32,7865$% 0.35
35,5163€% 0.27
2.491,68%0,55
4.057,00%0,22
16.253,00%0,21
2.360,36%0,06
10.877,27%0,12
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Çekya’nın başkenti Prag’da NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı sonrası değerlendirmelerde bulundu.
Fidan, gün uzunluğu yoğun görüşmeler yaptığını aktararak “Türkiye olarak NATO yerlerinde her zaman için vurguladığımız görüşlerimizi burada yüksek sesle tekrar gündeme getirdik.” diye konuştu.
Özellikle Ukrayna sıkıntısının gündemde olduğunu belirten Fidan, şunları kaydetti:
“Türkiye olarak biz Ukrayna konusunda yardımların devam etmesini, Ukrayna’nın caydırıcılık konusunda kâfi olmasını destekliyoruz ama NATO’nun bu savaşın bir parçası olmasını da istemiyoruz. Bu ikisi arasındaki istikrarın, NATO ülkeleri tarafından gözetilmesi ve NATO’nun teşkilat olarak gözetmesi gerektiğini düşünüyoruz ve bu görüşümüz de genel kabul gören bir görüş. O çizginin tutulması gerekiyor. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü sağlamak ve topraklarını özgürlüğe kavuşturmak için desteklenmesi bir süreç ama NATO’nun bu savaşa taraf olması başka bir konu. Bu daha büyük bölgesel yaygınlaştırmayı krizleri beraberinde getirir. Türkiye’nin, Ukrayna’ya desteği tamdır. Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) bu konuda Türkiye’nin iradesini açık seçik ortaya koymuştur.”
Türkiye’nin, ihmal edilen bir konu olan diplomatik boyutun masaya taşınması konusunu daima gündeme getirdiğinin altını çizen Fidan, “Sadece savaşla ilgili hususların değil diyalogla ilgili tekniklerin de bu sorunun tahlilinde kullanılması gerektiğini biz Türkiye olarak vurguluyoruz. Bunun yapılmaması daha büyük riskleri beraberinde getirir.” dedi.
Bakan Fidan, “Bazı ülkeler giderek bu konuda bizim görüşlerimizi desteklemeye başlıyorlar. Malumunuz bu mevzuyu ilk olarak biz gündeme getirmiştik. Sonra birkaç ülke daha. Şimdi bu ülkelerin sayısında yavaş yavaş bir artış olduğunu görüyoruz. Bu savaşa barışçıl bir çözüm yolu bulunması yolundaki baskılarımız ve çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.” ifadelerini kullandı.
NATO üyesi ülkeler arasındaki dayanışmanın ayrımcılığa dayanmadan devam etmesi gerektiğini söyleyen Fidan, şöyle konuştu:
“Türkiye’ye yönelik bazı üye ülkelerin yürüttüğü kısıtlamaların kabul edilemez olduğu, bunların kaldırılması gerektiği konusundaki kararlılığımızı yineledik. Biliyorsunuz uzun vakittir devam eden birebir çalışmalar ve görüşmeler sonucunda birçok ülkeyle olan sınırlamaları kaldırdık veya hafiflettik. Bir, iki tane ülke bu konuda hala iç politik dengelerden ötürü bazı sıkıntılı bahislerini bizimle ilgili çözememiş durumda, özellikle savunma endüstriyle alakalı. Biz NATO yerinde bunu da gündeme getirdik. Yani bunun NATO’nun ruhuyla, güvenlik dayanışmasının ruhuyla bağdaşmadığını, bununla ilgili sistematik neler yapılması gerektiğini vurguladık.”
Fidan, NATO’nun bir güvenlik örgütü olarak, küresel güvenlik problemleriyle sorunlar çıkmadan ilgilenmesi gerektiğine işaret etti.
– “TÜRKİYE, GAZZE SIKINTISINA DİKKATİ ÇEKEN ÇABUCAK HEMEN TEK ÜLKE OLDU”
İsrail-Filistin sıkıntısının, bölgesel bir sorun olmanın yanı sıra, küresel bir güvenlik problemine dönüşme sorununun olduğunun da gündeme getirildiğini kaydeden Fidan, şunları söyledi:
“Türkiye, Gazze problemine dikkati çeken çabucak hemen tek ülke oldu. Burada şayet Gazze’deki katliam, soykırım durdurulamazsa, çabucak bir ateşkes anlaşması ve insani yardım hamlesi başlatılmazsa, ardından iki devletli çözüme gidilmezse, bu sorunun giderek daha da büyüyeceğinin, evrileceğinin, başka aktörleri de içine alacağının ve küresel bir meseleye dönüşeceğinin altını tekrar çizdik.”
NATO’nun Ukrayna konusunda işgale karşı gösterdiği duruşa işaret eden Fidan, Filistin sıkıntısında de işgale karşı “ilkeli bir duruş” göstermesi gerektiğini dile getirdi.
Bakan Fidan, İspanya’nın Filistin devletini tanıma kararı vesilesiyle ilettiği davet çerçevesinde, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliğinin oluşturduğu Gazze Temas Grubu üyeleriyle İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile Madrid’de bir araya geldiğini hatırlatarak “Oradaki görüşmelerimiz de olağanüstü verimli oldu. Özellikle Filistin davası açısından Filistin devletinin giderek daha çok ülke tarafından tanınması, bu tanınırlığının daha da etkili hale getirilmesi, Filistin sorununun giderek daha büyük destek bulması bizim öncelikli çalışma konularımızdan biriydi. Uzun vakittir esasen buna ağırlaşmış, odaklanmış durumdayız.” ifadelerini kullandı.
– “İHTİYAÇ OLAN FİLİSTİN’E EKONOMİK DESTEK DEĞİL, İHTİYAÇ OLAN FİLİSTİN’İN ÖNCELİKLİ OLARAK EGEMENLİK HAKLARININ VE TOPRAĞININ VERİLMESİDİR”
Filistin’i İspanya, İrlanda, Norveç ve Slovenya gibi Avrupa ülkelerinin tanımasının Türkiye’nin durumunu güçlendirdiğini belirten Fidan, şöyle devam etti:
“Bundan sonra ne yapılmalı konusuna geldik zira yaklaşık 150 ülke artık Filistin’i tanımış durumda ama Filistin’in sınırları ve egemenlik hakları inanılmaz bir şekilde ihlal ve işgal edilmiş durumda İsrail tarafından. Bu işgalin bulunduğu yerde Filistin etkili bir devlet olarak hayata geçemiyor. Özellikle geçen hafta Avrupa’da yapılan toplantılarda Brüksel’de, ‘Filistin yönetimi nasıl güçlendirilir’ mali sıkıntıları daima gündeme getirildi. Filistin Başbakanı (Muhammed Mustafa) sorunlarını anlattı, başka ülkeler neler yapılmalı onu anlattı. Ama biz şunu söyledik, ‘Filistin idaresine yardım yapmak yerine Filistin idaresinin kendi ayakları üzerinde durmasına izin verin, kendi vergilerini toplaması, kendi gümrük yerlerini alması yani tam bir devlet gibi işlemesine izin verirseniz esasen uluslararası toplumun ekonomik olarak çok fazla Filistin’e destek vermesine gerek kalmayacak’. Ama ihtiyaç olan Filistin’e ekonomik destek değil, ihtiyaç olan Filistin’in öncelikli olarak egemenlik haklarının ve toprağının verilmesidir.”
İspanya hükümetinin, Filistin’i tanıma konusunda “sadece tanıma değil, tanımanın etkili hale getirilmesi konusunda çok samimi olduğunun” görüldüğünü belirten Fidan, “Bu etkili hale getirilme meselesi nasıl olabilir buna ilişkin görüş alışverişinde bulunduk. Türkiye olarak bu bahisteki net görüşlerimizi somut, pratik, gerçekçi görüşlerimizi, adım adım atılabilecek adımları biz söyledik. Bu konuda çalışmalarımızı devam ettireceğiz.” dedi.
– “ULUSLARARASI ADALET DİVANINDA DEVAM EDEN DAVAYA TARAF OLMA PROBLEMİNİ GÜNDEME GETİRDİK”
Fidan, “Tanımayla birlikte yine uluslararası diplomaside etkili bir araç olarak kullanacağımız, İsrail üzerinde baskı olarak Uluslararası Adalet Divanında devam eden davaya taraf olma sıkıntısını gündeme getirdik.” diye konuştu.
İspanya ve birkaç ülkenin de davaya taraf olma konusuna olumlu yaklaştığını kaydeden Fidan, “Biz de malumunuz geçtiğimiz ay taraf olacağımızı ilan etmiştik bizim ardımızdan da artık ülkeler teker teker bunu ilan etmeye başladılar.” ifadesini kullandı.
Bakan Fidan, ayrıca şunları kaydetti:
“Hukuk uzmanlarımız bu konuda yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Biz ilk önce resmi beyanatımızı kamuoyuna yaptık. Daha sonra Uluslararası Adalet Divanı Sekretaryası’na Lahey Büyükelçiliğimiz üzerinden resmi notamızı yollayarak niyetimizi resmiyete geçirdik. Şimdi de tüzel metnimizi vereceğiz üçüncü basamakta. Bu da şu anda yerli ve yabancı avukatlarla yürüyen bir süreç bizim Uluslararası Hukuk Genel Müdürlüğü ile birlikte Adalet Bakanlığımız da dahil olmak üzere. Bu süreç önemli bir şekilde devam ediyor. Aynı zamanda başvuruyu düşünen diğer ülkelerin hukukçularıyla görüş alışverişinde bulunma kararı aldık ve bu da şu anda devam eden bir etkileşim. Bütün bunların hepsinin bitmesi ve bizim müracaatımız muhtemelen haziran ayı içerisinde olacak ki bunu da ayrıca kamuoyuyla paylaşmak istedim.”
Meclis’te ‘Soytarılık’ Tartışması
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.