Ayrılıkların En Yaygın Nedeni Ortaya Çıktı: Kimse Bunu Tahmin Etmiyordu

İlişkisi olan 2 bin yetişkinin katıldığı bir ankette, ayrılığın en tuhaf sebepleri arasında partnerin sevmediği yemek tercihlerinden, hoşlanılmayan spor kadrolarına kadar çeşitli ögeler yer aldı. Ancak araştırma, partnerlerin film ve televizyon zevklerinden nefret etmenin, münasebetin sona ermesinin en önemli nedenlerinden biri olduğunu vurguladı.

Diğer ilginç mazeretler arasında ise farklı burçlara sahip olmak, evcil hayvana alerjisi olmak ya da mesleğine odaklanmak istemek gibi sebepler öne çıkıyor. Yine de, ayrılıkların çoğunlukla klasik ‘sorun sende değil bende’ veya ‘ciddi ilişkiye hazır olmama’ gibi açıklamalarla temellendirildiği belirtildi.

Katılımcılardan biri, eski sevgilisinin şiddetli horlaması nedeniyle ayrıldığını ifade etti. Çalışmayı yürüten yayın platformu Freely’nin sözcüsü, “Ayrılmak asla kolay değildir; ister partnerinizle, ister işinizle, hatta bir abonelikle olsun,” dedi ve devam etti: “Çoğumuz, alışkanlıktan veya değişim endişesinden dolayı bir şeye gereğinden uzun süre bağlı kalıyoruz. Ancak bazen yapmamız gereken en iyi şey, kendimize karşı dürüst olup, o adımı atmaktır; özellikle de artık ihtiyacımız olanı bize vermediğinde.”

Araştırma, ilgilerde kalma sebeplerinin birçoklarının, değişim korkusu ya da partnerin hislerini incitme tasasından kaynaklandığını ortaya koydu. İştirakçilerin yüzde 55’i, bu yüzden bağlantılarında olması gerekenden daha uzun süre kaldıklarını belirtti. Ayrıca, her 10 kişiden 7’si, sevdikleriyle ayrılmanın, hayattaki en sinir bozucu tecrübelerden biri olduğunu söyledi.

Ayrıca, araştırmaya göre yüzde 81’i, bu tür haberleri diğerlerine yüz yüze iletmeyi tercih ediyor. Uzmanlar, yakın zamanda münasebetlerde geri dönüşü olmayan bir nokta olduğuna ve bu noktaya yıllar önce gelinebileceğine dikkat çekiyor.

Almanya’daki Mainz Üniversitesi’nden bir ekip, Avustralya, İngiltere, Almanya ve Hollanda’da yürütülen dört ilişki araştırmasından elde edilen verileri analiz etti. Çalışma, toplamda 11.295 iştirakçiyi kapsıyor ve 21 yıl boyunca yapılan araştırmalar sonucunda, münasebetlerin “terminal düşüş” adı verilen bir duruma maruz kaldığını ortaya koydu.

İlişkilerdeki bu düşüş, iki evrede gerçekleşiyor. İlk aşama, birkaç yıl süren ve memnuniyette küçük bir düşüş ile karakterize edilen dönem. Ancak, sonrasında bağlantılardaki mutluluk oranında hızlanan bir düşüş yaşanıyor. Ekip, bu dönüm noktasından sonra ilginin son evresinin genellikle yedi ila 28 ay sürdüğünü ve bu sürecin ortalama bir ila iki yıl kadar devam ettiğini buldu.

Çalışmanın muharrirlerinden Profesör Janina Bühler, “Bu son evreye gelindiğinde, bağın sonu kaçınılmazdır” dedi.