DOLAR

34,2906$% 0.16

EURO

37,0922% -0.36

GRAM ALTIN

3.028,62%0,57

ÇEYREK ALTIN

5.118,00%0,33

TAM ALTIN

20.411,00%0,34

ONS

2.746,88%0,43

BİST100

8.908,47%0,40

İkindi Vakti a 15:48
Bursa AÇIK 11°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 34,2906

EURO 37,0922

ALTIN 3.028,62

BİST 100 8.908,47

İkindi 15:48

11°

Dem Parti’den Sonuç Bildirgesi: Davette Bulundular

ad826x90

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Parti Meclisi’nin (PM) geçen hafta yapılan toplantısına ilişkin sonuç bildirgesi yayımlandı.

”Türkiye’de sağlanacak onurlu bir barış Ortadoğu’nun da barışı olacaktır” başlığıyla yayımlanan sonuç bildirgesinde, ”Yıllardır büyük bedeller ödeyerek her şartta savaş karşıtı cepheyi büyütme ve barış talebini toplumsallaştırma çabası veren partimiz, normalleşme telaffuzlarının halklarımıza karşı mevcut sorunların perdelenmesi amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir. Çözüm tartışmalarının yeniden gündeme gelmesi olumludur; ancak geçmişteki ‘teslim alma’ telaffuzlarının yeniden lisanlandırılmasının siyasal, tarihi ve toplumsal bir sorun olan Kürt sorunu ve Türkiye’nin problemlerinin tahliline katkı sunmayacağı açıktır” denildi. Bildirgede, tahlilin gerçek bir seçenek haline gelebilmesi için PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması çağrısında bulunuldu.

Sonuç bildirgesinde şu görüşlere yer verildi:

‘BÖLGEDEKİ GERİLİM TIRMANMAKTA’

“21-22 Ekim 2024’te Ankara’da bir araya gelen Parti Meclisimiz, tüm Ortadoğu halklarının hayatları ve gelecekleri açısından ağır sonuçlar doğurarak şiddetlenen savaş şartları ile Kürt probleminin demokratik tahlili etrafında yürütülen tartışmalar başta olmak üzere ülkede, bölgede ve dünyada yaşanan ekonomik, sosyal, siyasal güncel gelişmeleri kıymetlendirmiş; yapılan tespitler ışığında politik ve örgütsel maksatlarını belirleyerek mücadele programına ilişkin kararlar almıştır.

Emperyalist kapitalist rekabetin tabiatındaki savaş eğiliminin giderek güç ve yaygınlık kazandığı bir periyottan geçiyoruz. Yerel/bölgesel seviyede ve vekil güçler eliyle süregiden çoklu savaşların yerini büyük güçler arasında doğrudan ve topyekûn karşı karşıya gelişlere bırakma ihtimalinin uç verdiği koşullardan geçilmektedir. Ortadoğu’da rejimlerin ve toplumların geleceğini şekillendirmek üzere saha genişleten ve şiddetlenen savaş iklimi, bu gelişmelerin ilk elden sonuçlarından biridir. Kapitalist hegamonik güçlerin hakimiyet çabasının bir veçhesi olan bu güç savaşlarıyla Ortadoğu’da yeni bir nizamın tesis edilmesi istenmektedir. Bu kapsamda Siyonist İsrail rejimi, savaş hukuku başta olmak üzere tüm uluslararası hukuk kurallarını yok sayarak işgalci-sömürgeci saldırganlığını Filistin ve Arap halklarına karşı bir soykırıma dönüştürmüştür. İsrail devletinin Lübnan ve İran’a yönelik taarruzlarıyla Lübnan’ın istikrarsızlaştırılmaya ve bölgesel güç istikrarlarının İran’a yönelik yeni atılımlarla şekillendirilmeye çalışıldığı bu süreçte, bölgedeki tüm tansiyonlar tırmanmakta ve gelişmeler olağanüstü bir hız kazanmaktadır.”

‘BÖLGESEL GÜÇ OLMA HEVESLERİ BERHAVA OLDU’

“Türkiye ve Kürdistan bu coğrafyanın ve çoklu denklemin tam ortasında yer almaktadır. Halkların kendi kader ve geleceklerini belirleme haklarını egemenlerin elinden söküp almaya en çok ihtiyaç duydukları şu günlerde, bu potansiyeli açığa çıkaracak olanlar ise ideolojik-politik ufku ve örgütlü gücüyle sömürgeciliğe ve faşizme karşı gayretin en önünde yürüyen Kürt halk hareketi başta olmak üzere devrimci hareketler, kadınlar, sosyalistler, ezilenler, fakirler, işçiler ve onların ittifaklarıdır.

Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının kazanımlarını yıllardır boğmaya çalışan AKP-MHP iktidarının işgal ettiği bölgelere yerleştirdiği çetelerin tasfiyesi gündemdedir. Güney Kürdistan’a yönelik işgal ve ilhak siyasetleri ise önemli bir çıkmazın içine girmiştir. İran’ın savaş çemberine alınmasıyla bölgede yaşayan Kürt halkının belirleyici bir politik özne olarak güç kazanması mümkünlüğünü kendi yayılmacı siyasetleri için handikap ve çıkmaz olarak görmektedir. Kürt halkının kazanımlarının yok edilmesi üzerinden bölgesel güç olma hevesleri berhava olan ve dış siyasette yalnızlaşan rejim için bu gelişmeler, iç siyasi dengeleri de ziyadesiyle etkilemektedir.

“YENİ DOĞAN BEBEKLERİN DAHİ CAN GÜVENLİĞİ KALMAMIŞTIR”

“Uyguladığı yayılmacı ve sömürgeci siyasetlerle Ortadoğu’daki gelişmelerde denklem dışında kalan AKP-MHP iktidarı, Türkiye halklarını tehlikeli bir politik gerçeklikle yüz yüze bırakmıştır. İzlenen savaş, rant ve talan siyasetleri bir toplumsal çürüme ve çöküş tehlikesi doğurmuştur. Bir avuç sermayedar dışındaki milyonlar açlık sınırının altında hayatta kalmaya çalışmaktadır. 12 Eylül darbe anayasası bile askıya alınmakta, halkların özgürlük ve yaşam talepleri şiddetle bastırılmaktadır. Toplumsal, ekonomik, ekolojik ve toplumsal cinsiyet alanında yaşanan krizler ve şiddet sarmalı tüm toplumsal bölümleri nefes alamaz noktaya getirmiştir. Cezaevleri işkence merkezlerine dönüşmüş, kadınlara ve çocuklara yönelik suçlar kan dondurucu bir yaygınlık kazanmıştır. Hastaneler ticarethane ve hastalar müşteri haline getirilmiş, yeni doğan bebeklerin dahi can güvenliği kalmamıştır. İktidarın savaş siyasetinin bir parçası olarak HDP Kapatma Davası ve Kobani Kumpas Davası başta olmak üzere demokratik siyasete çok yönlü ve süreğen saldırılar gerçekleştirilmiştir. Ancak tüm bunlara rağmen, yerel seçimlerde de ortaya çıktığı üzere, partimizin 3. Yol çizgisiyle siyasal alandaki kurucu ve belirleyici rolünün güçlenmesi ve halkların umudu ve seçeneği olmaya devam etmesi AKP-MHP iktidarının hegemonyasını zayıflatmıştır.”

‘BARIŞI ARAÇSALLAŞTIRMASININ KİMSEYE KAZANDIRMADIĞINI HATIRLIYORUZ’

Yeni yasama devriyle birlikte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla başlayan tartışmalar, partimiz ve kamuoyu tarafından yakından takip edilmektedir. Bu tartışmaları Kürt sorunu başta olmak üzere siyasal, iktisadi ve toplumsal sorunların müzakere ve diyalog yerinde ele alınması açısından önemli görüyoruz. Bununla birlikte, uyguladığı siyasetlerle toplumu nefessiz bırakan iktidarın, halkların en büyük hasreti olan barışı araçsallaştırmasının kimseye kazandırmadığını da geçmiş dönem tecrübelerinden hatırlıyoruz. Kürt halkının kazanımlarını tasfiye etme teşebbüsüne, ekonomik çöküşe ve toplumsal çürümeye karşı halkların reaksiyonunu dindirme amacıyla siyasi iklimin geçici ve taktik bir adımla yumuşatılması, mevcut sorunların tahliline katkı sağlamayacaktır. Bu siyasetin iktidarın umduğu sonuçları vermesi de mümkün değildir.”

‘ÇÖZÜM TARTIŞMALARININ YENİDEN GÜNDEME GELMESİ OLUMLUDUR’

“Yıllardır büyük bedeller ödeyerek her şartta savaş karşıtı cepheyi büyütme ve barış talebini toplumsallaştırma çabası veren partimiz, normalleşme telaffuzlarının halklarımıza karşı mevcut sorunların perdelenmesi amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir. Çözüm tartışmalarının yeniden gündeme gelmesi olumludur; ancak geçmişteki ‘teslim alma’ telaffuzlarının yeniden lisanlandırılmasının siyasal, tarihi ve toplumsal bir sorun olan Kürt sorunu ve Türkiye’nin problemlerinin tahliline katkı sunmayacağı açıktır. Partimiz, toplumsal sorunların tahlili için tüm muhatap ve tarafları önemsemekle birlikte asıl tahlilin, iktidardan bekleyerek değil Türkiye’nin tüm işçi, işçi ve ezilen kesitleri ile halklarının katıldığı örgütlü bir sürecin inşa edilmesiyle mümkün olacağına inanmakta ve yıllardır bunun için mücadele etmektedir. DEM Parti olarak, adil, demokratik ve halkların eşitliğini esas alan bir tahlilden yanayız; barışı, demokratik bir anayasayı, özgürlüğü ve demokratik cumhuriyeti savunuyoruz. Bu temelde, Türkiye’de bir çözüm olacaksa toplumun barış ve demokrasi talebi etrafında örgütlenmesi, tüm dinamikleriyle harekete geçmesi, sürece dahil olması ve inisiyatif alması elzemdir. Barış, sadece siyasi partiler ve taraflar arasında olmaz; toplumsal sahiplenme de gereklidir. Bu nedenle, halkların ortak iradesi ve uğraşıyla kalıcı bir çözüm inşa edilmelidir.”

‘BARIŞ SIRF KÜRT HALKININ DEĞİL, TÜM TÜRKİYE VE ORTADOĞU HALKLARININ EN ACİL İHTİYACI’

“Barışın ve tahlilin gerçek bir seçenek haline gelebilmesi için ilk ve en önemli adımlardan biri, Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik bir özel savaş hukuku pratiği olan tecridin kaldırılmasıdır. Öcalan’ın geçmiş çözüm süreçlerinin yürütülmesinde ve yönetilmesindeki kritik ve belirleyici rolü tartışmasızdır. 43 ay sonra mutlak iletişimsizliğin kırılarak Öcalan’la yapılan son görüşme önemli ve olumlu olmakla birlikte tecrit devam etmektedir. Kendisinin de ‘Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet yerinden hukuki ve siyasi tabana çekecek teorik ve pratik güce sahibim’ tabiriyle belirttiği gibi, fiziki özgürlüğü öncelikli olmak üzere sağlık, güvenlik ve özgür çalışma şartlarının sağlanması bu belirleyici misyonunu yerine getirebilmesi ve toplumsal barışa gidecek yolun açılabilmesi için hayati kıymettedir. Müzakere ve diyalog tabanı ancak özgür ve eşit koşullar altında kurulursa gerçek, kalıcı ve kapsayıcı olabilecektir. Barışın sırf Kürt halkının değil tüm Türkiye ve Ortadoğu halklarının en acil ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Türkiye’de sağlanacak onurlu bir barış, yüzyıllardır halkların birbirine kırdırıldığı, esasen bir savaş merkezi haline getirilen Ortadoğu’nun da barışı olacaktır. Kalıcı, adil ve onurlu bir barışı inşa etmenin zorlukları ve bu yolun kimi zaman çatışmalı süreçleri de içeren kesintili ve gelgitli tabiatı, dünya tecrübelerinden bilinmektedir.”

‘TÜM SİYASİ VE TOPLUMSAL KISIMLARI BARIŞ İMKANLARINI BÜYÜTMEYE ÇAĞIRIYORUZ’

“On yıllardır halkların eşit temelde ve barış içinde bir arada yaşaması için mücadele eden partimiz, bir arada yaşam şartlarının oluşturulması ve barış umudunun büyütülmesi için üzerine düşen sorumluluğu dün olduğu gibi bugün de kararlılıkla yerine getirecektir. Barışın kazanımları konusunda halkı bilgilendirmek, barışın gerekliliğini anlatmak ve demokratik bir cumhuriyet için uğraşın zorunlu olduğunu göstermek öncelikli hedeflerimiz arasındadır. DEM Parti olarak, tüm halkların eşit, özgür ve onurlu bir yaşam sürebileceği bir gelecek için kararlılıkla mücadele etmeye devam ederken, Kürt meselesinin adil ve demokratik tahlili ile özgürlük için tüm siyasi ve toplumsal bölümleri barış imkanlarını büyütmeye ve sahiplenmeye çağırıyoruz.”

(ANKA HABER AJANSI)

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika 

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Karar Yazarı Ahmet Taşgetiren: Kürt Siyasetçiler, İlk Çözüm Sürecine Sert Tepki Veren Bahçeli’nin Şimdiki Açılımına Umutla Yaklaşıyor

HIZLI YORUM YAP