35,4187$% 0.24
36,3030€% -0.56
3.068,91%1,22
4.996,00%0,82
19.922,00%0,82
2.694,45%0,95
9.910,61%-0,90
Bilim insanları, İngiltere’nin güney batısındaki Somerset’te yaklaşık 4 bin yıl önce gerçekleşen yırtıcı bir saldırıda en az 37 kişinin yine insanlar tarafından öldürülüp yendiğini keşfetti.
İngiltere’de Bronz Çağı’ndaki “barışçıl” olarak kabul edilen bir zamanda tespit edilen bu olay, o dönem insanlar arasındaki en büyük şiddet olayı olarak kayda geçti.
Bilim insanlarının araştırmaları, 1970’lerde mağara araştırmacıları tarafından bulunan kemik örneklerine dayanıyor. Öldürülenlerin 15 metrelik bir kuyuya saldırganlar tarafından atıldığı düşünülüyor.
Katliamın nedeni ise gizemini koruyor. Bilim insanları bu saldırının “intikam isteği” nedeniyle yapılmış olabileceğini düşünüyor. Oxford Üniversitesi’nden Prof. Rick Schulting, saldırının tesirlerinin nesiller boyunca sürmüş olabileceğini kaydediyor.
Saldırganların “cesetleri aşağılayarak mesaj vermek istediği” ve bu nedenle bir ritüelin parçası olarak cesetleri yemiş olabileceği değerlendiliriliyor.
Araştırmaya konu olan kemikler Charterhouse adı verilen bölgede Mendip Hills üzerindeki bir mağara sisteminde bulundu ve arkeologlar tarafından incelendi.
Araştırmacılar, erkek, kadın ve çocuklardan oluşan en az 37 kişinin öldürüldüğünü belirledi. Gençlerin, kurbanların yaklaşık yarısını oluşturduğu sanılıyor.
Taş aletler bu kemiklerdeki hasara neden olmuş.
Bronz Çağı’nda İngiltere’deki köyler yaklaşık 50 ila 100 kişi arasında insandan oluşuyordu. Bu nedenle uzmanlar saldırıda bir topluluğun neredeyse tamamen yok edildiğini düşünüyor.
İngiltere’de bu çağ Milattan Önce (M.Ö.) 2500-2000 yılları arasında başlayıp M.Ö. 800 yılına kadar devam etti. Bu devirde taşın yerini bronzun almasıyla alet ve silah imalinde ve tarımda. yeni prosedürler keşfedildi.
Araştırmacıların keşfettiği bu saldırıda, kurbanların direnemediği ve muhtemelen hazırlıksız yakalandığı belirlendi.
Kemiklerdeki izler, saldırganların kurbanlarını taş aletlerle kesimlere ayırdığını ve yüksek ihtimalle etlerini yediğini ortaya koyuyor.
Prof. Schulting, “Eğer bu izleri hayvan kemiklerinde görmüş olsaydık, onların kesilip yendiğini düşünürdük” diyor.
Saldırının nedeninin açlık olduğu ihtimali ise zayıf bulunuyor çünkü kurbanlardan geriye kalan kesimler, hayvan kemikleriyle birlikte bulundu. Yani bölgede gereğince gıda kaynağı mevcuttu.
Olay, bu çağda cesetlerin parçalanmasına ait ilk örnek olarak kayda geçti.
Bronz Çağı’nın bu evresinde kaynak yetersizliği nedeniyle tansiyonların ortaya çıktığına yönelik kanıt pek bulunmuyor.
Tüm bunlar, bilim insanlarını, katliamın nedeni olarak bu topluluklar arasındaki münasebetin bir nedenle çökmüş olmasını düşünmeye yöneltiyor.
Prof. Schulting, “Bu sıradışı bir olay. Bir insanı neredeyse yok etmenin bu tipi, yani kesimlere ayırmak, ancak öfke, korku ve hınçla yapılabilecek bir şeye benziyor” yorumunu yaptı.
Bir teoriye göre, böyle bir katliamın nedeni, kurbanların “daha önce korkunç bir şey yapmış” olması olabilir. Yani bunun bir “intikam saldırısı” olma ihtimali yüksek.
Kemiklerdeki sıyrıklar, etlerin parçalandığının işareti olarak görülüyor.
Çünkü uzmanlar bunun bir bireyin “manyakça” bir eylemi olmadığını, bir topluluğun bu katliamı gerçekleştirmek üzere bir araya gelip bu eylemi yaptığını kaydediyor.
Prof. Schulting belki de o periyoda has bir “namus” kültürünün bu saldırıya neden olduğunu söylüyor ve ekliyor:
“O dönem eğer size yanlış yapıldığını düşünürseniz, bununla ilgili adım atmak sizin sorumluluğunuzdadır. Haliyle mahkemeye gidip diğerinden bir şey yapmasını istemek mümkün değil. Bu hadisede olaylar çığrından çıkmış ve toplumlar arasındaki denge düzenekleri fonksiyonunu yitirmiş olabilir.”
Bu çağda çatışmalar yaşandığına dönük çok fazla veri olmadığı ve insanların da kendilerini korumak için kılıç ve benzeri silahlara ihtiyaç duymadığı biliniyor.
Uzmanlar bu keşif öncesinde bu çağda yaklaşık 10 kişinin yabanî saldırılar sonucu öldürüldüğünü belirlemişti.
Bunun bir seferlik bir saldırı olma ihtimali düşük ve bir ihtimalle artçı saldırılar da yaşanmış olabilir. Ancak bir noktada topluluklar içindeki “sakinleştirici” sesler baskın gelmiş ve normalleşme dürtüsü hakimiyet kurmuş olmalı.
Antiquity isimli akademik mecmuada yayımlanan bu araştırmaya öncelik eden Prof. Schulting, “Bu vaka barbar ve kanlı bir geçmişe sahip olduğumuzun işareti olarak görülmemeli” ihtarını yapıyor.
CERN cihana dair neyi anlamamızı sağladı? | Prof. Dr. Sertaç Öztürk anlatıyor… |
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Kasım Ayının En Güçlü Telefonları, Rog Phone 9 Pro ve Vivo X200 Pro Oldu