32,6645$% 0.32
35,5639€% 0.42
2.509,16%1,72
4.049,00%1,37
16.220,00%1,37
2.390,92%1,48
10.851,78%-0,19
Ümran Avcı –“Şiiri içimde bir çekirdek gibi taşıdım. O kadar benim bir kesimim oldu. Bir uzuv gibi sanki” diyen Gülten Akın… Şair, beş çocuk annesi, kaymakam eşi, öğretmen, avukat… Birçok hayatı birden omuzlayan Akın, bu denli işi ‘birbirine değdirmeden’ yaptı. Yemek yaptı, dikiş dikti, örgü ördü, yemek tanımlarının ardına dizeler yazdı, geceleri yemek masasına oturup çalıştı. Yaşamın zorluklarına karşı kuvvetini yazıdan aldı. Kendi deyişiyle neyi yaşadıysa onu yazdı. Odağında her zaman yeryüzünün tüm kırılgan ötekileri oldu. Gün oldu “Acıya Yenik Değiliz” dedi… Kadınları odağına alıp “Kestim kara saçlarımı ne olacak şimdi?” diye ses yükseltti. Oğlu sekiz yıl hapis yatan şair, 42 gün süren açlık grevlerinde tüm tutukluların annesi oldu.
Bir şairin sustukları
Şair ve yazar Asuman Susam, “Gülten” isimli biyografi kitabında tek yaşama birçok hayat sığdıran, ömrünü şiire, eğitime, insan haklarına, aydınlık bir Türkiye mefkuresine adamış olan Gülten Akın’ı anlattı. Titiz bir arşiv çalışmasının yanında Gülten Akın’ın çocukları Murat Cankoçak, Can Cankoçak, Aksu Bora, Onur Cankoçak, Deniz Cankoçak ve Bora’nın eşi Tanıl Bora ile görüştü. Günümüz edebiyatının önemli isimlerinin düşünce ve tanıklıklarını dinledi. “Gülten Akın gerisinde çok konuşkan bir arşiv bırakmamış” diyen Asuman Susam devamında şunları söylüyor: “Ne duyulsun istediyse dile getirmiş ama elbette bilinmesin istedikleri de çok olmuş. Sustukları. Bu biyografi şairin sustuklarını deşifre etmek yerine oralara işaretler, düşünme boşlukları, sorular bırakmayı yeğledi.” Susam’ın bu seçiminin nedeni, sorduğu şu anlamlı sorularda saklı: “Bir biyografi müellifinin tavrı ne olacaktır? Gölgelerin ne kadarı ortaya çıkacaktır? Sırlar ortaya dökülmeli midir? Söylenenler tamam da ya susanların akıbeti?”
Hangi bağa diksen yabancı
Asuman Susam’ın nitelikli çalışmasıyla anlatılan bir şairin, bir aydının hem yaşam serüveni hem de aydınlık Türkiye didinmesi temelinde. Kaymakam eşi Yaşar Cankoçak ile gittikleri ‘ücralarda’, adalet ve hukuktan sapmadıkları için ödül yerine sürgünlerle cezalandırıldılar. Haymana, Gevaş, Kumru… Büyük kentten kopuş sancıları, ücra yerlerde yaşama tutunma çabası… Bir yandan da eşi Yaşar Bey’e dostluğunu ve aşkını o zor koşullar altında, geçim kaygısı içinde canlı tutma çabası. Susam’ın anlatımıyla Akın bu sürgünlerle, yol yorgunluklarıyla daha zor vakitlerine vücudunu, ruhunu, içini, dışını ayrı ayrı bilemiş, sertleştirmiştir güya. Küçücük bir vücut, çocuklarının yanında bir de dağ doğurmuştur kendinden, varlığının en içinden. Zor günlerde teselliyi yine kâğıt kalemde arayan Gülten Akın şöyle demiştir; “Yıkık dökük de olsa sarsılan şeyler oldu. Kendi kendime yeniden kurmalıydım. Dıştaki tartı dengeyi bozmakta. Ne zaman kendimi bir yana eğilmiş duysam bir şiir, bir oyun müellifim, kurtarır beni.”
İğreti konaklamalarla geçen yıllarında duydukları, gördükleri, deneyimledikleriyle başkalaştı Gülten Akın. Her duygusal sancı ve düşüşten şiirle ve güçlenerek çıktı. Bunu “Hep ayrıldım bir yerlerden, dostlarımdan, arkadaşlarımdan. Daima bunun travmasını yaşadım” diye anlattı. “Bir roman kadar uzun bu tümce, / – Sonra işte yaşlandım” diyen Akın, hastaneye diyaliz makinesine bağlı bir yaşlılık geçirdi. O günleri “Hastane Günlükleri”nde anlattı. “Örtün öleyim şimdi” diyen şair, 6 Kasım 2015’te bu dünyadan giderken, kadınların omuzlarında uğurlandı.
Antolojilere kabul edilen ilk kadın
Susam, kitabının “Teşekkür” kısmında Gülten Akın’ı şu sözlerle anlatıyor: “Uzun hayatıyla ülkenin çağdaşlaşma tarihine, toplumsal, siyasal, kültürel türlü değişim, dönüşüm ve kırılma anlarına tanıklık etmiş biri. Kendi ömrü da bu kırılmalardan, sarsıntılardan, onların şiddet içeren sonuçlarından doğrudan etkilenmiş. Bunlarla mücadele etmiş. Kadın oluşun ataerkil bir sistemdeki tüm aksilikleriyle karşılaşmış, ömrü bunlarla mücadele ederek geçmiş bu uğraşla güçlenmiş, değişmiş; kendini dönüştürmekten korkmamış biri. Edebiyat tarihi içinde çağdaş şiir kanonuna, antolojilere kabul edilmiş ilk şair kadın. Bu manada feminist yazının çağdaş şiirdeki hiç kuşkusuz kurucu öznesi…”
Sen Hiç Unutulmadın Eva Peron
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.