DOLAR

34,5516$% 0.19

EURO

36,0129% -0.64

GRAM ALTIN

3.003,90%1,43

ÇEYREK ALTIN

5.109,00%0,93

TAM ALTIN

20.376,00%1,09

ONS

2.706,71%1,32

BİST100

9.549,89%1,94

İmsak Vakti a 06:22
Bursa HAFİF YAĞMUR 13°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,5516

EURO 36,0129

ALTIN 3.003,90

BİST 100 9.549,89

İmsak 06:22

13°
  • Bursa Gündem Haber
  • Siyaset
  • CHP’den Bakan Şimşek’e Tepki: Milyonlarca Lira Tarikatlara ve Yandaşlara Aktarılıyor; Alın Teriyle Kazanılanlara Göz Dikiliyor

CHP’den Bakan Şimşek’e Tepki: Milyonlarca Lira Tarikatlara ve Yandaşlara Aktarılıyor; Alın Teriyle Kazanılanlara Göz Dikiliyor

ad826x90

 CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek‘in açıklamalarına tepki göstererek, Sayın Şimşek’ten, kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in kredi notumuzu iki kademe arttırmasını büyük bir başarı hikayesi olarak dinledik. Kredi notumuz iki kademe yükseldiği halde dahi, ülkemizin yatırım yapılabilir ülkeler arasına girememesi, Türkiye’yi, kaç yıl geriye götürdüklerinin de bir delili aslında… Anlayın artık kardeşim. Siz ‘başardık’ deyince başarmış olmuyoruz. Moody’s kredi notumuzu yükseltince Ayşe teyzenin tenceresi kaynamıyor, Ahmet amcanın borçları bitmiyor dedi.

CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, partisinin MYK toplantısı devam ederken toplantının gündemine ilişkin açıklama yaptı. Yücel şöyle konuştu:

 

Büyük bir gurur ve coşkuyla kutladığımız Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yıl dönümünü geride bıraktık. Kıbrıs Türklerinin bağımsızlık çabası ve Türkiye’nin kararlı duruşu, barış ve adaletin zaferi olarak tarihe geçmiştir. Harekâtın başarıya ulaşması için canlarını feda eden kahraman şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, gazilerimize minnetlerimizi sunuyoruz. Genel Liderimiz Sayın Özgür Özel, hepinizin bildiği gibi Kıbrıs’ta bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Bu ziyaretler diplomatik kurallar çerçevesinde, samimi ve nezaketli bir şekilde gerçekleşti. Ancak Lefkoşa’da son derece yakışıksız bir halla karşılaştık. Her şey olması gerektiği gibi diplomatik teamüller çerçevesinde ilerlerken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde görevli büyükelçi, Genel Liderimizi karşılamaktan, yan yana görünmekten imtina etti. Aklı sıra kendince bir mesaj verdi. Bu yakışıksız ve saygısız davranışı eski genel liderlerimize ve dışişleri bakanlarımıza da yaptı. Genel Liderimiz Sayın Özgür Özel’i karşılamayan Kıbrıs Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’nun bu davranışı diplomatik teamüllere karşıttır.

Bu yakışıksız tutuma kayıtsız kalmayacağız

Bu saygısızlık, sadece CHP’ye değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin temsil ettiği demokratik değerlere ve diplomatik geleneklere de bir hakarettir. Bir büyükelçinin görevi, devletin ve milletin çıkarlarını en üst seviyede gözetmektir. Büyükelçi Feyzioğlu’nun, CHP heyetini karşılamaması, bu misyonun gerektirdiği tarafsızlıktan, yükten ve devlet ciddiyetinden uzak bir tavır sergilediğini göstermiştir. Geçmişi herkes tarafından bilinen, nerede durduğu belli olmayan, duruşu ve hali, anlık kişisel çıkarlarına göre şekillenen bu rüzgar gülü, kendini istediği kadar küçültebilir, istediği yere kadar alçaltabilir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil ederken bunu yapamaz. Devlet vazifelilerinin, siyasi partiler arasında ayrım yapması, demokrasimize, devlet ciddiyetine ve hukukun üstünlüğüne zarar verir. O yüzden bu yakışıksız hale kayıtsız kalmayacağız.

Mehmet Şimşek’in her hafta gerçeklerden uzak bir başarı kıssasını dinler olduk

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in her hafta gerçeklerden uzak bir başarı öyküsünü dinler olduk. Bir hafta güya ülkeyi, içinde bulunduğu ekonomik buhrandan çıkarmışçasına ‘başardık’ diyorlar, diğer hafta ‘ekonomi programımız tıkır tıkır işliyor’ diyorlar. Ama halkın cebine yansıyan bir şey yok. Tersine açlık, yoksulluk ve sefalet her geçen gün daha da katmerleniyor. Bu hafta da Sayın Şimşek’ten, kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in kredi notumuzu iki kademe arttırmasını büyük bir başarı hikayesi olarak dinledik. Notumuz B3’ten B1’e yükselmiş. Büyük bir müjde ile duyuruldu duyurulmasına ama; Moody’s’e göre hala yatırım yapılabilir ülkeler arasında bile değiliz. Lakin kimse bu acı gerçekten bahsetmiyor. Kredi notumuz iki kademe yükseldiği halde dahi, ülkemizin yatırım yapılabilir ülkeler arasına girememesi, Türkiye’yi, kaç yıl geriye götürdüklerinin de bir delili aslında. AKP iktidarının ve ekonomiyi kurtarsın diye göreve getirdikleri Mehmet Şimşek’in bu pişkin halleri, artık milletin aklıyla alay etmekten ve sabrını sınamaktan başka bir şey değil. Bu artık pembe tablo çizmenin de ötesinde bir şey. İşçinin, işçinin, emeklinin, çiftçinin emeğinin karşılığından tasarruf ederken, kendilerine kaynak yaratanların şatafatından gram eksilme yok. Hala bir eli yağda bir eli balda olan saray ve avaneleri, ekonomik krizi zerre dahi hissetmiyor. Anlayın artık kardeşim. Siz ‘başardık’ deyince başarmış olmuyoruz. Moody’s kredi notumuzu yükseltince Ayşe teyzenin tenceresi kaynamıyor, Ahmet amcanın borçları bitmiyor. Gerçek anlamda kazandığımızda; halk bunu evinde hissetmeli, bu durum fiyat etiketlerine, mutfaktaki tencereye yansımalı.

Artan işsizlik ve enflasyon ortadayken, ekonomik programın muvaffakiyetinden söz etmek mümkün değil

Öve öve bitiremediğiniz programınız neden halkın refahını yükseltemiyor?

‘Ekonominin dayanıklılığını artıran, kurala dayalı ve öngörülebilir politikalar’ uyguladıklarını söyleyen Şimşek’e soralım; o kurallar neden sadece sokaktaki vatandaş için geçerli? O kurallar sizin çifter çifter maaş alan bürokratlarınıza, son model makam araçlarınıza, özel uçaklarınıza, geçiş garantili köprülerinize, otoyollarınıza, yolcu garantili havalimanlarınıza, hasta garantili şehir hastanelerinize neden işlemiyor? Öve öve bitiremediğiniz programınız neden halkın refahını yükseltemiyor? Neden ekonomik sıkıntılar her geçen gün daha da derinleşiyor? Ve siz; halkımızın yaşam kalitesi her geçen gün düşerken, neden hala utanmadan iktisadın sağlam olduğunu iddia edebiliyorsunuz? Mehmet Şimşek’in Moody’s açıklamaları, gerçeklerden uzak ve halkımızı yanıltmaya yönelik, sözün tam manasıyla bir kara propagandadır. Ekonomik sıkıntılarımızın tahlili, manipülatif açıklamalarla değil, halkın gerçek gereksinimlerine yönelik siyasetlerle mümkündür. Bu sistemden, bu yağma nizamından beslenmeyen herkesin, bu gerçekleri görmesi ve dillendirmesi lazım.

Siz emekliye verdiğiniz parayı cebinizden mi veriyorsunuz?

AKP iktidarı, emekliye reva gördükleri açlık ve sefalet maaşı olan 12 bin 500 liralık emekli maaşının maliyetini, lisanlarından düşürmüyor. ‘Beğenmiyorsunuz ama bize maliyeti 33 milyar lira’ diyorlar. Beşerde biraz vicdan olur. Beşerde biraz insaf olur. Bunu söylerken hiç utanmıyorlar ama aynı utanmazlar, SSK’dan patrona sağlanan 5 puanlık destek primini iptal ettiklerini ve buradan bütçeye kaynak sağladıklarını söylemiyorlar. İptal ettikleri destek priminin hazineye ilk 6 aylık getirisi 128 milyar Türk lirası. Emekliye verdiğiniz 2 bin 500 TL’lik artırımın bütçeye maliyetinin 33 milyar lira olduğundan bahsediyorsunuz, iptal ettiğiniz destek priminin 128 milyar lira getirisinden bahsetmiyorsunuz. Siz emekliye verdiğiniz parayı cebinizden mi veriyorsunuz? Emekliye lütufta mı bulunuyorsunuz? Siz ülke yönetmeyi ne zannediyorsunuz?

En düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyine çekilmeli, asgari ücret de en az 25 bin lira olmalı

Şimdi anlatacaklarım fıkra değil. SGK, ’emekliler.gov.tr’ isminde bir siteyi faaliyete geçiriyor. Bu sitede emekliler için sağlıklı yaşam önerileri sıralanıyor. Mutfak masraflarına yetişemediği için pazarda çürük sebze-meyve aramak zorunda kalan emekliler, gerilimle başa çıkmak için meditasyon ve yoga yapacakmış. Ayrıca emekliler, yeni hobiler edinmeliymiş. Örneğin müzik aleti çalmalılarmış. Batırdığınız ülkede hayatta kalmaya çalışan emekliyle dalga geçmek için yapmadığınız bir bu kalmıştı. Karınlarını dahi zor doyuran vatandaşa yoga yap diyebilmek, eğer şakaysa hiç komik değil. Şaka değilse daha durum da vahim. Bu yapılan artık iyice akıllarını yitirdiklerinin bir delilidir.

Şuna artık iyice kani olduk; AKP yöneticileri pazara gitmiyor, halkın içine karışmıyor, emeklilerin sıkıntısını dinlemiyor. Ama oturdukları yerden ‘her şey düzeliyor’ mesajı vermeye bayılıyorlar. Normalde yaz aylarında zerzevatın meyvenin fiyatı düşer. Bu yıl her ürün gibi onların da fiyatı artıyor. Mazot, gübre, ilaç, tohum ve yem gibi ziraî girdilerin tamamı ithal. Döviz arttıkça bunların fiyatları da artıyor. Ürünler zamlanıyor. Bir adet limon 12 lira olur mu? Bir kilo taze fasulye 60 lira. Bir kilo armut 200 lira. Yaz aylarında fiyatlar böyleyse, kim bilir kışın nasıl olacak? Fileler bomboş ama enflasyon düştü o denli mi? ÇAYKUR deseniz, çay üreticisine adeta zulmediyor. Önce 17 lira gibi bir fiyat belirlediler, şimdi de alım kotasını düşürdüler. Çay, üreticinin elinde kalıyor. Çay, çuvalların içinde çürüyor. Özel kesimse çayı daha da düşük fiyata alıyor. Bir iktidar bu kadar vicdansız olabilir mi? Hiç mi insafınız yok? İşte böyle bir ortamda emeklilere reva görülen maaş 12 bin 500 lira. Bir de Erdoğan, emekli maaşına verdikleri şaka gibi zammı eleştiren muhalefete hiç utanıp sıkılmadan ‘Bunların sırtında küfe yok. Biz ölçüyoruz, biçiyoruz’ demiş. Sayın Erdoğan… Sen farkında değilsin ama asıl küfe ’emeklinin, işçinin, işçinin, esnafın sırtında.’ Neyi ölçüp biçiyorsanız, yanlış ölçüyorsunuz. Asgari ücret bile açlık sınırının altında kalmışken, ölçüp biçip hesapladığınız ücret 12 bin 500 lira o denli mi? İktidarı bir kez daha uyarıyoruz. En düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyine çekilmeli, asgari ücret de en az 25 bin lira olmalı.

AKP iktidara geldiğinde, en düşük emekli maaşı sekiz çeyrek altın alıyordu. Bugün emekli maaşı, ne yazık ki 3 çeyrek altın alamıyor. Emeklinin cebinden en az beş buçuk çeyrek altını gitti. Emekli vatandaşlarımızdan çalınan altınların hesabını soracağız. Emekli vatandaşlarımıza da seslenelim; kaybettiğiniz 5,5 çeyrek altını sandıkta arayın. Çünkü ne demiştik; ‘geçim olmazsa seçim olur.’

 CHP olarak emeklilerin sesi olmaya devam edeceğiz

Emeklilerin maaşlarıyla ilgili tek tip düzenleme yapması gerekirken, intibak yasası çıkarılarak emekliler arasındaki ayrımların ortadan kaldırılması gerekirken, prim güncelleme katsayısının, aylık bağlama oranlarının, aylıkların alt hudutlarının hakkaniyetle belirlenmesi gerekirken, AKP’nin son planı, emeklilik yaşını 65’e yükseltmekmiş. AKP emeklilik ile ilgili ne zaman bir düzenleme yapılacağını söylese emekli haklarında bir gerileme yaşanmıştır. En yıkıcı olanı ise 2008 yılında yapılan değişikliktir. Bu değişiklik ile emeklilik yaşı yükseltilmiş, aylık bağlama oranları düşürülmüş ve emekliliğe hak kazanma şartları ağırlaştırılmıştır. AKP’yi bir sefer daha uyarıyoruz; emeklilik sistemini değiştirip insanlarımızı ‘mezarda emekliliğe’ zorlayacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hatırlatalım; EYT bizim zorlamamızla çıkarıldı. Mağdur olan binlerce kişi hakkını aldı. Eğer çalışanlara karşı yeni bir oyun oynamaya kalkarsanız karşınızda bizi bulacaksınız. Emeklilikle ilgili yapacağınız en güzel iş, emeklilik maaşlarını arttırmak olacaktır. CHP olarak biz, emeklilerin sesi olmaya devam edeceğiz.

Milyonlarca lira tarikatlara, yandaşlara aktarılıyor, memurun işçinin alın teri ile kazandıklarını göz dikiliyor

Geçtiğimiz hafta ülkemizin, devlet kurumlarının kaynaklarının milletimize değil de; yandaşlara, belli bireylere ve kümelere aktarıldığının bir örneği daha ortaya çıktı. Türk Hava Yolları, milletimizin gururu filenin sultanlarını 13 saatlik ABD yolculuğuna ekonomi sınıfında daracık koltuklarla gönderirken; oysaki bir taraftan da tarikatlara, yandaşlara, kendilerine yakın derneklere sınırsız ayrıcalıklar tanımış. 2018-2021 tarihleri arasında binlerce bedava bilet verilmiş. Tonlarca bagaj ve kargo bedava taşınmış. İndirimli seyahatler yapılmış, üst sınıfta uçmuşlar. Tarikatlara, yakın görülen derneklere, eşe dosta kıyak çekilmiş. Bunlar Allah’tan korkmaz, kuldan utanmazlar. Milyonlarca lira tarikatlara, yandaşlara aktarılıyor, sonra memurun işçinin alın teri ile kazandıklarını göz dikiliyor.

Bu ülkenin çocuklarının başına gelen en büyük talihsizliksin Yusuf Tekin

Bir diğer değinmek istediğimiz konu ise geçtiğimiz günlerde, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye’deki Fransız Okulları’nın MEB’e bağlanması ve bu okullarda MEB’in müfredatına göre eğitim verilmesi gerektiğini söyledi. Bakanlık bu konuda taviz vermemekte kararlıymış. Ancak bu Fransız okullarından birinde; ‘Milli ve manevi kıymetlerimize bağlı çocuklar yetiştireceğiz’ diyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş’ın çocuğu da okuyormuş. Sayın Mahinur Göktaş, devlet okullarındaki eğitimi yada müfredatı mı beğenmiyor da çocuğunu Türk okullarına göndermek yerine Fransız okullarına gönderiyor? Yoksa konu kendi çocuğu olunca milli ve manevi bedellerinden vaz mı geçmiş? İki bakanı birbirine düşüren bu tartışma bize; ülkemizin eğitim sistemindeki çifte standardı, kaliteli ve nitelikli eğitimin artık bu ülkede sınıfsal bir sorun haline geldiğini bir kez daha göstermiştir. Parası olan yine bir yolunu bulup çocuğunu, bu tarikatların gölgesi düşmüş müfredattan uzak tutabiliyor da, çocuğunu özel okula gönderecek parası olmayanın çocuğu bilimden, çağdaşlıktan uzak bu müfredata maruz bırakılıyor. Bana bak Yusuf Tekin. Senin zihniyetinin yansıması olan bu karanlık müfredatı, sizinkiler bile beğenmiyor. Bu ülkenin pırıl pırıl çocuklarını atmaya çalıştığınız o kör karanlığa, kendi çocuklarınızı atmaya razı oluyor musunuz? Bu ülkenin çocuklarının başına gelen en büyük talihsizliksin Yusuf Tekin. Karanlık zihniyetinizin de, senin de karşında durmaya devam edeceğiz.

Diyanet İşleri Başkanı kendini resmen şeyhülislam sanıyor

Bir Diyanet İşleri Başkanı var ki akıllara zarar. Adam kendini resmen şeyhülislam sanıyor. Geçtiğimiz cuma günü Düzce Akçakoca Merkez Camisi’nde okuduğu cuma hutbesinde ‘Kadınların yüz, el ve ayakları hariç örtünmesi gerektiği, kadınların gençlerin erken yaşta evlenmesi gerektiğine’ dair bir şeyler saçmalamış. Diyanetin sınırsız bütçesiyle, saltanat süren bu hadsiz adam, Anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti devletinin “Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” olduğunu unutmuşa benziyor. Unuttuysan hatırlatırız Ali Erbaş. İnsanların giysisine, yaşam stiline, kaç yaşında evleneceklerine, telkin ve tavsiye yoluyla dahi karışamazsın. Haddini bil. Burası Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti. Türkiye’de kadınlar kaç yaşında evleneceklerine kendileri karar verebilirler.  Türkiye’de kadınlar, siz istiyorsunuz diye dört duvarın arasına sıkışıp kalmayacaklar. 

İki gün sonra  Lozan Barış Antlaşması’nın 101. yılını kutlayacağız

İki gün sonra Türk Tarihi’nde eşi gibisi görülmemiş bir zaferin tescili, Cumhuriyetimizin tapusu addettiğimiz Lozan Barış Antlaşması’nın 101. yılını kutlayacağız. Lozan Antlaşması, ulusumuza yönelik büyük güçler tarafından hazırlanmış ve Sevr ile tamamlandığı sanılmış yok sayma ve yok etme teşebbüsünün yine ulusumuzun direnci ile püskürtülmesinin dokümanıdır, bir siyasal zafer yapıtıdır. Sevr’i yırtıp atan, bir ulusun yazgısını, dünya tarihini değiştiren büyük liderimiz, Cumhuriyetimizin birinci Cumhurbaşkanı, Kurucu Genel Liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü; Lozan Kahramanı, 2. Cumhurbaşkanımız, 2. Genel liderimiz İsmet İnönü’yü ve kurtuluş savaşında can veren tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.

Özel’in Esad’la görüşmesinin tarihi, yeri ve vakti netleşmedi

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yücel, MYK toplantınızda Genel Lideriniz Özgür Özel’in Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile gündeme geldi mi? Bununla ilgili herhangi bir planlama var mı? Güncel durum nedir sorusu üzerine Bu konu zati bizim gündemimizde olan bir konu. Bir süredir bu mevzuyla ilgili diplomatik yollardan gerekli iletişim gerekli çalışma yapılıyor. Önümüzdeki günlerde, önümüzdeki süreçte Genel Liderimiz Sayın Özgür Özel’in Suriye Devlet Başkanı Sayın Esad’la görüşeceğini ifade edebiliriz. Ancak bu görüşmenin tarihi, yeri ve vakti şimdi sertleşmiş, netleşmiş değil” dedi.

 


 

 

 

 

 

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

ABD Başkan Yardımcısı Harris’ten Biden’a: “Bir Dönem İçinde, İki Dönem Görev Yapan Birçok Liderin Mirasını Çoktan Aştı”

HIZLI YORUM YAP