34,5581$% 0.03
36,5509€% -0.27
2.925,04%0,90
5.031,00%1,13
20.062,00%0,91
2.635,24%0,97
9.240,28%-1,65
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan çağrısıyla başlayan süreci değerlendiren DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Çok önemli, tarihi bir fırsat var. İmralı’da barış ve müzakere kampı kurulmalı” diye konuştu.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “yeni süreç” tartışmaları ve partisinin bu bahisteki konumuna dair açıklamalarda bulundu.
Mezopotamya Ajansı’ndan Selman Güzelyüz’ün sorularını yanıtlayan Bakırhan, “Çok önemli, tarihi bir fırsat var. Sayın Öcalan ile derhal konuşulmalı ve müzakereye geçilmeli. Bakın, İmralı’da bir çözüm iradesi var iken, bu fırsat değerlendirilmeli. İmralı’da barış ve müzakere kampı kurulmalı” dedi.
Bakırhan, Öcalan’ın “Öcalan” çağrısı ile doğru “muhattabı” bulduğunu belirtti.
SORU: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendi siyasi penceresinden Kürt sıkıntısının tahliline dair yaptığı çıkışı nasıl değerlendirdiniz?
CEVAP: Kürt sorunu 100 yıldır çözülemeyen ve Türkiye’deki diğer sorunları de tetikleyen bir sıkıntı. Bu gerçeğin Bahçeli gibi karşı uçta yer alan bir siyasetçi tarafından söylenmesi tabi ki kamuoyunda bir şaşkınlığa neden oldu. Lakin bir sıkıntı kendisini dayatıyorsa, ülkenin çeşitli alanlardaki gidişatını engelliyorsa, iktidar önemli bir tıkanma yaşıyorsa böyle bir açıklama yapılması gayet olağandır. Yıllardır bu riske dikkat çekiyorduk, gecikmiş de olsa bu noktaya gelinmesini önemli buluyoruz. Tabi ki niyet ve samimiyeti, atılacak pratik adımlarla göreceğiz.
Bahçeli ile sorunun çözüm yöntemi ve ele alış biçimimizde besbelli fark var. Ama iki temel konuda bizim düşündüğümüz bir noktaya geldi. Birincisi; Bahçeli, Kürt meselesinin muhatabını doğru gösterdi. Sayın Öcalan’ın Kürt meselesinin tahlili konusundaki iradi gücünü kabul etti. İkincisi; yıllardır devam eden tecritten bahsetti ve “kapılar açılsın, gelsin konuşsun” dedi.
Tüm bu önemli tespitlere rağmen Bahçeli ve Erdoğan’ın Kürt sorununun tahliline dair bir program ve siyaseti şimdi yok. Tersine sıkıntıyı daha da tahlilsiz kılan pratiklerle karşılaşıyoruz. Varsa gerçekçi bir çözüm iddialarını kamuoyuyla paylaşılmalılar. Bahçeli, tecridi işaret ederken, “Türkiye barışı” derken, tam olarak neyi kastediyor? AKP bu konuda Bahçeli ile aynı şeyleri mi düşünüyor? Toplum bir cevap bekliyor. Kürt sorunun demokratik tahlilinde sözü aşan, somut bir politikaya, söyleme, programa ihtiyaç var.
“Kürt meselesi sadece Kürtlerin meselesi değil”
SORU: Kürt probleminin tahliline dair atılacak ilk adım ne olmalı?
CEVAP: Öncelikle tecridin kaldırılması gerekiyor. İmralı kapısına vurulan kilidin önce açılması gerekiyor. Bu aynı zamanda bir samimiyet testi de olur. Toplum, İmralı’dan çıkacak sesi büyük bir merakla bekliyor. Aynı zamanda somut adımlar atılmasını bekliyor. Tek taraflı söylenen, yürütülen bir tartışma ve sürate vererek sorun çözülemez. Taraflar konuşmalı, Türkiye sivil toplumu tartışmalara dahil edilmeli. Barışın tabanı ancak bu şekilde güçlenir. Bahçeli, “Türkiye barışı” dedi. Türkiye barışını arıyorsa o vakit barışın da tarafları vardır. Kürt meselesi artık bilinmeyen, kapalı kapılar gerisinde tartışılarak çözülecek bir problem değildir. Tüm yurttaşlar genel sınırlarıyla neyin tartışıldığını, ne yapılmaya çalışıldığını bilmelidir. Kürt meselesi sadece Kürtlerin meselesi değildir. Türkiye’deki en büyük eksikliklerden birisi buydu. Cezayir sıkıntısının sadece Cezayirlilerin meselesi olmadığı gibi. En başta Fransız aydınları, entelektüelleri, Fransız halkı çok güçlü bir biçimde “savaşa hayır” dedi. Cezayir halkının haklı taleplerinin yanında durdu. O sorunu, Fransa’nın bir meselesi olarak algıladı. İşte Türkiye’de de aydın, yazar ve sanatkarından bütün sivil toplum dinamiklerine kadar herkes güçlü bir biçimde barışı örgütlemeli. Bu konuda bir araya geldikçe, barışın ehemmiyetini anlattıkça daha çok yol alabiliriz.
“Devlet, oyun oynuyorsa büyük yanlış yapar”
SORU: 23 Ekim’de bir görüşme gerçekleşti, ancak sonrasında yapılan başvurular şimdi karşılıksız. Buradan yola çıktığımızda sizin de bahsettiğiniz ‘ilk adım’ hala atılmış değil...
CEVAP: Açık söylüyorum, devlet burada da oyun oynuyorsa -ki yıllardır bu soruna samimi yaklaşılmadı- büyük yanlış yapar. Tartışmaların daha başlangıcındayız. 100 yıldır denenen pratikler çözümsüzlüğü derinleştirdi. İğne ucu kadar bir olanak ve imkan varsa; DEM Parti olarak iğnenin ucu kadar olan umut ışığını büyütmeye, toplumsallaştırmaya ve örgütlemeye uğraşıyoruz.
Sizin aracılığınızla söylüyoruz; biz demokratik bir çözüme ve onurlu bir barışa varız. Sayın Öcalan, hukuki ve siyasi zemin vurgusuyla “buradayım” diyor. “Teorik ve pratik gücümle çözüme katkı sunmaya hazırım” diyen Öcalan’ın açıklamasından sonra KCK de açıklama yaptı. “Biz buradayız, Sayın Öcalan’ın geliştireceği süreci esas alacağız” dedi. Tüm bunlar ne anlama geliyor? Kürt sorunun demokratik tahlilinde sorumluluk sahibi olanlar “buradayım, varım” diyor. Kürtler buradaysa, çözüm iradesini ortaya koyuyorsa, samimi ve iyi niyetli davranıyorsa, o zaman şunu sormak lazım; Sayın Bahçeli, siz var mısınız? Buyurun Sayın Erdoğan, siz var mısınız? Eğer hala bir devlet aklı kalmışsa sormak istiyorum; Bu sorun Türkiye’nin gelişmesini, demokratikleşmesini, refah içinde yaşamasını engelliyorsa, demokratik bölgesel bir güç olmasına izin vermiyorsa, Kürt problemini nasıl çözeceksiniz?
“İmralı’da müzakere kampı kurulmalı”
SORU: Abdullah Öcalan’ın son görüşmede verdiği iletiye da iktidar ve ortağından bir cevap gelmediğini görüyoruz. İmralı’da resmi ve kamuoyuna açık bir görüşmenin sağlanması nasıl bir geleceğe kapı ortalar?
CEVAP: Çok önemli, tarihi bir fırsat var. Sorunun muhatabı olan ve adres gösterilen Sayın Öcalan, çözüm meselesinde somut bir proje sunuyor. Demokratik ulus, demokratik cumhuriyet, eşit yaşam modeli sunuyor. Şerafettin Elçi, “bu sıkıntıyı çözebilecek son kuşağız” demişti. Bu problemin demokratik tahlili ve barışı için elleri havada bekleyen bir kuşak, bir Kürt siyasal aklı var. İkinci yüzyılda ‘cumhuriyeti demokratikleştirelim’ deniliyorsa, Sayın Öcalan ile derhal konuşulmalı ve müzakereye geçilmeli. Bakın, İmralı’da bir çözüm iradesi var iken, bu fırsat değerlendirilmeli. İmralı’da barış ve müzakere kampı kurulmalı. Türkiye’nin gücünü ve iktisadını bitiren, toplumu fakirleştiren, demokrasiyi ve özgürlükleri ortadan kaldıran bir sıkıntıdan bahsediyoruz. Bakın, 13 Cumhurbaşkanı ve 40’ın üzerinde başbakan görmüş bir sorundan bahsediyoruz. Burada tarihe mal olmuş bir sıkıntıyı çözen olarak tarihe geçmekten daha değerli bir şey var mıdır
“Muhalefetin duruşu, bu anlamda biraz iktidarın olası yan çizmelerine karşı da bir emniyet supabı olacaktır”
SORU: Meclis’te bulunan diğer partiler de “yeni süreç” tartışmalarına dair kimi açıklamalarda bulundu. CHP başta olmak üzere diğer muhalefet partilerinin açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
CEVAP: Muhalefetin ilk olarak sorumluluk alarak söz kurmalarını olumlu karşılıyorum. Başta Özgür Özel olmak üzere Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu, Fatih Erbakan ve birçok siyasi parti önderi farklı perspektiflerden de olsa Kürt sorununun tahliline dair olumlu bir yerde duruyorlar. Muhalefetin duruşu, bu anlamda biraz iktidarın olası yan çizmelerine karşı da bir emniyet supabı olacaktır. Bakın 2013-2015 sürecinde muhalefetin büyük kısmı o dönem çözüm sürecinin karşısındaydı. Bugün bu tartışmaları başlatan Bahçeli başta olmak üzere Sayın Özgür Özel’in partisi de bu problemin karşısındaydı. Başka güçler vardı. Bugün dikkat ederseniz olumlu bir yaklaşım var. Dünyanın her yerinde yüzde yüz bir mutabakatın sağlanması mümkün değil. Kimi ufak tefek ırkçı, milliyetçi partilerin zehirli lisanlarına takılmamak gerekiyor. Türkiye siyasi tarihinde ilk kez Kürt sorununun demokratik tahliliyle ilgili bu kadar geniş bir destek skalası oluşmuş durumda. Bu geniş konsensüs tabanı tarihi bir fırsat sunuyor. İktidar ve devletin bunu görerek tarihi fırsatı heba etmemesi gerekiyor.
“Kayyımlarla kimse bizi hizaya getiremez”
SORU: Tartışmaların sürdüğü bir periyotta bazı belediyelere 3’üncü kez kayyım atandı. Bazı belediyeler için de kayyım tehditleri sürüyor. Bununla partiniz “hizaya mı çekilmek” isteniyor?
CEVAP: İşte bütün sorun burada yatıyor. Bu ülkeyi bir kayyım cumhuriyetine dönüştürmek isteyenler ile cumhuriyeti demokrasiyle buluşturmak isteyenlerin gayretiyle karşı karşıyayız. Biz halk diyoruz, iktidar vesayet diyor. Biz yerel demokrasi diyoruz, iktidar kayyım diyor. Toplumun farklılıkları zenginliktir diyoruz, farklılıklara saldıran bir zihniyet ile yüz yüzeyiz. Kayyım atamalarıyla iktidarın demokrasiye ve Kürt halkının iradesine yönelik düşmanca yaklaşımını bir kez daha gördük. İktidar hala Kürt halkının iradesini tanımamakta ısrar ediyor. Belediyeleri bir ekonomik talan alanı olarak görmeye devam ediyor. Kayyım, bir halkın iradesine siyasi, toplumsal, ekonomik ve kültürel olarak bir çökme siyasetidir. Bu çökme siyasetini bin kez da deneseler çökecek. Bir yandan Kürtleri çökertme diğer taraftan Türkiye barışı nasıl sağlanacak? Kayyımlarla kimse bizi hizaya getiremez.
Kayyım siyaseti, müzakere ve diyalog ortamına zehirleyen bir pratiktir. Buradan çözüm çıkmaz. Bu zihniyetten çözüm çıkmaz. Siz elli yıl da kayyım atasanız, halk yine kendi iradesini seçer. Günlerdir Mardin, Halfeti ve Batman başta olmak üzere birçok kentte insanlar iradesine sahip çıkıyor. Kayyım darbesine karşı mücadele edeceğiz, diğer yandan da Kürtlerin özgürlüğü, Türkiye’nin demokratikleşmesinin sağlanmasına katkı sunacak diyalog ve müzakere tabanını güçlendirmekten de geri durmayacağız. Müzakere de mücadele dinamiğinin bir modülüdür.
SORU: Tepkiler üzerine “geçici görevlendirme’ açıklaması geldi. Bunu nasıl okudunuz?
CEVAP: İktidarın kayyım siyasetleri iflas etti. Hem seçimlerde kayyımlar gönderildi, hem de Türkiye’de yaşayan büyük bir çoğunluğun gözünde zerre meşruiyeti yok. Dolayısıyla topluma ‘Bu kayyım başka bir kayyımdır’ mesajı vermek istiyorlar. Farklı bir kavram kullanarak kayyım uygulamasının iflasını örtmeye çalışıyorlar. Ama beyhude, kayyım demokrasiye darbedir. Halk iradesinin gaspı ve Kürt halkını tanımamaktır.
|
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Ertuğrul Özkök | Yılın Son Profil Tahlili: Hakan Fidan’a Elini Veren Kaç Parmağını Kaybeder?