Devrimci Sendikal Dayanışma Türkiye Yürütmesi tarafından yapılan genel grev çağrısında “Genel grev artık bir tartışma konusu değil, bir eylem çağrısıdır” denildi.
“Ekrem İmamoğlu ‘yolsuzluk” iddiasıya tutuklandı” haberi basına servis edildi, karar hâlâ İmamoğlu ve avukatların yüzüne okunmadı!
Devrimci Sendikal Dayanışma Türkiye Yürütmesi, genel grev çağrısı yaptı.
Yapılan davette “Genel grev artık bir tartışma konusu değil, bir eylem davetidir. AKP ve sermaye düzeni, işçi sınıfının örgütlenmesini, gençliğin ses çıkarmasını, meslek odalarının direnmesini istemiyor. Bu düzen, emekçilerin sırtında yükseliyor, üretimi ve hizmetleri biz sağlıyoruz!” denildi.
Çağrı metninin tamamı şöyle:
“Türkiye, tarihinin en büyük ekonomik ve siyasi krizlerinden birini yaşıyor. Tek adam rejimi, sermaye yanlısı siyasetleriyle işçi sınıfını, işçileri, gençleri ve tüm halk kesimlerini açlığa, yoksulluğa ve baskıya mahkûm ediyor. Yaşamın her alanına sirayet eden bu sömürü sistemine karşı artık mücadele, sırf kısmi hareketlerle değil, topyekûn bir karşı koyuşla örgütlenmelidir. Genel grev ve genel direniş, artık ertelenemez bir zorunluluktur!
Genel grev, sadece personellerin ücret pazarlığı yaptığı bir araç değildir. Genel grev, hayatı durdurarak, sermaye sistemine karşı işçi sınıfının kolektif gücünü ortaya koyduğu en büyük mücadele biçimidir. Dünyada ve Türkiye’de devrimci gayretlerin belirleyici anlarında genel grevler, hâkim sınıfın iktidarına karşı en büyük silah olmuştur. 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, 1991 Zonguldak Madenci Grevi gibi tarihi örnekler, işçi sınıfının kolektif hareketinin gücünü göstermektedir.
Bugün ise durum daha da yakıcıdır. Enflasyon, yoksulluk, baskıcı siyasetler ve hukuksuz yargı kararları, halkın her kısmını hedef almıştır. Tek adam rejimi, sırf seçim süreçlerini değil, ekonomik düzeni de kontrol ederek sermaye sınıfının çıkarlarını korumakta, çalışanları ise ağır sömürü şartlarına mahkûm etmektedir. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanma tehdidi, basın özgürlüğüne yönelik saldırılar, sendikal örgütlenmenin baskılanması, gençliğin susturulmaya çalışılması… Tüm bu ataklara karşı sadece açıklamalar yapmak, pasif protestolar düzenlemek yeterli değildir. Bütün işyerlerinde, mahallelerde, okullarda ve kent meydanlarında örgütlenecek bir genel grev, düzeni sarsacak en büyük cevap olacaktır!
“AKP halkın tamamını hedef aldı”
Bugün emek hareketi, tarihi bir dönüm noktasındadır. Tek tek direnişler, yerel işçi çabaları ve sınırlı protestolar, bu iktidarın kurduğu baskı sistemini aşmakta yetersiz kalmaktadır. Bunun karşısında, birleşik bir emek hareketi yaratılmalı ve işçi sınıfı, kamu işçileri, akademisyenler, mühendisler, doktorlar, avukatlar ve tüm meslek örgütleri ortak bir direniş hattında birleşmelidir.
AKP’nin yıllardır uyguladığı emek düşmanı siyasetler, sırf işçi haklarını değil, halkın tamamının sosyal ve ekonomik garantilerini hedef almıştır. Taşeron sisteminin yaygınlaştırılması, kıdem tazminatının hedef alınması, asgari ücretin reel olarak erimesi, grev yasakları ve sendikal örgütlenmelere yönelik baskılar bu saldırının sadece bazı örnekleridir. Sermayenin çıkarları için işçileri açlığa mahkûm eden, sosyal devlet kavramını tamamen ortadan kaldıran bir sistem inşa edilmiştir.
Bugün yapılması gereken, bu saldırıları kişisel ve sektör bazlı çabalarla değil, ortak bir sınıf gayretiyle karşılamaktır. İşçi direnişleri, meslek odalarının örgütlü gücü, halk hareketleri ve gençlik çabaları ortak bir yerde birleşerek sistemin sarsılmasını sağlayabilir. Bu yüzden birleşik bir emek hareketi, sadece sendikal taleplerin değil, toplumsal dönüşümün de aracı olmalıdır.
“Tarihsel sorumlulukla harekete geçilmeli”
Bugün KESK başta olmak üzere tüm konfederasyonların, baroların, TMMOB’un, TTB’nin tarihi bir sorumlulukla hareket etmesi gerekmektedir. Bugünkü kriz, sadece ekonomik bir kriz değil, aynı zamanda siyasal bir yok oluş sürecidir. Sendikal hareketler, sırf toplu kontratlara sıkışan bir gayretle yetinemez!
Devrimci Sendikal Dayanışmanın daha önce vurguladığı gibi, bürokratik sendikacılık aşılmalı, taban örgütlenmeleriyle personellerin emekçilerin doğrudan karar verdiği bir genel grev süreci inşa edilmelidir. Sendikal başkanların süreci yavaşlatan ve çabayı törpüleyen tavrı terk edilmelidir. Genel grev ve genel direniş, sadece sendika idarelerinin açıklamalarıyla değil, işyerlerinden, fabrikalardan, mahallelerden ve üniversitelerden yükselen bir iradeyle hayata geçirilmelidir.
“Artık genel grev tartışma konusu değil”
Genel grev sadece sendikalı emekçilerin değil, tüm ezilenlerin gayretidir. Bugün avukatlar, doktorlar, mühendisler, akademisyenler, kamu çalışanları, kadın hareketleri, gençlik hareketleri ve ekoloji gayreti verenler de bu grevin parçası olmalıdır.
Bugün ‘Genel Grev, Genel Direniş’ diyerek harekete geçmeyen her yapı, tarih önünde sorumludur. Sarı sendikalar, çabayı reformist bir çizgide tutan yapılar, personelleri sırf toplu mukavelelere sıkıştıran anlayış aşılmalıdır! Hayat durursa, sistem durur!
Genel grev artık bir tartışma konusu değil, bir eylem davetidir. AKP ve sermaye düzeni, işçi sınıfının örgütlenmesini, gençliğin ses çıkarmasını, meslek odalarının direnmesini istemiyor. Bu düzen, emekçilerin sırtında yükseliyor, üretimi ve hizmetleri biz sağlıyoruz!
O halde biz durduğumuzda, bu düzen de duracaktır! Tüm sendikalara, meslek odalarına, gençlere ve halk örgütlerine davetimizdir:
Genel grev ilan edin! Hayatı durdurun! Örgütlenin, birleşin, direnin! Genel Grev, Genel Direniş!”
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
02:00
News
Genel
Genel
Genel
Genel
Genel
Genel
