32,6645$% 0.32
35,5639€% 0.42
2.509,16%1,72
4.049,00%1,37
16.220,00%1,37
2.390,92%1,48
10.851,78%-0,19
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Tüm aksiliklere rağmen A Milli Futbol Takımımız Hollanda gibi bir futbol ekolüne bu akşam adeta kök söktürdü. En az galip gelmiş kadar stattan başımız dik ayrıldık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya dönüşü uçakta gazetecilerle sohbet etti.
Türk Milli Ekibini tebrik ederek sözlerine başlayan Erdoğan, “Biliyorsunuz bu maç UEFA’nın Merih Demiral hakkında ivedilikle aldığı haksız kararın da gölgesinde oynandı. UEFA’nın Merih’e verdiği 2 maç men cezası, açık söylemek gerekirse şampiyonaya önemli manada gölge düşürdü. Bunun izahı mümkün değil, tamamen siyasi bir karar. Bu karar vicdanları karartmıştır ama millilerimizin moral ve motivasyonunu hamdolsun etkilememiştir. Tüm bu aksiliklere rağmen A Milli Futbol Takımımız Hollanda gibi bir futbol ekolüne bu akşam adeta kök söktürdü. Heyecan verici, kıran kırana geçen bir karşılaşma izledik. İlk golü çok erken attık, uzun süre maçın denetimini elimizde tuttuk. Maçın özellikle son on dakikasında birkaç önemli gol fırsatından da istifade edemedik. Hatta ben bir hakem değilim ama adeta futbol topunu kucaklayıcı bir hal içerisinde olan Hollandalı futbolcu karşısında, hakem konumun yakınında olmasına rağmen, biz penaltı beklerken o penaltıyı da vermedi. Millilerimizin bütün uğraşlarına rağmen yarı finale yükselen ilk dört takım arasına maalesef giremedik. Ne diyelim, kısmet buraya kadarmış. Son saniyeye kadar ellerinden gelenin en güzelini yapan, bizlere büyük bir heyecan ve gurur yaşatan millilerimizi gönülden tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
“En az galip gelmiş kadar stattan başımız dik ayrıldık”
A Milli Ekibe destek veren taraftarlara da değinen Erdoğan, “Bütün bunların yanında da gerek gurbetçilerimiz gerek ülkemizden bu maçı izlemek için gelen vatandaşlarımız, her şeyiyle buraya gönüllerini koydular ve bu üstün mücadelede onlar da katkılarını verdiler. Doğrusu Avusturya maçından sonra bizleri yine çok duygulandıran tüm tribünlerdeki gurbetçi vatandaşlarım olmuştur. O galibiyet, onların hayata bakışını adeta değiştirmiştir. Yaklaşık 80 bin kişilik Berlin Olimpiyat Stadı’nı bu derece dolduran gurbetçilerimiz heyecana heyecan kattı. Onlar ‘Türkiye’ dedikçe biz de gururlandık, onurlandık. Bunu bir de galibiyetle süsleyebilseydik durum çok başka olurdu. Ama en az galip gelmiş kadar stattan başımız dik ayrıldık” şeklinde konuştu.
“Artık dünya şampiyonası ve bundan sonraki UEFA şampiyonasına hedef büyüterek yürüyeceğiz”
Maç sonunda soyunma odasında oyuncuları ve Teknik Direktör Vincenzo Montella ile bir araya geldiğini söyleyen Erdoğan, “Tek tek kendileriyle kucaklaştık. ‘Artık dünya şampiyonası ve bundan sonraki UEFA şampiyonasına hedef büyüterek yürüyeceğiz’ dedik. Genç bir milli gruba sahibiz. Herhalde o zaman da yaş ortalaması 26, 27’yi bulur. Çok daha yetişmiş, çok daha organize bir milli ekiple bu periyoda hazırlanırız. Bizim çocuklarla birlikte, aslanlarımızı turnuvaya en iyi şekilde hazırlayan teknik yöneticimiz Sayın Montella’yı ve ekibini, milli ekibin tüm işçilerini de kutluyorum. Burada taraftarlarımızı tekrar unutamayız. Vatandaşlarımızı unutamayız. Onlara özel bir parantez açmamız gerekiyor. Sizler de hem stadın içindeki süper havayı hem de sokaklardaki muazzam coşkuyu gördünüz. Berlin caddeleri hamdolsun Türk bayraklarıyla donatıldı, onların coşkulu tezahüratlarıyla yankılandı. Bu caddeleri dolduran vatandaşlarımızla da ayrıca gururlandık. Göğsümüzü kabartan, gözlerimizi yaşatan bir kardeşlik iklimine şahit olduk. Türkiye’nin, Almanya’nın ve Avrupa’nın birçok farklı yerinden gelip, önce Berlin’i sonra maçın oynandığı Olimpiyat Stadı’nı bayram yerine çeviren, burada olmasa da dualarıyla ekranları başında grubumuza destek olan tüm kardeşlerime, Cumhurbaşkanı olarak çok çok teşekkür ediyorum. Milli Takımımız kendilerine yapılan haksızlığa karşılıklarını sahada oynadıkları mükemmel futbolla verdiler. Sadece takımımız değil millilerimizi destekleyen taraftarımız da taşkınlığa prim vermeden Türkiye’nin ne kadar vakur bir ülke olduğunu, Türk milletinin de ne derece gururlu bir millet olduğunu tüm dünyaya bir kez daha gösterdiler. Rabbim hepsinden razı olsun. Bu vesileyle Hollanda milli ekibini da muvaffakiyetleri için ayrıca tebrik ediyorum. Güzel ve heyecan düzeyi yüksek bir atmosferde oynanan maç öncesinde ve sırasında Hollandalı taraftarlar da centilmence davrandılar. Kendilerini burada özellikle kutluyorum, teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“Merih’e verilen bu ceza aslında Türkiye’nin millet olarak yapısına dönük verilmiş olan bir cezadır”
Merih Demiral’a verilen cezaya dikkat çeken Erdoğan, “Batı’nın bugüne kadar zihniyet itibarıyla bize yaklaşımı hiçbir zaman değişmemiştir. Batı aynı zihniyetiyle devam etmiştir ve aynı şekilde de devam etmektedir. Merih Demiral’a verdikleri ceza, adeta ilk andan itibaren kararı verilmiş olan bir ceza. Ben Kazakistan’dan dönüşte uçak söyleşimizde de ifade etmiştim. Şayet olay bozkurt işaretini cezalandırmaksa Almanlarda kartal var, kartalı cezalandırıyor musunuz? Yok. Fransızlarda horoz var, ‘niye horozlanıyorsun’ diyerek kalkıp da Fransızları cezalandırıyor musunuz? Yok. Ancak Türkiye’de o golün ve arka geriye atılan gollerin heyecanı içerisinde bizim efsanelerimizde yer alan bozkurt işaretini yapan Merih’e verilen bu ceza, Merih’in şahsına değildir. Aslında Türkiye’nin millet olarak yapısına dönük verilmiş olan bir cezadır. Bunun en güzel karşılığı da aslında bu maçtan bizim galip olarak çıkmamız olacaktı. Ben aslında inanıyorum ki bütün futbolcu arkadaşlarımız, kardeşlerimiz de bu aşkla, bu heyecanla alana çıktılar. Onlara sahada güzel bir ders vereceklerdi ama ne yazık ki bu son 3-5 dakika içerisinde yakalanan durumlar gole döndürülmüş olsaydı, oradan ağlayarak dönen onlar olacaktı. Maalesef olmadı. Sorunuzda yatan o ruh maalesef bizim de beklentimizdi olmadı. Artık şimdi 2026’da Dünya Kupası, 2028’de Avrupa Şampiyonası var. Şimdi bizim bunlara en güzel şekilde hazırlanarak, Montella’nın da dediği gibi inşallah bunların rövanşını orada alma şansımız var. Böyle de bir ekip inşallah hazırlandı” açıklamalarında bulundu.
“Kalıcılığı yakalayabilmek için de şu anda güzel bir tırmanış, genç bir ekip var”
Erdoğan, “Bu kuşağı nasıl görüyorsunuz? 2008’de yaşadık benzer bir şekilde ama devamını getiremedik. 2010-2012’de de ıskaladık şampiyonaları. Önümüzdeki süreçte az önce söylediğiniz turnuvalarda daha iyi olabilmek adına, bu sürekliliği yakalamak adına nelere dikkat edilmesi gerekiyor? Buradaki kritik nokta ne sizce” sorusuna şöyle cevap verdi:
“Önemli olan iki konu var. Bir tepeden tırnağa federasyonun yapısı, iki teknik takımların kalıcılığı. Dikkat edin Batı’ya veya dünyadaki işleyişe, çorap söküğü gibi bir taraftan ör bir taraftan sökülsün, böyle bir şey yok. Yani oturtacaksan bir yapıyı, kalıcılığı çok önemli. Şimdi bu kalıcılığı yakalayabilmek için de şu anda güzel bir tırmanış, genç bir ekip var. Dolayısıyla bu genç takımla bir arada, bir diğer taraftan da yönetim takımlarını kalıcı kılmak suretiyle atılacak adımlardan ben sonuç alınabileceğine inanıyorum. Yoksa durmadan değiştir, tekrar getir. Bugüne kadar o denli olmadı mı? Daima değişti. Teknik takımlar o denli değişti. Federasyon da aynı şeyleri yaşadı. O denli olmaz. Yani Batı’da veya dünyada başarıyı yakalayanlar daima o kalıcı takımlarla yakaladılar. Onunla sonuca ulaştılar. Şimdi mesela Mesut Özil, bizimle beraberdi. Mesut Alman milli grubunda oynarken kaç yaşındaydı? Bizi 3-1 yendikleri maçı ben Merkel’le birlikte seyretmiştim. O zaman 22 yaşındaydı. Bir tane de bize gol atmıştı. Türkiye’de şimdi futbol okulu, akademisi kuruyor. Almanya’daki ve Real Madrid’deki yapıyı bizde oluşturmak istiyor. Böyle bir adım hakikaten atılırsa o yapı motamot bize geçerse, o zaman bırak sen 22 yaşı, 10-12 yaşlarındaki yavruların futbol alanında yetiştiğini görürüz. Bunlar topa vurmaktan önce saygıyı sevgiyi bu akademide görecekler.”
Arda Güler ve Mert Günok’un performanslarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, “Mert Günok’un şu anda yaşı 30’u geçti. Yani bu yaşı yakalamış olan Mert’in o refleksi ortaya koyması harika bir şey. 35 yaşında bir kalecinin böyle bir refleks ortaya koyması anlatılır bir şey değil. Yani adeta yaylandı ve topu oradan çıkardı. Bir evvelki maçta maalesef hakemlerin vurdumduymazlığı ortaya çıktı. Kalktılar sayılmaması gereken golü saydılar. Bir kalecinin biliyorsunuz altıpas, onsekiz içerisinde kusurlu hareketi olmaz. Ona faulü yapan ortada esasen. Arda Güler’e gelince, Arda alışılmış şu anda 19 yaşında ama Arda 10 yaşın altında top oynamaya başladı. Allah gerçekten kendisine çok farklı kabiliyetler de verdi. Biraz sabretmek ve Arda’ya fırsat vermek gerekiyor. Mesela bugün şimdi 90 dakika oynadı. Top dağıtımları filan uygundu. Hele hele duran toplarda, geriye attığı kornerlerde Arda harikuladeydi. Kendisine telefon konuşmamda onu söyledim, dedim ‘al da at diyorsun ve top adrese gidiyor.’ Bugün de birebiri oldu. Herkes bu kadar kabiliyetli değil. Şu anda eksiği hava topları uzun toplarda Arda ayrı bir kabiliyet. Şımarmadan, kararlı ve istikrarlı bir şekilde yola devam ederse Arda’dan Türkiye çok istifade eder. Şu anda bulunduğu Real Madrid grubu da çok istifade eder” dedi.
Turnuvada yer alan milli futbolcuların her birinin önemli performanslar ortaya koyduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Şunu çok açık net söylemem lazım. Ben bu maçlarda görev alan futbolcularımızın hiçbirini birbirinden ayırt edemem. Hepsi de gerçekten ortaya kabiliyetlerini döktüler. Kalecimizden tut, sağ bek de sol bek de, orta saha da yani şimdi mesela bakıyorsun bir Ferdi Kadıoğlu’na, çok hırslı. Biz futbol oynadığımız zamanda hocamız bize kaygısı ki, ‘oğlum topu yiyeceksiniz.’ Top yenir mi? ‘Yiyeceksiniz.’ Yani bu ne demek? Hırsını ortaya tam manasıyla koyacaksın. Şimdi mesela Ferdi’de bu var. O uzunluğuyla Ferdi çok hırslı. Topu aldığı zaman, söktüğü zaman geriden forvete katılması çok çok sağlam. Şimdi onunla ilgili bazı sayılar konuşuluyor. Fenerbahçe Teknik Yöneticisi Jose Mourinho, ‘gidemez’ dedi. Ferdi’nin de istikbaliyle oynamamak lazım. Maşallah Barış Alper de gayet iyi. Arda’yı esasen konuştuk. Ondan sonra geride Abdülkerim stoper olarak oynadığı zaman düzgündü. Libero olarak oynadığı zaman yine güzeldi. Ama bir şey söyleyeceğim. Şimdi mesela Portekiz’de özellikle libero olarak Beşiktaşlı Pepe. Şu anda 41 yaşında. Yani 41 yaşında bir adam geri dörtlüden orayı nasıl koordine ediyorsun? 50 metre, 60 metre, 70 metre, topları dağıtması olayı rastgele olay değil. Ronaldo 38 oldu o da aynı. Mesela Ronaldo’nun en çok dikkatimi çeken özelliği, hava toplarındaki hakimiyeti. Gol olarak esasen penaltıdan iki golü var. Bir uzatmada attı, bir de bir evvelki penaltıdan attı, bir de kaçırdı. Özetle bizim milli kadromuzda ‘şu daha uygundur, bu değildir’ diyeceğim hiçbir futbolcumuz yok. Hepsi de sahada işin hakkını verdi. Hepsinin de gözlerinden öpüyorum. İşte bu tecrübeleri 2032’ye yansıtacağız. Orada da İtalyanlarla dayanışmamız çok çok önemli. Esasen İtalyanlarla bir arada bu işi üstlenmek biraz altyapı sebebiyle, tesisler sebebiyle oldu. O zaman Montella İtalyan olarak yine vazifesinin başında olursa işimiz herhalde daha kolay olur” diye konuştu.
A Milli Takım Teknik Yöneticisi Montella’ya ilişkin görüşleri de sorulan Erdoğan şunları söyledi:
“Her teknik yöneticinin savunulan yanı olur. Yanılgısız insan olmayacağı gibi natürel ki kusursuz teknik direktör de olmaz. Basketbolda, voleybolda da koçlar var onlarda da durum aynı. Montella bir kere kendini aslında ispatlamış bir insan. Şimdi bugün çabucak saldırmaya başlamışlar. Neymiş? Değişiklikleri vaktinde yapmamış. Yok artık bırak da yani onu da o yapsın. Yok 60’ıncı dakikada olması lazım işte, niçin 60’ıncı dakikada olmamış? ya bunlar söylüyorlar. Yani ben işin bu yanında değilim. O kendini esasen ispatlamış bir isim. Dolayısıyla da elinden geleni ortaya koymaya çalışıyor, yapıyor. Galip geldiği zaman takım Montella iyi, yenilgi olduğu zaman kötü. Bunlar şık şeyler değil. Hele hele bir Cumhurbaşkanı olarak bana hiç yakışmaz. Biz sadece ‘elinden geleni yaptı’ dedik. Şimdi bundan sonra ne konuşuluyor? Türkiye ilk beşte deniliyorsa demek ki bir yere varmış.”
Yabancı kontenjanına ilişkin soruyu da yanıtlayan Erdoğan, “Bence yerli futbolcularımızın önünü açmak lazım. Ben çok fazla yabancının olmasını milli futbolumuz için doğru bulmuyorum. Yoksa futbolcu nasıl yetişecek? Yoksa kulüplerimizin altyapılarından, Başakşehir Akademi gibi, Mesut Özil’in kuracağı akademi gibi yerlerden yetişecek olan 10 yaşın üstü çocuklarımız için bu kapı açık olmaz. Buna fırsat vermemek lazım. Yani belli bir sayı özellikle piyasa oluşturma bakımından isabetli olabilir. Çok sayı da piyasayı öldürür. Buna fırsat vermeden kapıyı açmakta yarar var” ifadelerini kullandı. – İSTANBUL
Sakarya Büyükşehir Meclisi 8 Temmuz Pazartesi Günü Toplanıyor
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.