DOLAR

32,8826$% -0.25

EURO

35,1821% -0.54

GRAM ALTIN

2.449,68%-0,30

ÇEYREK ALTIN

4.001,00%-0,17

TAM ALTIN

16.005,00%-0,18

ONS

2.326,34%-0,04

BİST100

10.647,91%-0,31

İkindi Vakti a 17:10
Bursa AZ BULUTLU 25°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • Bursa Gündem Haber
  • Siyaset
  • CHP Sözcüsü Yücel: Ülkede Yangın Çıkıyor, İktidara Mensup Tek Bir Kişi Bile Üzerine Alınmıyor

CHP Sözcüsü Yücel: Ülkede Yangın Çıkıyor, İktidara Mensup Tek Bir Kişi Bile Üzerine Alınmıyor

ad826x90

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, partisinin MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Diyarbakır-Mardin arasında 15 kişinin öldüğü yangına dair konuşan Yücel, “Bölge halkının yanı sıra, 85 milyon vatandaşımız acısını yaşarken birileri sosyal medyada, bölgedeki belediyelerin yangını kasıtlı söndürmediği gibi senaryolar dillendirdiler. Açıkçası bizim de kulaklarımızda Erdoğan’ın; “Merkezi yönetim ile yerel yönetim el ele vermezse oraya hizmet gelmez” sözleri bir kez daha çınladı. Ülkede yangın çıkıyor, iktidara mensup tek bir kişi bile üzerine alınmıyor. Anlaşılan, devletin yangın söndürme uçaklarını, her an uçmaya hazır halde bekleyen uçan sarayları kadar tetikte tutmuyorlar” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe’nin görüşmesine ilişkin olarak ise Yücel, “AKP’nin yanlış ekonomi siyasetlerinin acı reçetesini vatandaşa çıkaran anlayışlarında bir değişiklik yapma iradesi olmadığını gördük” ifadelerini kullandı.

Deniz Yücel’in açıklamaları şöyle:

HER BİRİNE CANIMIZ YANDI: Diyarbakır Çınar ve Mardin Mazıdağı ilçelerinde çıkan lakin 85 milyonun yüreğine dokunan yangınlar, buruk da olsa yaşamaya çalıştığımız bayram sevincimizi maalesef kursağımızda bıraktı. Bu iki İlçemizin birbirine yakın köy ve mahallelerinde meydana gelen yangın nedeniyle ne yazık ki 15 vatandaşımız yaşamını yitirdi, çok sayıda vatandaşımız yangından etkilendi. Yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve sabır diliyorum. Doğal, can kayıplarımız sadece beşerden ibaret değil. Yüzlerce hayvan sessiz sedasız kurtarılmayı beklerken alevler içinde telef oldu. Her birine canımız yandı, yüreğimiz dağlandı. Sorumlularının acilen tespit edilmesini ve hak ettikleri cezaları almalarını temenni ediyoruz.

SÖNDÜRME UÇAKLARINI UÇAN SARAYLARI KADAR TETİKTE TUTMUYORLAR: Bölge halkının yanı sıra, 85 milyon vatandaşımız acısını yaşarken birileri sosyal medyada, bölgedeki belediyelerin yangını kasıtlı söndürmediği gibi senaryolar dillendirdiler. Açıkçası bizim de kulaklarımızda Erdoğan’ın; “Merkezi yönetim ile yerel yönetim el ele vermezse oraya hizmet gelmez” sözleri bir kez daha çınladı. Ülkede yangın çıkıyor, iktidara mensup tek bir kişi bile üzerine alınmıyor. Anlaşılan, devletin yangın söndürme uçaklarını, her an uçmaya hazır halde bekleyen uçan sarayları kadar tetikte tutmuyorlar.

BU ÜLKE DAHA İYİ BİR YÖNETİMİ HAK EDİYOR: Ülkemizin deprem, sel gibi doğal afetlere yönelik hazır bir eylem planı olmadığı gibi yangınlara yönelik de yok. Ülkeyi yönetmek konusunda yetki aldıkları 85 milyon vatandaşımızı, her seferinde yitirdiğimiz canlarımızın acısıyla, Küle dönen tarlalarımızın, ekinlerimizin, bereketli topraklarımızın acısıyla baş başa bırakıyorlar. Bu millet daha iyi bir ömrü hak ediyor; bu ülke daha iyi bir yönetimi hak ediyor.

NEYİN PRESTİJİ KARDEŞİM: İnsanlarımız mutlu olmayı unuttu. Birleşmiş Milletler takviyeli yıllık, Dünya Mutluluk Raporu’na göre Türkiye Avrupa’nın en mutsuz ikinci ülkesi oldu. AKP iktidarı ise güya her şey güllük gülistanlıkmış gibi davranmayı sürdürüyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bir yıldır misyonda. Göreve geldiği günden bu yana çalışanların kazanılmış haklarına göz dikmek dışında ekonomiyi düze çıkaracak, halka rahat bir nefes aldıracak tek bir adım atmadı. Saray’ın “itibardan tasarruf olmaz” anlayışıyla yaptığı hesapsız harcamalara ses çıkarılmadı. Yav neyin prestiji kardeşim! Senin vatandaşın aç aç! Senin emeklin hayatta kalma çabası veriyor. Senin gençlerin gelecekten umutsuz, Senin 9.5 milyon işsizin var. Sen itibar sahibi olacaksın diye, gösteriş yapacaksın diye, 85 milyonun hakkıyla, tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla hava atacaksın diye, benim vatandaşım açlık, yokluk, yoksulluk çekecek ha. Yok o denli. Bu düzen değişecek.

DİYANET PARAYI LÜKS MAKAM ARAÇLARINA HARCAMIŞ: Diyanet İşleri Başkanı resmen lüks otomobil koleksiyonu yapıyor. Diyanet 5 yıldızlı otellerde etkinlikler düzenlenmeye devam ediyor. Diyanet İşleri Başkanlığı 2024 yılının ilk 5 ayında 39 milyar lira para harcadı. Basında çıkan haberlere göre bu paranın büyük bir kısmı, lüks makam araçlarına ve beş yıldızlı otel toplantılarına ve başkanlığa harcanmış. Yani Diyanet, 5 ayda 2 milyon 312 bin asgari ücretlinin maaşına eşit bir harcama yaptı. AKP milletvekilleri ıstakozlu masalarıyla, pahalı saatleriyle millete hava atıyor, bakanlar devletin uçaklarını kendi özel işlerinde kullanıyorlar. Bunlardan tasarruf yapamayan Mehmet Şimşek, memurların servisinden, fazla mesai fiyatından, lojmanından kesinti yaparak ekonomiyi düzeltebileceğini zannediyor.

TFF SPONSORLARA SPONSOR OLMUŞ: Mehmet Şimşek bu etkisiz tedbirlerle aklı sıra ekonomiyi düzeltmeye çalışırken, Türkiye Futbol Federasyonu, Almanya’da gerçekleştirilen EURO 2024 davetlileri için 3 milyon euro para harcıyor. Oysaki İngiltere’den de, Fransa’dan da, İsviçre’den de daha zenginmişiz. İngiltere’nin futbol federasyonu sadece takım kafilesinin masraflarını karşıladı. Fransa kafile dışında 27 kişiyi, İsviçre de 14 davetliyi götürdü Almanya’ya… Türkiye Futbol Federasyonu ise 197 kişiyi… İngiltere hiç kimseyi götürmezken, Türkiye ise 197 kişiyi götürebilecek bütçeye sahip. Ki bu, federasyonun açıkladığı sayı, bunun 600 kişiye kadar çıktığını söyleyen birçok yetkili var. Daha garibi bunların bir kısmı sponsorlardan seçilmiş. Yani TFF sponsorlara sponsor olmuş.

ŞİMŞEK-KARATEPE GÖRÜŞMESİ: İktisattaki bu kötü gidişe dur demek, emeklilerin, asgari ücretlilerin omuzlarındaki yükü hafifletebilmek için Hazine ve Maliye Bakanlığından sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Yalçın Karatepe bugün Mehmet Şimşek’le bir görüşme yaptı. Bu görüşmede, Sayın Yalçın Karatepe, kendisinin de açıkladığı gibi Cumhuriyet Halk Partisi olarak ekonomi alanında yaşanan problemleri 4 ana başlıkta Sayın Mehmet Şimşek’e iletti… Asgari fiyatta ve emekli maaşlarında artış yapılmasının zorunlu olduğu, vergide adaletin sağlanmasının da bir mecburilik olduğu ve çiftçiye, üreticiye verilmesi gereken ziraî dayanakların arttırılmasının ulusal güvenlik meselesi olduğu, münasebetleriyle birlikte Sayın Karatepe tarafından, Sayın Şimşek’e aktarıldı.

Şu anda en çok ezilen kesim olan emeklilerle ilgili, emekli maaşlarına sadece enflasyon oranında artış yapılmasının kâfi olmadığı, bunun yanında refah payı verilmesi gerektiği ve en düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyine çıkarılması gerektiğini vurguladı. Şunu bir kez daha vurgulamakta yarar görüyorum: Biz iktidarın milletimize yaşattığı ekonomik düşüncelerin sorumluluğuna ortak olacak değiliz. Biz bu görüşmeyi AKP iktidarının yarattığı enkaza ortak olmak için değil, tam bilakis AKP’nin yanlış ekonomi siyasetlerinin bedelini ödeyen, dar gelirli vatandaş olmasın diye yaptık. Ve İktisattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız, Hazine ve Maliye Bakanlığından Sorumlu Gölge Bakanımız Sayın Yalçın Karatepe’nin de yaptığı basın toplantısında ifade ettiği gibi; AKP’nin yanlış ekonomi siyasetlerinin acı reçetesini vatandaşa çıkaran anlayışlarında bir değişiklik yapma iradesi olmadığını gördük.

BUNUN ADI HARÇ DEĞİL HARAÇTIR: Hal böyleyken, enflasyon ve hayat pahalılığı altında ezilen milyonlar, yanlış vergi siyasetleri ile daha da büyük bir çıkmazın içine itiliyor. İktidar, tasarrufu toplumun dar gelirli kesitinden beklerken bir yandan da yine dar gelirli vatandaşlarımızı adaletsiz bir vergi sistemiyle kıskaca almakta hiçbir sakınca görmüyor. Bakın iktidarın müdafaası altındaki şirketlere daima vergi muafiyeti getirilirken, moto kuryelerin vergi yükünü artırmak gibi saçma sapan teklifler getiriliyor. Ne üzücüdür ki aynı iktidar, moto kuryelerin can güvenliğini sağlamak, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini arttırmak konusunda bu kadar istekli değildi. Neymiş bahşişlerden de vergi alınacakmış. Bir başka saçmalık da yurtdışı çıkış harcındaki olağandışı artış miktarı. Seyahat hakkına darbe vuracak biçimde, yurt dışı çıkış harcını 10 kat arttırmak nedir? Bunun adı “harç” değil “haraçtır.”

BU ADAMIN HER DAVRANIŞI FAUL: Millî Eğitim Bakanlığı koltuğunda, maalesef bir yıldır; “Atatürkçü düşünce karşıtı, aklı ve bilimi, fenni reddeden, eğitimi çağdaş bilim ve eğitim temellerine göre değil tarikatlara göre şekillendiren, Cumhuriyet kıymetleriyle hesaplaşma uğraşında ve uğraşında olan bir kişi oturuyor. Bu kişi, o koltuğu mutlaka hak etmiyor. Bu adamın her davranışı, her konuşması, her adımı faul. Çocuklarımızın geleceğini bu şahsa teslim etmek demek, ülkemizin ve milletimizin bekasını tehlikeye atmak demek. Göreve geldi, ÇEDES denilen ucube projeyi başlattı. Sınıfa mezar maketi koydurdu, gelişim çağındaki çocukların üzerine kefen örttürdü. Çocuklarımızı, Menemen’de Asteğmen Kubilay’ı katleden alçakların “sözde türbesine” götürüldü. Mescitte palyaçolu aktiflik düzenlendi. Bu zat, “adından içeriğine” her şeyiyle “berbat” bir müfredat hazırladı. Akıldan, bilimden, çağdaşlıktan, üniversal kıymetlerden, Atatürk’ün gösterdiği aydınlık yoldan sapmak için her yolu deneyeceğini her fırsatta gösterdi. Bu zihniyet, mezuniyet merasimlerini bile evlatlarımıza zehir etti. Kız çocuklarımızın kıyafetlerine müdahale ettiler. Bu zat göreve geldiği günden bu yana toplumun reaksiyonlarına daima kulak tıkadı. Bayramda ise sınırı iyice aştı. Öğretmenlerimize “fonlanan grup” deme cüretini gösterdi. Milli eğitime ayırılan kaynakları tarikatlara peşkeş çekmekten utanmayan bu kişi, öğretmenlerin emeğini hiçe saydı.

BU ZAT DERHAL GÖREVDEN ALINMALIDIR: Tarikatları fonlayan bu kişi, öğretmenlik mesleği gibi kutsal ve kamusal bir görevi “fonlama” diye nitelendirecek kadar hadsiz, insafsız, izansız. Bu zatın bir saniye bile o koltukta oturması çocuklarımızın, gençlerimizin ve ülkemizin geleceği açısından tehlike ve tehdit oluşturmaktadır. Buradan bir kez daha uyarıyoruz! Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımız, evlatlarının gelişim ve tahsil sürecinden tasa duyan velilerimiz, kutsal bir meslek için emek harcayan öğretmenlerimiz, atanmayı bekleyen binlerce öğretmen adayımız, bu eziyetten bir önce kurtarılmalıdır. Bu zat derhal görevden alınmalıdır.

GAZETECİLERİ HEDEF GÖSTEREN SİYASETÇİLER…: Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Timur Soykan ve Murat Ağırel… Son yıllarda yaptıkları haberlerle, ortaya çıkardıkları gerçeklerle Uğur Mumcu’ların, Abdi İpekçi’lerin yolundan yürüyen, hepimizin okumaktan, izlemekten, tanımaktan mutluluk duyduğu isimler. Özellikle Sinan Ateş cinayetiyle ilgili yaptıkları haberler nedeniyle açıkça hedef gösteriliyorlar. Gazetecilerin görevi; toplumu yakından ilgilendiren olayları, şayet varsa bu olayların ardındaki kirli bağlantıları aydınlatmak ve kamuoyunu bilgilendirmektir. Sinan Ateş cinayeti de böyle bir olaydır. Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Timur Soykan ve Murat Ağırel gibi mesleğini gazetecilik prensiplerine göre icra eden tüm gazetecilerin yanındayız. Basın özgürlüğünü tartışmayız, tartıştırmayız. Daha önce de söyledik, bu gazetecilerin başına gelecek her türlü aksilikten onları hedef gösteren siyasetçiler sorumlu olacaktır.

YAPAN DA YAPTIRAN DA ALÇAKTIR: Sözlerimi noktalamadan önce iki bahse daha değineceğim. 31 Mart Yerel seçimlerinde Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde CHP’den belediye meclis üyesi adayı olan Şerafettin Bahadır’ı siyasi hazımsızlıklarından ötürü darp edenleri de unutmadık. Seçim sonucunu hazmedemeyip, seçimi haksız yere tekrar ettiren anlayış, bu kez de hatasız günahsız bir beşere, kızının yanında, savunmasızken, sopalarla saldırıp kurşun sıktı. 5 kişi bir araya gelip de, pusu kurup savunmasız bir kişiye silahlarla saldırmak düpedüz namertliktir. Yapan da, yaptıran da alçaktır. İki aydır tehditleri devam eden kabadayılara, Şerafettin Bahadır için ve büyük bir travmaya maruz kalan kızı için hukuk önünde hesabı sorulacaktır.

(HABER MERKEZİ)

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Deniz Yücel: Diyanet, Beş Ayda 2 Milyon 312 Bin Asgari Ücretlinin Maaşına Eşit Harcama Yaptı

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.