DOLAR

37,9084$% -0.11

Created with Highcharts 8.2.203:3004:0004:3005:0005:3006:0006:3007:0007:3008:00
EURO

40,9738% -0.17

Created with Highcharts 8.2.203:3004:0004:3005:0005:3006:0006:3007:0007:3008:00
GRAM ALTIN

3.801,02%0,05

Created with Highcharts 8.2.203:3004:0004:3005:0005:3006:0006:3007:0007:3008:00
ÇEYREK ALTIN

6.258,00%-0,17

Created with Highcharts 8.2.200:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:00
TAM ALTIN

24.966,00%-0,14

Created with Highcharts 8.2.200:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:00
ONS

3.124,08%0,33

Created with Highcharts 8.2.203:0003:3004:0004:3005:0005:3006:0006:3007:0007:30
BİST100

9.616,00%-0,45

Created with Highcharts 8.2.200:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:0000:00
İmsak Vakti a 02:00
Bursa HAFİF YAĞMUR 10°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
SON DAKİKA

DOLAR 37,9084

EURO 40,9738

ALTIN 3.801,02

BİST 100 9.616,00

İmsak 02:00

10°

Dijital Dünyadaki Yeni Tehlike: İtibar Suikastı

ad826x90

Haber Merkezi

Dijital dünya, artık hepimizin hayatının neredeyse vazgeçilmezleri arasında yerini aldı.

“Sanal alem” de denilen bu dünyada kişilerin gerçekliği olmasa da, klavyenin başındaki kişiler, “ulaşılamaz” olduklarını ya da “ne de olsa sanal alem” mantığı ile istediklerini yazabilme özgürlüğünü, “istedikleri kadar hakaret edebilme, iftira atabilme” özgürlüğü olarak algılayabiliyor.

Dijital dünyada giderek artan bu tür mağduriyetlerin önüne geçebilmek için cezai yaptırımlar uygulansa da, sosyal medya kullanıcılarının da bu konuda sağlıklı bir bilince, haklarını savunabilmeye gereksinimleri var.

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu, konuyla ilgili kaleme aldığı makalede, sorunun tarifini ve çözüm yollarını en açıklayıcı bir lisanla analiz etti.

“DİJİTAL DÜNYANIN YENİ TEHLİKESİ”

Mumcu, “Dijital Dünyanın Yeni Tehlikesi: Sosyal Medyada İtibar Suikastı” başlıklı makalesinde dijital çağın iletişim dinamiklerini köklü bir şekilde değiştirdiğini ve sosyal medyanın hayatımızdaki rolünü büyük ölçüde artırdığını belirtti. “Bu devrin en besbelli özelliklerinden biri, bilgi akışının hızının ve erişiminin olağanüstü derecede artmış olmasıdır” diyen Mumcu, sosyal medya platformlarının bireylerin ve kümelerin bilgi üretme, paylaşma ve tüketme prosedürlerini köklü bir biçimde dönüştürdüğünü vurguladı. Dijital ihtilalin sadece bilgiye erişim imkânı tanımakla kalmayıp, aynı zamanda dezenformasyon ve manipülasyon stratejilerine de zemin hazırladığını ifade etti.

İTİBAR SUİKASTI NEDİR

Mumcu’nun makalesinin devamı şöyle:

Kişiler ve kurumlar, bilgi paylaşımı, etkileşim ve toplumsal hareketliliğin merkezi olan bu platformlarda geniş kitlelere ulaşabiliyor. Ancak bu güçlü araç, aynı zamanda yeni bir tehdidin de yayılmasına imkân veriyor; itibar suikastı.

Kökeni Arapça olan “İtibar” sözünün anlamı saygınlık olarak tanımlanmaktadır. (www.tdk.gov.tr, 2018). Genel olarak itibar; kişinin hayatı, mesleği, statüsü sonucunda kazanmış olduğu kıymetler bütünü olarak ifade edilebilir.

İtibar, bir kişi, kurum, siyasetçi veya kamu figürünün toplumda algılanma biçimini değiştirerek hem paha kazandırma hem de kaybettirme özelliklerine sahiptir. İtibar kazanmış bir kişi veya kurumdan, toplumun beklentilerine göre belirli davranışlar sergilemesi ve bazı davranışlardan kaçınması beklenir.

İtibar suikastı, bir birey, kurum veya tertibin toplumsal veya profesyonel imajını kasıtlı ve sistematik bir şekilde zedelemeyi amaçlayan bir eylem olarak tanımlanabilir. Bireyin veya kurumun sistematik olarak karalanması, saygınlığının zedelenmesi için gerçekleştirilen organize bir taarruzdur. İtibar suikastı genellikle sosyal medya, haber siteleri, forumlar ve diğer dijital platformlarda yapılır.

İtibar suikastı; kişisel, profesyonel, ticari veya siyasi çıkarlar doğrultusunda gerçekleştirilir ve hedef alınan kişinin ruhsal sağlığını, mesleğini ve sosyal bağlantılarını önemli şekilde etkileyebilir.

İTİBAR SUİKASTI ARACI “SOSYAL MEDYA”

Dijital iletişim ve sosyal medya, çağdaş toplumlardaki bilgi akışını ve toplumsal etkileşimi köklü bir şekilde değiştirmiştir. Gelişen iletişim teknolojileriyle birlikte klâsik medya araçları olarak bilinen gazete, dergi, radyo ve televizyon gibi tek yönlü bilgi transferi sağlayan araçlar, yerini etkileşimli ve çift yönlü bilgi alışverişine olanak tanıyan çeşitli sosyal medya ve dijital yayıncılık gibi yeni nesil medya platformlarına bırakmıştır. Bu platformlar, çok daha dinamik ve etkileşimli bir iletişim süreci sağlayarak herkesin kendi içeriğini oluşturmasını ve en değerlisi de dağıtmasını kolaylaştırmıştır.

Sosyal medya, çağdaş bağlantının merkezine yerleşirken, aynı zamanda itibar suikastının en etkili araçlarından biri haline gelmiştir. Sosyal medya platformları, geniş kitlelere ulaşma imkanları sayesinde, dezenformasyon ve karalama kampanyalarının hızla yayılmasına elverişli bir zemin hazırlar.

İtibar suikastının en tehlikeli istikametlerinden biri, gerçeklerle aldatıcı bilgilerin iç içe geçmesidir. Sosyal medya, dezenformatif ve manüpülatif içeriğin hızla yayılmasına olanak tanır ve bu bilgilerin doğruluğunu denetlemek her zaman mümkün olmaz. Aldatıcı başlıklar, çarpıtılmış alıntılar ve değiştirilmiş görseller, hedef alınan kişinin prestijini sarsmak için kullanıldığında ve bu içerik viral hale geldiğinde yanlış algıyı düzeltmek için yapılan teşebbüsler genellikle dezenformatif içeriğin gölgesinde kalır.

SOSYAL MEDYADA İTİBAR SUİKASTININ NEDENLERİ

Gündelik hayatın normal akışı içinde; kimi zaman başarılarıyla ön planda oldukları için, kimi zaman da kişisel hasımlığa varan birtakım sebeplerle sanat, spor, siyaset dünyasından isimler, kamu kurumları ve kuruluşlar hedef seçilerek itibar suikastına uğramaktadır.

Kişilerin veya kurumların prestijini sarsacak dezenformatif ve manipülatif içerikerin bir anda sosyal medyada dolaşıma sokulması sonucunda hızlıca ülke gündemi şekillenebilmektedir.

Özellikle iş dünyası ve popüler kültür figürleri arasındaki rekabet, kişisel uyuşmazlıklar ya da basit bir kıskançlık, bu tür saldırıların temel motivasyonları arasında yer alır. Başarılı bir kişiyi ya da kurumu karalamak ve kendi çıkarlarını korumak isteyen rakipler, sosyal medya platformlarını etkin bir şekilde kullanarak saldırılar başlatabilirler.

Siyasi ve ideolojik farklılıklar da itibar suikastının sık görülen nedenlerindendir. Aykırı görüşlü gruplar, rakiplerini itibarsızlaştırarak kendi ideolojilerini öne çıkarmak amacıyla sosyal medyada karalama kampanyaları düzenleyebilir. Bu tür saldırılar, bireylerin veya kümelerin politik duruşlarına zarar verme amacı güder.

Ayrıca bireyler, kişisel hayal kırıklıkları ya da düşmanlık hisleri nedeniyle hedef aldıkları kişiyi sosyal medya üzerinden itibarsızlaştırma yoluna başvurabilmektedir.

İnternette sadece kaos yaratmayı ve insanları provoke etmeyi amaçlayan troll ve provokatör gruplar da itibar suikastının bir parçası olabilir. Bu gruplar, gerçek amaçlarının kim olduğuna bakmaksızın, kişilerin ya da kurumların prestijlerini zedelemek için çeşitli taktikler kullanırlar.

İtibar suikastının psikolojik ve sosyal tesirlerinin ötesinde, son dönemlerde kötü niyetli bireylerin veya kümelerin, bir kişi ya da kurumun prestijini zedeleyerek maddi kazanç elde etmeyi amaç edinmeleri giderek daha sık rastlanan bir durum haline gelmiştir. Bu kişiler, sosyal medya üzerinden bir kişi ya da kurum hakkında yalan veya aldatıcı bilgiler yayarak, tehdit ve şantaj yoluyla maddi kazanç elde etmeye çalışırlar. Şantajcılar, gerçek hayatta sergilemeye yürek edemedikleri davranış ve eylemleri dijital dünyanın sağladığı soyutluktan yürek alarak sanal zorbalık yoluyla ortaya koymaya çalışır ve bu teknikle haksız kazanç sağlamayı hedeflerler.

SOSYAL MEDYADA İTİBAR SUİKASTININ SİSTEMLERİ: DİJİTAL KARALAMA

Sosyal medyada dezenformasyon ve manipülasyon, bilgi kirliliği yaratma, kamuoyu oluşturma ve bireylerin düşünce süreçlerini etkileme amacı güden stratejiler olarak ön plana çıkmaktadır. Manipülatif haberler ve yanlış yönlendirmeler, bir kişinin ya da kurumun imajını kısa sürede zedeleyebilir.

Dezenformasyon ve manipülasyon kavramları, sosyal medyanın sunduğu fırsatlarla birleştiğinde, algı yönetimi bağlamında önemli bir rol oynamaktadır. Dezenformasyon, yanlış bilgi yayma ve gerçeği çarpıtma amacı güderken; manipülasyon ise bilgi veya algıları belirli bir yönde yönlendirmeyi maksatlar. Bu süreçler, sosyal medyada yüksek takipçili hesaplar üzerinden yapılan algı operasyonları ile daha da besbelli hale gelmektedir. Bu kullanıcılar, geniş takipçi kitleleri ve yüksek etkileşim oranları ile sosyal medyada güçlü bir tesire sahiptir ve bu etki, dezenformasyon ve manipülasyon stratejilerinin uygulanmasında kritik bir araç olarak kullanılmaktadır.

Sosyal medya itibar suikastı, çeşitli stratejilerle gerçekleştirilebilir. Sahte hesaplar açarak hedef alınan kişiye ya da kuruma yönelik daima tenkit ve karalama içerikleri paylaşmak, en yaygın formüllerden biridir. Bunun yanı sıra gerçek olmayan ya da çarpıtılmış bilgilerin dolaşıma sokulmasıyla, fotoğrafların veya görüntülerin kasıtlı olarak değiştirilmesi ve yanlış bir bağlamda sunulmasıyla hedef alınan kişiler toplum nezdinde zor durumda bırakılır.

İtibarın zedelenmesi ve tahrip edilmesi noktasında en yaygın tekniklerden biri de “linç girişimi”dir. Bu tür saldırılarda hedef alınan bireyler veya kurumlar, hakaret, küfür ve tehditlerle karşılaşabilirler. İddialar, gerçeği yansıtıp yansıtmadığına bakılmaksızın, yüksek sesle ve saldırgan bir şekilde gündeme getirilir. Bu saldırılar, kişilik haklarını ihlal edecek boyutlara ulaşabilir, bu durum lince uğrayan kişinin psikolojik ve profesyonel anlamda önemli ziyanlar görmesine neden olabilir.

İTİBAR SUİKASTINDAN NASIL KORUNULUR

Sosyal medya üzerinden itibar suikastı gerçekleştirilebileceği gibi, zarar görmüş bir prestiji onarma çalışmaları da yapılabilir. Ancak, “çamur at, izi kalsın” kelamında olduğu gibi, bir kez zedelenen prestiji tamamen geri kazanmanın her zaman kesin bir tahlili yoktur. Bu nedenle, bu tür ataklara karşı şuurlu olmak, doğru stratejiler geliştirmek ve yasal hakları savunmak, prestijin korunması için son derece önemli süreçlerdir.

İtibar suikastına karşı alınabilecek önlemler arasında, şuurlu medya kullanımı ve kaynak doğrulama süreçleri öne çıkmaktadır. Sosyal medyada karşılaşılan her bilginin doğru olmayabileceği konusunda şuurlu olmak ve öncelikle içeriğin doğruluğunu teyit etmek büyük önem taşır.

Hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve medya organları da itibar suikastıyla mücadelede kilit bir rol oynar.

Bu konuda yürütülen çözüm arayışında tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sosyal medya uygulamaları ve internet siteleri aracılığı ile yapılan paylaşımların doğruluğunun kontrol altına alınması adına dezenformasyon kanunu olarak bilinen bir kanun çıkartılmıştır. “7418 sayılı Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 18.10.2022 tarih ve 31987 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kanun, dezenformasyonu yeni bir suç olarak tanımlamıştır.

7418 sayılı Kanun, 5187 sayılı ‘’Basın Kanunu’’, 5237 sayılı ‘’Türk Ceza Kanunu’’ ve 5651 sayılı, ‘’İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Hatalarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’’ da yapılan ek düzenlemeleri içermektedir.

7418 sayılı Kanun, 29 uncu hususuyla dezenformasyon konusunda Türk Ceza Kanununa 217/A maddesini eklemiştir. Kanunun 29. Hususunun metni aşağıdaki haldedir:

“MADDE 29- 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa 217 nci hususundan sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

HALKI ALDATICI BİLGİYİ ALENEN YAYMA

MADDE 217/A- (1) Yalnızca halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu tertibi ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe karşıt bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

(2) Fail, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi hâlinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.”

Kanunun münasebetine bakıldığında; Devletin bu alanda, temel hak ve özgürlüklerin korunması, aynı zamanda ifade özgürlüğünün de teminat altına alınacağı düzenleyici bir rol üstlenmesi yükümlülüğünden ve bunun sonucunda devletlerin vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerini hem diğer kullanıcılara hem de sosyal medya platformlarına karşı müdafaası gerektiğinden söz edildiği görülmektedir. Anayasanın ilgili kararları ile tanınan ve koruma altına alınan temel hak ve özgürlüklerin, gerçek dünyada olduğu gibi, dijital dünyada da korunmasının amaçlandığı, dijital dünyada da insanların onur, gurur ve saygınlığının, kişisel haklarının, özel hayatlarının dokunulmazlığının ve kişisel verilerinin korunmasının gerektiği, bu bağlamda, yalan haberi kasıtlı olarak üretme ve yayma hareketinin (dezenformasyon), birey ve toplum iradesini ipotek altına alan ve vatandaşların gerçek bilgiye ulaşma hakkını engelleyen önemli bir tehdit haline geldiği, bu tehditin, aynı zamanda çeşitli özgürlükleri istismar etmek suretiyle başta ifade özgürlüğü ve haber alma özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını engellemeye yönelik olduğu, gelişen teknoloji ile birlikte dezenformasyonun vardığı noktanın, temel hak ve özgürlükleri korumak adına bu tehditle mücadele etmeyi zorunlu kıldığı ifade edilmiştir.

Uygulaması epeyce yeni olan bu düzenlemenin Anayasaya muhalif olduğu gerekçesiyle açılan dava Anayasa Mahkemesince reddedilmiştir.

Yasal düzenlemelere ek olarak; Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı bünyesinde, yalan haberle uğraşa yönelik Dezenformasyonla Mücadele Merkezi oluşturulmuştur.

Sonuç olarak, dijital çağın getirdiği risklerle başa çıkabilmek için tüm paydaşların, bilgi akışını doğru yönetme ve dijital dünyada etik değerleri koruma konusunda ortak bir çaba içinde olmaları önem arz etmektedir. Bu çaba, dijital ortamda daha güvenli ve saygılı bir etkileşim ortamı oluşturulmasına katkıda bulunacaktır.

Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa HaberBursa GündemBursa Gündem HaberBursa HaberleriBursa Son Dakika

Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr

Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber

Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber 

YORUMLAR

s


En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Xiaomi 14t ve 14t Pro Tasarımı Ortaya Çıktı

HIZLI YORUM YAP