Ukrayna’daki çatışmalar, Filistin sorunu ve kıtanın farklı ülkelerindeki muhafazakar partilerin giderek artan oy oranlarıyla yüzleşen Avrupa’da, 27 ülkenin ortak geleceğinde söz sahibi olacak isimleri belirlemenin ilk ayağı olan AP seçimleri, bugün Hollanda’da başladı.
Yaklaşık 400 milyon seçmeni sandıkla buluşturacak seçimler, bugünden itibaren 4 gün sürecek.
AB kurumları arasında üyeleri direkt halk tarafından seçilen tek organ olan AP’nin 720 yeni üyesi, 1979’dan bu yana 10’uncusu düzenlenen bu seçimle belirlenecek.
Seçimler, 9 Haziran akşamı 27 ülkenin tamamında sandıkların kapandığı an sona erecek. Takip eden saatlerde AP tarafından kesin olmayan sonuçlar açıklanacak.
İlerleyen günlerde sonuçların resmileşmesiyle yeni milletvekilleri, üyesi bulundukları siyasi partilerin görüşünün AP çapında örtüştüğü diğer partilerle çatı oluşumlar kurma çalışmalarına başlayacak.
Bu koalisyonların, AB’nin yasama organının gelecek 5 yıl boyunca alacağı kararlarda söz sahibi olacak siyasi kümeleri oluşturmnası beklenirken, siyasi kümeler, 16 Temmuz’da başlayacak yeni yasama devrinin ilk Genel Heyet toplantısında hazır bulunacak fakat süreç bununla bitmeyecek.
AP’nin yeni Genel Kurulu, bir yandan seçim gündemi nedeniyle rafa kaldırılan yasa tekliflerini görüşmeye başlarken diğer yandan AB’nin yeni yönetim takımlarının formasyon süreci de devam edecek.
AB’yi gelecek 5 yıl boyunca yönetecek isimler de belli olacak
Avrupalı seçmenler, bu seçimle sırf AP milletvekillerini değil geleceklerinin 5 yılında söz sahibi olacak yeni idarenin de belirlenmesinin yolunu açacak.
Seçimin ardından yaklaşık 6 aylık sürede AB’nin yürütme organı Kurul ve karar alma organı Kurulun yapısı da şekillenecek.
AB’nin en üst ve itibarlı durumu AB Komitesi Başkanlığı için özellikle en çok oy olan siyasi kümenin liste başı adayı olmak üzere tüm adaylar, diğer kümelerden yoğun destek arama sürecine girecek.
AB Doruğu olarak bilinen AB Konseyinin ilk toplantısında üye ülkelerin başkanları, AB Komitesi Başkanlığı için adaylarını sunacak.
İlerleyen aylarda milletvekilleri, AB ülkelerinin başkanları tarafından gösterilen adayların ortasından AB Kurulunun yeni liderini seçecek.
AB’de bir nevi bakan görevi gören Komisyon üyeleri ise üye ülkeler tarafından Kurul liderine danışılarak aday gösterilecek.
Bu isimlerin göreve başlaması için onayı da tekrar AP verecek.
AB’nin karar alma organı, AP ile yasama yetkisini paylaşan Konseyin yeni başkanı ise üye ülkelerin başkanları tarafından nitelikli çoğunlukla seçilecek ve 1 Aralık’ta misyonlarına başlayacak.
Böylece yılın son ayına AB, gelecek 5 yılını yönetecek yeni isimlerle girecek.
Avrupa’da 27 ülkenin ortak geleceğinde söz sahibi olacak isimleri belirlemenin ilk ayağı olan AP seçimleri, 4 güne yayılacak.
Oy kullanılacak günler, ülkeden ülkeye değişiyor. Hollanda’nın ardından 7 Haziran’da İrlanda, Çekya ve Estonya’da AP seçimleri için oy kullanılacak.
8 Haziran’da İtalya, Malta, Slovakya ve Letonya’da seçmenler, AP seçimleri için sandığa gidecek.
En hareketli gün ise 21 ülke seçmeninin sandık başında bulunacağı 9 Haziran olacak. Oy verme sürecinin sürdüğü Estonya ve İtalya’ya 19 ülkenin eklenmesiyle 9 Haziran’da AB’nin toplam 21 üyesinde birden seçim yapılacak.
Almanya, Fransa, İspanya, Polonya, Romanya, Belçika, Portekiz, Yunanistan, Macaristan, Finlandiya, Avusturya, Bulgaristan, Danimarka, İsveç, Hırvatistan, Litvanya, Slovakya, Lüksemburg ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi sandığa gidecek.
Her ülke nüfusu oranında milletvekili çıkarıyor
Bu seçim, AP’deki sandalye sayısı açısından bir unsur işaret ederken, İngiltere’nin 2020’de AB’den ayrılması, 2019 seçimlerinin ardından misyonuna şimdi başlamış AP’nin üye sayısını da etkilemişti.
Ancak sandalye sayısının artık 28 değil 27 üye ülkeye nazaran yeniden düzenlenmesi, bir sonraki seçime bırakılmıştı.
Dolayısıyla bu seçimde ilk kez 705 yerine 720 milletvekili seçiliyor. Nüfuslarına nazaran en çok milletvekilini çıkaran ilk 5 ülke sırasıyla 96 ile Almanya, 81 ile Fransa, 76 ile İtalya, 61 ile İspanya, 53 ile Polonya’dan oluşuyor.
Romanya 33, Hollanda 31, Belçika 22, Portekiz, Yunanistan, Macaristan, İsveç ve Çekya 21’er, Avusturya 20, Bulgaristan 17, Slovakya, Danimarka ve Finlandiya 15’er, İrlanda 14, Hırvatistan 12, Litvanya 11, Letonya ve Slovakya 9’ar, Estonya 7, Malta, Lüksemburg ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi 6’şar milletvekili çıkaracak.
AP seçimleri ve aşırı sağın yükselişi
Bu ortada Avrupa genelinde klâsik partiler, bu hafta başlayan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde aşırı sağın büyük bir zafer kazanmasından tasa ederken, birçok uzman tarafından, güç istikrarının süper güçler tarafından belirlendiği ve bu güçlerin direkt savaş içerisine girmeyip savaşı üçüncü dünya ülkeleri içerisinde yürüttüğü Soğuk Savaş devrine geri dönüldüğü iddia edilen son devirde, küreselleşme, uluslararası göç, değişen üretim süreçleri, demografik değişimler, neoliberal politikalar, derinleşen eşitsizlik, kitle iletişim araçlarıyla çeşitlenen ve artan sosyal hareketler gibi etkenlerin aşırı sağ olgusunu yeniden ve hızla canlandırdığı gözlemleniyor.
Küreselleşmenin hızla artan etkisi ve hegemonya dileğiyle benimsenen tek taraflı yaptırımlar sonrası Avrupa içerisinde artan sanayisizleşme problemleri da önemli işsizlik sorunlarını ortaya çıkarırken, giderek tükenen Avrupa endüstrisi içerisinde orta sınıfın güç kaybetmesi, Çin önderliğindeki Asya’nın en büyük rakip pazar olarak yükselişi ve bireylerin refah seviyesinde görülen azalmanın önemli sosyal ve sınıfsal sıkıntıları da beraberinde getirdiği anlaşılıyor.
Neoliberal siyasetlerle sürdürülen globalleşme hırsı sonrası daha da artan adaletsiz sermaye dağılımı, ‘daha iyi yaşam’ isteyen kitleleri göçe zorlarken, muhafazakar, dar gelirli ve liberal siyasi sisteme karşı yansılı sosyal kümeler kendilerini temsil eden ve seslerini duyurabilecekleri tek kapı olarak aşırı sağ partilere doğru kaymasına neden oluyor.
20:44
