“Biz Sayın Cumhurbaşkanımıza bir ziyarette bulunmuştuk. 22 yıllık iktidarları devrinde siyasi partiler arasında bir istisna kanlı darbe teşebbüsü sonrası yapılan ziyaret hariç bu çeşit ziyaretler yapılmıyordu. Ben CHP Genel Başkanı seçildiğimde artık bu kin ve nefret siyasetinin, tansiyon siyasetinin bitirilmesi gerektiğini, herkesin kendi işini yapması gerektiğini ve herkesin birbirinin seçmenine olan hürmetinden ötürü siyasi partilerin de birbirine olan nezaketi müdafaası gerektiğini söylemiştim.
31 Mart tarihinde birinci parti çıktık ve ilk iş olarak önümüzdeki ilk bayram olan Ramazan Bayramı’nda tüm siyasi parti genel liderlerini aradım. Ben CHP Genel Lideri seçildiğimde Sayın Cumhurbaşkanı teşekkür telefonu açmamıştı ama o zaman o birinci partiydi artık biz birinci partiyiz. Bize düşer dedik ve bütün siyasi partileri kendisinden başlayarak aradık ve bayramlaştık. Daha sonra randevulaştık ben kendilerini genel merkezlerinde ziyaret ettim ve çok nezaket içinde olağan her birimiz aynı düşünmeyeceğiz ama müzakere ettik, görüş alışverişinde bulunduk. Kendisi de bu ziyaretten sonra iadeyi ziyarette bulunacağını söyledi. Ortadan geçen 5 haftalık süreçte Türkiye’de insanlar olağanlaşma dediler, siyasette yumuşama dediler. Bundan herkes şad oldu.
Bundan Sayın Bahçeli de memnun olmuştu ama partisindeki belli odaklar bundan rahatsız oldular, olur olmaz hakaretlerde bulundular, tehditlerde bulundular, hala bulunuyorlar. O tansiyondan sonra Sayın Bahçeli’nin bazı açıklamaları oldu. Ben bir kez daha ifade etmek isterim ki ben kimse istiyor diye kavga edecek, tansiyon oluşturacak değilim. Benim işim tansiyon oluşturmak değil, şu anda mağdur olan, mazlum olan, yoksul olan, işsiz olan, aç olan, eseri para etmeyen insanların kederine deva olabilmek için onların sorunlarını dile getirmek. Bu ziyaretten sonra yapılan tüm yorum ve açıklamaları hürmetle karşılıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı dün uçakta demiş ki ‘Herhalde iadeyi ziyaretimizi hazmedemeyenler oldu.’ Ben bu kelamı hiç üzerime almıyor zira bu işi başlatan biziz esasen herkesin gözü önünde oldu. Herhalde bunu tekrar kendi ittifak ortağına söylüyor. Burada sorun şu ki Cumhur İttifakı’nın ortakları bizim üzerimizden iletişim kuruyorlar. Ramazan ve Kurban bayramlarında yaptığımız gibi lütfen direkt iletişim kursunlar. İyi söz söyleyeceklerse de kötü söz söyleyeceklerse de birbirlerine söylesinler. Biri benim üzerimden başkasına mesaj yolluyor ‘efendim siz ittifak ortağı olun biz yokuz, ihtiyaç olursa buradayız’ diyor öteki, ‘bu ziyaretimizi hazmedemeyeneler var’ diyor. Bizim üzerimizden konuşmasınlar, birbirleriyle konuşsunlar. Aslında bugüne kadar çok iyi anlaşıyorlardı bundan sonra da iyi mutabakata devam ederler.
Buradaki sorun şu ki onların birlikteliği memlekette işsizlik, yoksulluk getirdi. Bugün memlekette maliyetin altına buğday veren, çay veren kaygı ederiz ki maliyetin altında fındık fiyatı açıklayacak olan, kuru üzüm fiyatı açıklayacak olan bir birliktelik var. Sorun burada. Onların birlikteliğine laf eden yok ama bu birliktelik, açlık, yoksulluk, sefalet ve işsizlik üretiyorsa sorun burada. Ben bu sıkıntıları çözmenin sıkıntısındayım. Bir kez daha hangi siyasi parti olursa olsun bütün siyasi partilerin önderlerine ve oy verenlerine iyi bayramlar diliyorum. Bayram günü kavga günü değildir. Bayram günleri küslerin barıştığı hengamelerin bittiği günlerdir. Ümit ediyorum herkes bayramın ruhuna uygun bir bayram getirir ve güzel işleri de bayramdan sonra daima birlikte yaparız.”
17:11
