MÜJDE IŞIL – NASA’nın gönderdiği Apollo 11 ile Ay’a ilk kez ayak basma manzaralarının stüdyoda mı çekildiği yoksa gerçek mi olduğu daima tartışılan bir konu. ABD bayrağının hareketsizliğinden gölgelerin pozisyonuna kadar, bu görüntülerin sahte olduğuna inananlar azımsanmayacak kadar çok. Başrollerini Scarlett Johansson ve Channing Tatum’un paylaştığı “Fly Me to the Moon/Beni Ay’a Uçur” işte bu olay etrafında dolaşırken reklam dünyasının gerçeklerini ve palavralarını da anlatıyor.
Pazarlamacı Kelly, NASA ve uzay yarışının Amerikan halkının ve senatörlerin gözünde prestijli hâle gelmesi için görevlendirilir. Ancak fırlatma yöneticisi Cole Davis bu durumdan hiç hoşnut değildir. Bir de üstüne Kelly’ye, misyonun başarısızlığı durumda sahte bir aya iniş düzenlemesi talimatı verilince işler karışır.
Yalan ve manipülasyon
“Beni Ay’a Uçur”, 1969’da Ay’a ilk kez ayak basış hikayesini reklamcılık tarafından anlatırken bir yandan da romantik güldürü sularında yüzüyor. Ekip, romantik güldürü cinsinin artık eskisi kadar seyirciyi cezbetmediğini görmüş ya da oyuncularının kimyasına ikna olmamış ki Ay seyahatinin nasıl sponsor ve halk desteği kazandığı üzerine kurgulamış kıssayı. Palavranın ve manipülasyonun bu işin bir parçası olduğu vurgulanmış. ‘Rüya Başkan’ JFK’in miras fikrinin Nixon’ın katakullici idaresinde gerçekleşmesi de öykünün önemli bir ögesi. Film, kostüm ve dekorlarıyla ‘60’ların sonunu anlatırken ‘90’lar sinemasının klişelerini ve nahifliğini kullanıyor. Bu açıdan çift taraflı nostalji hissiyle, keyifle izleniyor.
“The Lost City/Kayıp Şehir” Sandra Bullock ile uyumlu bir ikili oluşturan Channing Tatum, aynı kimyayı bu sefer yakalayamamış. Scarlett Johansson’ın gücüne ve ışığına yaklaşamıyor, sönük kalıyor. Woody Harrelson alıştığımız gibi çok hınzır. Ve “Sessiz Bir Yer: İlk Gün”den sonra yine karşımızda ‘kahraman’ bir kedi var.
Katil peşinde
Ti West’in “X” serisinin üçüncü sineması “MaXXXine”. Mia Goth, Maxine Minx rolüne geri dönerken ona Elizabeth Debicki, Michelle Monaghan ve Kevin Bacon eşlik ediyor. Çiftlik evi katliamında ayakta kalan son kadın olan Maxine, 1980’lerin Hollywood’unda gözünü şöhret ve başarıya dikerken gizemli bir katilin hedefi oluyor.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
13:14
