34,5450$% 0.18
36,0148€% -0.62
3.006,16%1,50
5.112,00%0,99
20.386,00%1,15
2.705,95%1,29
9.549,89%1,94
Bakan Özhaseki: “2026’da Avrupa Birliği ülkelerine sattığınız malı nasıl ürettiğinizi ispat etmek durumundasınız”
“Yeşil dönüşüm ihtiyari konu değil mecburiyettir”
KOCAELİ – Kocaeli’de düzenlenen ödül törenine katılan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “2026’dan itibaren Avrupa Birliği ülkelerine herhangi mal satıyorsanız nasıl ürettiğinizi ispat etmek durumundasınız. Karbon salınımındaki oranınızı göstermek zorundasınız. Yani ülkeyi, ortamı kirleterek mi ürettiniz, yoksa titizlik gösterip yeşil dönüşümü sağlayıp mı ürettiniz. Şayet ürünü çevreyi kirleterek üretmişseniz sizden ek vergiler alınacak. O ek vergi tahminen satışınıza değmeyecek, karınızı götürür, dışarıya ihracat yapamayacaksınız” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kocaeli’de çevre ödülleri törenine katıldı. Merasime Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ve çok sayıda endüstrici katıldı. Bakanlığının iş gücünün fazla olduğunu söyleyen Bakan Özhaseki, “Bakanlığımız 3 isim ve 3 bahisten oluşuyor. Çevre, şehircilik ve iklim değişikliği. Her birinin kendine göre önemli alanı var. Bu dönem bir de üzerimizde sarsıntının getirmiş olduğu yükler var. Özellikle Marmara etrafında olabilecek muhtemel sarsıntının hazırlıkları konusu için çok daha zor ve ağır bir yükle karşı karşıyayız. Bizler deprem ülkesiyiz. Bu gerçeği hepimiz bilelim ve o denli hareket edelim. Bir kümes bile yaptıracaksak bu gerçeği bilerek hareket ederek yaptırılalım. Bilim adamları diyorlar ki Himalayalar’dan başlayarak Alpler’e doğru uzanan çizgi üzerinde 5 tane riskli ülke var, birisi Türkiye. Aletli ölçümün başladığı günden bugüne kadar gelindiğinde denizlerimizde ve karalarımızda meydana gelen 6 ve üzerinde şiddetli yıkıcı diye tanım ettiğimiz deprem sayısı 231. Sadece ana karamızda meydana gelen 6 ve üzerinde şiddetli yıkıcı deprem sayısı ise 60’ın üzerinde. Ölen insan sayımız 130 bin. Maddi hasar milyarlarca dolar ve yine bilim adamları diyorlar ki nüfusumuzun yüzde 70’i birinci ve ikinci derecede deprem bölgelerinde yaşıyor. Şu anda Türkiye’de kırılmamış, tespit edilebilen 485 fay hattı var. Ne zaman kırılacak, kaç şiddetle kırılacak, gece mi, gündüz mü bizi yakalayacak bilemiyoruz” diye konuştu.
“Sene sonuna kadar 200 bin konutu teslim edeceğiz”
6 şubat sarsıntılarına değinen Özhaseki, “6 Şubat’ta karşı karşıya kaldığımız 9 saat arayla 2 şiddetli sarsıntının bile hasarını onarabilmek için büyük bir çaba devam ediyor. 2 depremde 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konut, 170 bin civarında iş yeri yıkıldı. 50 binin üzerinde şehidimiz var. Maddi hasar 100 milyar doların üzerinde. İşin manevi ziyanını esasen tanım edecek bir şey yok. Bize düşen deprem ülkesi olduğumuzu bilmek ve buna uygun hareket etmek. Karşımıza çıkan görünümde devlet olarak çok hızlı refleks gösterdik. Orada binlerce konut yapılıyor.. Bin 950 şantiyemiz var. 153 bin kişi deprem bölgelerinde, inşaatlarımızda çalışıyor. Dünyanın en büyük şantiyesi diyebiliriz. 4 bin 333 köyde de köy evi yapılıyor. Merkezleri yıkılan Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya gibi kentlerin merkezlerini, meydanlarını yapıyoruz. Meydana açılan ana caddeleri adam etmeye çalışıyoruz. Altyapılarıyla ilgili 65 milyar lira temin ettim. Bütün kentlerin, su, kanal arıtma tesisi gibi tesisleri yeniliyoruz. Yüz binlerce ev yapılıyor. Şu anda 76 bin konutu teslim ettik. Sene sonuna kadar 200 bine tamamlayacağız. Gelecek yılın ortalarında ve sonuna doğru da inşallah bütün hak sahiplerinin haklarını vermiş olacağız” şeklinde konuştu.
“İklim değişikliğinin getirmiş olduğu birçok problemle da karşı karşıyayız”
Çevre konusuna değinen Bakan Özhaseki, “Amacımız ülkemizin tabiatını koruyarak kalkınmayı sağlayabilmek. İkisini aynı anda yapabilmeyi hedefliyoruz. Bir taraftan iklim değişikliğinin getirmiş olduğu birçok meseleyle da karşı karşıyayız. En son veriler; dünyanın ısısının 1.45 derece arttığı, içinde bulunduğumuz Akdeniz Havzası’nın ise daha fazla oranda arttığı, şayet bu 2 derece çıkarsa önce gıda krizinin kopacağı, 3 derece yükselirse bu ısı, dünyada birçok yerde iklim krizinden ötürü çölleşmenin başlayacağı ve milyonlarca insanın göç tehdidiyle karşı karşıya kalacağı şeklinde. Büyük tehlikeyle karşı karşıyayız. Bunun sebebi de sanayi ihtilaliyle birlikte üretimin korkunç şekilde artması, onun tüketimi tetiklemesi ve sonucunda dışarıya atmış olduğumuz atıklar. Üretirken ortaya salmış olduğumuz karbon salınımı. Etraftaki bu tahribattan ötürü da geçtiğimiz yıl Türkiye’de bin civarında büyük felaketle karşı karşıya kaldık. Yangınlar, seller, heyelanlar, müsilajlar arka geriye geliyor” ifadelerini kullandı.
“Marmara’ya kıyısı olan kentlerin yüzde 50’si kaba tutucularla pisliği tutuyor”
Dünya Bankası bir takım veriler yayınladığını söyleyen Bakan Özhaseki, “Onların verilerine göre her sene 2.1 milyar ton çöp dışarıya atılıyor. Bir başka bilgiye göre her yıl 8 milyon ton atılmaması gerek atık okyanuslara karışıyor. 2 milyardan fazla insan pak suya ulaşamıyor ve böyle giderse 2050 yılına doğru vardığımızda dünya nüfusunun 10 milyar civarında olacağı, 100 milyonlarca insanın ülke değiştirmek için sınırları zorlayacağız ve bunun da harpleri beraberinde getireceği tespitleri var. Bu dünya bizim ortak konutumuz. Bu manada da etrafla ilgili üstümüze düşenleri hakkıyla yapmaya çalışıyoruz. Bir müsait belası var. Daha önce de Türkiye’de müsilaj oluşmuş. Sadece 2 yıl önce ortaya çıkan bir bela değil. En büyük sebebi olarak durağan deniz, ısınma ve evsel atıklardan ortaya çıkmış olan azot ve fosfor. Kocaeli’nin bir sorumluluğu gözükmüyor. Ama neredeyse Marmara’ya kıyısı olan kentlerin yüzde 50’si kaba tutucularla pisliği tutuyor, olduğu gibi denize veriyorlar. Bu azot, fosfor canlı çeşitliğini öldürüyor, aşağıda çamur birikimine sebep oluyor, üst tarafta müsilaj oluşturuyor ve daima birlikte temizlemeye çalışıyoruz” dedi.
“Karbon salınımındaki oranınızı göstermek zorundasınız”
Yeşil dönüşümden bahseden Bakan Mehmet Özhaseki, “1 Ocak 2026’dan itibaren Avrupa Birliği ülkelerine herhangi bir mal satıyorsanız ki şu anda belirlenmiş 6 sektör var. Burada sormaya başlayacaklar, nasıl ürettiniz diyecekler. Bu bölümler demir çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen. Siz nasıl ürettiğinizi ispat etmek durumundasınız. Karbon salınımındaki oranınızı göstermek zorundasınız. Yani özetle ülkeyi, ortamı kirleterek mi ürettiniz, yoksa titizlik gösterip yeşil dönüşümü sağlayıp mı ürettiniz. Hangi şekilde malı dışarıya satıyorsunuz onu soracaklar. Şayet kirleterek üretmişseniz sizden ek vergiler alınacak. O ek vergi tahminen satışınıza değmeyecek, karınızı götürür, dışarıya ihracat yapamayacaksınız. Böyle tehditle ve tehlikeyle karşı karşıyayız. Alışılmış bu konuda herkes uğraş içerisinde. Bakanlık olarak sorumluluk bizde olduğu için özellikle sanayi odalarımız istedikleri zaman takımımızı gönderiyoruz. Şu ana kadar 400 binden fazla sanayicimize eğitim verildi. Yani gelecekte bir buçuk sene sonra karşınıza çıkacak olan görüntünün ne olduğunu şimdiden çok iyi görmenizi sağlamaya çalışıyoruz” diye konuştu.
“Atık su arıtma tesislerimiz sayısı neredeyse bin 200’e çıktı”
“Yeşil dönüşüm ihtiyari konu değil mecburiyettir” diyen Bakan Özhaseki, “Bakanlık olarak etrafla ilgili o kadar çok çalışma yapılıyor ki bazen anlatmakta da zorluk çekiyoruz. Bir taraftan Paris İklim Mutabakatına taraf olduk. Taahhütlerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. İklim kanunu hazırladık, yakın zamanda meclise havale ediyoruz. Yeşil alanları arttırıyoruz. Orman varlığını son yıllarda arttıran nadir ülkelerden birisiyiz. Atık su arıtma tesislerimiz sayısı neredeyse bin 200’e çıktı. Nüfusun yüzde 90’dan fazlasını vermiş olduğu atık suları arıtarak tabiata veriyoruz. Marmara’ya kirlilik verenler hariç. Türkiye’de organik atıkların da gübreye dönüştürüldüğü ortamı 6-7 yıldır uyguluyoruz. Yüzde 35’lere kadar çıktık. Elde ettiğimiz gelir sadece 185 milyar lira. Sadece 498 milyon ağaç kesilmekten kurtuldu. Evde hanım efendilerle başlıyor. Belediye başkanı arkadaşlara rica ediyoruz kampanya başlatacağız. Değişik çöp poşetleri vererek devam edeceğimiz bir ortam olarak gözüküyor” şeklinde konuştu.
“Yıllık 20 milyar cam şişe, alüminyum dışarıya atıyoruz”
Bakanlık olarak 3 projeleri olduğunun altını çizen Özhaseki, “Birincisi ‘Denizler halkındır’ projesi. Bundan 15 gün önce ilan ettim. Halkın denizlere ulaşmasını engelleyen ne varsa bertaraf edeceğiz. Bununla ilgili ihbar çizgileri kuruldu. Yıkımlar da başladı. Bunu ciddiyetle takip edeceğiz. İkincisi mapa şamandıra projesi. Türkiye’de 100 binin üzerinde yat var. Dünyanın en güzel koylarından sahibiz. Rastgele ağaçlara bağlıyorlar. Sonra da çapa atıyorlar ve kirlilikleri de birden fazla zaman gösterdiğimiz yere, arıtma tesislerinin girişlerini vermiyorlar. Birçok kaptanla konuştum. Neredeyse tamamı, ‘Biz gemilerimizdeki kirlilikleri biraz açığa çıkınca denize veriyoruz’ diyorlar. Günahtır, bu koylar bir daha elimize geçmez. Şayet bunları kirletirsek şimdi nasıl ki taban çamuru için trilyonlar harcıyoruz, adeta canımız çıkıyorsa yarın bir gün o koyların hepsini zehirlemiş oluruz. Bunlarla ilgili de çok önemli tedbirler başlıyor. Üçüncü projemiz depozite sistem. 1 litre ile 3 litrelik günlük kullandığımız şişe sayısı yıllık 20 milyar. Yıllık 20 milyar cam şişe, alüminyum dışarıya atıyoruz. Tabiatta asırlarca kalıyor, erimiyor. Depozito sistemini kuruyoruz. Onun bedeli olacak. Önce biraz alıştıralım diye 5 bin yerde büyük, marketlerde, parklarda yahut da insanların uğrak yerlerinde o makineleri kuracağız. Vatandaş şişe getirdiğinde bizden bedel alacak. Ama bir süre sonra üzerinde o şişenin yahut da o ambalajın sayısını ödeyecek, ama tekrar geldiğinde telefonla barkodu okuduktan sonra o parayı alabilecek. Verdiği parayı alacak, bu sisteme de geçtiğimizde tahmin ediyorum ki o yirmi milyar şişenin büyük kısmı de geri dönmüş olacak” ifadelerini kullandı.
Konuşmanın ardından çevre ödülleri takdim edildi.
Mansur Yavaş’tan Galibiyet Golü Sevinci