34,5667$% 0.18
36,2430€% -0.08
2.964,26%0,10
5.042,00%0,00
20.127,00%0,10
2.669,37%-0,07
9.367,77%3,72
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bitkisel üretim planlamasına ilişkin ‘Tarımda Yeni Dönem: Üretim Planlaması ve Yeni Destekleme Modeli‘ konulu basın toplantısında, son devirde iklim değişikliği, nüfus artışları, doğal afetler, göç, gıda milliyetçiliği, jeopolitik riskler ve daha birçok konunun ziraî üretimi riskli hale getirdiğini söyledi.
Yumaklı, gelecek kuşaklar, üretim gücü ve gıda arz güvenliği için önemli olan bitkisel üretim planlamasının eylül itibarıyla hayata geçirildiğini, hayvansal ve su ürünleri üretiminde de 1 Ocak itibarıyla yürürlüğe girdiğini anımsattı.
Dünyada 4.4 trilyon dolarlık ziraî hasılanın bulunduğu bilgisini paylaşan Yumaklı, Türkiye’nin 68.5 milyar dolarla Avrupa’da birinci sırada, dünyada da ilk 10 içerisinde yer alan bir ziraî üretim hasılasına sahip olduğunu bildirdi.
‘Çözüm, insanları sokağa davet ederek olmaz’
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Bitkisel üretim planlaması ve yeni destekleme modeli çerçevesinde belirlenen 13 stratejik ürünün kapsamının genişletilip genişletilmeyeceğinin sorulması üzerine Yumaklı, “Üretim planlaması çerçevesinde belirlenen 13 ürün o dönem içerisinde değişmeyecek. Dönem sonunda sistemin daha işler halini, gelişmesine dair kaidelerin oluştuğunu gördüğümüzde ürün halkasını genişleteceğiz. Bunların içerisine ülkemiz için önemli ürünleri dahil edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Üretim planlamasının ürün fiyatlarına tesirinin ne olacağının sorulması üzerine Yumaklı, üretim planlamasının Orta Vadeli Program‘a destek olacağını söyledi.
Yumaklı, çiftçi aksiyonlarına ilişkin soruyu yanıtlarken de şöyle konuştu:
Buna benzer sorunlar ilk kere olmuyor. Biz her sorun oluştuğunda bütün takımımızla orada oluyoruz. Çözüm insanları sokağa davet ederek olmaz, probleme karşı bir çözüm önerisi getirerek olur. Biz bunlarla alakalı ilk tespitlerimizde CHP’nin il ya da ilçe örgütleri tarafından organize edildiğini hatta ilk dönemlerde parti flamalarının da en önde gezdiğini gördük. Şimdi de benzer şeyi yapmaya devam ediyorlar. HDP de dahil olmak üzere diğer ögelerin tamamı organize bir şekilde insanları sokağa dökmeye çalışıyorlar. Bu kanıdan artık vazgeçmeleri gerekir. Önerileri varsa söylesinler. İnsanları sokağa dökmek çözüme ulaştırmayacaktır. Biz bu şekilde oluşan sorunları çözme adına sektörle konuşarak elimizdeki argümanları kullanmaya çalışıyoruz. Bunların, üreticiye haksızlık ve saygısızlık olduğunu düşünüyoruz.
‘Bitkisel üretim planlamasında suyu merkeze koyduk’
Bakan Yumaklı ülkenin su gerilimi altında olan bir ülke olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:
Kişi başına düşen 1313 metreküplük bir potansiyelle su gerilimi altına olan bir ülkeyiz. Eğer hiçbir aksiyon almazsak, 2030 yılında 1000 metreküpün altına düşme riskimiz var ve bu bizim su yoksulu bir ülke kategorisine girmemizi gerektirecek bir sonucu doğuracak. Dünyanın ziraî üretimde önemli ülkeleri iklim değişikliği, gıda güvenliği, tarladan sofraya kadar stratejiler, sürdürülebilirlik, etkin toprak, etkin su yönetimi ve geliştirilmiş çiftlik uygulamaları dahil olmak üzere birçok konuda yeni normal dediğimiz etkenlere cevap vermeye çalışıyor.
Bitkisel üretim planlamasına çalışırken suyu merkeze koyduklarına işaret eden Yumaklı, ziraî üretim planlamasının bundaki sonraki periyotlarının kendileri için en önemli girdisinin su olduğunun altını çizdi.
‘Tarımsal destekleri sadeleştirdik’
Yumaklı, yeni uygulamalara önceki destekleme modeliyle cevap vermelerinin mümkün olmadığına değinerek, “Verilen ziraî kredileri tamamen üretim planlamasına odakladık. Hibe programları, sözleşmeli üretim, kayıtlılık, tarım sayımı, işlenmeyen yerlerin ziraî üretime kazandırılması gibi mevzuları araçlar olarak üretim planlamasının en önemli başlıkları olarak ortaya koyduk ve uyguladık“ diye konuştu.
Önceki destekleme modelinde alt başlıklarıyla birlikte 165 kalemde destekleme verdiklerini anımsatan Yumaklı, 2022’de 129 milyon ton, 2023’te de 137 milyon tonluk üretimde ziraî takviyelerin yönlendirici tesirinin olduğunu aktardı.
Yumaklı, ziraî takviyelerin sadeleştirilmesi konusunda herkesin mutabık kaldığını ifade ederek, “Bunu sadece bitkisel üretimi planlarken yapmadık. Hayvansal üretim başlığı ile su ürünleri başlığını da planlarken oradaki destekleri sadeleştirmiş olduk” dedi.
Ülkede yaklaşık 24 milyon hektar ekilebilir ziraî arazi bulunduğuna dikkati çeken Yumaklı, bu yerlerin 3.8 milyon hektarının çok yıllıklı bitki denilen dikili meyvelerden ve diğer bitkilerden oluşan kısım için kullanıldığı bilgisini paylaştı. Yumaklı, 20.2 milyon hektarın da geriye kalan eserlerin üretilmesi için kullanıldığına işaret ederek, şunları söyledi:
Üretim planlamasına başlarken, Türkiye’de yaklaşık 206 başlıkta geniş bir yelpazede üretim yapıldığını göz önüne alarak stratejik eserlerden başlamayı hedefledik. 13 stratejik ürün, hububat, baklagil, yağlı tohumlar ve diğer dediğimiz patates ve soğan. Neden bu stratejik ürünleri seçtik? Çünkü bu ürünler ülkemizdeki 20,2 milyon hektarın 15,6 milyon hektarında ekilen ürünler. Üretim planlamasının düğmesine bastığımızda, yaklaşık yüzde 77’si oranında ekilen ürünleri planlamaya almış olduk. Gıda arz güvenliğimiz için kıymetliydi, stratejik değerliydi, insan ve hayvan beslenmesi kıymetliydi ve endüstrimizin ham madde temini kıymetliydi. Artı bir dediğimiz de yem bitkileri. 13 artı 1 eserle 1 Eylül 2024 itibarıyla üretim planlamasına Türkiye’deki toprakların yüzde 77’sinde üretilen ürünleri planlama kapsamına almış olduk.
Hububatta 2027 planlama dönemi sonuna kadar yüzde 13’lük bir artış öngördüklerini bildiren Yumaklı, 35 milyon tondan 39,5 milyon tona çıkılacağını belirtti. Baklagillerde de yüzde 17’lik bir artış planladıklarını anlatan Yumaklı, yağlı tohumlarda da yüzde 22’lik bir artışı sağlamış olacaklarına dikkati çekti.
‘Birçok birincisi de gerçekleştirdik’
Destekleri açıklarken bu planlama sürecinde birçok birincisi de gerçekleştirdiklerine işaret eden Yumaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:
Destekler ilk kez üretim periyodundan önce açıklandı. 3 yıl boyunca geçerli olacak üretim destekleri yine bu süreçte açıklanmış oldu. Stratejik eserlere ilave planlama desteği yine ilk kez bu modelde gerçekleştirilmiş olacak. Destek meblağlarının girdi maliyetleri baz alınarak belirlenmesi ve değişime göre güncellenmesi bu modelde söz konusu olacak. Su kısıtı olan bölgelerde kademeli üretime dahil olan eserlere de ilave destek olacak. Kamu tarafından geliştirilen yerli ve milli tohumlara da ilave destek vermiş olacağız. Bitkisel üretim planlamasında yer alan üreticilerimiz, hangi havzada, hangi ürünü ekerse nasıl bir destek alacağını bugünden itibaren önümüzdeki 3 yıl boyunca biliyor oldu. İleriye doğru, üçer yıllık dönemlerde açıklamış olacağız.
Yumaklı, bitkisel üretim destekleme modelinin temel destek, planlama desteği ve üretim geliştirme desteği olarak 3 ana başlığa indirildiğini söyledi.
Temel takviyenin, planlama dışı eserlerin dışındaki eserlere ve planlamaya dahil olup belirlenen havzalarda üretilen eserlere başka kıstas aramadan, kullanılan mazotun yarısını, gübrenin de yüzde 25’ini vermek üzere tasarlandığını bildiren Yumaklı, “Türkiye’de üretim yapan bütün üreticiler, temel desteği alacak, sadece planlama grubu ürünleri için bir farklılık var. Onların belirlenen havzalarda üretilmesini istiyoruz” dedi.
Yumaklı, ikinci kümede ise 13 stratejik ürün ve yem bitkisinin, paydaşlarıyla birlikte yaklaşık 2 yıllık çalışmayla belirlenmiş olan havzalarda üretilmesi durumunda temel destek kadar bir dayanağın de kendilerine verileceğini bildirerek, “Yani bu durumda mazotun yüzde 50’si daha ilave olmuş olacak, tamamını almış olacaklar. Gübrelerin de yüzde 50’sini almış olacaklar. Bizler stratejik ürünleri belirlenen havzalarda ürettiğimiz zaman hem suyumuzu hem toprağımızı korurken hem de bu eserlerin ekonomik karşılığını daha iyi alınmasını sağlamış olacağız” diye konuştu.
‘Üretilmesi doğru bulunmayan eserlere destek vermeyeceğiz’
Su kısıtı olan yerlerde de belirlenen şekilde üretim yapılırsa, gübrenin de geri kalan yüzde 50’sini vermek suretiyle o ürün için kullanılan gübre ve mazot takviyesinin tamamını vermiş olacaklarını belirten Yumaklı, “Geçtiğimiz iki yılda bu iki girdinin tıpkı olarak verilmesi sistemini getirmiştik ama maalesef orada hiç istemediğimiz sonuçlar oluştu ve biz bunları çiftçilerimizden ve üreticilerimizden gelen talep sonucunda nakdi ödemeye çevirdik” ifadesini kullandı.
Yumaklı, şunları kaydetti:
Önceki dönem, 185 lira mazot ve gübre desteği verilen buğdaya, yeni devirde 634 lira mazot ve gübre temel desteği verilecek. Mazot ve gübrenin bir daha çiftçilerimize ödenmeyeceği yolunda bir tezvirat yaptılar, bunun doğru olmadığını da belirtmek istiyorum. Eğer su kısıtı olan bir havzada üretiliyorsa, bizim mutabık kaldığımız biçimiyle üretimini tespit ettiğimiz ürünler için de ilave 342 liralık bir destek vereceğiz. Ayçiçeğinde 206 liralık mazot ve gübre desteği veriyorduk, bu rakam 732 liraya çıkıyor. Su kısıtı olan bölgede üretildiği zaman 293 liralık ilave bir destek almış olacak. Planlama dışındaki eserlerin de tamamı 138 lira ödeniyordu, bunlar da 244 liralık temel destek almış olacak.
Konya’nın Kulu ilçesinde üretilen ürünler üzerinden örnek veren Bakan Yumaklı, buğday, arpa, nohut, mercimek, ayçiçeği ve aspir eserlerinin burada ekildiği takdirde bu eserlerin hem temel destek hem planlama desteği hem de su kısıtı desteği alacaklarını bildirdi.
Yumaklı, planlama dışındaki eserlerin üretilmesi halinde sadece temel destek alacağını bildirerek, “Planlamaya dahil olan eserlerin içerisinde olup da bu alanda üretilmesi doğru bulunmayan soya, patates, kanola, pamuk gibi ürünleri burada bir üreticimiz üretmek istedi, o zaman bu esere hiçbir destek vermeyeceğiz. Bunun Tarım Kanunu’nda yapılan değişikliklerle çok farklı yaptırımları da var. Bütün odak noktamız, eserlerin planlamaya dahil olduğu formuyla planlanan havzalarda, belirlenen kurallarda üretilmesini sağlamak” diye konuştu.
‘Bir ürünü 1 üniteye alıp 10 üniteye satamazsınız’
Gıda fiyatlarına ilişkin bir soru üzerine Yumaklı, üreticilerin, üretim noktasında üzerine düşeni yaptığına işaret ederek, “Fahiş fiyat var. Bir gün içerisinde etiketlerin birkaç kez değiştiği zamanlar oldu. Bununla ilgili fahiş fiyat yasal düzenlemesi oluşturuldu. Burada Ticaret Bakanlığı ile birlikte çalışıyoruz. Belli oranda kırılmaya başlandı. Bir ürünü 1 üniteye alıp 10 üniteye satamazsınız, buna kimsenin hakkı yok” değerlendirmesinde bulundu.
Yumaklı, şeker pancarı, fındık ve çay gibi eserlerin üretim planlamasına alınmadığını, söz konusu eserlerin üretiminin kendi kanunları çerçevesinde devam edeceğini söyledi.
Bakan Yumaklı, çiğ süte ilişkin soruyu yanıtlarken de üretilen fazla çiğ sütün Et ve Süt Kurumu tarafından alındığını belirtti. Yumaklı, çiftçiden süt alımı yapan bazı sanayicilerin soğutma bedelini ödemek istemediğini ve bu işletmelerle ilgili inceleme başlatıldığını bildirdi.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bakan Kurum’dan İBB Başkanı İmamoğlu’na ‘Vaniköy’ Yanıtı: ‘Gülümseyerek İzliyoruz, Tamamen Suçluluk Psikolojisi’