32,8826$% -0.25
35,1821€% -0.54
2.449,68%-0,30
4.001,00%-0,17
16.005,00%-0,18
2.326,34%-0,04
10.647,91%-0,31
Bursa’da 2005 yılında, Tarihi Irgandı Köprüsü‘nde seramik atölyesi açan Kültür ve Turizm Bakanlığı Çini ve Seramik sanatçısı İbrahim Poyraz, ilk başlarda seramik üretimini klasik prosedürleri kullanarak yaptı. 30 yıldır profesyonel olarak seramik sanatı ile uğraşan ve geçmişi M.Ö. 6000 yılına kadar uzanan sanatın klâsik metotlarını, zaman içerisinde bir adım öteye taşıyan Poyraz, meslek hayatı boyunca edindiği el hüneri ve deneyimiyle seramiği oyarak 3 boyutlu hale getirmeyi başardı. Poyraz, o dönem 2 yaşında olan kızı Ayşem Mirza’yı da boş vakitlerinde atölyesine getirerek seramik sevgisini aşıladı. Anaokulu yıllarında ailesinin, kendisine ve arkadaşlarına eğitim vermesiyle, seramik sanatına olan sevgisi artan Ayşem Mirza, bu sanatı tıpkı babası gibi kendisine meslek edindi. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nde Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Grafik Tasarımı Bölümü‘nde eğitimini tamamlayan Ayşem Mirza, 2 yıl önce hayatını birleştirdiği müzisyen eşi Kutsi Soner Kenarda’ya da seramik sevgisini aşıladı. Kutsi Soner Kenarda da eşi ve kayınpederi İbrahim Poyraz’dan ders alarak seramik sanatını profesyonel olarak yapmaya başladı. Kenarda çifti, 2 yıldır Osmangazi ilçesi Kurtoğlu Mahallesi’ndeki atölyelerinde, babalarından öğrendikleri tekniklerle 3 boyutlu seramik takı ve objeler üretiyor. Meraklıları, Kenarda çiftinin atölyesinde ders alıp, kendi nesnelerini üretme bahtı yakalarken, çift, özel sipariş üzerine tasarladıkları takı ve nesnelerin satışını da yapıyor.
‘SERAMİĞİ OYARAK İNCE BİR İŞÇİLİKLE İŞLİYORUZ’
Eşi ile birlikte işlettikleri atölyede, eşsiz ve farklı bir yol izlediklerini ifade eden Ayşem Mirza Kenarda, “Dünyada sadece bizim ürettiğimiz özel tekniklerle seramik takılar ve sanat yapıtları yaratıyoruz. Bu yenilikçi tekniğin mucidi, babam İbrahim Poyraz’dır. Onun vizyonu ve dayanakları sayesinde, bugün seramik sanatında fark yaratan eserler ortaya koyuyoruz. Klâsik seramik üretiminde, desenler ekseriyetle seramiğin yüzeyine çizilir ve pişirilir. Lakin biz, bu usulü bir adım öteye taşıyarak seramiği oyarak ince bir işçilikle işliyoruz. Babamın geliştirdiği bu teknik sayesinde, seramiklerimize derinlik ve ayrıntı zenginliği katarak adeta 3 boyutlu sanat yapıtları yaratıyoruz. Ürettiğimiz her bir kolye, heykel yahut sanat yapıtı, 1040 derecede pişirilerek dayanıklılık ve estetik açıdan mükemmelliğe ulaşır. Bu özgün yaklaşımımız, bizi öteki seramikçilerden ayıran en önemli farkımız. Her bir kesim, büyük bir emek ve ustalık gerektiren bir süreçten geçiyor, bu da her eseri eşsiz ve kıymetli kılıyor” diye konuştu.
‘EŞİM, BABAMIN SANATINDAKİ DELİLİĞİNE AŞIK OLDU’
Babalarından öğrendikleri tekniği devam ettirerek seramik sanatını daha geniş kitlelere ulaştırmak ve bu alanda yeni yeteneklerin ortaya çıkmasına katkıda bulunmak istediklerini belirten Ayşem Mirza Kenarda, “Babamızın miras bıraktığı sanatı, eşim ile birlikte yürüttüğümüz için, kendimizi ‘Seramikçi aile’ olarak isimlendiriyoruz. Atölyemizde üretilen her bir modül, hem bizim öykümüzü hem de bu sanatın tarihini yansıtıyor. Seramik, sadece bir zanaat değil, aynı vakitte bir ifade biçimidir. Biz de bu ifade biçimini en özgün ve yaratıcı şekilde sunmaktan büyük bir gurur duyuyoruz. 2 sene önce eşimle evlendiğimizde, eşim profesyonel olarak müzik yapıyordu. Eşimin ailesi de çok iyi müzisyenlerdir. Eşim, geç saatlere kadar çalıştığı için farklı vakitler geçiriyorduk. Babam ve eşim tanıştıklarında birbirlerini çok sevdiler. Eşim Soner, babamın sanatındaki meczupluğuna aşık olup yapmaya başladı ve o da çok sevdi” ifadelerini kullandı.
‘TEKNİĞİMİZİ ÖZEL KILAN DESENİ TAMAMEN HİSSETMEMİZ’
Ayşem Mirza Kenarda, babası İbrahim Poyraz’ın özel tekniğini ise şu sözlerle anlattı:
“Babam da daha öncesinde klasik düz yere laleler, karanfiller çizerek başladı. Bu desenleri daha çok hissedilebilir kılmak için, bir çalışma ortaya sundu. Desenleri tamamen hissedebileceğimiz şekilde, çalışmaları oyarak yapmaya başladı. Daha önce emsal bir çalışmaya biz rastlamadık. Seramikçiler bizden bu tekniği daima istiyor lakin tekniğimizin kendimizde kalmasını istiyoruz. Tekniğimizi özel kılan şey, deseni tamamen hissetmektir. Çamur, çok güzel şekil alan bir şeydir ve desenleri tamamen ortaya çıkarabiliriz. Emelimiz o desenleri tamamen ortaya çıkararak beşerlerle buluşturmaktır.”
‘BU SANATI MODERNİZE EDEREK TANITMAK İSTİYORUZ’
Kayınpederi İbrahim Poyraz ile tanıştıktan sonra müziği bırakarak seramik sanatına ağırlaştığını ifade eden Kutsi Soner Kenarda ise “Önceki hayatımda sahnelerdeydim. Şimdiki hayatımda ise sahneyi, atölyemizde kendimiz yapıyoruz. Seramik yapmaya ilk başladığımda daha önce çamura hiç dokunmadığım için deneyimim yoktu. Eşim ve kayınpederim benimle çok ilgilendiler, en iyi şekilde eğitim verdiler. Seramik üzerine fırçayla çizilmiş motifleri her yerde görüyoruz. Biz tamamen oyarak, ince bir personellik ile müşterilerimize yapıtlarımızı 3 boyutlu bir şekilde sunuyoruz. Seramik, unutulmaya yüz tutmuş sanatlardan biri ve bizim gayemiz bu sanatı modernize ederek insanlara tanıtmaktır” diye konuştu.
Bursa’da Bisikletiyle Yola Çıkan Çocuk Arabanın Altında Kalıyordu!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.