daha sonraki demans riskini azaltabileceğini ortaya koydu.
St. Louis Washington Üniversitesi’nden Doktora Öğrencisi Karysa Britton, Doktora Sonrası Araştırmacı Kyrsten C. Hill, Yardımcı Doçent Emily C. Willroth, Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından desteklenen araştırmalarında, demansın önlenmesinin, yaşlanan küresel nüfusun refahını korumak için kritik bir öneme sahip olduğunu ortaya koydu. On yılı aşkın müddettir yapılan araştırmalar, daha yüksek refah seviyesine sahip kişilerin demansa yakalanma mümkünlüğünün daha düşük olduğunu gösteriyor. Bu çalışmalar refahı, “olumlu duygusal tecrübeler, kişinin hayatından duyduğu tatminin bilişsel değerlendirmeleri ve kişinin hayatının bir amacı veya anlamı olduğu duygusu dahil olmak üzere birçok farklı şekilde” tanımlanıyor.
Dünya Sağlık Örgütü, 2050 yılına gelindiğinde küresel 65 yaş ve üzeri insan nüfusunun iki katına çıkacağını tahmin ediyor. Yaşlı yetişkinlerin küresel nüfusu artmaya devam ettikçe, demansla yaşayan insan sayısının da artarak 2050 yılına kadar yaklaşık 139 milyon demans hadisesine ulaşması bekleniyor. Demans, ilerleyici ölümlerle sonuçlanan yaşa bağlı bir klinik sendrom. Demansın günümüzde tam olarak tedavisinin bulunmadığı ve biyomedikal tedavilerin sonlu kaldığı göz önüne alındığında, farmakolojik olmayan demans tedbire stratejilerinin kıymetlendirilmesi ve uygulanması hayati kıymet taşıyor.
Yakın zamanda yapılan bir meta-analiz, iyi oluş ile demans arasındaki alakanın, amaç duygusu gibi bazı iyi oluş tipleri için olumlu duygulanım gibi başkalarına göre daha dengeli olabileceğini ileri sürüyor. Araştırmalar, refahın sağlığı sosyal, davranışsal ve biyolojik yollarla koruyabileceğini ve benzer düzeneklerin refahı daha düşük demans riskiyle ilişkilendirebileceğini öne sürüyor. Örneğin, refahın, bilişsel işleyişi desteklemek ve demansı önlemek için kritik olan sosyal iştiraki teşvik ettiği düşünülüyor. Daha yüksek refah aynı zamanda daha fazla fizikî aktivite ve sigaradan uzak durma gibi bilişsel ve beyin sıhhatine yararlı olan olumlu sağlık davranışlarını da destekliyor.
Araştırmalar, daha yüksek refahın daha iyi kalp ve damar ile bağlantılı olduğunu, bunun da demans riskini azalttığını ileri sürüyor.
Araştırma birçok ülkede yapıldı
Refahın demansa karşı koruma mümkünlüğünü test etmek için ortalarında Avustralya, Çin, Avrupa, İsrail, Kore, Singapur ve Amerika Birleşik Devletleri’nin de bulunduğu çok sayıda ülke ve dünya bölgesinde, orta ve yaşlı yetişkinlik periyodundaki insanları takip eden düzinelerce araştırma çalışması yapıldı. Bu çalışmalar, daha yüksek refah seviyesine sahip kişilerin daha iyi hafıza ve düşünme yeteneklerine sahip olduğunu, hafıza ve düşünme yeteneklerinde daha az düşüş yaşadıklarını, ve demans geliştirme olasılıklarının daha düşük olduğunu ortaya koydu.
Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago kentindeki Rush Alzheimer Hastalıkları Merkezi’nde yürütülen bir araştırma çalışması, daha yüksek refah seviyesine sahip kişilerin demansa neden olan beyin hastalıklarına karşı dirençli göründüklerini ortaya çıkardı. Refah, çalışma devrinin başında değerlendirildi ve iştirakçilerin hayatlarının geri kalanında hafıza ve düşünme yetenekleri yıllık olarak değerlendirildi. İştirakçiler öldükten sonra araştırmacılar, iştirakçilerin beyinlerinde mevcut olan demansla alakalı nöropatolojinin ölçüsünü ölçmek için otopsi yaptı.
Daha yüksek refah seviyesine sahip kişiler, araştırmacıların araştırmalarında keşfettikleri demansla alakalı nöropatoloji ölçüsüne kıyasla, hayatlarının son yıllarında beklenenden daha iyi hafıza ve düşünme yeteneklerine sahip oldular ve hafıza ve düşünme yeteneklerinde beklenenden daha az düşüşler yaşadı. Bu ilişki bilinen diğer dayanıklılık faktörlerinin (yani sosyoekonomik durum, eğitim, bilişsel aktivite, kişilik, düşük depresyon) ve bilinen demans risk faktörlerinin üstünde ve ötesinde mevcuttu. Bu, refahın hafızayı ve düşünme yeteneklerini demansa neden olan beyin hastalıklarından koruyabileceğini ortaya çıkardı.
“Refah kesinlikle düşük demans anlamına gelmez”
Yüksek kaliteli uluslararası veri kaynakları, daha yüksek refahın daha düşük demans riskiyle alakalı olduğuna dair güçlü ispatlar ortaya koyuyor. Fakat araştırmacılar refahın kesinlikle daha düşük demans riskine neden olduğu anlamına gelmediğini de vurguluyor. Refahın demans üzerinde nedensel bir tesirini oluşturmak zor. Zira refah ve demans, yaşam usulü, tıbbi ve sosyoekonomik faktörler de dahil olmak üzere birçok ortak nedeni paylaşıyor.
Örneğin, sosyal izolasyon, düşük eğitim seviyesi veya zayıf fizikî ve zihinsel sağlık, aynı anda refahı azaltabilir ve demans riskini artırabilir. Ters nedensellik de mümkündür. Örneğin, daha düşük refah düzeyleri, demans gelişmesinden önce meydana gelen altta yatan beyin değişikliklerinin erken bir göstergesi olabilir. Bu durumda, refahı güzelleştirmek için müdahale etmek, altta yatan beyin değişikliklerinin veya gelecekteki demansın gidişatını kesinlikle değiştirmeyebilir. Bu nedenle, refahın demans üzerindeki tesirlerinin nedensel olup olmadığını belirlemek çok önemli.
Araştırmacılar, refahın düşük demans riski üzerindeki potansiyel nedensel tesirine dair deliller arttıkça, bir sonraki adım olan demansı tedbire veya geciktirme için refahı artırıcı müdahaleleri test ediyor. Mevcut refah müdahalelerinin, hafıza ve düşünme yeteneklerindeki değişiklikler ve nihayetinde demans tanısı üzerindeki tesirleri test etmede yararlanılabilecek.
Arnavutköy’de Ekmek Fırınına Silahlı Saldırı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.