“Bağışıklığı Güçlendirmek İçin İlk Şart Doğru Nefes Almak”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

T24 Sağlık

Mevsimlerin değişmesiyle vücut istikrarı ve muhtaçlıkları da değişiyor. Ayurveda Tıp Sistemi uzmanlarına göre sonbaharda sağlığı müdafaanın en önemli yolu, bedeni sıcak tutmak ve sindirim sistemini desteklemekten geçiyor. Nefes uzmanlarına göre ise tüm bu sistemin doğru çalışabilmesi için insanlarda alışkanlık olan “ağız solunumunu” bırakmak, hem havadaki mikroplardan korunmak hem de bedenin ihtiyacı olan enerjiyi nefesten doğru almak için önem taşıyor.

Mevsim geçişlerinde bağışıklığı güçlendirmek için tavsiyelerde bulunan Davranış Bilimleri Uzmanı ve Nefes Eğitmeni Lale Yılmaz, doğru nefes almanın vücut için hayati önemine dikkat çekerken, Ayurveda Sağlık Danışmanı Hande Mistili ise lisanın renk ve durumunun sindirim sistemi hakkında önemli ipuçları verdiğini ve dil temizliğinin beslenmedeki rolünü vurguladı.

Yılmaz: “Temel besin kaynağımız nefestir”

Lale Yılmaz

Davranış Bilimleri Uzmanı Nefes Eğitmeni Lale Yılmaz doğru nefes almanın vücudun ana besin kaynağı olduğunun altını çizerek “Bu vücudun temel besin kaynaklarından biri nefes. Su ya da yiyecek olmadan vücut bir süre kendini yönetim edebilir, ancak nefesimizi kaybedersek en fazla 4 dakika içinde yaşam tehlikeye girer. Ayurveda’ya göre de bedenin ilk besini nefestir ve bu nefesin akışkan olması gerekir” dedi.

Yılmaz doğru nefes olan burun teneffüsünün olası enfeksiyon meselelerinin önüne geçebildiği gibi, bedeni sakinleştirmek için de etkili olduğunu söyledi:

“Sonbaharla birlikte ağız teneffüsünün negatif etkilerini enfeksiyonlara kucak açması olarak da biliyoruz. Bunu önlemek, doğru solunum, doğru nefes alışkanlıkları geliştirmek için ağzınızın kapalı olduğundan emin olmalısınız. Nefesi doğru şekilde burnunuzdan alıp burnunuzdan vermenin vücuda, sinir sistemine, sindirim sistemine ve genel sağlığa etkilerini çok kısa zamanda gözlemleyebilirsiniz. Günümüzde en büyük sıkıntılardan biri de ağızdan nefes alıp vermek. Nefes alma organımız tartışmasız şekilde burundur. Nefesi her durumda burundan alıp burundan vermeliyiz, çünkü bedenin enerji üretebilmesi için hem oksijene hem de karbondioksite ihtiyacı var. Ağızdan nefes aldığımızda, fazla karbondioksiti dışarı atıyoruz ve bu da hücresel bazda oksijenlenmeyi kaybetmemize yol açıyor. Ayrıca ağızdan nefes almaya başladığımızda, nefesimiz yüzeysel ve hızlı olur. Ancak vücudun hızlı ve yüzeysel nefes almaya ihtiyacı yoktur, tıpkı fazla yemek yemenin zararları gibi, fazla solunum da bedene zarar verir.”

“Burun teneffüsü nefesin fabrika ayarıdır”

Yılmaz, “Nefesimizi nasıl yavaşlatabiliriz dersek, yine burun diyeceğim. Siz ağızdan nefes aldığınızda burundan başlayıp oturma kemiklerine kadar gidecek olan havayı daha oraya gidemeden tüketmiş oluyorsunuz. Ama burundan aldığınızda hava yavaşça iniyor ve olması gereken seyahate çıkarak ana solunum kası olan diyafram kasına ulaşıyor. Burundan nefes almaya başladığınızda isteseniz de nefesinizin suratını arttırmazsınız ve hem fazlalığı azaltmış olursunuz hem de bu bedeni sakinleştirmiş olursunuz çünkü diyaframınız aktif olmaya başlar. Hatta biraz daha derinleştiğiniz de, hayatınıza nefes şuurunu ve antrenmanları kattığınızda oturma kemiklerine kadar giden nefesi de fark etmiş oluyorsunuz. Bu vücut için işte fabrika ayarı bu burundan alıp vermek oluyor.”

“Dil idmanları ile nefes doğru yönetilebili”

Lale Yılmaz son olarak ağızdan nefes almanın dil kaslarında gevşemeye ve büyümeye neden olabileceğini ve bunun önüne geçmek için dil kaslarını güçlendiren egzersizler yapılabileceğini şu şekilde ifade etti:

“Dilin ağız kapalı olduğunda ülkü konumu damakta yapışmış halde olmasıdır ve dil bir kas olduğu için daima ağız teneffüsü yapmanız, onun aşağıya doğru sarkmasına ya da büyümesine yol açabilir. Bunun için bazı egzersizler var. Lisanınızı yukarı doğru kaldırıp, üstteki iki dişinizin gerisine hafif bir baskı uygulayarak lisanınızı çalıştırabilirsiniz. Buna ‘dil pilatesi’ diyebiliriz. Bu şekilde dil kaslarınızı güçlendirebilirsiniz ve bunu yapmak için asla geç değil.”

“Yeryüzünün en eski tıp sistemi ayurveda”

Modern tıbba göre “hastalık” olarak isimlendirilen birçok olumsuz durumun “Ayurveda Tıp Sistemi”ne göre “denge kaybı” olarak görüldüğünü aktaran Ayurveda Sağlık Danışmanı Hande Mistili, “Ayurveda aslında bir annenin şefkati ile kendini sarıp sarmalayabilmenin yol ve prosedürlerini öğreten yeryüzünün en eski tıp sistemidir. ‘Yaşam Bilimi’ diye çevriliyor. Ben ‘Yaşam Sanatı’ demeyi de çok seviyorum çünkü kişinin iyi olma halinin devamını ve bizim çağdaş tıpta ‘hastalık’ diye tanımladığımız ayurvedada ise ‘dengesizlik’ olarak tanımlanan o zihinsel, fizikî ve duygusal dünyadaki dengeyi müdafaanın yol ve metotlarını aktarıyor” dedi.

Hande Mistili

“Sonbaharda vücudun en büyük yükü, bedeni ısıtmak”

Mevsimlerin insan vücudunu etkilediğini ve özellikle sonbaharın Ayurveda’da önemli bir dönem olduğunu ifade eden Mistili de, sindirim sisteminin önemine değindi:

“Tıpkı mevsimlerin doğayı etkilediği gibi, insan bedeni de aynı şekilde bu değişimlerden etkilenir ve Ayurveda tıbbına göre sonbahar, vücut için çok önemli bir dönemdir. Havalar soğudukça, doğa gibi vücudumuz de bu dönüşüme ayak uydurur. Sonbaharda vücudun en büyük yükü, ısıtmaktır. Başımızı, kulaklarımızı ve boğazımızı korumadığımızda, ince giyinip üşüdüğümüzde, bedenimiz bu soğukla başa çıkmak için fazla enerji harcar ve kaynaklarını tüketir. Bu yüzden vücudun gücünü korumak için kendimizi sıcak tutmayı bilmeliyiz. Bununla birlikte, vücudun en çok enerji tüketen diğer sistemi sindirim sistemidir. Eğer sabah 100 ünitelik güçle güne başlıyorsak, bunun 60 ünitesini sindirim sistemi harcar.”

“Herkes her sabah önce aynanın karşısına geçip diline baksın”

Dilin sindirim sisteminin durumu hakkında ipuçları verebildiğini söyleyen Hande Mistili, “İnsanlar sindirim sistemini lisanlarından okuyabilirler. Her sabah aynanın karşısına geçip herkes bir diline baksın. Lisanın üzerinde eğer beyaz yoğun bir katman varsa vücudunuzun toksin yükünün fazla olduğunu size gösterir. Demek ki bugün beslenmeye biraz dikkat etmek lazım. Örneğin; zencefil çayları çok güzel gidebilir. Hem sonbaharda bedeni sıcak tutmak için de tesirlidir. Eğer lisanın üzerinde kahverengi bir lekelenme görüyorsanız; bağırsaklarınızın biraz kuruduğunu, sindirimde sorun olduğunu anlayabilirsiniz. O zaman da tahminen her yemekten önce parmak boğumu kadar taze zencefil kesip, üstüne biraz limon ve tuzla yiyebilirsiniz. Bunu yaparak lisanınızı de sulandırmış olursunuz. Sindirim ağızda başlayıp anüste bittiği için bu iki bölge aralığında lisanın sağlığı, lisanın temizliği, ıslaklığı ve nemliliği çok değerli. Ağzınız kuruysa bilin ki bağırsaklarınızı da kurudur.” diye konuştu.

“Dil doğru tat aldığında beyin doğru enzim üretimi için harekete geçer”

Mistili, dil temizliği için tekliflerde bulundu. Beynin ağızda alınan tada uygun enzimleri sağlıklı şekilde üretebilmesi için dil temizliğinin önemli olduğunu vurgulayan Mistili, “Sabah uyanır uyanmaz lisanınızın üstünü bir tatlı kaşığıyla 6-7 kere sıvazlayın. Sonrasında da ağzınızdan bir 5 dakika yarım çorba kaşığı kadar susam yağını çevirin bu hem sizin diş sıhhatinize destek olur hem de ağız içi floranızın sağlıklı olmasına yardımcı olur. Lisanımız temiz olduğunda biz sağlıklı aşerme yapıyoruz. Tat duyumuzu kaybettiğimiz için doğal olarak aşermelerimiz de sıhhatsiz yönde ve bugünkü kilo sorunlarının sebeplerinden biri bu. Bunun önüne geçebilmek için dili temiz tutmakla birlikte dil üstündeki kırmızı noktacıkların da sağlıklı tat alıyor olması çok önemli. Çünkü beyin ağzın içine giren tada uygun enzim ve salgı üretiyor. Ve doğru tadı alması ve doğru enzimi üretmesi için ağız hijyeni, lisanın temizliği, tat duyusunun sağlıklı olabilmesi çok önemli” ifadelerini kullandı.

Mistili, son olarak tat ve koku duyularının evrimsel süreçte hayatta kalmamızda kritik rol oynadığını, bu iki duyunun, hangi yiyeceklerin bize uygun olduğunu ve hangilerinden kaçınmamız gerektiğini bize gösterdiğini ifade etti.

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber