DOLAR

34,0426$% -0.07

EURO

37,9842% 0.17

GRAM ALTIN

2.876,14%0,30

ÇEYREK ALTIN

4.679,00%0,62

TAM ALTIN

18.661,00%0,64

ONS

2.576,90%0,71

BİST100

9.962,14%1,92

Akşam Vakti a 19:17
Bursa HAFİF YAĞMUR 23°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,0426

EURO 37,9842

ALTIN 2.876,14

BİST 100 9.962,14

Akşam 19:17

23°

Bayhan: Esad, Kürtlerle Savaş Durumuna Gelmek İstemez

ad826x90

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Türkiye ile ‘normalleşme’ konusunda yaptığı açıklamalarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Erdoğan’ın Esad yönetimi ile münasebetlerini ‘normalleştirme’ uğraşının altında esas olarak bölgesel seviyede yaşadığı sıkışmışlık ve iç siyasetteki hesapları yatıyor” dedi.

‘PUTİN, TÜRKİYE’Yİ KARŞI ADIM ATAMAYACAK POZİSYONDA TUTMAK İSTİYOR’

Erdoğan’ın bu taraftaki girişimlerini 2023 genel seçimleri öncesinde 2022 yazında başlattığını hatırlatan Bayhan, “Hatırlanırsa bu dönem Erdoğan, Rojava’ya yönelik yeni bir askeri operasyon için Rusya lideri Putin’in kapısını çalmış ve Putin de adres olarak Esad idaresini göstermişti. Erdoğan iktidarı da hem Suriye Kürtlerine yönelik bir askeri operasyon üzerinden seçim sürecinde milliyetçi bir dalga yaratmak ve hem de mülteci sıkıntısında üzerinde oluşan baskıyı hafifletme amacıyla Suriye idaresiyle bakanlar seviyesinde görüşmeler yapmaya başlamıştı. Ancak bu devirde Esad yönetimi bağlantıların olağanlaşması için Türkiye’nin Suriye’deki askerlerini çekmesini ve cihatçı kümelere takviyesinin son bulmasını koşul olarak öne sürmüştü. Bunun için de süreç bir sonuca ulaşmadan bitmişti” açıklamasında bulundu.

Esad yönetiminin de Türkiye’nin askeri gücünü çekmesi yerine bu yönde bir takvimin belirlenmesi gibi düne göre daha esnek bir tavır ortaya koyduğunu belirten Bayhan, “Putin, NATO üyesi Türkiye’yi olabildiği kadarıyla bölgede kendine karşı adım atamayacak bir noktada tutmak istiyor. Bu nedenle de Erdoğan-Esad idareleri arasında alakaların geliştirilmesine önayak oluyor” dedi.

‘ASKERİ OPERASYON, EKONOMİ SİYASETLERİNE REAKSİYONLARIN ENGELLENMESİNİ HEDEFLİYOR’

Türkiye tarafından başlatılacak yeni bir askeri operasyon ihtimaline de değinen Bayhan, “Yönetim, Kürtlere yönelik askeri operasyonu iç siyasetin dizaynı için de kullanışlı görüyor. Bir yandan işçi-emekçi halk kitlelerinde iktidarın sürdürdüğü ekonomik politikaya karşı önemli bir reaksiyonun olduğu bir periyotta, askeri operasyonu şovenizmin ve milliyetçiliğin yükseltilmesi ve kendisine karşı yönelecek yansıların engellenmesi bakımından istiyor. Öte yandan, bu sürecin aynı zamanda yeni anayasa yapma hedefi doğrultusunda muhalefet üzerindeki baskıyı artırmaya hizmet etmesini umuyor. Suriye ile siyasi bağların yeniden kurulması bu mevzudaki pazarlıklarda elini güçlendirmek ve Suriye’nin yeniden imarından pay kapabilmek için de isteniyor” değerlendirmesini yaptı.

Hakan Fidan’ın Suriye’deki muhaliflere dayanağın süreceğine dair açıklaması ve Suriye’deki askeri varlığın devamı istikametindeki açıklamaları da değerlendiren Bayhan, şu sözlerde bulundu: “Erdoğan iktidarı, 2017’de Esad yönetiminin en büyük destekçileri Rusya ve İran ile Astana formatında bir araya gelmişti. Aslında o tarihten itibaren Suriye idaresini devirme hesabının rafa kalktığını ve ÖSO adı altında bir araya getirilen cihatçı kümelerle işbirliğinin gayelerinin değiştirildiğini söyleyebiliriz. Cihatçı kümelerle sürdürülen işbirliği, Afrin operasyonu ve işgalinde görüldüğü gibi öncelikle Kürtlere yöneldi. Öte yandan bu cihatçı gruplar ve işgal edilen bölgeler Erdoğan iktidarı için Suriye ve bölgenin yeniden paylaşımı pazarlığında masada olmak için bir koz olarak görüldü. Yine bu cihatçı gruplar Libya ve Dağlık Karabağ başta olmak üzere bölgesel seviyedeki yayılmacı emellerle yapılan müdahaleler için kullanıldı.”

‘CİHATÇI GRUPLAR TESKİN EDİLİYOR’

Hakan Fidan’ın iletisinin iki biçimde okunabileceğini belirten İskender Bayhan, ilk olarak bu kümelerin Esad yönetimi ile ‘normalleşme’ görüşmelerinde bir koz olarak kullanılmak istendiğini belirtti. İkinci olarak ise bu bölgelerde cihatçı gruplar arasında Türkiye karşı şov ve saldırılar düzenlenmesini hatırlatan Bayhan şu şekilde konuştu: “Geçtiğimiz günlerde Erdoğan’ın Esad ile görüşme açıklaması sonrasında işgal altında tutulan bu bölgelerde cihatçı gruplar arasında Türkiye karşı şov ve saldırılar düzenlenmişti. Dolayısıyla MİT Başkanı olarak uzunca bir müddettir bu cihatçı kümelerle bağlardan sorumlu olan Dışişleri Bakanı Fidan’ın açıklamasının bu cihatçı kümeleri teskin etmeyi ve Türkiye’nin onları koruyacağı mesajını içerdiğini de söyleyebiliriz. Bu kümelerin işgali altındaki bölgelerde tabir yerindeyse tam bir yağma var. Buradaki kaynakların bu cihatçı gruplar eliyle Türkiye’de pazarlandığı biliniyor. Dolayısıyla hem ÖSO ve hem de İdlib’de bulunan el Esasın devamcısı HTŞ, Erdoğan iktidarı eliyle önemli bir servet elde ettiler. Bu durum aynı zamanda bu kümelerin kendilerini tasfiye etmeye yönelik teşebbüslere karşı çok daha büyük bir tehdit haline geldikleri/getirildikleri anlamına da geliyor.”

‘ESAD İKTİDARI KÜRTLERLE SAVAŞ DURUMUNA GELMEK İSTEMEYECEKTİR’

İktidarın gerek bölgesel amaçları gerekse Kürt probleminin tahlili konusundaki çizgisi dikkate alındığında Suriye’den çekilmeyi planlamadığını belirten EMEP’li Bayhan sözlerine şu şekilde devam etti: “Bugün Kürt özerk yönetiminin ABD ile sürdürdüğü işbirliğinden rahatsız olsa da Suriye yönetiminin Kürtlere yaklaşımının Erdoğan iktidarının yaklaşımından farklı olduğunu belirtmek gerekiyor. Suriye savaşının başladığı günden bu yana birkaç küçük çaplı çatışmayı saymazsak Esad yönetimi ve Kürtler arasında silahlı bir mücadele yaşanmadı. Dolayısıyla her ne kadar Kürt özerk idaresini hudutlu kazanımlara razı etme peşinde koşsa da Esad iktidarı kolay kolay ulusal kuvvetler arasında saydığı Kürtlerle doğrudan savaş durumuna gelmek istemeyecektir.”

‘RUSYA DAHA ÖNCE DE ARABULUCULUK ROLÜNE SOYUNDU’

Kürtlerle Esad yönetimi arasında bir anlaşma olması halinde Erdoğan iktidarının müdahale siyasetinin önemli biçimde sınırlanacağını da belirten İskender Bayhan, “Bugün kendi çıkarları temelinde Erdoğan iktidarı ve Esad yönetimi arasında siyasi bağların kurulması için çaba gösteren Rusya’nın daha önce Esad yönetimi ve Kürtler arasında da arabuluculuk rolüne soyunduğunu hatırlatmak gerekiyor. Öte yandan Suriye Kürtleri ile kendi bölgesel çıkarları temelinde işbirliği yapan ABD’de Suriye yönetimi ve Kürtler arasında muhtemel bir uzlaşmaya açıktan karşı çıkıyor. Bu karşı çıkışın arka planında özellikle Ukrayna savaşından sonra Rusya ile emperyalist egemenlik çabasının daha da kızışması gerçeği yer alıyor” dedi.

Emek Partisi’nin Türkiye-Suriye ve bölgedeki Kürt yönetimi konusunda nasıl bir çözüm önerisi olduğuna da değinen Bayhan, “Bütün işgallerin son bulması, Filistin ve Kürt halkları başta bölge halklarının kendi mukadderatlarını tayin etme hakkının tanınması ve bu temelde demokratik ve barışçıl bir geleceğin inşa edilmesidir. EMEP, dünyanın en zengin enerji kaynakları ve geçiş yollarının bulunduğu bir bölgede ömürlerine rağmen kendilerine paylaşım savaşları, göç, yoksulluk ve ölüm dayatılan bölge halklarının kendilerine bu kaderi dayatan emperyalistlere ve işbirlikçi bölge gericiliklerine karşı ortak mücadele ve dayanışmasını savunur” dedi.

‘MÜLTECİLERİ VE GÖÇMENLERİ GÖNDERELİM DİYE ATIP TUTUYORLAR’

Emek Partisi’nin Türkiye’de yaşayan mültecilere yönelik siyasetlerini da anlatan Bayhan, Mülteci sorunu ve göç, emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin nüfuz ve paylaşım savaşlarıyla bölge ülkelerinin yıkıma uğratılmasının kaçınılmaz bir sonucudur. Dolayısıyla bu siyasetlere karşı çıkılmadan ve son verilmeden mülteci sorunun tahlilini savurmak ya da çözüm yolunda adım atmak mümkün değildir. Bu ülkeyi yönetenler ve burjuva muhalefet partileri ‘mültecileri ve göçmenleri gönderelim’ diye atıp tutuyor. Bütün işçi ve emekçilerin bu tavrı durup bir düşünmeleri gerekir. Milyonlarca insanı silahlarla, dipçiklerle, coplarla otobüslere, trenlere, tırlara zorla doldurup geldikleri ülkelere gönderebilir miyiz? Bu ne gerçeğe ne bilime, ne akla, ne de vicdana uyan bir şey değil midir?” diyen Bayhan, sorunun tahlili için 13 yıldır uluslararası hukuka ters bir biçimde Türkiye’de ‘geçici barınma statüsü’nde tutulan mültecilere resmi olarak ‘mültecilik statüsü’nün tanınması, Türkiye ile AB arasındaki ‘Geri Kabul Anlaşması’nın iptal edilmesi ve bu temelde ülkelerine ya da üçüncü ülkelere gitmek isteyenlerin önündeki manilerin kaldırılması, ülkede kalmak isteyenler içinse vatandaş olabilmelerine imkan sağlanması gerektiğini belirtti.

(HABER MERKEZİ)

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Sandıkçı: “Sosyal Yaşam Alanlarıyla İlçemize Bedel Kattık”

HIZLI YORUM YAP