32,9753$% 0.44
35,8410€% -0.03
2.553,40%0,17
4.126,00%0,26
16.533,00%0,28
2.408,79%-0,27
11.024,33%2,62
Betül Topaklı / Milliyet.com.tr – Son yıllarda pak içme suyuna ulaşmak isteyenlerin tercihi su arıtma aygıtları oluyor. Ancak arıtma kullananların başını ‘Acaba içtiğim su minerallerden yoksul mi?’ sorusu kurcalıyor. Zira bu mevzuyla ilgili uzmanlar, “Suyu gerçekten arıtıyor. Kimyasal olarak suyun arıtılması, suyun içindeki bütün kimyasalların uzaklaştırılması anlamına geliyor’ kanısını savunuyor. Arıtma firmaları ise suyun mineral pahasının kaybolmadığını, doğal filtrelerle yeniden mineral eklediklerini iddia ediyor. Peki, arıtma suyu aygıtlarındaki mineral kaybı sorunu nedir?
‘SUYUN TDS EN AZ 100 MİLİGRAM OLMALI’
Uzun müddettir Instagram sayfasında paylaştığı bilgilendirici içeriklerle dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. V.Özlem Bozkaya, arıtma sularıyla ilgili uzun yıllardır en çok tartışılan konunun mineral kaybı olduğuna değinerek, Arıtma aygıtlarındaki arıtıcı filtreler zararlı maddeleri olduğu gibi sudaki faydalı mineralleri de süzüyor ve geriye mineral değeri hayli düşük bir su kalıyor. Suyun mineral yoğunluğunu veren temel parametre ise TDS değeri. Bu bedel çok basit bir araçla ölçülebiliyor. Bu ölçüm suyun içindeki kalsiyum, magnezyum, bikarbonat gibi minerallerin toplamını ifade ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) arıtılmış suları inceleme raporlarında; sudaki TDS kıymetinin özellikle litrede 75 miligramın altında olmasının ve uzun süre bu şekilde tüketilmesinin kalp damar hastalıklarındaki risk artırdığını ortaya koyuyor. Özellikle kalsiyum ve magnezyum gibi minerallerin eksik olması bu risk artışında çok etkili oluyor. DSÖ raporlarında, sağlıklı suyun mineralce zengin olması gerektiği ve TDS kıymetinin en az 100 miligram olması gerektiği belirtiliyor. İdeali ise 200 miligram / litre olmalı” açıklamasını yaptı.?
Bazı arıtma su markaları, aygıtlarında doğal filtreler (Hindistan cevizi kabuğundan yapılanlar gibi) olduğunu ve arıtma sonrasında elde edilen suya bu filtrelerce yeniden mineral eklendiğini iddia ediyor. Bu şekilde mineral kaybının önlendiğini bir pazarlama stratejisi olarak kullanıyorlar. Ben bir doktor olarak, 15 yıldır doğal mineral ekleme filtresi de olduğunu iddia eden ünlü bir markanın arıtma suyunu kullanıyorum. Bu mevzuyla ilgili merakımı ve araştırmalarımı derinleştirdiğimde, TDS ölçen aygıtla konutumda arıtmadan aldığım suyun mineral bedelini ölçtüm. Çeşmeden aldığım suyun TDS değeri 134 geldi. Arıtma sonrası bu bedel 12’ye düştü. Mineral eklenmesi olayının tamamen balon olduğunu bu şekilde tespit ettim. İlgili firmaya ulaşmaya çalıştım ama hiçbir açıklama yapılmadı. Arıtma aygıtlarında pazarlama yaparken suya faydalı mineralleri geri eklediğini söyleyen firmalardan, arıtma sonrası TDS paha ölçümü yapmalarını talep edin. – Doç. Dr. V.Özlem Bozkaya
EN SAĞLIKLI SU HANGİSİ?
“En sağlıklı su, ulaşabildiğimiz en pak sudur” diyen Doç. Dr. V.Özlem Bozkaya, “Yani suya kesinlikle mikroorganizma bulaşmamalı. Su asla ağır metal ve çevresel atıklarla kirlenmemeli. Gönül isterdi ki çeşmelerimizden akan suyun temizliğine güvenelim. Ankara’da yaşıyorum ve çeşmemden akan sudan bunun tahlilini yapamadığım için ben güvenemiyorum. Bu durumda geriye damacana, pet şişeler ve arıtma seçenekleri kalıyor. Damacana ve pet şişelerde bekleyen sularda mikroplastik, BPA gibi kanserojen hususların bulaşı söz konusu. Özellikle pet şişelerin sıcağa maruz kalmasıyla, suya geçen mikroplastik ve zararlı kimyasalların miktarı artıyor. Bugün pek çok market önünde, depolama koşullarında pet şişede suların güneş altında bekletildiğine şahit oluyoruz” açıklamasını yaptı.
‘ARITILAN SU AĞIR METAL VE MİKROPLASTİK İÇERMİYOR’
Yapılan çalışmalarla, doğmamış bebeğin plesentasından anne sütüne, boyun damarlarından beyne atan pıhtının içeriğine kadar pek çok yerde mikroplastik kalıntıların tespit edildiğini söyleyen Doç. Dr. Bozkaya, “Mikroplastik maruziyetimiz bu kadar çokken nereden maruziyeti azaltırsak o kadar kâr oluğunu düşünüyorum. Bu manada plastikte bekleyen suları da eledik. Geriye pak su kriterinde ağır metal ve mikroplastik gibi kirleticilerden arındırdığından emin olduğumuz arıtma sular kalıyor” görüşünü savundu.
Son vakitlerde bir pazarlama stratejisi haline gelen suyun alkali hale getirilmesinin de sanıldığı gibi bir yararı yok. Beşerde pH 7.35 – 7.5 gibi sıkı bir aralıkta tutulur. Bu pH’ın sabit tutulması için vücut daima kendi tamponlama sistemini kullanır. Dışarıdan aldığınız karbonat ekleyerek alkali hale getirdiğiniz bir suyun kan pH’ını tamponlama özelliği çok çok düşüktür. Kaynak sularından elde edilen yüksek pH’lı sular evet yararlıdır ancak bu yararın esas nedeni pH değeri değil, mineralce zengin olmasıdır. Hatta bazı yayınlar, pH’ı 10 üzerindeki alkali su tüketiminin sağlıklı beşerde zararlı olabileceğine dair görüşler belirtiyor. Alkali sıvıları bazı hastalıklarda kullanırız ancak sağlıklı bireylerde tüketiminin yararı gösterilmedi. Kötü beslenmeyle ortaya çıkan asit yükünü karbonatlı suyla tamponlayamazsınız. Bedenin asit yükünü artıran kötü beslenmeden uzak durmak daha akılcı bir yaklaşım. – Doç. Dr. V.Özlem Bozkaya
Doç. Dr. V.Özlem Bozkaya’nın maden suyu ekledikten sonra yaptığı ölçüm
MİNERAL KAYBI MESELESİNİ NASIL ÇÖZDÜ?
Arıtma aygıtındaki suyun mineral pahasını artırmanın mümkün olduğunu açıklayan Dr. Özlem Bozkaya, bunun için yapılması gerekenleri şöyle anlattı: “Arıtmadan aldığım 1 bardak suya, mineralce zengin 1 şişe maden suyundan 1-2 yemek kaşığı eklediğimde TDS değerinde bariz yükselme saptadım. Kendimce bulduğum çözüm bu oldu. Arıtmadan aldığımız suya (1 litreye yaklaşık 10 yemek kaşığı olacak şekilde) maden suyu ekleyerek sürahiden veya şişeden kullanalım. Arıtma suyu kullananların gün içerisinde 1-2 şişe maden suyu tüketmesinin çözüm olabileceğini düşünüyorum. Şayet arıtma firmalarının arıtma sonrası güvenilir TDS ölçüm bedellerinde optimal sayıları görüyorsanız buna gerek kalmayabilir.”
‘GÜNDE 1 ŞİŞE MADEN SUYU TÜKETİN’
Arıtma aygıtı kullananların arıtma sonrası alınan sudan TDS ölçümü istemesinin değerine değinen Dr. Özlem Bozkaya, içme suyu ile ilgili tekliflerini şöyle sıraladı: Önce pak suya ulaşalım. Ağır metal ve mikroplastik gibi kirleticilerin olmadığı su, pak sudur. Plastikte su tüketiminden kaçınalım. Arıtmadan elde edilen suyun TDS değeri 75’in (firma servisleri denetimlerde küçük bir aygıtla bunu yapabiliyor) altında kalıyorsa kesinlikle maden suyu ekleyerek tüketelim. Arıtma aygıtı kullanan herkes günde 1 şişe maden suyu tüketsin.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Tavşanlı’da Ortaokul Öğrencileri Zehirlendi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.