32,8826$% -0.25
35,1821€% -0.54
2.449,68%-0,30
4.001,00%-0,17
16.005,00%-0,18
2.326,34%-0,04
10.647,91%-0,31
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, “Vergi dairelerine verilen talimatla yeni düzenlemede vergi uzlaşma sisteminin kaldırılacağı duyurularak uzlaşma evraklarının süreçten kaldırılması isteniyor. İktidar; vergi adaletini sağlamak, kamu gelirlerini artırmak, tasarruf ve bütçe açıklarını kapatmak, borç ve yüksek faiz ödemelerini azaltmakta samimiyse, 18 yıldır beklettiği vergi cennetleri listesini yayınlayıp buralardaki milyarlarca dolarlık serveti yüzde 30 vergilendirerek tüm söylediklerini gerçekleştirebilir” dedi.
Haftalık değerlendirme raporunu bugün yayınlayan Toprak’ın değerlendirmeleri şöyle:
“Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bünyesindeki Rüşvetle Mücadele Grubu’nun (WGB) raporunda Türkiye’nin rüşvetle mücadele konusundaki tavsiye ve kriterlere uymadığı, taahhütleri yerine getirmediği vurgulandı. Türkiye’yi gri listeden çıkartmakla övünen iktidar şimdi yolsuzluk ve rüşvetle çabadan kaçıyor. Türkiye, OECD çatısı altında kara para ve suç gelirlerinin aklanmasıyla mücadele vazifesini yürüten Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından 2021 yılında alındığı gri listeden geçen hafta çıkarıldı. FATF Genel Kurulu öncesinde kara para ve suç gelirlerinin aklanmasında önemli araçlardan birisi olan Kripto Varlıklar Yasası’nı TBMM’den geçirip gece yarısı Resmî Gazete’ye yetiştiren iktidar, FATF’ın uyarı ve taleplerini ‘kâğıt üzerinde’ de olsa karşıladı. Varlık Barışı maddeleriyle tekraren kayıt dışı, kaynağı belirsiz yurt içi ve yurt dışı servetlerin aklanmasına imkan sağlayan iktidar, vatandaşlık satışıyla da küresel suç tertibi başkanlarının Türkiye’yi mesken tutmasına, suç şebekelerinin ülkede üslenmelerine zemin yarattı.
“İktidar, Türkiye’yi suç örgütlerinin ikametgahına çeviren başkasıymış gibi gri listeden çıkışı başarı diye sunuyor”
FATF’ın gri listesinden çıkıldığı gün, yine OECD bünyesindeki Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu (Working Group on Bribery-WGB) tarafından yayınlanan raporda, Türkiye adeta bir rüşvet cenneti olarak nitelendirildi. 2016’dan bu yana WGB tarafından ‘yakın izlemeye’ alınmasına rağmen rüşvet tablosunun daha da kötüleştiği vurgulandı. İktidar, Türkiye’yi kara para ve suç örgütlerinin ikametgahına çeviren başkasıymış gibi gri listeden çıkışı başarı diye sunuyor. Kaldı ki evvelki AKP-Erdoğan hükümetlerinde Maliye Bakanı ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan yardımcılığı misyonlarını yürüten Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kayıt dışı servetlerin aklanmasına imkan sağlayan servet affı-varlık barışı maddelerinin mimarıydı.
“Milyarlık karlarıyla yaşayanlara dokunmak yerine genç motorlu kuryelerin vergi kaynağı olarak görülmesi, iktidarın kimden yana olduğunun göstergesidir”
TBMM’yi temmuzda da çalıştırıp 9. Yargı Paketi, vergi düzenlemelerine ilişkin torba yasa, Öğretmenlik Meslek Kanunu değişikliği ve Milli Eğitim Akademisi vb. maddeleri çıkartmayı hedefleyen iktidar, vergi düzenlemelerine ilişkin tartışmalar ve tepkiler yükseldikçe geri adım atmak zorunda kalıyor. Gelir Yönetimi Başkanlığı’nın hazırladığı taslağa ilişkin yansıyan bilgilere bakılırsa yurt dışına seyahat çıkış harcında önemli bir artış yapılması hedefleniyor. Diğer yandan ekonomik kriz ve zorlukların dayatmasıyla Avrupa’da motosiklet ve motorlu kurye sayısında birinciliğe yükselen Türkiye’de motorlu kuryelerin kayıt altına alınması, gelir vergisi mükellefi yapılması planlanıyor. Sadece bu yılın ilk altı ayında 25 motorlu kuryenin trafikte yaşamını yitirdiği anımsandığında milyonlarca üniversite diplomalı genç işsiz için motorlu kurye veya kargo işi yapmak zorunlu bir iş seçeneğine dönüştü. Vergilendirilmemiş milyarlık yararlarıyla sefa içinde yaşayanlara dokunmak yerine gerektiğinde psikopat müşteriler karşısında hayatını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan genç motorlu kuryelerin vergi kaynağı olarak görülmesi, iktidarın gerçekte kimden yana olduğunun somut göstergesidir.
“İktidar vergi adaletini sağlamakta samimiyse, 18 yıldır beklettiği vergi cennetleri listesini yayınlayıp buralardaki serveti yüzde 30 vergilendirerek tüm söylediklerini gerçekleştirebilir”
Kamu Özel İş Birliği (KÖİ) projeleriyle devletten aldıkları köprü, tünel, havaalanı, otoyol, şehir hastanesi işletme gelirlerine, döviz garantili milyar dolarlık ödemelere rağmen yıllık beyannamelerini ‘Matrahsız’ verip, maliyeye yalan beyanda bulunarak ‘tek kuruş kazanç’ göstermeyen iktidar müteahhitlerine dokunmak yerine tek evinin kira geliriyle yaşamını idame ettiren ev sahibinden aylık yüzde 20 kira vergisi almak hangi siyasi ve ekonomik aklın eseridir? Böyle bir verginin otomatik sonucu tüm kiraların anında yüzde 20 artırılmasıdır. Bunun ötesinde vergi dairelerine verilen talimatla yeni düzenlemede vergi uzlaşma sisteminin kaldırılacağı duyurularak uzlaşma belgelerinin süreçten kaldırılması isteniyor. Büyük servetlerin, uluslararası vergi cennetlerine yapılan milyarlarca dolarlık para ve sermaye transferlerinden doğrudan yüzde 30 vergi alınmasını öngören yasa 2006’dan bu yana yürürlükte olmasına rağmen Cumhurbaşkanı yetkisini kullanmadığı için uygulanmıyor. İktidar; vergi adaletini sağlamak, kamu gelirlerini artırmak, tasarruf ve bütçe açıklarını kapatmak, borç ve yüksek faiz ödemelerini azaltmakta samimiyse, 18 yıldır beklettiği vergi cennetleri listesini yayınlayıp buralardaki milyarlarca dolarlık serveti yüzde 30 vergilendirerek tüm söylediklerini gerçekleştirebilir.
“Açıklanan taban fiyatların üretici enflasyonu ve girdi maliyet artışlarının çok gerisinde saptandığı açığa çıktı”
Mayıs ayında yaş çay taban fiyatını kilo başına 17 TL ilan ederek çay üreticisinin tepki ve protestolarına neden olan iktidar, buğday ve arpaya yönelik hububat taban fiyatlarında ise çok daha büyük mağduriyetlere zemin yarattı. Buğdaydaki taban fiyat artışı geçen yıla göre yüzde 12, arpada yüzde 3 olurken mayıs itibarıyla yüzde 75’i bulan Tüketici Enflasyonunun (TÜFE) çok gerisinde kaldı. TÜİK’in açıkladığı Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) ve Ziraî Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) enflasyon artışları da Bakan Yumaklı’yı tekzip etti. Açıklanan taban fiyatların tarım kesitindeki üretici enflasyonu ve girdi maliyet artışlarının çok gerisinde saptandığı açığa çıktı.
“Bakan Yumaklı’nın üretici örgütlerini, birlik ve kooperatiflerini dışlayan yaklaşımı kabul edilemez bir siyasi tavırdır”
Tarımsal üretime yönelik üretici fiyatları ve girdi maliyetlerindeki bu artışlara rağmen iktidarın taban fiyatların maliyetlere göre makul olduğunu öne sürmesi, Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB), üretici birlikleri ve kooperatiflerinin girdilerdeki maliyet artışına dayalı taban fiyat taleplerine kulak tıkaması, üreticiyi yok saymak ve vurdumduymazlıktır. Bakan Yumaklı’nın üretici örgütlerini, birlik ve kooperatiflerini dışlayan yaklaşımı kabul edilemez bir siyasi tutumdur. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde karar alma süreçlerinde etkili olan politika konseylerinde ve ekonomik konseylerde doğrudan üretici temsilcilerinin yer almadığı ‘bürokratik temsiliyet’ söz bahsidir. Yıllardır liderleri ve idareleri değişmeyen merkezi ve yerel üretici örgütleriyle birliklerinin izlediği pasif siyasetler, iktidarı kızdırmama, üyelerinin ve üreticilerin tepkilerini bastırma-susturma yaklaşımları, gelinen kademede tarım ve hayvancılığın içine düştüğü durumun, ağırlaşan sorunların ve çözülemeyen açmazların bir başka ögesidir.” (ANKA)
Rüzgardan Elektrik Üretimi Rekor Kırdı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.