32,6645$% 0.32
35,5639€% 0.42
2.509,16%1,72
4.049,00%1,37
16.220,00%1,37
2.390,92%1,48
10.851,78%-0,19
Bakan Fidan, Azerbaycan’ın Şuşa kentinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmi Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda konuştu.
Bakan Fidan, “Şuşa, Azerbaycan’ın 44 gün süren vatan savaşında kazandığı ulu zaferin sembolüdür. Bu zafer için canını feda eden aziz şehitlerimizin anıları önünde hürmetle eğiliyor, saygıdeğer gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.” diye konuştu.
Türk Dünyası’nın, uluslararası siyasetin ilgi merkezlerinden biri haline geldiğini belirten Fidan, “Küresel güç rekabetinin coğrafyamıza sirayet etmesini önlemek için saflarımızı sıklaştırmalı, imkanlarımızı müşterek refahımız için kullanmalıyız. Bu şuurla bölgesel sahiplenme ve bölgesel işbirliği, müşterek çalışmalarımızın iki temel unsurunu teşkil etmektedir.” ifadelerini kullandı.
Fidan, “dengelerini yitiren” mevcut dünya tertibinde saygın bir platform olarak yükselen TDT’nin, bağları daha da sağlamlaştırmak için önemli fırsatlar sunduğuna işaret etti.
Eğitim çalışmalarının ve gençlik projelerinin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Fidan, “Alfabe birliğimizi bir an önce tesis etmeliyiz.” dedi.
Fidan, gündemin temelini oluşturan bağlantısallık, enerji, finans, ticaret, savunma endüstrisi ve yeni teknolojiler gibi alanlarda işbirliğini daha ileri taşımak için gerekli ahdi tabanın inşa edilmesi gerektiğine dikkati çekerek “Bölgemizde ortaya çıkan fırsatları yine bu anlayış çerçevesinde değerlendirmeliyiz.” diye konuştu.
“Soydaşlarımızın kimliklerini korumalarına yardımcı olmak tarihimize karşı sorumluluğumuzdur”
Türkiye ile “gönül ve kader birliği yapmaya hazır, geniş medeniyet coğrafyasına dahil ülkelerle” teşkilat bünyesinde kurumsal ilişkiler geliştirmek amacıyla çalışmalar yapılmasında yarar gördüğünü belirten Fidan, şöyle devam etti:
“Teşkilatımızın önemli merkezlerde irtibat ofisleri teşkil etmesi ve temas sefaretleri belirlemesinin yararlı olacağını düşünüyorum. Sonlarımızın ötesinde Türk kültürünün ve kimliğinin bayrağını dalgalandıran kardeşlerimizi de teşkilatımızın gündemine almamız gerekiyor. (Özbekistan) Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in fikir babalığını yaptığı ve Bişkek zirvesinde kabul edilmesi planlanan ‘Türk Dünyası Şartı’ evrakında, bu konuya atıf yapılmış olmasını son derece değerli buluyorum. Balkanlar’da, Doğu Avrupa’da, Orta Doğu’da, Afganistan’da ve dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan soydaşlarımızın kimliklerini korumalarına yardımcı olmak tarihimize karşı sorumluluğumuzdur.”
Fidan, bu yılın Türk Dünyası’nın ayrılmaz parçası olan Ahıska Türkleri’nin sürgünün 80. yılı olduğunu hatırlatarak “Ahıskalı kardeşlerimizin, Gürcistan’daki ana vatanlarına geri dönmeleri ve vatandaşlık almalarına ilişkin süreçlerin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da takipçisi olacağız. Ahıskalı kardeşlerimize kucak açan tüm TDT ülkelerine ve halklarına teşekkürlerimi sunuyorum. Soydaş toplulukların başta Türk soyu olmak üzere TDT çatısı altındaki işbirliği kuruluşlarıyla irtibat tesis etmelerini teşvik etmekte yarar görüyoruz.” diye konuştu.
Kasım 2020’de sona eren 2. Karabağ Savaşı’ndan bu yana Güney Kafkasya’da sürdürülebilir barışın sağlanması için tarihi bir fırsatla karşı karşıya olunduğunu vurgulayan Fidan, şunları söyledi:
“Bu fırsat, sadece bölge ülkeleri için değil aynı zamanda şu anda kapalı olan bölgesel ulaşım yollarının nihayet açılacak olması nedeniyle Türk Dünyası da dahil olmak üzere bölgesel ve küresel güvenlik için kıymetlidir. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki mevcut müzakere sürecinin en kısa zamanda barış muahedesinin imzalanmasıyla sonuçlanmasını samimiyetle temenni ediyoruz.
Bu bağlamda, Azerbaycan’ın muahedenin sonuçlandırılmasına yönelik güçlü kararlılığını ve olumlu yaklaşımını özellikle takdir ediyoruz. Bazı Batılı ülkelerin, Ermenistan’ı açıkça kayıran ve Azerbaycan’ın tasalarını göz gerisi eden istikrarsız tavrından memnun değiliz. Türk Dünyası olarak bu sürecin başarıyla tamamlanması için kardeş Azerbaycan’a tam destek vermeye devam etmemiz gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum.”
“Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını yeniden elde etmesi için destek vermeye çağırıyoruz”
Fidan, Türk Dünyası’nın sorumluluk alması gereken diğer bir sorunun de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) olduğuna işaret ederek “2022 yılında TDT’ye ‘gözlemci üye’ olan KKTC ile doğrudan temaslar kurulmasına büyük değer atfediyoruz. KKTC’nin TDT’de üst seviyede ve uygun şekilde temsiline değer veriyoruz. Cumhurbaşkanı Sayın (Ersin) Tatar’ın bugünkü zirveye iştiraki, keza değerli meslektaşımız Tahsin Ertuğruloğlu’un bu toplantıda ortamızda bulunması son derece kıymetlidir.” ifadelerini kullandı.
KKTC’nin, Bişkek Tepesi’nde de aynı şekilde temsili için TDT’nin takviyesine güvendiğini aktaran Fidan, şunları kaydetti:
“Bu doğrultudaki adımları tüm baskılara rağmen atmaktan çekinmeyeceğinize inanıyoruz. Tüm kardeşlerimizi, Türk Dünyası’nın ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını yeniden elde etmesi için destek vermeye çağırıyoruz. Bu prestijle Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin on yıllardır maruz kaldıkları haksız ve insanlık dışı izolasyonlara son vermek üzere KKTC ile ticari bağlantılarınızı artırmaya davet ediyorum. KKTC’de ticaret ofisi tesis etmeniz bu yönde önemli bir adım olacaktır.
Aynı şekilde ülkelerinizden daha fazla resmi heyet ve turistin KKTC’yi ziyaret etmesi de Kıbrıs Türkü kardeşlerimize önemli bir destek sağlayacaktır. Bu çerçevede tam teşekküllü bir uluslararası havalimanı olan Ercan Havalimanı’na doğrudan uçuşları başlatmayı değerlendirmeniz de yararlı olacaktır. Başta Cumhurbaşkanı Sayın (Ersin) Tatar ve Dışişleri Bakanı Sayın (Tahsin) Ertuğruloğlu olmak üzere KKTC yetkilileriyle ülkenizi temaslar için davet etmenizi bekliyoruz.”
“Kalıcı barışa dönük uğraşların daha geniş bir yere yayılması gerektiğini düşünüyoruz”
Fidan, 3. yılına giren Rusya-Ukrayna Savaşı’nın “vekalet harbine” dönüşmüş durumda olduğuna işaret ederek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Mevcut stratejik görünümde her iki tarafında daha fazla silahlanma, askeri açıdan daha saldırgan tavır izleme dışında bir önceliği bulunmamakta. Türkiye olarak savaşın sonlandırılması için kalıcı barışa dönük gayretlerin daha geniş bir yere yayılması gerektiğini düşünüyoruz. Kutuplaşmanın derinleşmesini önleyecek, katılım ve temsil niteliği yüksek, diplomasiyi önceleyen bir barış platformu tesis edilmesi gerekmekte. Savaşın farklı boyutlarından etkilenen ülkeler olarak tamamlayıcı bir anlayışla daima birlikte bu yönde çalışmalıyız.”
Bakan Fidan, “Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirmesinin üzerinden neredeyse 3 yıl geçti. Türk Dünyası olarak hepimizi yakından ilgilendiren Afganistan konusunda, siz kardeşlerimizle yakın temas içinde olmaya özel ehemmiyet veriyoruz.” diyerek “kendisiyle ve bölgesiyle barışık, istikrarlı bir Afganistan”ın tüm uluslararası toplumun menfaatine olduğuna inandığını belirtti.
Türkiye’nin, kapsayıcı yönetişim ve başta bayanlar olmak üzere temel insan haklarına riayet edilmesi tarafındaki iletilerini doğrudan iletebilmek amacıyla geçici yönetim ile pratik ve yapan bir ilişki benimsediğine dikkati çeken Fidan, “Aynı zamanda özellikle Afganistan’la sınırı bulunan kardeş ülkelerimizle terörle mücadele, sınır güvenliği, organize cürümler konusunda da somut adımlar atmaya, birlikte çalışmaya da hazır olduğumuzu bir kez daha buradan ilan etmek istiyorum.” dedi.
Fidan, İsrail-Filistin sorununa yönelik de şunları kaydetti:
“Türk Dünyası, Gazze’de yaşanan insanlık dramına sırtını dönemez. İsrail’in 7 Ekim’den (2023) beri Filistinli kardeşlerimize yönelik saldırıları, uluslararası hukuku her tarafıyla ihlal etmektedir. Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Güney Afrika-İsrail Soykırım davasında vereceği kararla, İsrail-Filistin probleminin gecikmiş tahliline hukuki katkı sağlama fırsatına sahiptir. UAD’nin, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında gerçekleştirdiği hareketlerle ilgili olarak vereceği müracaat görüşü de Filistin sorununa önemli hukuki katkıda bulunacaktır.
Türkiye olarak hem yazılı hem kelamlı basamakta görüşlerimizi sunarak istişare görüşü sürecine katkıda bulunduk. 1 Mayıs’ta Türkiye’nin, Güney Afrika-İsrail soykırım davasına müdahil olma hakkını kullanmaya karar verdiğini duyurmuştuk. TDT’nin tüm üyelerinin UAD nezdindeki soykırım davasına destek verdiğini görmek isteriz. Filistin problemine ilişkin, Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde yürütülen süreci de yakından takip ediyoruz.”
Dışişleri Bakanı Fidan, konuşmasını “Değerli kardeşlerim, ortak vizyonumuz çerçevesinde geleceğimizi inşa etmek için sizlerle yakın çalışmaktan onur duyduğumu bilmenizi isterim. TDT’nin uluslararası arenadaki görünürlüğünün her geçen gün yükselmeye devam edeceğine inancım tamdır. Birliğimiz, dirliğimiz daim olsun.” diyerek sonlandırdı.
Üç İlde Üç Ceset