32,8826$% -0.25
35,1821€% -0.54
2.449,68%-0,30
4.001,00%-0,17
16.005,00%-0,18
2.326,34%-0,04
10.647,91%-0,31
A Milli Futbol Ekibi, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2024) F Grubu ilk maçında BVB Dortmund Stadyumu’nda Gürcistan’ı 3-1 mağlup etti. Ay-yıldızlılara galibiyeti getiren golleri 25’inci dakikada Mert Müldür, 65’inci dakikada Arda Güler ve 90+7’nci dakikada Kerem Aktürkoğlu kaydetti.
Mücadele sonrası Milli Kadro’nun oyununu ve maçı Milliyet Gazetesi müellifleri değerlendirdi.
Korkunç ve mutlu! / Attila Gökçe
Euro 2024’e korkunç ama mutlu bir macerayla başladık. Montella’nın, evvelki Şampiyona’da başımıza gelenleri bir yere not ettiğini, tedbiri elden bırakmadığını gördük. Doğrusu, Milli Grup da o kötü anıları tekrar yaşamak istemiyordu. Esasen yeni oyuncuların varlığı, bu türlü bir tehlikeyi önlemekteydi.
Sahaya çıkan on teğe bakacak olursak… Arda ile başlayınca Montella’nın tercihlerinin hepsinin de doğru olduğuna dair ortak bir kanı oluşmuştu adeta. Lakin oyun başladıktan sonra görüldü ki alana çıkan on birde İtalyanların ”punta” dediği klasik bir dokuz numaramız yoktu. Olsun, futbol bu türlü de oynanabilirdi. Anlayışlı olmaya çalıştık. Hele orta alandan topu kapıp yeniden set oyununa döndükçe Milli Takım’da motorların ısınmakta olduğunu gördük.
Oyun doğru oynanıyordu. Rakip ceza alanına umduğumuzun üzerinde kalabalık oyuncuyla girişimiz umut vericiydi. Duran toplar ve beklediğimiz kornerler de geliyordu. Ne var ki rakip ceza alanına doldurulan, oraya ortalanan toplar daima rakip savunmalar tarafından kesiliyordu. Yine de sabırla bekledik. İşte dakika 25… Ceza alanında onca adamla karambolden bir türlü çıkarıp kaleye sokamadığımız top yine Gürcü defansı tarafından ceza alanı dışına atılınca orada bekleyen Mert Müldür’ün güç, öfke ve ihtiras dolu vuruşuyla bize ilk golü getirdi. Buna ilk gol dedim, inandım ki ardı gelecekti. Ortada şu notu da unutmayalım: Montella sağ kanatta oynayan Arda’yı ortaya çekip Barış Alper Yılmaz’ı oraya gönderdi… Verimli oyun devam ediyordu… Ne var ki 32’de Mikautadze ceza alanımızın önünde set oluşturan Gürcistan’ın yakaladığı fırsatı gole çeviriverdi.
İkinci yarıda sette ısrar ederken, rakip Gürcistan’ın geçişlerle yakaladığı fırsatlarda oyuncularımızın telaşla geriye koşup yorulduklarına şahit olduk. Daha da can sıkan durum, savunmada toplanmanın, yerleşmenin ve adam paylaşımının istediğimiz gibi olmamasıydı.
Yine de set oluşturarak önde basmada ısrar etti çocuklar. Bu oyun da Arda ve Hakan’ın daha da aktiflik kazandığı, korner, duran top da üreten bir anlayışı sergiliyordu. Lakin Gürcülerin geçiş ısrarı da zorluk çıkarıyordu. Bu oyun, savunmada sıkıntı yaratırken bizimkilerin de ısrarlı gol arayışına yol açtı. 65’de Arda’nın soluyla ceza alanı dışından yaptığı kusursuz vuruş tıpkı Samsun’da Galler’e attığı gol gibi Gürcülerin de hatırını sormaya yetti.
Madem hatır sorduk, çok öfkeli ve kararlı olduklarını da söyleyelim. Hakçası, ısrarla gol aradılar. İkinci golümüzden sonra öylesine tehlikeli geçişler yaptılar ki baktık, 10 oyuncumuz da kendi yarı alanımızda rakiplerini kovalamaya çalışıyordu.
Montella, sıkıntılı oyuna müdahale etti: 79’da Arda ile Yusuf Yazıcı, Kaan’la Merih Demiral yer değiştirdi. Mert Müldür – Zeki Çelik, değişikliği, sonrasında Kerem’in, Salih’in de oyuna katılışı… Hepsi de maçı onur sıkıntısı yaparak oynadı, mücadele etti. Hele 90+6’da üst üste kazandıkları iki kornerin aşkına kaleci Mamardashvili de gole (!) koşunca… Bizimkiler kaptıkları topla boş kaleye çılgınlar gibi koşup umulmadık bir sonuç yazdılar. Bravo Kerem… İyi yazdın skoru!
Bu kadar zor olmamalıydı / Ediz Sırapınar
Gürcistan, tarihinde ilk kez bir Avrupa Şampiyonası maçına çıktı. Elemelerde 8 maçta kalesinde 18 gol gören, Almanya’ya gelirken sadece kümesinde Güney Kıbrıs’ı ve play-off’ta Lüksemburg’u yenebilen bir ekipten bahsediyoruz.
Takım savunması bu kadar kötü olan, beşli defans sınırıyla rakibi bozmaktan diğer oyun planı bulunmayan Gürcistan önünde hayal kırıklığına uğradığımız bir ilk yarı geçirdik.
Son 500 dakikada sadece bir gol atan, hazırlık devrinde hiç de sağlıklı bir görüntü vermeyen milli gruptan hiç olmazsa Gürcistan karşısında daha organize daha kollektif bir oyun beklerdik. Ama nerde!
İlk yarı Mert kalesinde güvenli durmasa, rakip yakaladıklarını atsa, karaları erken bağlamıştık. Montella’nın güçlü kadrolara karşı uyguladığı o başarılı geçiş setleri, kendi düzeyimizdeki ekiplere aynı biçimde işlemiyor.
İlk yarı ne tempo yapabildik ne atakta yaratıcı ve aktiftik. Mert’in marifet dolu golüyle öne geçtik ama bunu bile koruyamadık. İleri uçta Barış rakip savunma arasında kayboldu, iki kanat Arda ve Kenan hiç işlemedi. Üstelik iki oyuncu da savunma vazifesini unutunca aslında kötü olan arka tarafımız önemli açıklar verdi.
İkinci yarının ilk 20 dakikasında da değişen bir şey yoktu. Topun ardına geçen Gürcistan, durarak oynayan Milllilerimizi adeta uyutarak vakti eritiyordu. Maç tam krize girmek üzereydi ki, sahneyi Dünya yıldızımız Arda aldı. O denli klas bir gol attı ki şapkadan tavşan çıkardı. Türkiye’yi tahminen de kaostan kurtardı.
Montella skor avantajını eline geçirdikten sonra Arda ve Kaan’ı kenara aldı, Merih ve Yusuf’u alana sürdü. Merih ile ilk dakikadan beri alarm veren savunma bloğunu üçledi. Birkaç dakika geçmeden yorulan Mert Müldür ile Zeki’yi Kenan ile de Kerem Aktürkoğlu’nu değiştirdi.
Maçın uzatma anları korku sineması üzereydi. Gürcistan’ın direkten dönen topları, yürekleri ağızlara getiren karambollerden sonra son saniye Kerem ile tahminen de 2. çeşidin kapısını aralayıverdik.
Sonuçta kolay gibi gözüken kümenin ilk maçında önemli sıkıntılar yaşasak da kazanmayı bildik. Ama bu kadar zor olmamalıydı. Zor diyorum, skor olarak değil, futbol olarak rahat edebildik mi?
Montella idaresinde en iyi maçlarımız, favori olmadığımız, topu rakibe bıraktığımız karşılaşmalar… Umarız Portekiz maçı da bu türlü olur.
Jose Mourinho’dan Argümanlı Fenerbahçe Açıklaması: Benim Profilim Bu