Bilim İnsanları 100 Hadiseyi İnceledi! İşte Ölümden Sonra Sizi Bekleyenler

Ölümden sonra ruha ne olduğu yahut ne olacağı konusu, ideoloji, din ve bilim gibi birçok alanın üzerinde durduğu bir konu. Farklı kültürler ve inanç sistemleri, ölümden sonra ruhun kaderi hakkında çeşitli görüşlere sahip. Bilim açısından bakıldığında ise, ölümden sonra ruha ne olduğu konusu daha belgisiz. Bazı bilim insanları, şuurun ölümden sonra da devam edebileceğini öne sürerken, başkaları bunun sadece biyolojik bir süreç olduğunu ve şuurun vücudun vefatıyla sona erdiğini savunuyor. Arizona Üniversitesi’nden Prof. Dr. Stuart Hameroff ve İngiliz fizikçi Sör Roger Penrose ölümden sonra şuurun kuantum düzeyde saklandığını ve “Eğer bir insan ölürse, bu kuantum bilgi mikrotübüllerden serbest kalarak kâinata karıştığını” düşündüklerini belirtiyor. Bu teori, insan beynindeki mikrotübüllerin, bilgi ile etkileşime girerek ölüm sonrası bir cins şuur yaratması fikrini destekliyor.

“BÜTÜN ÖLÜM TECRÜBELERİ BENZER”
Birleşik Krallık’tan bilim insanı Dr. Sam Parnia ise insan şuurunun ölümden sonra da var olmaya devam ettiğini savunuyor. Parnia, Morgan Freeman’ın sunuculuğunu yaptığı National Geographic’in The Story of God programında, insan şuurunun biz öldükten sonra da yaşamaya devam ettiğine inandığını açıkladı.

Kalp krizi geçirip hayatta kalan hastalara dair 100’den fazla hadiseyi incelediğini söyleyen doktor, bu hastaların en önemli özelliklerinin teknik olarak ölüp geri dönmüş olmaları olduğunu ve hepsinin epeyce garip tecrübeler yaşadığını anlatıyor. Palma’nın çıkış noktası ise test ettiği hadiselerdeki çabucak hemen bütün ölüm tecrübelerinin emsal olması. Ölüm anından sonra hücrelerde çökmenin başladığını ve bu süreçte yaşananların ölüm tecrübesini ortaya çıkardığını düşünüyor.

İnsanların bu çeşit tecrübeleri olduğunu binlerce yıldır bildiklerini belirten Dr. Palma, ölümden sonra hayatın mümkün olabileceğini ruhun (ya da zihin) kaybolmadığını, vücut yeniden canlandırıldığında yaşamın kaldığı yerden devam edeceğini savunuyor. Fakat insan zihni hakkında çok az şey bilindiğini ve ne yazık ki bu sorunun kesin bir yanıtı olmadığını belirtti.