DOLAR

32,8826$% -0.25

EURO

35,1821% -0.54

GRAM ALTIN

2.449,68%-0,30

ÇEYREK ALTIN

4.001,00%-0,17

TAM ALTIN

16.005,00%-0,18

ONS

2.326,34%-0,04

BİST100

10.647,91%-0,31

İmsak Vakti a 03:32
Bursa AÇIK 26°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Devamsızlık Konusunda Esneklik Olacak Mı? Milli Eğitim Bakanı’ndan Açıklama

ad826x90

Son dakika haberi: Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet’in sunduğu Başkent Kulisi programında soruları yanıtlıyor.

Bakan Tekin’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Bizi izleyen herkesin geçmiş Kurban Bayramı’nı tebrik ederim. Bayramın, toplumun birleştirilmesine çok büyük katkıları var. Bayram öncesinde de çocuklarımız karnelerini aldı. Okullar tatil oldu ama bakanlık tatil olmadı. Biz bayramın 3’üncü günü çalışmaya başladık. Yaz aylarında daha yoğun çalışmamız lazım, okulların eğitim öğretime hazırlanması, ders kitaplarının hazırlanması gibi atılması gereken adımlar var. Kimseyi mağdur etmeden huzurlu bir şekilde eğitim-öğretim yılının başlaması için önlemlerimizi alacağız.

Milli Eğitim Bakanlığının muhatap olduğu alan çok büyük fedakarlık gerektiriyor. Bu fedakarlığı maalesef öğretmen camiası tek başına üstleniyor. Öğretmenimizin üzerinden yükü biraz almamız gerekiyor. Öğretmen arkadaşlarımızın bu süre içerisinde karşı karşıya bulundukları meseleleri azaltmak için daima birlikte çalışmamız gerekiyor. Öğretmenlerin üzerinden yükü en çok alacak kitle velilerimiz. Çocuklarımız, zorunlu eğitim çağını bitirinceye kadar hayatlarının yüzde 10’unu bile okulda geçirmiyorlar. Yüzde 90’lık kısmı ya aileyle birlikte ya toplumun içinde geçiriyorlar. Yaz aylarına geldik. En azından öğretmenlerimizin yaptıklarının unutulmaması açısından velilerimize önemli sorumluluklar düşüyor.

Velilerimiz eğitimleri başka ülkelerle kıyaslıyorlar. Niçin öğretmenler ve okullar üzerinden kıyaslıyorsunuz sadece? Veliler üzerinden de kıyaslayın. Biz, başka ülkedeki veli gibi çocuğumuzla birlikte her akşam oturup yarım saat kitap mı okuyoruz yoksa televizyon mu izliyoruz?

Velivizyon ismiyle kısa filmler çekiyoruz. Eğitim yükünü daima birlikte omuzlaması gereken kitleyiz. Siz de üzerinize düşeni yapın, biz de yapalım. İki taraftan biri üzerine düşeni yapmadığı zaman başkasının çabası kâfi olmuyor. Velilerimizin biraz daha sürecin içine girmesi gerekiyor. Velilerimiz yaz tatilinde ne yaparsak çocuklarımız okula daha iyi hazırlanır sorusunu sormalı ve yanıtını vermeliler.”

SINIFTA KALMANIN GERİ GELMESİ, TÜRKÇEDE 70 PUAN BARAJI KARARI

(Bu kararların alınmasının ardındaki sebepler nedir?) 5,5 yıl müsteşarlık yaptım. O süre içinde de öğretmen arkadaşlarımızla çok samimi sohbetlerimiz oluyordu. Bakan olarak göreve başladığımdan itibaren de bu diyaloğu kurumsallaştırdık. Her ay öğretmen arkadaşlarımızla öğretmen arkadaşlarımızla görüşüyoruz. 200 ila 400 kişilik toplantılar yaptık. Ziyaret ettiğim her okulda öğretmenler odasında öğretmenlerle sohbet ettik. Öğretmen arkadaşlarımızın bizden talepleri oldu.

Taleplerden bir tanesi, mesleksel manada başarılı olmamız için, yaptığımız şeylerin karşılığı olması gerekirdi. Devamsızlık bunlardan bir tanesi. Pandemiyle birlikte devamsızlık konusunda ortam biraz gevşedi, bu doğaldır. Bu hususların düzeltilmesi gerekiyordu. Devamsızlık oranlarında yüzde 30 oranında azaltma oldu.

TÜRKÇE KARARIMIZDAN ÖĞRENCİLER DE MUTLU OLDU

Türkçe konusunda da öğretmen arkadaşlarımızdan çok yoğun talep geldi. Türkçe konusunu ben çok önemsiyorum. Ana lisanında kendisini ifade edemeyen çocuk ne eğitim hayatında, ne toplumsal münasebetlerinde ne de aile bağlarında başarılı olabilir. Çocuklarımızdan duyduğumuz iki cümleden biri, anne baba beni anlamıyorsunuz. Aslında bunun arka planında ben kendimi ifade edemiyorum var. Başta öğrenci arkadaşlarımız biraz tepki gösterdiler ama yıl sonu ziyaretinde iyi ki yaptınız dediler. Birçok öğrencimiz mutlu oldu bundan. 

Çocukların Türkçe marifetlerini ölçebilecek uluslararası bir sınav yoktu. Biz onay aldık. Bütün bunların birlikte kıymetlendirilmesi gerekiyor. Bu mevzuyu bile eleştirdi bazı muhalifler. Ana dil ifadesini kullanınca muhalefetten bir kısmı, ‘Bakan Arapça öğretecek çocuklara’ dedi. Bu kadar marjinal yansılarla karşılaştık. Çok üzüldük bunlara da. Demek ki anlamadan ön yargılarla hareket ederek bu cins tenkitleri yaptılar. 

DEVAMSIZLIK KONUSUNDA ESNESLİK OLACAK MI? 

Esneslik yapacak bir durum yok. Bu kadar öğretmen arkadaşımız fedakarlık yaparken, devlet bu kadar okul, derslik yaparken, eğitim-öğretim süreçlerine yatırım yaparken çocuklarımızın okul dışında başka ortamlarda vakit geçirmelerini doğru bulmuyorum. Bu konuda kararlı şekilde devam edeceğiz.

YENİ MÜFREDAT HAZIRLIKLARI

Bütün kitaplarımız baştan yazılmayacak. Müfredat değişikliği olan derslerde çalışmalar yapılacak.

Bütün öğretmen arkadaşlarımız yarın itibariyle değişen müfredat konusunda bilgilendirilecek. 720 bin öğretmen gelecek dönem yeni müfredata göre eğitim verecek.

CHP’DEN MÜFREDATA YÖNELİK ‘İDEOLOJİK’ ELEŞTİRİLERİ

Ben bir taraftan eğitim-öğretim sürecinin apolitik olmasıyla ilgili telaffuzları kullanıp bir taraftan da kendi ideolojisini dayatmaya karşıyım. Benim ideolojik perspektife uygun müfredat hazırlarsanız kabul ederim deniyor. CHP ile benim aramdaki ayrım şu: Kavramlara bakış açımız farklı. Ben, Türkiye’deki demokrasiyi engelleyen her adıma darbe derken, CHP 27 Mayıs’a darbe demekten imtina ediyor. Laiklik eleştirisi yapıyorlar. Benim laikliğe baktığım yerle CHP’nin baktığı yer arasında fark olması gayet doğal. 1940’lı yılları hatırlayın. Kur’an okumanın yasaklandığı, mescitlerle ilgili kısıtlamaların olduğu bir Türkiye’den bahsediyoruz. Şayet CHP’nin laiklikle ilgili algısı buysa, biz laiklik konusunda uzlaşamayız. Şayet 28 Şubat sürecinde olan hususlara, başörtülü bir vekile haddini bildirin demeyi laiklikle bağdaştırabiliyorlarsa benim bu bahse söyleyecek bir lafım yok. 2008 yılında Anayasa’da yapılan değişiklikleri hatırlayın. Özgürleştirici ataklara 411 vekilin evet oyu dediği bir düzenlemeydi. Bunu laiklik prensibine alışılmamış bulup Anayasa Mahkemesine taşıyorsanız, laiklik anlayışımızın örtüşmesi mümkün değil.

Ezber cümleler kurmak yerine, popülist telaffuzlar üretmek yerine daha sağlıklı bir biçimde bize üniversal laiklik anlayışıyla örtüşmeyen veya bahsettikleri üslupta bir toplum oluşturduğumuza dair tenkitlerini açıkça sunabilirlerdi. Ama onu yapmıyorlar. Ziyaret edip, randevu isteyip görüşlerini paylaşabilirlerdi. Diyalog kapılarının açık olduğunu tekraren söyledim. Randevu isteyen muhalif partilerden milletvekili arkadaşlarımızla oturduk, sohbet ettik. Benim için önemli olan TBMM’nin saygın bir üyesi olarak bir milletvekilinin benden randevu talep etmesi, görüşlerini ifade etmesi benim için bizatihi bir pahadır, seve seve konuşuruz.

CHP, bizimle her karşılaştıklarında veya eleştirdiklerinde söyledikleri klasik cümle şu: Çok sık Milli Eğitim Bakanı değiştiriyorsunuz. Bu eleştiriyi nasıl yaptıklarını anlamıyorum. 1920’yle 1950 arasında 19 tane Milli Eğitim Bakanı değişmiş. Hasan Ali Yücel’i çıkaralım, 7 yıl yapmış. Kendi tarihinde 23 yılda 19 bakan değişikliği varken, AK Parti periyodundaki değişiklikleri bu şekilde okumak… Muhalefetin biraz daha dengeli tenkit yapması gerekiyor. İnandırıcı gelmiyor.

2008’deki Anayasa değişikliğine benzer bir durum yine gündemde. CHP’nin halini merak ediyorum. CHP değişti diyebilmemiz için şu dile gelmemiz lazım: İktidar, bize gelsin, yaptıklarını anlatsın değil; biz iktidarın yaptığı güzel şeyleri de veya gerekiyorsa şu mevzularda birliktelik sağlıyoruz. Ben bunu bekliyorum. İktidarın yaptığı iyi şeylerin kamuoyunda takdir edilmesi gerekiyor.”

KAYNAK: HABER7
0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Aydın’da 28 Şüpheli Yakalandı

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.