DOLAR

34,2906$% 0.16

EURO

37,0922% -0.36

GRAM ALTIN

3.028,62%0,57

ÇEYREK ALTIN

5.118,00%0,33

TAM ALTIN

20.411,00%0,34

ONS

2.746,88%0,43

BİST100

8.908,47%0,40

İmsak Vakti a 05:55
Bursa AÇIK 17°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,2906

EURO 37,0922

ALTIN 3.028,62

BİST 100 8.908,47

İmsak 05:55

17°

Aşırı Sıcaklar Devam Edecek! Türkiye’nin Temel Sorunu Yaz Kuraklığı

ad826x90

Trakya Üniversitesi Doğal Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Musa Uludağ, son periyotta bir yanda aşırı sıcaklar ile kuraklık, diğer yanda yağışlarla iklimin önemli bir konu olarak ortaya çıktığını ve halkın gündemine indiğini söyledi. İklimin dünyanın varoluşundan bu yana her zaman değiştiğini anlatan Uludağ, bundan sonra da değişerek, doğal süreçlere bağlı olarak kendini göstereceğini ifade etti.

İklimin karmaşık bir yapı olduğunu belirten Doç. Dr. Uludağ, İnsanoğlunun nüfusunun artması, doğal ortamı tahrip etmesi, özellikle sanayi ihtilaliyle sadece tahribatın yanlış arazi kullanımının dışında atmosferin yapısının değiştirilmesine bağlı olarak karbon salınımı, floral karbon gazların salınımı, sanayi atıklarının artması akarsuların, denizlerin ve göllerin kirlenmesi birçok farklı süreci de beraberinde getirir. Dolayısıyla iklim çok karmaşık bir yapı, iklimin bu değişimi son sanayi ihtilaliyle daha çok sıcaklığın artmasına yönelik meydana geliyor. Zira atmosferdeki karbon oranı sanayi ihtilalinin başlarında 200 PPM iken bugün 400 PPM’yi geçmiş durumda.

Bu esnada çok küçük bir rakam gibi gözükse de atmosferdeki sıcak ısı tutulması açısından önemli bir yapıya sahip. Zira şunu biliyoruz ki, dünya güneşten gelen ışınlarla değil, yere yansıyan ve atmosferdeki sera gazları tarafından tutulan güneş dalgaları sayesinde ısınır. Dolayısıyla atmosferdeki bu artış önemli, sera gazlarındaki artış dünyanın ısınmasına sebebiyet veriyor. Doğal dünya ısındığı zaman dünyanın her yeri aynı oranda ısınmıyor. Bazı bölgeler daha fazla ısınıyor. Ve bunu da belirleyen, tetikleyen en önemli faktör okyanus ve deniz sularının soğumaması, kışların daha ılık ve sıcak geçmesi, okyanus sularının ısınması ki, şu an Atlantik’te ve Pasifik’te yaklaşık 2-2,5 derece ortalamanın üzerinde bir sıcaklıktan bahsediyoruz. Bu sıcak su akıntıları iklimi belirleyen temel faktör diye konuştu.

EKOLOJİK ŞEHİRLER OLUŞTURULMALI

Yeşil alanların yok edilmesinin güneşten gelen gücün betonlar tarafından absorbe edilmesinin kentsel sıcaklığı artıran faktör olduğunu söyleyen Uludağ, Ancak küresel manada da iklimi belirleyen en önemli süreç atmosfer ve buna bağlı olarak da özellikle okyanuslardır. Dolayısıyla iklimi düşünürken bunu bir bütün olarak düşünmek zorundayız. O zaman burada iki temel sorunumuz var. Bir, devletlerin ortak alacağı kararlar, bir de yaşadığımız bölgedeki yerel idarelerin halkın yaşayan insanların bölge için alacağı kararlar ve uygulamalardır. Örneğin, çok basit bir örnek verelim.

Bir bölge betonla binayla kaplıyken o bölgede sıcaklıklar 40, 42 derece civarındayken yine betonla binayla kaplı bölge yeşillendirilmiş ve yollar ağaçlandırılmış bir kuşak halindeyken yaklaşık 6 ile 8 derece arasında bir sıcaklık farkı oluşuyor. Ancak bu aşırı sıcaklıklardan daha az etkilenme şansımız var. Bunu nasıl yapabiliriz? Bunu özellikle bina boyalarımızın renklerinin seçiminden şehir içindeki yeşil alanların artırılmasından, şehir içindeki dere yataklarının bina yerine, yeşil nesiller haline dönüştürülmesiyle, birçok şekilde veya ekolojik şehirler oluşturarak yapabiliriz. Bu bizim yerel olarak yapmamız gereken bir durum ifadelerini kullandı.

KURAKLIK YAĞIŞIN AZLIĞIYLA DEĞİL, YAĞIŞIN KULLANILMAMASIYLA ORTAYA ÇIKAN FAKTÖR

Doç. Dr. Musa Uludağ, iklim değişikliğinde en önemli sorunun kuraklığın olduğunu belirterek, Kuraklık dediğimiz olay bir bölgedeki yağışın yıllar içinde azalması. Ama bazen de şu var, yağış artmasına rağmen de kuraklık olabilir. İşte örneğin günümüzde yaşıyoruz. Geçtiğimiz haftalarda önemli sellerle karşılaştık. Bu da denizlerin aşırı ısınması atmosfere bol ölçüde su buharının pompalanmasını veya depolanmasını sağlıyor. Atmosferdeki bu su buharı bir şekilde yağış olarak yeryüzüne düşecek. Ama nereye düşeceği o bölgenin yerel faktörlerine bağlı olarak kentsel ısı adacıklarına bağlı olarak, yükseltiye bağlı olarak yeşil alan, yeşil jenerasyona bağlı olarak şekillenecek. Ve dolayısıyla düşen yağış aynı bir de yanlış arazi kullanımı sonucunda da önemli riskleri oluşturuyor. Dolayısıyla kuraklık sadece yağışın azlığıyla değil, düşen yağışın kullanılamamasıyla da ortaya çıkan bir faktör. Örneğin, bir ormanlık bölgeye düşen yağışın çok az bir kısmı buharlaşırken büyük kısmı yer altına sızarken, ormandan yoksun bir alanda yağışın büyük bir kısmı buharlaşır. Büyük bir kısmı yüzeysel akışta sele dönüşür. Dolayısıyla suyu kullanılamaz hale gelir. Dolayısıyla kuraklıkları sadece yağış eksikliği olarak değil, suyu kullanma olarak da dikkat etmemiz gerekiyor dedi.

AŞIRI SICAKLAR DEVAM EDECEK

Aşırı sıcakların devam edeceğini söyleyen Doç. Dr. Uludağ, Özellikle son yıllarda baktığımız zaman sıcaklık bilgilerinde bir artış var. Biz iklim bilgilerine baktığımızda en az 30 yıllık datalara bakarız ki, daha uzun veriler daha sağlıklı sonuçlar verir. Geriye dönüp baktığımız zaman yaz ve kış dönemine göre sıcaklıkların artma ve azalma eğilimleri düzenli olarak değişir. Ama burada düzenli bir süreç daha var. Sıcaklık eğrisinin yatay değil, dikey yönde gittiği yani ortalamaların her yıl biraz daha arttığını gösteriyor. Esas risk olan bu ortalamaların artması bir yılın sıcak, bir yılın soğuk geçmesi çok büyük sorun değil. Sıcak yılların ve ılık kışların devamlı olması özellikle kar yağışlarının az olması, kuraklığın temel nedeni olarak karşımıza çıkıyor ifadelerini kullandı.

YAZ KURAKLIĞI OLAN BİR ÜLKEYİZ

Doç. Dr. Musa Uludağ, iklimle mücadele için yapılması gerekenlere değinerek, tabiata uyumlu ve coğrafyasını tanıyan kuşaklar yetiştirilmesinin değerini vurguladı. Özellikle okul öncesinden başlayarak ilkokul, ortaokul ve lisede tabiat temelli eğitimlerin müfredata yerleştirilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Uludağ, şöyle konuştu:

10 yıllık olmaz, uzun yıllar ve kuşaklar uzunluğu olur. Bunu bir lüks olarak görmemeliyiz. Bunu yaptığımız zaman afetlere karşı da güçlü dirençli toplumlar oluştururuz. İklimle mücadele kısa vadeli değil, bu uzun vadeli bir süreç. Yakın vadeli süreçler ise özellikle ‘dere ıslahı’ adı altında derelerin işgal edilmesine son vermek zorundayız. Derelerin etrafı beton yığınlarıyla ıslah edilemez. Zira bunlar doğal süreçlerdir, kendi yollarını kendileri yapar. Siz bunları ‘ıslah’ adı altında zapt etmeye çalışırsınız ama kontrol edemediğiniz zamanda önemli problemlerle karşılaşırsınız. ‘Dere ıslahı’ adı altında yaptığımız beton kanallar aynı zamanda suyun yer altına sızmasını engelliyor. Bizim kullanabileceğimiz en sağlıklı sular, kuraklık döneminde başvuracağımız sular yer altı sularıdır. Dolayısıyla yağış sularının yer altına geçmesine izin vermemiz gerekiyor. Kentlerimizdeki asfalt yapılarımızın sızdırmazlık özelliğini ortadan kaldırmamız yer altı sularını geçirebilir özellikli hale getirmemiz gerekiyor. Yeşil nesilleri oluşturmamız gerekiyor. Yağmur hasadına başlamamız gerekiyor. Türkiye’nin temel bir sorunu, biz yarı kurak bir ülkeyiz. Yaz kuraklığı olan bir ülkeyiz. Ama park ve bahçelerimiz kuraklığa sağlam bitkiler değil, daha çok çimlerden oluşuyor ve dolayısıyla bu çimleri her gün sulamak zorundayız. İngiltere’de veya kuzey Avrupa ülkesinde çimleri sulamazsınız ama her taraf yeşildir. Zira atmosfer ve nem oranı yüksektir. Düzenli yağışları vardır. Bu aslında oranın doğal bir sonucudur. Dolayısıyla belediyelerimizin kendi kentlerini, kendi iklim özelliklerine uygun rekreasyonel faaliyetleri yapması ona uygun bitki çeşitlerini seçmesi elzemdir. Tabiat esasen kendini gösteriyor. Ama biz illa çim yapacaksak sularımızı boşa harcayacağız. Diğer bir önemli sorun, araba ve balkon yıkamayı çok seviyoruz. Aşırı şekilde su tüketiyoruz. Bunlar küçük gibi geliyor ama bunlar çok önemli su kaynaklarıdır.

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Dini Kıymetlere Saldıran Kişi Gözaltında

HIZLI YORUM YAP