32,8780$% 0.61
35,6127€% 0.53
2.493,50%0,63
4.052,00%0,27
16.235,00%0,27
2.361,11%0,10
10.823,95%-0,37
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Suriye gündemini değerlendirdi. Hüseyin Baş, “Erdoğan Orta Doğu siyasetini başlattığı günden beri Türkiye’yi böyle bir zifiri karanlığın içine attı. Bu karanlığın içine attığından beri neler yaşayacağımızı biliyordu. Belli siyasi ikballer için, belli menfaatler için bunu kabul etti” dedi.
BTP Lideri Baş, kişisel sosyal medya kanalında Türkiye’deki sığınmacı problemini, Suriye’nin kuzeyinde Türk bayrağına saldırıları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Esad ile görüşme açıklamalarını ve AKP iktidarının Suriye siyasetini değerlendirdi. Baş, şunları söyledi:
“Erdoğan, bu işler 2011 yılında başladığında, yani Arap Baharı başladığında bunun nereye evrileceğini, nasıl sonuçlar doğuracağını, bize sığınmacılar getireceğini, Orta Doğu’daki istikrarsızlığın Türkiye’ye neye mal olacağını biliyordu. Bunları görmek için çok aşırı zeki olmaya, çok öngörülü olmaya, çok uyanık olmaya ihtiyaç yok. O gün koltuğuna güçlü oturabilmek için, o gün birilerine yaranabilmek için böyle kararlar verdi ve bunları uyguladı, bunun yanında oldu. Suriye’nin iç karışıklığına, Libya’nın iç karışıklığına bizim hükümetimiz destek oldu, Irak’ın işgaline destek oldu AK Parti hükümeti. AK Parti bunlara destek olurken Müslümanlar öldürüldü ve bu ülkede ‘Ben muhafazakarım, Müslümanım’ diyen seçmen AK Parti’ye oy verdi yani Iraklının kanı, Suriyelinin kanı, Libyalının kanı bu iktidara bulaştı, bu iktidarın aracılığı ile ‘Ben Müslümanım, ben muhafazakarım’ diyen vatandaşımıza da bulaştı.
“Türk bayrağına saldıran, Müslüman olamaz”
Ay ve yıldızın neyi temsil ettiğini herkes bilir. Dolayısıyla Müslüman bir insan ay ve yıldıza karşı aşağılayıcı bir halde olmaz, onu yırtmaz, onu ayak altına almaz, onu yakmaz. Şimdi buna şuradan geleceğim; yıl 1915 tehcir uygulanıyor Talat Paşa’nın hatıratlarında 1 milyon civarı Ermeninin Anadolu’dan tehcir edildiği yazıyor. Bu insanlar büyük oranda Beyrut’a ve Suriye’ye gönderiliyor. Şimdi Suriye’den buraya gelenler bizim Müslüman din kardeşlerimiz mi, tırnak içinde söylüyorum, yoksa o dönem gönderdiğimiz azınlık ögeler mı bilemiyorum.
“Türkiye ile Suriye’nin olağanlaşması istenmiyor”
Önce Kayseri’de olaylar, sonra Suriye’de olaylar. Bunlar birbirini takip eden sıkıntılar. Şu soruyu sordum vaktinde: ‘Proje Türkiye’nin sığınmacı doldurulması mı yoksa Orta Doğu’nun insansızlaştırılması mı?’ Bu sorunun karşılığını, aslında bu konuda görüyoruz. Suriye ile Türkiye’nin olağanlaşması aslında projenin ikisi de olduğunu gösteriyor. Neden? Diyelim ki, Türkiye ile Suriye olağanlaştı ve Suriyeliler topraklarına döndü, Türkiye’de sığınmacı kalmadı, Orta Doğu’nun toprak sahipleri yurduna dönmüş oldu. Bunu istemiyorlar. İstenen, Orta Doğu’nun insansızlaştırılması. Neden? Zira Avrupalı, Amerikalı vesaire Orta Doğu’da kendine yurt edinme projesini esasen on yıllardır belli satır ortalarında söylüyorlar, bunları biliyoruz.
“ABD petrolü kontrol ediyor, Rusya sıcak denize iniyor ceremesini biz çekiyoruz”
Rusya da orada doğru bir tavır sergilemiyor. Bakıyorsun, Amerika ve Rusya orada kendine alan buluyor, kendine yer açıyor, kendi siyasi ikballeri için orada bir şeyler yapıyor. Amerika orada petrolü kontrol ediyor, Rusya orada sıcak denizlere iniyor. Hepsinin bir emeli var ama ceremesini Suriye vatandaşlarıyla, Türkiye vatandaşları çekiyor, ceremesini çeken biziz. Niçin? Rusya ile Amerika kendine yer bulsun diye. Bizim normalleşmemizi kim istemiyor? Amerika bunu istemiyor, Rusya da istemiyor, hiçbiri istemiyor zira hepsi oradan bir menfaat elde etmenin peşinde.
“Hükümetin başka ülkelerin menfaatlerini değil Türkiye’nin menfaatlerini savunması lazım”
Türkiye’nin hükümetiyle şöyle bir yere gelmesi lazım, başka ülkelerin menfaatlerini savunan, başka ülkelerin menfaatlerini güden değil kendi menfaatlerini koruyabilen, kendi menfaatleri uğruna bir siyaset yapan bir noktaya gelebilmesi lazım ama bu hükümette bu mümkün değil. Ben bunu yapabilirim, ben bunu yapmak için siyaset yapıyorum aslında. Ben diyorum ki, ‘Bizim milletimiz, bizim devletimiz payelensin, bu güçlensin, bunun menfaatine işler olsun’. Birileri, ‘Bana ne Suriye’den’ diyor ya, sıkıntı Suriye değil ki. Bana ne Amerika’dan, bana ne Rusya’dan diyebildiğimiz zaman bu işten kurtulacağız.
“Erdoğan neler yaşayacağımızı biliyordu”
Erdoğan, Orta Doğu siyasetini başlattığı günden beri Türkiye’yi böyle bir zifiri karanlığın içine attı. Bu karanlığın içine attığından beri neler yaşayacağımızı biliyordu. Belli siyasi ikballer için, belli menfaatler için bunu kabul etti. Bunu hayata geçirdi. Bizim kendimize ait bedellerle yürümemiz şart, başka değerleri benimseyen, başka ülkelerin çıkarlarını benimseyen ögelerle, siyasetçilerle yürümeye kalktığımız sürece bu sonuç değişmeyecektir.”
MEB, Küçüklerin Okuması Sakıncalı Görülen Kitapla İlgili Açıklama Yaptı: Böyle Bir Kitabımız Yok!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.