34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
20.381,00%1,12
2.705,79%1,29
9.549,89%1,94
Fransa’nın Strasbourg kentinde toplanan AP Genel Kurulunda Macaristan’ın 1 Temmuz’dan bu yana yürüttüğü Dönem Başkanlığı faaliyetlerinin ele alındığı oturum düzenlendi. Macaristan Başbakanı Viktor Orban yaptığı konuşmada, AB’nin durumunun, Macaristan’ın ilk AB Dönem Başkanlığı’nı üstlendiği 2011’den bu yana çok daha önemli olduğunu ifade etti. Ukrayna’daki savaş, Orta Doğu ve Afrika’da artan çatışmalar, göç, Schengen bölgesindeki riskler ve Avrupa’nın küresel rekabet gücünü kaybetmesi gibi mevzulara değinen Orban, “AB’nin değişmesi gerekiyor” dedi. Orban, Macaristan’ın AB Konseyi’nin dönüşümlü başkanlığını yürütürken, tamamlanması gereken 52 yasa tasarısı da dahil olmak üzere dürüst ve yapan bir arabulucu olacağını ve Parlamento ile kurumlararası müzakerelere başlamaya hazır olduğunu söyledi.
“AB’nin son 20 yıldaki ekonomik büyümesi Çin ve ABD’nin gerisinde kaldı”
Rekabetin önemli bir konu olduğunu vurgulayan Orban, AB’nin son 20 yıldaki ekonomik büyümesinin Çin ve ABD’den önemli ölçüde geri kaldığını ve AB’nin küresel ticaretteki hissesinin da azaldığını belirtti. Enerji fiyatlarının esas engel olduğunu belirten Orban, “AB, Rus enerji kaynaklarından uzaklaşmanın bir sonucu olarak önemli gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) büyümesini kaybetti” dedi. Orban, “Yeşil dönüşümün kendi başına meseleye bir çözüm sunduğu yanılgısına düşmemeliyiz” diyerek karbondan arınmanın üretkenliğin yavaşlamasına ve iş kaybına yol açtığına dikkat çekti. Göç meselesine da değinen Orban, “Avrupa yıllardır, özellikle dış sonlarında göç baskısı altında. AB bu sınırları savunmalı. Macaristan bu konuda 2015’ten beri siyasi çabalar verdi, sayısız teşebbüs ve teklif gördük. Hepsi de tek bir temel ögeden mahrum oldukları için başarısız oldu; dış sıcak noktalar. Bunlar olmadan Avrupalıları yasa dışı göçten koruyamayız” dedi. Orban, “AB iltica sistemi çalışmıyor. Yasa dışı göç, antisemitizme ve kadınlara yönelik şiddetin artmasına yol açtı. Bunlar gerçekler, beğenelim ya da beğenmeyelim” diye konuştu. Düzenli olarak “Schengen zirveleri” düzenlenmesini öneren Başbakan Orban, Bulgaristan ve Romanya’nın yıl sonuna kadar serbest sirkülasyon alanının tam üyesi olması gerektiğini ifade etti. Orban Batı Balkan ülkelerinin AB’ye iştirakinin hızlandırılması çağrısında bulunarak, “Sırbistan katılmadan Balkanlar’ı istikrara kavuşturamayız” dedi. AB savunma endüstrinin, çiftçi dostu, rekabetçi tarım sektörünün ve AB uyum siyasetinin değerini vurgulayan Orban, “Uyum Fonu bir hayır kurumu ya da bağış değildir, AB’deki en büyük yatırım siyaseti biçimlerinden biridir ve tek pazarın dengelenmesi için bir ön şarttır” şeklinde konuştu. Orban, “Biz Macarlar, Avrupa Birliği’nin bir kesimiyiz. Avrupa’nın olabileceği şey olmasına yardımcı olmak için en ufak bir talih gördüğümüz sürece bunun için savaşmaya devam edeceğiz. Başkanlığımızın başarısı, AB’nin başarısı olacak. Avrupa’yı tekrar mükemmel yapalım” diyerek konuşmasını bitirdi.
Orban’a “Ciao Bella” ile tepki
Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın konuşmasının ardından genel heyetteki sol eğilimli bazı milletvekilleri ayağa kalktı. Orban’ı protesto eden milletvekilleri, “Ciao Bella” şarkısını söyledi. AP Başkanı Roberta Metsola ise, “Burası Eurovision değil” diyerek milletvekillerine müdahale etti.
Leyen, Orban’ı hedef aldı
Orban’dan sonra söz alan Avrupa Kurulu Başbakanı Von der Leyen, Macar başkana sert tepki gösterdi. Leyen, “Bugün Kurul Başkanlığı sırasında karşı karşıya olduğumuz en acil sıkıntılardan kimilerine odaklanmak istiyorum. Birincisi Ukrayna, ikincisi rekabet, üçüncüsü göç. Ukraynalı dostlarımız savaşta üçüncü kışa giriyor. Rusya bunu şimdiye kadarki en zor kış yapmaya çalışıyor. Geçtiğimiz ay Rusya, Ukrayna kentlerine bin 300’den fazla insansız hava aracı gönderdi. Yaz boyunca Ukrayna’nın enerji altyapısına yüzlerce füze yağdı. Sayısız Ukraynalı öldürüldü veya yaralandı. Aileler ayrıldı. Şehirler yok edildi. Dünya, Rusya’nın savaşının vahşetine şahit oldu. Yine de bu savaşı işgalciye değil, işgal edilene yükleyenler var. Putin’in iktidar dileğine değil, özgürlüğe susayan Ukraynalılara bağlayanlar var. Bu yüzden onlara şunu sormak istiyorum: 1956’daki Sovyet işgalinden Macarları sorumlu fiyatlar mıydı? 1968’deki Sovyet baskısından Çekleri ve Slovakları sorumlu meblağlar mıydı? Biz Avrupalılar farklı tarihlere ve farklı lisanlara sahip olabiliriz, ancak barışın teslimiyetle eş anlamlı olduğu hiçbir Avrupa dili yoktur. Egemenliğin de işgalle eş anlamlı olduğu bir dil yoktur. Ukrayna halkı, tıpkı Orta ve Doğu Avrupa’yı Sovyet egemenliğinden kurtaran kahramanlar gibi özgürlük savaşçılarıdır. Ukrayna ve Avrupa için adil bir barışa ulaşmanın tek bir yolu var. Ukrayna’nın direnişini siyasi, mali ve askeri takviyeyle güçlendirmeye devam etmeliyiz” ifadelerini kullandı.
“Bir hükümet, Avrupa şirketlerine başkalarından daha fazla vergi koyarak ayrımcılık yapıyorsa nasıl daha fazla Avrupa yatırımı çekebilir?”
Rekabet konusuna değinen von der Leyen, “Yenilikçi şirketlerimizin birden fazla, genişlemelerini finanse etmek için ABD’ye veya Asya’ya bakmak zorunda kalırken, her yıl 300 milyar Euro’luk Avrupa hanehalkı tasarrufu yabancı pazarlara yatırılıyor, Ortak Pazarımız da hala çok fazla engel var ve şirketlerimizin hudutlar ötesinde ölçeklenmesini engelliyor. Bu yüzden bir Tasarruf ve Yatırım Birliği önerdik. Şirketlerin sonlar ötesinde büyümeleri için engelleri azaltmamız gerekiyor. Ortak pazarımızı tamamlamak, finans ve dijital gibi dallarda raporlama yükünü azaltmak için yeni bir hamle önereceğiz. Rekabet gücümüzü güçlendirmek için gidilecek yön budur. Ancak aynı zamanda AB’deki bir hükümetin tam tersi yönde Ortak Pazar’dan uzaklaştığını da görüyoruz. Bugün çok dikkatli dinledim. Bir hükümet, aynı zamanda Avrupa şirketlerine başkalarından daha fazla vergi koyarak ayrımcılık yapıyorsa nasıl daha fazla Avrupa yatırımı çekebilir? Aynı zamanda bir gecede ihracat kısıtlamaları uygularsa daha fazla şirketi nasıl çekebilir? Keyfi kontrollerle onları hedef alırsa, müsaadelerini engellerse, kamu mukaveleleri çoğunlukla küçük bir kümeye giderse, bir hükümete Avrupa şirketleri nasıl güvenebilir? Bu durum belirsizliğe yol açıyor ve yatırımcıların inancını zedeliyor. Tüm bunlar, Macaristan’ın kişi başına düşen GSYİH’sinin Orta Avrupa komşuları tarafından geride bırakıldığı bir zamanda gerçekleşiyor. Macaristan Avrupa’nın kalbindedir ve aynı zamanda ekonomimizin de kalbinde olmalıdır. Macar halkı ortak pazarımızın tüm avantajlarından yararlanmalıdır” şeklinde konuştu.
“Bir AB üyesi ülke, Rusya’dan fosil yakıt satın almanın alternatif yollarını aradı”
Leyen, “Hala kirli Rus fosil yakıtlarına bağlı kalmamız gerektiğini düşünenlere seslenmek istiyorum. Rus tanklarının Ukrayna’ya girmesinden sadece birkaç gün sonra Avrupa önderleri Versay’da toplandı, 27’si de mümkün olan en kısa sürede Rus fosil yakıtlarından uzaklaşmayı kabul etti. Peki, bin gün sonra bu taahhütte neredeyiz? Avrupa gerçekten de çeşitlendi. Güvenilir ortaklarla altyapılar ve yeni bağlar kurduk. Avrupa’da üretilen ucuz ve temiz güce yatırım yaptık ve bunu başarıyla yaptık. Yılın ilk yarısında tüm elektrik üretimimizin yüzde 50’si, Avrupa’da iyi işler kuran ve Rusya’da olmayan kendi gücümüzden, yerli yenilenebilir kaynaklardan geldi. Ancak herkes Versay taahhütlerine göre hareket etmedi. Alternatif kaynaklar aramak yerine özellikle bir AB üyesi ülke, Rusya’dan fosil yakıt satın almanın alternatif yollarını aradı. Rusya, güvenilir bir tedarikçi olmadığını defalarca kanıtladı. Artık mazeret yok. Avrupa enerji güvenliğini kim istiyorsa öncelikle buna katkıda bulunmalıdır. Uymamız gereken kural budur” dedi.
Göç konusuna da değinen Leyen, “Herkes göçün Avrupa’nın bir sınaması olduğunu ve Avrupa’nın bir cevap gerektirdiğini anlıyor. İşte bu yüzden Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi, Göç ve Sığınma Konusunda Yeni Paktı kabul etti. Şimdi bunu uygulamalıyız. Birliğimizin dış sınırlarındakiler de dahil olmak üzere üye ülkelere ortak sınırlarımızı yönetmelerine yardımcı olmak için bakıyoruz” dedi.
“Macaristan hükümeti ek güvenlik denetimleri olmadan Rus vatandaşlarını AB’ye nasıl davet edebilir?”
Doğrudan Macaristan Lideri Orban’a seslenen Leyen, “Macaristan’ın sınırlarını koruduğunu ve hatalıların Macaristan’da hapsedildiğini söylediniz. Sadece bu tabirin, yetkililerinizin geçtiğimiz yıl hapis cezasına çarptırılmış kaçakçıları ve insan tacirlerini cezalarını çekmeden serbest bırakması gerçeğiyle nasıl uyuştuğunu merak ediyorum. Bu, Avrupa’da yasa dışı göçle mücadele etmek değil. Bu, AB’yi korumak değil. Bu sadece sıkıntıları komşunuzun çitinin üzerinden atmaktır” ifadelerini kullandı. Macaristan’ın Rus vatandaşlarına vize kolaylığı sağlaması konusunu dile getiren Leyen, “Hepimiz dış sınırlarımızı daha iyi korumak istiyoruz. Ancak sadece organize suçlara karşı birlikte çalışırsak ve kendi ortamızda dayanışma gösterirsek başarılı olabiliriz. Kimi içeri alacağımızdan bahsedeceksek, Macaristan hükümeti ek güvenlik denetimleri olmadan Rus vatandaşlarını Birliğimize nasıl davet edebilir? Bu durum, yeni Macaristan vize düzenlemesini sadece Macaristan için değil, tüm AB üyeleri için bir güvenlik riski haline getiriyor. Macaristan hükümeti, Çin polisinin kendi topraklarında faaliyet göstermesine nasıl izin verebilir? Bu, Avrupa’nın egemenliğini savunmak değildir. Bu, yabancı müdahale için bir arka kapıdır” şeklinde konuştu. Leyen, “Evet, Frontex’i güçlendirmeliyiz. Evet, kaçakçılıkla mücadele mevzuatını kesinleştirmeli, Europol’ü güçlendirmeli ve Paktı tam olarak uygulamalıyız. Ancak bu, daha az değil, daha fazla iş birliğiyle başarılabilir ve alışılmış ki hukukun üstünlüğüne ve temel kıymetlerimize tam saygıyla” ifadelerini kullandı.
Leyen, “Macaristan, Kurul Başkanlığını ikinci kez üstleniyor. Birincisi 2011’deydi. O vesileyle Başbakan Orban şöyle demişti: ’Biz 1956 devrimcilerinin ayak izlerini takip edeceğiz. Biz Avrupa Birliği davasına hizmet etmeyi amaçlıyoruz. Avrupa, kendi yerini korumak için birlik olmalı.’ Sanırım hepimiz aynı fikirdeyiz. Avrupa birlik olmalı. Bu o zamanlar doğruydu. Bugün de doğru. O yüzden Macar halkına hitap ederek bitirmeme izin verin. Biz tek bir aileyiz. Sizin öykünüz bizim hikayemizdir. Sizin geleceğiniz bizim geleceğimizdir. 10 milyon Macar, geleceğimizi birlikte şekillendirmeye devam etmemiz için 10 milyon iyi nedendir. Yaşasın Avrupa” kelamlarıyla konuşmasını tamamladı.
Orban’a tepkiler devam etti
Muhafazakar Avrupa Halk Partisi Başkanı Manfred Weber da yaptığı konuşmada, Orban’ın Ukrayna’nın içinde bulunduğu kötü duruma “tek bir cümle” bile değinmemesinden şoke olduğunu belirterek AB bayrağı altında yürüttüğü diplomasiyi eleştirdi. Weber, “(Rusya ve Çin) Seyahatiniz asla bir barış misyonu değildi. Otokratlar için büyük bir propaganda gösterisiydi” dedi. Yeşiller Partisi Eş Başkanı Terry Reintke ise “Burada güzel karşılanmıyorsunuz, burası Avrupa demokrasisinin evi” sözleriyle Orban’a tepki gösterdi.
Orban, Temmuz ayında “barış misyonu” olarak tanımladığı ziyaret kapsamında Rusya ve Çin’e gitmişti.
KAYNAK : www.bursa.com
Diğer Bursa Haberleri İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bursa Sağlık Çalışanlarından Protesto