32,5645$% 0.1
34,9559€% -0.08
2.436,48%0,05
3.978,00%0,02
15.938,00%0,02
2.329,30%0,00
10.446,24%1,00
Hac Umre Seyahat Acentaları Derneği (HURSAD) Başkanı Diyaeddin Şahin, kamuoyunda Diyanet İşleri Başkanlığının kaçak Türk hacıları şikayet ettiği iddialarıyla gündem olan mevzuya açıklık getirdi. Haber7 için bir yazı kaleme alan Şahin; yol ve kurallarıyla Türkiye’nin hac organizasyonunu Hac prosedürlerini, elektronik vize konusunu ve yaşanan tartışmaların perde ardını anlattı.
Hac Umre Seyahat Acentaları Derneği (HURSAD) Başkanı Diyaeddin Şahin’in yazısı şöyle:
2024 YILINDA HAC: NELER YAŞANDI?
2024 yılı hac tertibi, Türkiye kamuoyunda geçmiş yıllardan epey farklı bir şekilde yankı buldu. Evvelki yıllarda haber kanalları çoklukla hacıların yaş ortalamaları ve vefat sayıları gibi istatistiklere odaklanırken, bu yıl özellikle sosyal medyada hac ile ilgili farklı konular gündeme geldi. Turist vizesiyle hacca giden vatandaşların karşılaştıkları zorluklar üzerine ağırlaşan tartışmalar daha çok ilgi gördü.
Seyahat acentalarını temsilen Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulunda yer aldığım için, 2024 yılı hac tertibiyle ilgili tüm görüşmeleri gerçekleştiren heyetin bir üyesi olarak, yaşananları ve bu sürecin arka planını kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.
TÜRKİYE’DE HAC TERTİBİ: FORMÜL VE KURALLAR
Türkiye’de hac tertibi düzenlenmesiyle ilgili düzenleyici bir şura olan Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu, Diyanet İşleri Başkanı başkanlığında 7 bakan yardımcısı ve Seyahat Acentalarının temsilcisinden oluşan 9 kişilik bir heyettir. Hac kayıtları, kalınacak süre, konaklanacak otellerle ilgili standartlar ve hac için vatandaşların ödeyeceği meblağ gibi tüm konular şurada görüşülüp karara bağlanır.
Suudi Arabistan, Müslüman ülkelere nüfuslarının binde biri oranında hac kotası tahsis ediyor. Bu yıl nüfusumuz göz önüne alındığında 85,430 kişilik hac kotası aldık. Kanun ve bu kanuna dayanarak çıkarılan Cumhurbaşkanı kararı ve yönetmeliklerle hac kotasının yüzde 40’ı seyahat acentalarına, yüzde 60’ı ise Diyanet İşleri Başkanlığına verilmektedir. Hacca gitmek isteyen vatandaşlarımızın sayısı 2,4 milyon düzeyindedir. Yani ülkemize tanınan hac kotasının otuz katı bir talep var. Hal böyle olunca hacca gideceklerin tespitinde kura yöntemi uygulanmaktadır.
ELEKTRONİK VİZE DÖNEMİ: KOLAYLIKLAR VE SINIRLAR
Suudi Arabistan, 2023 yılı Ekim ayından itibaren Türkiye Cumhuriyeti pasaportu taşıyanlara yönelik vize kolaylığı getirdi. Online olarak turistik vize veya kapıda turistik vize alma imkanı sağlandı. 1 yıl geçerliliği olan ve 3 ay ülkede kalış mühleti tanıyan çok girişli bir vizeden bahsediyoruz. Bu vizelerle Suudi Arabistan’a seyahatleri teşvik etmek istiyorlar. Hem umre için ülkeye gitmek isteyenlere kolaylık sağlamak, hem de ülkenin tarihi ve turistik yerlerine ilgiyi artırmak için bu çeşit erişimi kolay vize uygulaması başlattılar. Üstelik 100 dolara yakın, çok ucuz bir maliyetle.
Ancak bu vizelerle hac yapmanın mümkün olmadığını özellikle belirttiler. Hac için uygulanan vize, farklı prosedürlere tabi olan ve özel ayrıcalıklar tanıyan bir vize cinsidir.
HAC VİZESİ: PROSEDÜRLER VE AVANTAJLAR
Hac vizesi alınmadan önce, her hacı için önemli ölçülerde bir ödeme yapılmaktadır. Hem Konsey kararıyla hem de Hac ve Umre Bakanlığınca belirlenen nitelikte otellerin kiralanmış olması, yemek ve transfer mutabakatlarının yapılmış olması ve buna ilişkin ödemelerin yapılmış olması gerekir. Tüm bu kontratlar elektronik ortamda ve Hac Bakanlığı’nın onayıyla ve garantisiyle yapılır. Çok önemli bir sarfiyat olan Arafat, Müzdelife ve Mina çadır, yemek ve transfer kontratları de yine elektronik ortamda yapılır ve buna göre ödemeler vize sürecinden önce tamamlanır.
Hac vizesi alındığında, hacının kalacağı otel, yiyeceği yemek, hac günlerinde gideceği tüm kutsal yerlerdeki klimalı çadır gibi tüm muhtaçlıkları temin edilmiş olmaktadır. Özellikle hac günlerinde Arafat, Müzdelife ve Mina için yapılan ödemeler epeyce yüksektir. Bu kutsal bölgelere her taşıt giremez. Gerekli müsaadeleri alınmış ve sözleşme süreci tamamlanmış otobüsler girebilmekte, hacıları onlar taşımaktadır.
TURİSTİK VİZELERİN EKSİKLİKLERİ
Turistik vizelerle hacca gidenler için durum epeyce farklı. Otel şartı ve standardı olmadığı için insanlar düşük kalitede otellerde konaklatılıyor. Yemek kalitesi de hayli düşük. Arafat, Mina ve Müzdelife’de çadırları yok. Transfer için akredite otobüsleri bulunmuyor. Sağlık sigortaları olmadığı için rastgele bir sağlık hizmetinden yararlanamıyorlar. Kayıtları olmadığı için Diyanet hastanesinden bile faydalanamıyorlar. Tüm bu eksikliklere rağmen ödedikleri bedel de maalesef hayli yüksek. Hac kurasında ismi çıkmayan vatandaşlarımızın başka arayışlara girmesini anlıyorum lakin maalesef güvenli bir başka yol da bulunmuyor.
2024 HAC HAZIRLIKLARI VE ÖNEMLİ GÖRÜŞMELER
2024 Yılı Haccı ile ilgili iş ve süreçler çok erken bir tarihte başlatıldı. Ekim ayında ülkemizi ziyaret eden Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı ve heyetiyle yapılan tüm görüşmelerde bulundum. Ardından Ocak ayında Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde gerçekleşen Hac protokol görüşmelerinde ve imza merasiminde de oradaydım. Tüm bu toplantılarda, Suudi Arabistan tarafı özellikle bir hususu vurguluyorlardı. Hac vizesi dışında, diğer vizelerle hac yapılmasına müsaade edilmeyeceği idi. Bu konuya riayet etmeyen tüm organizatörlere yaptırım uygulanacağı ta ilk andan itibaren söylendi. Mekke ve Medine’nin 15 Zilkade-15 Zilhicce (22 Mayıs-21 Haziran) tarihleri arasında diğer vize tiplerini kullanarak ülkeye girecek olanlara kapatılacaktı.
Bu konunun kendileri için kırmızı çizgi olduğunu tekraren söylediler. Biz de Kasım ayının çabucak başında kamuoyunu uyarmak gayesiyle açıklamalarda bulunduk. Kurasız hac ilanlarına karşı dikkatli olunmasını, hac vizesi dışında vizeyle hac yapmanın kural olarak mümkün olmadığını ifade ettik. Yine Diyanet İşleri Başkanlığı çeşitli tarihlerde bu hususu kamuoyuyla paylaştı. Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı tabiri caizse bangır bangır bağırarak hac vizesi dışında bir vizeyle hac yapılmasına izin verilmeyeceğini ilan etti.
HAC DEVRİNDE ALINAN TEDBİRLER
Suudi makamları, gayri nizami (kaçak) hacıların önüne geçmek için yoğun bir uğraş gösterdiler. Hatta nizami hacıların hayatını zorlaştıracak önlemler de aldılar. Daima hac izin belgesi (NUSUK kartı) sordular, otobüslere binişlerde bu kartların sistemde kontrol edilmesi gibi hacıların hayli fazla vaktini alan uygulamalar yaptılar. Üstte belirttiğim tarihler arasında Mekke’de adeta harikulâde hal ilan edildi. Hac vizesi dışında gelenlerin otelleri basılıp, hacılar Mekke dışına çıkarıldılar. Bir kısmının parmak izi alınarak yurda girişleri yasaklandı. Arafat’a çıkma günü yaklaştıkça bu baskı giderek arttı. Artık kaçak hacıların Arafat’a gitmesinin neredeyse imkansız görünmeye başladığı günlerde, durup dururken sosyal medyada ve bazı siyasalların söylemlerinde “Diyanet, Türk vatandaşlarını Suudililere şikayet ediyor” yaygarası kopartılmaya başlandı.
BU TARTIŞMALAR NEDEN BAŞLADI?
Kaçak yollarla Mekke’ye hacı getirenler, hem hacıların reaksiyonlarını dindirmek hem de kendilerine ait sorumluluktan kurtulmak maksadıyla bu sözleri yaydılar. Özellikle sosyal medyada, Diyanet İşleri Liderimize karşı ideolojik tavır sergileyen kullanıcılar bunu köpürtmeye başladılar. Bazı siyasetçiler de süreci bilmeden, bu tartışmalara dahil oldular. Oysa ne Diyanet kimseyi şikayet etmişti, ne de hac tertibine ev sahipliği yapan Suudi Arabistan’ın Türklere karşı özel bir tavrı vardı. Tüm kaçak hacılara karşı harekete geçilmişti. Hac Dairesi Liderinin 2023 yılı haccında yaşananlardan bahseden görüntüsü güya yeniymiş gibi manipüle edilerek servis edildi. Elbette Diyanet’in benim savunmama ihtiyacı yok. Esasen kendileri defaatle bu mevzuyu açıkladılar. Tüm süreçlere şahitlik yapmış biri olarak vicdanımı susturmamı kimse beklemesin.
KAÇAK YOLLARLA İNSANLARI HACCA GÖTÜRENLER KİMLER?
Eser ölçüde kendi imkanlarıyla ve kişisel planlamalarıyla bu yolla hacca giden vatandaşlarımız elbette var. Lakin büyük bir çoğunluk birileri tarafından organize edildi. Kimdi bunlar? Çok ama çok büyük çoğunluğu seyahat acentası dahi olamayan kişiler vasıtasıyla hacca götürüldüler. Yani kaçak acentacılık faaliyetiyle götürüldüler. Bir kısmı da hac tertibi dahi düzenleme yetkisine haiz olmayan acentalarca götürüldü. Yani yetkisiz acentacılık faaliyeti. Ne kadarı yetkili acentalarca götürüldü bilmiyoruz. Aslında kaç vatandaşımız bu yolla hacca gitti bilmiyoruz. Çünkü elimizde bir kayıt yok. Türkiye’deki rastgele bir kuruma kayıt ettirmedikleri ya da bildirilmedikleri için maalesef bunu bilme talihimiz yok. Kimin hangi tertiple geldiğini de bilmiyoruz. Bunu maalesef hiçbir kurum bilmiyor. El yordamıyla ulaşıyoruz tüm bu bilgilere. Özellikle Arafat dönüşü yaşanan problemlerin tahlili için yaptığımız yoğun çalışmalar sonucu bazı bilgilere ulaştık lakin bunların birçoğu hala teyide muhtaç.
HAC GÜNLERİNDE YAŞANANLAR
Hac, muhakkak vakitlerde ve belli günlerde yapılan bir ibadet. Rütüeller ve sembollerden oluşur. 8-13 Zilhicce (14-19 Haziran) tarihleri arasında, Arafat meydanı, Müzdelife vadisi, Mina, Cemarat ve Kabe’de yapılan bir dizi ibadetler zinciridir. Hac vizesiyle hacca gidenler (nizami hacılar) otellerinden kendileri için tahsis edilmiş otobüslerle Arafat’a çıkarlar. Burada klimalı çadırlarda konaklar, 4 öğün yemek ve kumanya hizmeti alırlar. Yaklaşık 24 saat süren Arafat kısmı tamamlandıktan sonra Müzdelife’ye yine otobüslerle geçilir. Müzdelife sonrası ise yürüyerek yani fiziki eforla eda edilir. Yürüyemeyecek durumda olanlar ise, hac bakanlığınca ücreti mukabili tahsis edilen otobüslerle götürülürler. Hem Arafat hem de diğer kutsal yerlerde hastanelerden yararlanma hakları vardır. Suudi makamlar bu hizmetleri verir ve koordine eder. Yani hac vizeliler; sıcak ve izdiham başta olmak üzere tüm diğer aksiliklerden asgari düzeyde etkilenirler. Bunu gayri nizami yollarla hacca gidenlerin durumu daha net anlaşılsın diye uzunca izah ettim.
KAÇAK HACILAR VE KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR
Kaçak hacılar ise çok daha farklı şeyler yaşadılar. Bir kısmı yürüyerek, bir kısmı da gayri resmi ve çoğunluğu dinen güzel görülmeyecek yollarla Arafat’a çıkarıldılar. Bir grup Mısırlı kaçak hacının Arafat’a yürüyerek çıkmaya çalışması, polisin sert yansısıyla bastırıldı. Lakin sosyal medyada vicdan kanatan görüntülerin yayılması ile polis müdahaleden vazgeçti ve Arafat’a gidiş yolundaki önlemleri uygulamaktan vazgeçtiler. Sonuç olarak, Arafat’ta çadırları yoktu. Yemek ve içecekleri de yoktu. Dışarda güneşin altında, veya resmi hacıların kaldığı çadırların gölgesinde günü geçirdiler. Bazı hacılar da nizami hacıların çadırlarını işgal ettiler. Gün uzunluğu güneşin altında bitap düşen hacılar, güneşin batışından itibaren yürütülerek Müzdelife vadisine götürüldüler. Pek azı otobüs imkanı bulabildi. Ayrıyeten yürüyemeyecek durumda olanlar için dahi otobüs bulmaları güçtü. Bu şekilde meşakkatli bir seyahatin ardından haccı eda ettiler. Zor koşullarda yorgun bitap ve hasta olarak otellerine gelebildiler.
Ancak herkes bu kadar şanslı olmadı. Bayramın ikinci gününden itibaren, telefonlarımız ve sosyal medya hesaplarımız, yakınlarına ulaşamayan hacı yakınlarının bildirileriyle doldu. Nizami hacılardan tek bir tanesi için böyle bir durum oluşmadı. Hiçbir kaydı olmayan, hangi tarihte hangi otele girdikleri bilinmeyen vatandaşlarımıza ulaşmak, milyonlarca insanın olduğu Mekke’de çok zordu. Kaybolan, hastalanan hatta vefat eden vatandaşlarımız oldu. Diyanet, HURSAD ve konsolosluk yetkililerinden oluşan bir kriz masası kurarak vatandaşlarımızın akıbetini araştırdık. Bir kısmını Mekke sokaklarında, bir kısmını hastanelerde bir kısmını da morglarda bulduk. Hala ulaşamadığımız 7-8 vatandaşımız var.
HACCA SADECE HAZ VİZESİ İLE GİDİN
Bu yaşananlar, önümüzdeki yıllar için vatandaşlarımıza örnek olmalıdır. Hac konusunda bizim, Diyanet’in ve HURSAD’ın uyarı ve tavsiyelerinin dikkate alınması gerekir. Hac vizesi dışındaki yollarla hac ibadetini yerine getirmeye çalışmak, maddi ve manevi büyük zorluklara yol açabilir. İnsanlar bazı şeyleri yaşamadan tam olarak idrak edemiyor. Hac ibadeti, manevi bir yolculuk olmasının yanında, fizikî ve lojistik açıdan da titizlikle planlanması gereken bir süreçtir. Hac vizesiyle yapılan düzenlemeler, hacıların güvenli, rahat ve huzurlu bir ibadet geçirmelerini sağlamayı hedeflemektedir. Bu yüzden, hac tertipleri sırasında ortaya çıkan tüm kurallara ve prosedürlere uyulması büyük değer taşımaktadır. Vatandaşlarımızın, Diyanet’in ve HURSAD’ın uyarı ve tavsiyelerini dikkate alarak, güvenli ve düzenli bir hac seyahati yapmalarını temenni ediyorum. Bu denli yaşanan dertlerin ders olmasını diliyorum ve gelecek yıllarda bu çeşit meselelerle karşılaşmamayı umuyorum. Hac, hayat uzunluğu hatırlanacak bir ibadet olmalı, zorluklar ve külfetlerle değil, huzur ve maneviyatla anılmalıdır.
Azerbaycan’da ‘Deneyap’ Teknoloji Atölyelerinde Öğrenci Seçme Sınavına Kayıtlar Başladı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.