DOLAR

34,2832$% 0.05

EURO

37,4308% 0.05

GRAM ALTIN

2.918,55%0,07

ÇEYREK ALTIN

4.926,00%0,04

TAM ALTIN

19.645,00%0,04

ONS

2.648,52%0,00

BİST100

8.699,19%-1,99

İmsak Vakti a 02:00
Bursa AÇIK 21°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,2832

EURO 37,4308

ALTIN 2.918,55

BİST 100 8.699,19

İmsak 02:00

21°
  • Bursa Gündem Haber
  • Ekonomi
  • Daron Acemoğlu’nun T24 Konuşmaları: Yapay Zekâdan Hukuk Devletine, Ekonomi Siyasetlerinden Siyasete, Ne Düşünüyor, Hangi Tekliflerde Bulunuyor?

Daron Acemoğlu’nun T24 Konuşmaları: Yapay Zekâdan Hukuk Devletine, Ekonomi Siyasetlerinden Siyasete, Ne Düşünüyor, Hangi Tekliflerde Bulunuyor?

ad826x90

T24 Ekonomi

Nobel Ekonomi Ödülü’ne layık görülen dünyanın önde gelen ekonomistlerinden, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MİT) öğretim üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Türkiye’nin en büyük sorununun orta periyotlu verimlilik düşüşü, teknolojiye yeterli yatırım yapılmaması, insan kaynaklarının doğru kullanılmaması olduğunu düşünüyor. Acemoğlu, hukuk ve demokrasinin ekonomi üzerindeki tesirlerine de dikkati çeken, birbirinden bağımsız değerlendirilemeyeceğini düşünen bir akademisyen.

Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazanan Daron Acemoğlu, T24’e farklı vakitlerde yaptığı açıklamalarda, güncel ekonomi siyasetlerinden yapay zekâ ve otomasyona, siyasetin ve hukukun ekonomi üzerindeki tesirlerinden faiz siyasetlerine kadar pek çok önemli konuda değerlendirmelerde bulundu. Acemoğlu’nun bu açıklamaları hem Türkiye’nin ekonomi siyasetlerine hem de dünyadaki güncel gelişmelere olan bakışını ortaya koyuyor.

Daron Acemoğlu, Nobel Ekonomi Ödülü’ne layık görüldü

Daron Acemoğlu: Bu ödül, iyi bir mesleğe sahip olma hayalinden öte bir şey

Prof. Dr. Acemoğlu, 2021’de Murat Sabuncu’nun konuğu olarak, T24’ün sorularını canlı yayında yanıtlarken, bugün yaşanılan krize o günden işaret etmişti. Acemoğlu, bugün de yeniliğini koruyan açıklamalarında Türkiye ve dünyaya bakışını şöyle özetliyor:

“Gelecek 10 senede dünya değişecek, hazırlanmazsak bize büyük riskler verecek”

“Türkiye’de biz bugün-yarın ne olacak, döviz kuru ne olacak peşindeyiz. Çünkü gerçekten bir kriz durumu var. İnsanlar işsiz, yarın olan borçlarını verebilecekler mi onu göremiyorlar. Doğal ki çok büyük bir etkisi var Türkiye’ye bunun ama çok daha negatif bir etkisi var, geleceği doğru düşünüp ona doğru hazırlıklarda bulunamıyoruz. Gelecek 10 sene içinde dünya çok değişecek ve bu değişime ayak uyduran ülkeler büyük büyüme fırsatlarına sahip olacaklar. Olamayanlar çok daha kötü durumda kalacaklar. Bunlara biz katiyetle hazırlanmıyoruz. Aslında Türkiye’nin gelecek 10-15 senede çok daha büyük avantajları var. Çünkü en büyük gelişmelerden biri, artık batı dünyasındaki yaş dağılımı çok daha yaşlılığa doğru gidiyor. Türkiye’nin hala çok genç bir nüfusu var. Çok daha dinamik, girişimci yeni iş açmaya, yeni yatırımlarda bulunmaya yeni teknolojileri kullanmaya çok açık bir nüfusu var. Ama gelecek dünyaya doğru hazırlıklarda bulunmazsak, bu bize çok büyük riskler verecek.

“Son 5 sene içindeki sorunların gerçek boyutunu görmüş değiliz”

Tabii krizin derinleşmesine yönelik çok büyük bir endişem var. (2021’deki sözleri…) Biz şu anda, son 5 sene içindeki sorunların gerçek boyutunu görmüş değiliz. 5 yıldır bilançosunda çok büyük sorunu olan AVM dükkanları, inşaat şirketleri hala ayaktalar. Ne kadar daha ayakta kalabilecekler? Bunların bankalar üzerine etkileri neler olacak? Rezervlerimiz bu kadar azalmışken, daha ne kadar kuru, faiz siyasetini bu şekilde tutabileceğiz? Bu boyutların çok daha negatife gitme mümkünlüğü yüksek.

Daron Acemoğlu, 1993 yılından beri Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde (MIT) akademik mesleğine devam ederken, 2000 yılında ekonomi profesörü unvanını aldı. Siyasal ekonomi, ekonomik kalkınma, ekonomik büyüme, gelir ve ücret istikrarı eşitsizliği, çalışma iktisadı, iktisat teorisi ve beşeri sermaye ve eğitim konularında çalışmalar yapıyor. Siyaset bilimci James A. Robinson’la birlikte yazdığı Diktatörlük ve Demokrasinin Ekonomik Kökenleri (2006) ve Ulusların Düşüşü: Güç, Refah ve Yoksulluğun Kökenleri (2012) isimli yapıtları çok sayıda mükafata paha görüldü. 2021 yılı itibarıyla IDEAS/RePEc araştırma veri tabanına göre, dünyadaki en çok alıntı yapılan ilk 10 ekonomist arasında yer alıyor.

“Başkan’dan buyrukla para siyaseti olmaz”

Ekonomide en kıymetlisi devletin halka güven vermesi lazım. Doğru takımların yapılanması ve otonomisi olan takımların olması lazım. Dünyanın her bir tarafında kabul edilen bir şey, Merkez Bankası’nın bir özerkliği olması lazım. Başbakandan ya da liderden buyrukla para siyaseti olmaz. Böyle olmayı düşündüğünüz zaman yabancı sermaye gelmez. Yabancı sermaye gelecekse çok daha fazla yüksek faiz ister, güven olmaz. Üstten gelen güven bir adım. Aşağıdan bilançolar. Japonya’da bunu gördük 1990’larda. Eğer şirketlerin ve bankalarının bilançolarının çok kötü olduğu bir duruma gelip de onları hala ayakta tutmaya çalışıyorsak, burada da zombiler yaratıyoruz demektir. Ve bu zombiler daha sonra yatırımı geri bırakıyorlar, büyümeyi geride bırakıyorlar, teknolojiyi geride bırakıyorlar. Türkiye’de böyle bir duruma geldik. Bunun temizlenmesi lazım. Ama bunu yapabilmek için dışarıdan sermaye gelmesi lazım.  Dışarıdan sermaye gelir mi Türkiye’de böyle bir güvensizlik durumunda? Hem de doğru siyasetlerin uygulanması lazım. Yapısal bir şekilde, kurumsal bir şekilde bir yaklaşım getirmediğimiz sürece bu sorunlar devam edecek. Ve geleceğimize çok büyük negatif etkileri olacak.


Daron Acemoğlu

Türkiye’nin yapısal problemleri…

Acemoğlu, 2023 Genel Seçimleri’nin ardından T24 yazarı Cansu Çamlıbel’in sorularını yanıtlarken çarpıcı bir Türkiye tahlili de yaptı. Acemoğlu, açıklamalarında şu çarpıcı tespitlerde bulunuyor:

“Türkiye’nin en büyük sorunu, daha orta periyotlu verimlilik düşüşü, teknolojiye gereğince yatırımda bulunmaması ve insan kaynaklarının doğru kullanılmaması… Bir de bunların üzerine yolsuzluk ve kaynak dağılımı dengesizliği gelince verimliliğin çok çok düşmesi. Verimlilik düşük olunca şirketler büyümüyorlar. Şirketler büyümedikçe fiyatlar artmıyor. O yüzden bu ülkenin neredeyse çalışanlarının yarısı asgari fiyatta ve buna rağmen fakirlik içinde. Türkiye iktisadının verimliliğini arttırması lazım ve bunun için de bazı yapısal ıslahatlara gidilmesi lazım. Bazı bozulan şeylerin değiştirilmesi lazım. Örneğin; devletin etkinliği, hukukun üstünlüğü, rekabet, yargının bağımsızlığı, yabancı sermaye ve yabancı teknolojiyle çok daha olumlu bir ilişkiye girilmesi… Ama bunların hiçbirinin kısa devirli sorunlar çözülmeden yapılması mümkün değil. O yüzden de önce kısa devirli sorunlarla çare bularak başlamak lazım.

Cansu Çamlıbel’in söyleşisi – Prof. Dr. Daron Acemoğlu: Türk iktisadının yapısal sorunlarını 10 senede kalıcı hale getirmiş bir bakandan nasıl umutlanayım?

“Yapısal ıslahat başlamazsa aynı yere döneriz”

Enflasyonun hem direkt hem endirekt çok büyük sonuçları var. Natürel ki öncelikli olarak alım gücünü azaltıyor. En çok da asgari ücret ya da emeklilik maaşı ya da devlet maaşıyla çalışanların alım gücünü etkiliyor. İkincisi, fiyat istikrarsızlığı yaratıyor. Üçüncüsü de enflasyonun düşük yüksek olduğu ve para siyasetinin bozuk olduğu bir ekonomiye yabancı sermayenin gelmesi çok zor. Yabancı sermayenin gelmesi de Türkiye için şu açıdan çok önemli; Türkiye’de büyük bir kaynak eksikliği var. Bu kaynak eksikliği 2022 yılında de vardı. Ama bu sene, özellikle depremden sonra buna olan ihtiyaç daha da arttı. Bu kaynakların hem deprem bölgesinde kullanılması hem de bankaların ve şirketlerin bilançolarını biraz daha kuvvetlendirmek için kullanılması gerekiyor. Hem de devletin üstüne aldığı borç ve harcama sonucu, devletin içinde oluşan bütçe açığının kapatılması için kullanılması gerekiyor. Bu kaynakların gelmesi de -Mehmet Şimşekin kullandığı sözleri kullanırsak- enflasyonun ve para siyasetlerinin daha rasyonel hale gelmesiyle alakalı.

Ama bu makro tedbirlerin katiyetle ve mutlaka yeterli olmadığını düşünüyorum. Yani, eğer Türkiye şu anda makro olarak birkaç doğru politikaya giderse, biraz kaynak getirirse ama öte yandan 2010’larda olduğu gibi kaynakları sarf eder ve yapısal sorunları çözmeye yoluna gitmezse, 2023’ün sonuna doğru yine aynı durumda kalırız. Yani, yapısal sorunlar çok önemli. Yapısal sorunlara çözüm yaratabilmek için para siyaseti, enflasyon ve diğer makro ekonomik siyasetlerde adım atılması lazım. Makro ekonomik siyasetler konusundaki görüşlerim, birçok başka saygıdeğer iktisatçıyla aynı ama benim yapısal sorunlara olan vurgum birçoklarından farklı. Hatta bazıları yapısal sorunlara çok az vurguda bulunuyorlar.”

“Önemli olan reel faiz”

Önemli olan reel faizdir. Türkiye’de şu anda enflasyonu tam olarak bilemiyoruz. Çünkü biraz bunlar istatistiksel oyunlar oluyor ama büyük olasılıkla yüzde 60 üstü. Demek ki reel faizler -eksi 45’te. Bu kadar büyük heyecanla “Rasyonel politikaya dönüyoruz” denirken reel faizi eksi 45’ten eksi 42,5’a çıkartmak hangi yatırımcıya güven versin?


Daron Acemoğlu ve Murat Sabuncu

“Bunların hiçbirisi var mı Şimşek programında?”

Acemoğlu, T24 yazarı Murat Sabuncu’ya 2024’te yaptığı açıklamalarda da şu uyarılarda bulunuyor:

“Türkiye’nin teknolojiye hazırlanması, yapay zekâya hazırlanması, iklim değişikliğine, yaşlanmaya hazırlanması, dünyadaki globalleşmenin değişimine hazırlanması lazım. Bunların hiçbirisi var mı Şimşek programında? Bir tek enflasyon, faizler. Eşitsizlik, kurumların çökmesi. Nerede bunlar? Biz bunların hiçbirine önem vermiyoruz. Bence bunlara önem vermemiz lazım ve eğer bu dönemi yine bir tek faiz arttırın, faiz düşürün telaffuzuyla geçirirsek bu yine treni kaçırmamız anlamına gelecek.

Murat Sabuncu’nun söyleşisi – Daron Acemoğlu: Dünyanın gelişmekte olan ülkelerin sesine ihtiyacı var, ama o ses için BRICS doğru yer değil

Ana vurgu ‘İşçi fiyatları nasıl arttırılır?’ olmalı

Eğer Türkiye’deki gelir dağılımını uygunlaştırmak istiyorsanız, çalışanları çalışanları korumak istiyorsanız bunun iki yolu var. Biri üretkenlik artar, verimlilik artar. İkincisi onları genelde destekleyen siyasetler, örneğin eğitimleri, örneğin çalışmasını, örneğin şirketler arasındaki değişimlerini, iş değiştirmelerini kolaylaştıracak siyasetler geliştirilir ki fiyatlar artsın, istihdam artsın. Asgari ücreti arttırarak uzun süreli ücret artışı yapamazsınız. Asgari ücreti arttırarak istihdam arttıramazsınız. Popülist dediğiniz siyasetler bunlarsa bunlar hiçbir işe yaramayacak… Türkiye’deki ekonomi bahislerindeki en ana vurgunun ‘işçi fiyatları nasıl arttırılır?’ olması lazım.”

“Doğru sermayenin gelmesinin önünde çok engel var”

Acemoğlu, hukuk ve demokrasi ile iktisadın münasebeti konusunda da şu yorumları yapıyor:

“Amerika’daki yatırımcılar melek değil. Kârlı olacaksa en kötü yere de yatırımda bulunabiliyorlar. Mesela Çin’e çok uzun zaman boyunca yatırımda bulundular. Benim Ulusların Düşüşü kitabımda vurguladığım “kapsayıcı kurumlar” onlar için en önemli şey değil. Ama belli bir yargı bağımsızlığı ve yatırdıkları sermayenin belirsiz bir şekilde kötü diye kullanılmayacağı ve bir usulsüzlük durumunda paralarını geri alabilmelerine doğal ki önem veriyorlar. Şu anda Türkiye’deki yargı sorunları, siyasetlerdeki belirsizlik, yolsuzluk kaynaklı sorunlar o kadar çok ki, doğru sermayenin gelmesinin önünde çok engel var. 2000’li yıllara bakarsanız Türkiye’ye gelen sermayenin en önemli iki ayağı vardı. Birincisi, doğrudan yatırımlardı -ki bu da teknolojiyi getiren çok önemli bir süreçti-, ikincisi de uzun süreli yatırımlardı. 2007-2008’den beri ise Türkiye’ye gelen neredeyse tüm tabancı sermaye, kısa vadeli yatırımlara yöneliyor. Bu da aslında yabancı sermayenin Türkiye’ye çok daha kuşkuyla baktığını gösteriyor. Hukuk ve demokrasi sıkıntılı olsa da bir süre götürülür olağan ki. Faizleri arttıralım, enflasyonu düşürelim, yabancı sermayeye biraz daha tatlı görünelim. Onlar Türkiye’de yatırımda bulunsunlar. Gerideki iki üç sene içinde istihdamı biraz arttırırız, iktisadın düşmesini durdururuz, tamam. Bence bu bir çözüm değil; bu sorunun bir parçası.


Daron Acemoğlu’nun 2022 yılında düzenlenen T24 Yıllık Konferansı’ndaki konuşması

“Son 40 sene içinde dünya iktisadının teknolojisi daha çok otomasyona başladı”

2022 yılında düzenlenen T24 Yıllık Konferansı’nda “Gelecek 30 yılda Türkiye ve dünyayı bekleyen ekonomik, demografik ve teknolojik olasılıklar” konulu yaptığı sunumunda, Türkiye’nin ve dünyanın ekonomik, sosyal ve politik geleceğini belirleyecek altı gelişmeden ve akımdan birinin otomasyon ve yapay zekâ olduğunu söyleyen Acemoğlu, geleceği şöyle yorumluyor:

T24 Yıllık Konferansı – Prof. Dr. Daron Acemoğlu: Demokrasiler için yeni tehdit türedi; seçimle gelen başkanların hukuk devletini kaldırmaları, muhalefet başkanlarını hapse atmaları

“Otomasyon, aynı zamanda büyük fırsatlar yaratıyor”

Otomasyon aynı zamanda büyük fırsatlar yaratıyor. Kurumsal yapı içinde yer alırsa üretkenliği artırma mümkünlüğü var. Ama aynı zamanda eşitsizliğe ve çalışanların iş imkanlarına olan tesirlerine hazırlıklı olmak lazım. Gelişmiş olan ülkeler; Amerika, Avrupa’nın bir bölümü buna hazırlıksız yakalandı. Gelişmekte olan ülkeler, orta gelir sınıfına giren ülkeler, Türkiye gibi, güya bunların kendilerini etkileyen akımlar olmadığını düşünüyorlar. Oysa aslında bu gelişmeler Türkiye’yi, Hindistan’ı, Güney Afrika’yı çok derin bir şekilde etkileyecek. Çünkü şu anda bunların başındayız. Bunun iki türlü, direkt ve endirekt etkisi olacak. Bu teknolojiler Türkiye’ye gelecekler. Daha da değerlisi, uluslararası iş bölümünü etkileyecek. Daha önceden ihracata yönelik iş gücünü kullanan gelişmekte olan ülkelerin bunu yapmaları çok daha zorlaşacak. Bunu, hazırlıklı olmayan ülkeler için, özellikle ihracat ve katma değerin en yüksek olduğu alanlarda sıkışınca, bunun gelirlerine ve uluslararası büyük negatif tesirinin olması mümkün.”


Daron Acemoğlu’nun 2023 yılında düzenlenen T24 Yıllık Konferansı’ndaki konuşması

Yapay zekâ nasıl etkileyecek?

Acemoğlu, 2023 yılında düzenlenen T24 Yıllık Konferansı’nda da Yapay Zekâ Alanında Neler Oluyor, Siyaseti ve Çalışma Hayatını Nasıl Etkileyecek?” başlıklı konuşmasında, bugün çok tartışılan yapay zekâ konusunda şu yorumlarda bulundu:

“Ekonomik olarak gelişmekte olan ülkeler yapay zekâyı, önemli bir yatırım odağı haline getirmeseler bile etkilenecekler. ABD’de işçiler otomasyon nedeniyle işlerini kaybediyorlarsa, Türkiye’ye de bir noktada bu etki gelecek. Bu gelen etkiyi en iyi şekilde kullanabilmek için gelişmekte olan ülkelerin doğru yatırımlarda bulunması lazım. Yatırım; teknolojiyi doğru kullanmaya, eğitime ve kurumlara yapılmalı… Eğer bugün bir ofiste rapor yapmak, bilgi toplamak gibi basit işlerde bulunuyorsanız; bunları şu anda yapay zekâ programları yapmaya başladılar. Önümüzdeki 10 senede daha da kaliteli olacaklar. Daha kaliteli iş yapma kapasitesi yoksa Türkiye’de bu insanların, yapay zekâyla mücadele edemeyecekler. 

Yapay zekâ, bir tek üretim değil; bir bilgi teknolojisi. Bilgi topluyor, bunu nasıl kullanacağını ve kimin elinde olduğunu net bir şekilde belirliyor. Yapay zekâ ve bilgi iktisadının nasıl kullanıldığı kurumların geleceğini belirleyecek. 

Çin’in içinde olduğu otoriter dönüşümü, Çin’deki yapay zekâ kullanımının nasıl kullanıldığını bakmadan mümkün değil.

T24 Yıllık Konferansı – Prof. Dr. Acemoğlu: Türkiye’de 10 yıl içinde bazı işleri yapan insanlar kendilerini geliştiremezse yapay zekâyla rekabet edemeyecekler

“Türkiye yapay zekâ ve dijital teknoloji çağına hiç hazır değil”

Bilgisayar mühendisliği olsun, başka yüksek seviyeli teknoloji dalları olsun… Bu mevzularda gereğince insan üretemiyoruz. Üniversitelere bakarsanız bilgisayar mühendisliği ve onun gibi bahislere gereğince önem verilmiyor. Öğrencilerin çok az kısmı bu kısımlarda uzmanlaşıyor. Bu da çok büyük bir sorun. Türkiye, bu alanda birçok başka gelişmekte olan ülkelerin de gerisinde. Mesela, Hindistan’da birçok eğitim sorunu var ama en parlak öğrencileri arasında çok daha fazla bilgisayar ve yeni teknolojilere yatırım yapmış bir kesim var. Rusya’da aynı şey, Ukrayna’da aynı şey. Türkiye’de bu büyük bir eksiklik. Bir de natürel, Türkiye yapay zekâ ve dijital teknoloji çağına hiç hazır değil, hatta son periyotta burada daha da geriye düşüldü. İlkokul ve ortaokul sisteminde yapılan son değişikliklerle, gereken yetenekleri Türk öğrencilerine verme konusunda geri adım atıldı.

“Türkiye iktisadı ayaktaysa bu, genç nüfustan dolayı”

Daron Acemoğlu, 2022 yılında düzenlenen T24 Yıllık Konferansı’nda “Gelecek 30 yılda Türkiye ve dünyayı bekleyen ekonomik, demografik ve teknolojik olasılıklar” konulu yaptığı sunumunda genç nüfus ile ilgili de önemli değerlendirmelerde bulunurken, şu uyarılarda bulundu:

Türkiye şu anda hâlâ genç bir nüfusa sahip ve eğer şu anda Türkiye iktisadı ayaktaysa bu, genç nüfustan dolayı. Niçin? Çünkü genç nüfus iki şey yaratıyor. Birincisi; girişkenlik. Türkiye, acayip girişken bir ekonomiye sahip; yeni yatırımlar, yeni dükkanlar, yeni şirketler, aynı zaman büyük bir iç talep. Bu iç talep ve girişkenlik, önümüzdeki tahminen bir 20 sene daha devam eder. Ondan sonra Güney Kore, Japonya, Almanya gibi yaşlanmaya başlayacak. Ve bu 20 sene içindeki fırsatı kullanmak ve bu 20 sene sonraki çok daha değişen yaş yapısına göre bir hazırlıkta bulunmak lazım. Yine bu hazırlıkta değiliz.”


Günün öne çıkan haberleri: 

TIKLAYIN – Daron Acemoğlu, Nobel Ekonomi Ödülü’ne layık görüldü

TIKLAYIN – Bankalar “limit düşürme başvurularına” çözüm arıyor: Bir banka, müşterilerin ödeyeceği 750 TL katkı hissesini kendisi ödeyecek

TIKLAYIN – İddia: Kanye West, annesiyle birlikte olurken eşinin izlemesini istedi

TIKLAYIN – Köftelerinde domuz eti kullandığı belirlenen Köfteci Yusuf’un aylar önce şube ve depo kapattığı ortaya çıktı

TIKLAYIN – DEM Parti: İmralı muhataptır, bir süreç başlayacaksa İmralı oradadır

TIKLAYIN – Altın Portakal ödülünü Yılmaz Güney’e adayan Nur Sürer: İstanbul Sözleşmesi yaşatır

TIKLAYIN – AKP kurucusu Hüseyin Çelik’ten Numan Kurtulmuş’a: Arkadaşlarını satarak AKP’ye yamanmış; ayar verildi, sonra çark!

TIKLAYIN – Bakan Tunç’tan Narin Güran cinayeti açıklaması: Çok önemli verilere ulaştık, her şey belli, katillerin kim olduğu görülecek

TIKLAYIN – Erdoğan’dan “anadil” açıklaması: Milyonlarca vatandaşımız yalnızca anasının dilini konuştu diye ötelendi

TIKLAYIN – Konya’da ihbara giden polisi sırtından bıçaklayan saldırgan, son 9 ayda 10 suça karışıp serbest kalmış!

 


‘Faruk’ gibi yaşlı insanların cinselliği ve istekleri neden bir tabu?


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Hazine, İki İhalede 34,8 Milyar Lira Borçlandı

HIZLI YORUM YAP