DOLAR

34,2522$% 0.09

EURO

37,0058% -0.05

GRAM ALTIN

3.025,61%1,12

ÇEYREK ALTIN

5.107,00%1,04

TAM ALTIN

20.362,00%1,04

ONS

2.747,53%1,03

BİST100

8.838,60%2,13

İmsak Vakti a 05:51
Bursa AZ BULUTLU 17°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,2522

EURO 37,0058

ALTIN 3.025,61

BİST 100 8.838,60

İmsak 05:51

17°
  • Bursa Gündem Haber
  • Siyaset
  • Bahçeli’nin Öcalan’ı TBMM’ye Çağırması Hangi Sonuçları Doğurabilir, ‘Çözüm Süreci’nden Farkı Ne, Kulislerde Neler Konuşuluyor, Neler Olabilir?

Bahçeli’nin Öcalan’ı TBMM’ye Çağırması Hangi Sonuçları Doğurabilir, ‘Çözüm Süreci’nden Farkı Ne, Kulislerde Neler Konuşuluyor, Neler Olabilir?

ad826x90

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup konuşmasında yaptığı tarihi davetle, gözler bir anda ne vakittir unutulan İmralı’ya ve yıllardır “bir kısım” basının ambargo uyguladığı DEM Parti’ye çevrildi. Kulislerde Bahçeli’nin PKK’ya silah bırakma çağrısı yapması halinde “umut hakkı”ndan yararlanabileceğini söylediği İmralı’da tutulan Abdullah Öcalan’dan kısa zaman içinde bir açıklama gelebileceği konuşuluyor. Bir başka çarpıcı iddia sadece Öcalan’ı değil, benzer durumdaki ağırlaştırılmış müebbet hapis mahkumlarını de kapsayacak, cezalarının en az 25 yılını cezaevinde geçirdikten şartlı olarak salıverilmelerine dönük bir yasa değişikliği hazırlığına başlandığı yönünde. Bu hazırlık kapsamında, cezaevinden bırakılanların ev hapsi ya da benzer bir yerde tutulmalarına dönük seçenekli düzenlemelerin de ele alındığı söyleniyor.

Bahçeli’nin çıkışı; dünyadaki çatışma/çözüm süreçlerinden çıkan tarihi bir tecrübeyi Türkiye örneğinde ilk kez gündeme getiriyor: Etnik çatışmaları bitirecek, kalıcı bir çözümü/barışı gündeme getirecek en önemli boyut, tarafların en radikalleri arasında bir diyalog sağlamak. Bahçeli, Türk milliyetçiliğinin ve onun siyasi örgütü olarak MHP’nin tarihinde bir birincisi icra ederek bu yolda tarihi bir çıkış yapmış oldu. Görünürde DEM Partililerle el sıkışmasıyla başlayan ancak Öcalan’la devlet vazifelilerinin uzun vakittir yaptığı görüşmelerle başladığı söylenen, daha önce çözüm süreci nedeniyle oy kaybına uğrayan Erdoğan’ın bir adım geride kaldığı bu yeni sürecin köşe taşlarını açıklamak, olanları anlamak için bütünü bilmek gerekiyor. Ancak bu periyodun özelliklerinden birisi de “gizlilikle” yürütülmesi. İddialar bu nedenle çok çeşitli…


Alparslan Türkeş

Türkeş’in Ermenistan adımından bugüne

Sovyetler Birliği yıkılıp, bağımsız devletler kurulduktan hemen sonra Ermenistan’la önemli sıkıntılar yaşanmaya başlandı. Bir yandan tarihi problemler, diğer yandan Azerbaycan-Ermenistan çatışması.

Karabağ işgal altındaydı ve Ermenistan, Türkiye için bir tepki odağıydı. Türkiye, Ermenistan’la diplomatik bağlantıları dondurmuş, sınırları da kapatmıştı. Ermenistan, Azerbaycan’a göre askeri olarak güçlüydü ama başta gıda sıkıntısı olmak üzere birçok alanda ekonomik zahmetlerle boğuşuyordu. Tam da o günlerde Avrupa’da yaşayan Ermeni diasporasından bir grup, milliyetçi hareketin başbuğu, MHP’nin kurucu ve tarihi lideri Alparslan Türkeş’in kapısını çalarak barış için yardım istedi.

Türkeş, hükümetle de temas ederek, teklifi kabul etti. Türkeş, 13 Mart 1993’te, Ermenistan Başkanı Ter Petrosyan ile Paris’teki ünlü Krissan Oteli’nde buluştu. Devletin ve hükümetin görüşlerini dinleyen Türkeş, Ermenistan’a transit geçiş hakkı verilmesi dahil yapılabilecekleri sıraladı.

Türkeş, görüşmeden, “Savaş bir süre daha devam edecek” görüşüyle, olumsuz bir havayla çıkar ancak 1994’te, Frankfurt’ta bir görüşme yapacak kadar görüşmeleri sahiplenir. Bu görüşmenin ardından Türkiye, Ermenistan’a buğday yardımı da yapacaktır.

Bahçeli faktörü

2007’de, Öcalan’ın asılması için miting meydanına, “ip alacak paran yoksa al da as” diyerek yağlı urgan atan, yakın zamanda önce HDP’nin sonra DEM Parti’nin kapatılmasını, vekillerinin maaşlarına el konulmasını hatta vatandaşlıktan çıkartılmalarını ısrarla dile getiren MHP lideri Devlet Bahçeli, “çözüm süreci” denilmesine tepki gösterdiği yeni ve tarihi bir sürecin anahtar figürü pozisyonunda.


Bahçeli’nin DEM Partililerle toklaşması

Tokalaşmadan “umut hakkına”

“Yeni çözüm süreci”, “stratejik adım”, “yeni dönem” ya da nasıl isimlendirilecekse atılan bu adımlar, Bahçeli’nin 1 Ekim’deki TBMM açılışında DEM Parti yöneticileriyle tokalaşmasıyla başladı.

İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırının alanını genişletmesi, savaşı bölgeye yayma çabası, Erdoğan’ın ilk kez İsrail’in maksadında Türkiye’nin de bulunduğu söylemesi, “bölgede neler oluyor, neler olacak?” sorularını gündeme getirdi.

Tam da “yeni çözüm süreci mi başladı?” sorusunun sorulduğu günlerde Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Başkanı Neçirvan Barzani, Ankara’da Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la görüştü. Kuzey Irak’taki seçimlere denk geldiği için görüşmenin çerçevesi “seçimler” olarak açıklansa da kulislerde asıl problemin “PKK” başlığı olduğu konuşuldu.

Ne olduğu tam anlaşılmadan Bahçeli, bu kez grup toplantısında, Abdullah Öcalan’a, “Örgüte silah bırakmasını söyle” çağrısında bulundu. Tahlilin adresi olarak ise Meclis’i işaret etti.

CHP lideri Özgür Özel, bu gelişmelere paralel olarak, Güneydoğu tipine çıkacağını açıkladı. Öncesinde cezaevinde eski HDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’yı ziyaret etti.

“Teröristbaşı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum: Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti Grup Toplantısı’nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, ‘Umut Hakkı’nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de gerisine kadar açılsın.”


Abdullah Öcalan

“Umut hakkı” kapıyı açar mı?

“Umut hakkı” kavramı, ömür boyu cezaevinde yatması öngörülen kişilerin cezalarının bir daha kıymetlendirilmesi, dışarı çıkmalarına olanak sağlanması manasında kullanılıyor.

Kavram, 2014’te AİHM’nin gündemine geldi ve AİHM, ömür boyu cezaevinde kalması gereken Öcalan için bu değerlendirmenin yapılması gerektiğine hükmetti.

AİHM, İngiltere’nin taraf olduğu başka bir evrakta, 25 yılını cezaevinde geçiren ömür boyu mahpusla cezalandırılmış kişiler için “umut hakkının” söz konusu olması gerektiğine de karar vermişti.

Öcalan, 25 yıldır cezaevinde ve umut hakkından yararlanabilmesi için İnfaz Kanunu’nun değiştirilmesi, “devletin birliğini bozmak” suçundan yargılananların cezalarının 25 yıl yattıktan sonra yeniden kıymetlendirilmesi gibi bir değişiklik yapılması dışarı çıkabilmesi için yeterli olacak.

Ev hapsi ya da yarı açık cezaevi

Zira Öcalan’ın hüküm giydiği suç, şartlı salıverme hakkını içermiyor. Şartlı salıvermenin bu cürümde da uygulanacağına yönelik bir değişiklik şart.

Ancak bu durumda Öcalan, bütünüyle serbest kalacak ve istediği gibi hareket edebilecek. Kontrol altında tutulabilmesi için “ev hapsi” formülü tartışılıyor ama şartlı salıverilen kişiler için mevzuatta böyle bir yol yok.

Bu nedenle, Öcalan’ın kontrol altında tutulabilmesi için böyle bir yasal değişiklik yapılabileceği de konuşuluyor. Seçenekli bir taslakta, ev hapsine ya da yarı açık benzeri bir cezaevine alınmasının yer alabileceği belirtiliyor.


Dolmabahçe Mutabakatı

“Kandil’le görüşme” iddiası

Ama bütün bunlardan önce Bahçeli’nin ana figür olduğu sürece yakından bakmak, iddiaları anımsamak gerekli.

Öcalan, 2018’den bu yana İmralı’da daima disiplin cezası alıyor. Disiplin cezaları, avukat ve yakınlarıyla görüşmesine engel gösteriliyor. 2009’da hücreden daha geniş bir odaya alınan, İmralı’ya aynı yıl yeni mahkumların nakledilmesiyle kısıtlı da olsa toplumsallaşma olanağı bulan, çözüm sürecinde odasına televizyon konulan Öcalan’ın iletişim imkanları son yıllarda düzgünden düzgüne kısıtlandı.

Ancak bu Öcalan’ın kimseyle görüşmediği anlamına gelmiyor. MİT’in ve devlet yetkililerinin Öcalan’la daima görüştükleri, gelişmeleri kıymetlendirdikleri biliniyor.

Bahçeli’nin açıklamalarıyla yürüyen sürecin de bu prosedürle geliştirildiği söyleniyor. İddiaları anımsayalım…

İddialar, Öcalan ile devlet vazifelilerinin görüşmelerinin bir noktaya geldiği, ardından Kandil’le görüşmesine izin verildiği yönünde. Öcalan’ın bu görüşmede, varılan mutabakatı Kandil’deki örgüt yöneticilerine aktardığı, bazı örgüt yöneticilerinin mutabakata tepki gösterdiği, buna rağmen mutabakata bağlı kalınacağının Öcalan tarafından dikte edildiği de iddialar arasında. Mutabakatın, Öcalan’ın örgüte Türkiye içinde silah bırakma çağrısı yapması, Suriye Rojava’daki statünün korunması, Kandil’in boşaltılması, örgüt yöneticilerinin üçüncü bir ülke ya da Rojava’ya gönderilmesi, anayasada anadilde eğitim, kayyımlar ve eşitliğe yönelik adımlar atılması, hasta PKK’lıların bırakılması, ömür boyu ceza alanlara “umut hakkının” tanınması gibi maddeler içerdiği iddia edildi. Bu iddialar özellikle Kürt basınına yansıdı ancak doğrulanmadı, net biçimde yalanlanmadı…

“Öcalan açıklama yapacak” iddiası

Öcalan’ın, Bahçeli’nin çıkışının ardından bir açıklama yaparak, üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu söyleyeceği iddia ediliyor.

Öcalan bu açıklamayı yapsa bile Kandil’in tepkisi net değil. Söylemsel olarak Öcalan’a destek verilse bile eylemsel olarak nasıl davranacağı kestirilemiyor.

Bunun nedeni 2015’teki çözüm sürecinden farklı olarak, Kandil’in ve DEM Parti’nin yeni sürece dahil edilmemesi. O periyotta HDP’liler, İmralı ve Kandil arasındaki trafiği devlet görevlileriyle birlikte sağlıyor, kendileri de siyasi olarak konum alabiliyorlardı. Ancak bu kez süreç Öcalan merkezli yürütülmüş görünüyor.

Kandil’de bölünme yaşanır mı, örgüt bütün olarak hareket edebilir mi, “olmazsa olmaz” görülen Rojava’daki statüyle ilgili nasıl bir hareket biçimi geliştirir, bunlar belirsiz.

Mesele Erdoğan’ın aday olması mı?

Başta CHP, siyasi partilerin ve kamuoyunun ilk tepkisi, anayasaya göre yeniden adaylık hakkı bulunmayan Erdoğan’ın bir sonraki seçimde aday olabilmek için “çözüm süreci” kartını oynadığı yönünde.

AKP ve Erdoğan, bugüne kadar en düşük oyu, çözüm sürecini yürütürken aldı. 7 Haziran 2015’teki seçimde, AKP ilk kez tek başına iktidar olacak oy oranına ulaşamadı. Bahçeli, bu periyotta koalisyona kapıyı kapatarak Erdoğan’ın iktidarda kalmasını sağladı. 1 Kasım’da yapılan yenileme seçimi öncesi çözüm süreci sonlandırıldı ve “hendek operasyonları”nın temeli atıldı. Aynı devirde Türkiye’nin dört yanında terör saldırıları yaşandı. Yenileme seçiminden AKP tek başına iktidar olarak çıktı. Bir yıl sonra 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı ve OHAL ilan edildi. Bahçeli, Erdoğan’a destek vererek başkanlık sisteminin yolunu açtı ve Cumhur ittifakı kuruldu.

Şimdi de Cumhur ittifakının oy oranının düşmesi, Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi, olası bir erken seçimde AKP’ye küsen Kürt seçmenin yeniden kazanılması için bu yola girildiği öne sürülüyor.

DEM Parti’nin kurulacak yeni anayasa masasında, adaylık kapısının açılması için AKP’ye destek vermesinin sağlanmasının amaçlandığı iddia ediliyor.


Bahçeli-Erdoğan

Yeniden şekillenen bölge, Kürt sorunun hacmi ve Kürt kartı

Ancak bu tezler tek başına gelişmeleri açıklamaya yeterli değil. Erdoğan, anayasaya göre erken seçim kararı alarak yeniden aday olabilir. Bir baskın seçim planlıyorsa bu yolla yapabilir. Farklı bir prosedür düşünüyorsa, bunu gerçekleştirmek için de uzun bir zamana sahip. Başkanlık seçiminden hemen bir yıl sonra bu adımı atması için zorlayıcı bir neden bulunmuyor.

Bilinen ve bilinmeyen bölgesel gelişmelerin, Kürt meselesinin bölgesel hacminin daha etkili olduğuna kuşku yok. İsrail’in hesaplarıyla yeniden şekillenen ve şekillenmesi beklenen bölgede Kürtler’in harekât biçimi herkesi yakından ilgilendiriyor. Türkiye’nin, bir devlet siyaseti olarak bu periyotta çatışma yerine tahlili esas almayı daha uygun bulduğu söylenebilir. Ancak var olan bilgiler tek başına bütünü açıklamaya şu kademede yetmiyor.

En radikallerin diyaloğu

Açıklamaları Bahçeli’nin yapmasının, Erdoğan’ın, Cumhur ittifakı adına bu açıklamaları desteklediklerini söylemekle yetinerek, sabotaj uyarısında bulunmasının nedenleri de bu münasebetlerle açıklanabilir.

Aksiyon alma ihtiyacı duyulması ancak iç siyasetin ihmal edilmemesi ve Erdoğan’a “çözüm süreci” nedeniyle reaksiyonun büyüyebilecek olması bu stratejinin geliştirilmesini sağlamış olabilir.

Görünen o ki siyasi tarihte “devletin parçası” olarak da görülen MHP’nin liderinden bu açıklamaların gelmesi ve Erdoğan’ın geri planda kalması, bir yandan devlet yetkililerinin Öcalan ve PKK nezdinde adımlar atması eşgüdümlü bir planlama…

Bahçeli’nin çıkışı; dünyadaki çatışma/çözüm süreçlerinden çıkan tarihi bir tecrübeyi Türkiye örneğinde ilk kez gündeme getiriyor: Etnik çatışmaları bitirecek, kalıcı bir çözümü/barışı gündeme getirecek en önemli boyut, tarafların en radikalleri arasında bir diyalog sağlamak. Bahçeli, Türk milliyetçiliğinin ve onun siyasi örgütü olarak MHP’nin tarihinde bir birincisi icra ederek bu yolda tarihî bir çıkış yapmış oldu.

Böylece yansıyı AKP yerine MHP göğüsledi. 2015’te rafa kaldırılan “çözüm süreci”nden en büyük farkı bu olan bir süreci başlatabilecek bir adım Bahçeli’nin açıklamaları. ‘Dolmabahçe mutabakatı’na rağmen Erdoğan’ın ‘AKP’nin oylarındaki kaybı’ dikkate alarak çözüm sürecini bitirdiği görüşünde yoğunlaşılması hafızamızda.

Çözümün rotası ve İmralı tercihine Güney Afrika’dan bakış

2011’de TÜSİAD forumuna eski İspanya Başbakanı ve AB Akil Adamlar Grubu Başkanı Felipe Gonzales ile birlikte katılan Güney Afrikalı insan hakları savunucusu avukat Brian Currin çatışmaların sonlandırılması ve barış süreci konusunda bir sunum yaptı. 1994’te Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela tarafından Cezaevleri Denetleme Komitesi’nde görevlendirilen Currin, o dönem Hakikat Uzlaşma Komitesi’nin kurulmasında etkin oldu. Currin, 2011’deki sunumunda, bir barış süreci için atılması gereken adımları özetle şöyle sıraladı:

  • -Tarafların barışa ve müzakereye dayalı bir sürece girmeleri için çıkarlarının paylaşımlı olması ve ortak tercihlerinin bulunması gerekiyor.
  • -İkinci ders; siyasi başkanların her iki tarafta kesinlikle kendi silahlı kuvvetlerinin dayanağını almış olması gerekiyor. Devletin kesinlikle ordunun, emniyet güçlerinin, diğer tarafta tırnak içinde militanların, teröristlerin bu süreci desteklemesi gerekiyor.
  • -Siyasi önderler ile militanlar arasındaki sürece bakacak olursak… Militanların rolü özellikle müzakere sürecinde çok kıymetlidir. Diğer taraftan devletin devreye girmesi gerekir.
  •  
  • -Müzakerelerin başarılı olması için, çatışan tarafların barışa dayalı bir çözüme kendilerini adamaları çok önemli. Adanmışlık için iki tarafın da birbirine güvenmesi gerekiyor.
  • -Diğer önemli öge liderliktir. Mandela olağanüstü başarılı bir örnektir. Liderlik kalıtımsal da olabilir, sonradan da kazanılabilir.
  • -Müzakerelerde başarı için ortamın, konjonktürün de uygun olması gerekiyor.
  • -Diğer önemli konu, kesinlikle yapılandırılmış, saydam bir barış sürecinin izlenmesidir. Gizli, kapalı kapılar arkasında bir barış süreci olmaması lazım.
  • -Diğer bir vazgeçilmez öge da; hür basının varlığıdır.
  • -Diğer önemli öge da, halkın, vatandaşların işin içine çekilmesi. Sivil toplum kuruluşları bunun için çok önemli.
  • -Sonuç olarak şunları önermeye çalışacağım. Eğer barış süreci başlayacaksa, müzakere sürecinin ülke şartlarına, gerekliliklerine uygun olması, bunlara hizmet etmesi gerekir. Başka bir ülkeden tıpatıp örnek alınamaz.

Parti yerine İmralı

Aynı etkinlikte, Currin, “BDP dururken İmralı’yla görüşmek olağan mı?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Çok olağandışı, çok görülmeyen bir durum. BASK örneğine değineyim. Bağımsızlığı savunan solcu parti yasaklanmıştı. Sebebi ETA ile temastı. Artı şiddeti kınamamıştı, onun için de kapatıldı. Sonuç olarak meşru bir siyasi parti BASK bölgesinde çıkamadı ve bağımsızlığı savunan, sol kesimin isteklerini gösteremedi. Bu periyotta İspanyol hükümeti ETA’yla temasa geçmiştir, ama Batasuna’yla da teması olmuştur. Partiyi kapatmalarına rağmen onlarla da görüştüler. Müzakerelere girmemek, siyasi bir partiye arkanızı dönmek, bana soracak olursanız çok enteresan, çok tuhaf. Ben bunun örneğini görmedim. Bahsettiğiniz örneği anlamakta zahmet çekiyorum.”

Adres TBMM

Türkiye, bugün, Currin’in bahsettiği şartları ne kadar taşıyor, tartışılır. Ancak Bahçeli’nin, bu açıklamaları TBMM çatısı altından, grup toplantısında yapması da bir işaret. Başka eski CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere siyasi parti başkanları, çözüm için daima TBMM’nin devreye girmesini istediler. Bahçeli de bu açıklamaları TBMM’den yaparak, aslında yeni anayasa masasını ya da benzer bir çözüm masasını da işaret ediyor. Yasal muhataplarla görüşme vurgusu, DEM Partililerle tokalaşmasıyla örtüşüyor.

PKK, uzun süredir Türkiye içinde etkin değil. Türkiye içindeki silahlı militan sayısının da sınırlı olduğu belirtiliyor. Bu nedenle Öcalan’ın, “Türkiye içinde silah bırakma” çağrısı sembolik seviyede çok önemli bir tesire sahip olacak. Bahçeli, bu etaptan sonra belli ki DEM Parti’nin devreye girmesinden yana. Ancak Öcalan’la DEM Parti arasında da aralık koymaması dikkat çekici.

Barış kiminle mümkün?

İnsanlık tarihindeki çatışma tahlilleri süreçlerinin özetinin özetiyle bitirelim: Barışı savaşanlar kurabilir.

Öcalan’a bu çağrı Meclis kürsüsünden yaptırılır mı bilinmez ancak tecrübeler çatışmanın taraflarını devreye katmadan bir tahlilin mümkün olmadığını açıkça gösteriyor.

 

Bahçeli, Öcalan’ı Meclis’e çağırdı: Terörün bittiğini haykırsın!


 

TIKLAYIN – Bahçeli’den Öcalan çağrısı: TBMM’de konuşsun, terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini haykırsın!

TIKLAYIN – Öcalan’ın tahliyesi için tek unsurluk değişiklik yeterli: Bahçeli’nin sürpriz çağrısıyla gündeme gelen “umut hakkı” nedir?

TIKLAYIN – MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, “Türk siyasetinde 22 Ekim bir milattır” diyerek “umut hakkı”nı anlattı

TIKLAYIN – DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları: Tecrit kalksın, Sayın Öcalan konuşsun

TIKLAYIN – Bahçeli’nin Öcalan için “Meclis’te konuşsun” çağrısı gündeme bomba gibi düştü

TIKLAYIN – Özel, “el yükseltti”: Ben de Kürtlere devlet teklif ediyorum; Türkiye’nin sahibi olmaya davet ediyorum


 

 

 

 

 

 

 

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Adalet Bakanı Tunç, Bıçaklı Saldırıda Yaralanan Hsk Müfettişini Hastanede Ziyaret Etti

HIZLI YORUM YAP