32,8327$% 0.07
35,8520€% 0.68
2.557,62%2,27
4.133,00%1,82
16.564,00%1,85
2.418,54%2,01
11.024,33%2,62
Uluslararası stantlarda ve müsabakalarda 7 adet ödül ve mansiyon kazanan ressam Sezai Kara’nın “Suya Yazılan Mektuplar” isimli yeni standı 2 Temmuz’da açıldı. Ankara Çankaya’da bulunan Galeri Soyut’ta yer alan stant 24 Temmuz’a kadar izlenebilecek. Ressam Kara, yeni standı ve yapıtlarına ilişkin gazetemiz Cumhuriyet’e konuştu. Çocuk yaşta yol gösterebilecek bir öğretmene denk gelmenin önemli bir talih olduğunu kaydeden Kara, “Kendimi bildim bileli kalemi hiç elimden bırakmadım. İlkokul çağlarımdaki öğretmenlerim beni çok destekledi. Fotoğraflarımı gösterirdim, motive olurdum. Sonrasında onları buldum, köy enstitülülermiş. Bizleri yeteneklerimize göre yönlendirdiler” dedi.
CUMHURİYET DÖNÜM NOKTASI OLDU
İlk ürettiği yapıtlarda etkilendiği ideolojinin izlerinin bulunduğunu belirten Kara, “Lise dönemlerimde yolum Halk Evleri’ne düştü, orada stant de yaptım. O dönem işçi sınıfının kederlerinden çok etkilendim; yürüyen emekçileri, karda üşüyen köylüleri çizdim. Daha sonra kendimi tanıyabilmek için psikoloji kısmını seçtim. Her şeye rağmen elim daima resime gitti, fotoğraftan ilerlemeye karar verdim” diye konuştu. Sıkı bir Cumhuriyet okuru olduğunun altını çizen Kara, “Cumhuriyet gazetesi bana bir ufuk açtı. Bir gün gazetenin ortalarında bir yerde bir yazı gördüm. Bir atölyenin başladığını duyuran bir haberdi. O ana kadar atölyeye hiç gitmemiştim. Yağlı boyayı öğrenmek için 5-6 aylığına gitmeye karar verdim. Sanat nedir, ne değildir onu öğrendim. 6 ay diye gittiğim atölyeden 6 yıl çıkamadım” ifadelerini kullandı.
‘HEM SANAT HEM TOPLUM İÇİN’
Sanat alanında klasik tartışma olan “Sanat sanat için midir, toplum için midir?” sorusunu cevaplayan Kara, “Sanat hem insanın kendisi için hem toplum içindir. Sanatın içinde tedavi de vardır: kendi ruhuyla bir arada dünyayı güzelleştirme gayretidir. Bazıları gereksiz akımlara kapılarak ‘Ben kendime yapıyorum, topluma değil’ diyebiliyor. Sadece kendine yapıyorsan stant açma, odana koy. Stant açınca ister istemez toplum işin içinde oluyor. Aynı şekilde ‘Ben sadece toplumun beğenisini kazamak için yapıyorum’ demek de sanat olmuyor. İnsanlara elbette yapıtlarını gösterecek ve dönüt bekleyeceksin. Aslında sanat, kendi sanat anlayışından ve estetik korkularından taviz vermeden fotoğraf yapıp topluma göstermektir” dedi.
‘BİR İDEOLOJİSİ VAR’
Güncel standının isminin Suya Yazılan Mektuplar olmasının nedenlerini açıklayan Kara, “Bir ideolojisi var içinde, insanlar kendileri de düşünsünler. Benim üretimde geçmişe dönük bir romantizm var. Mektup deyince benim aklıma hasret gidermek, özlem ve sevgi geliyor. Bazı mektuplar ise karşılıksız kalır, boşa masraf. Buna rağmen yazarsınız. Fotoğraf yapmak da bir tarafıyla böyledir. Siz sanat adına bir şeyler yapıyorsunuz ama onun birilerine ulaşıp ulaşamayacağını bilemiyorsunuz. Yaptığınız iş tahminen de suya yazılıyor” diye konuştu. Kara, yapıtlarının gerisinde yer alan ideolojiyi “Sanat içinde estetik dertler taşıyarak alıp başını gökyüzüne çıkmaktır. Gündüz bulutlara, geceleri de yıldızlara ulaşmaktır” olarak tanımladı.
Deniz, Kum, Güneş ve Sanat
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.