32,8826$% -0.25
35,1821€% -0.54
2.449,68%-0,30
4.001,00%-0,17
16.005,00%-0,18
2.326,34%-0,04
10.647,91%-0,31
İstesek de istemesek de, uzun vakittir uzaya bağımlı haldeyiz. Çok yükseklerde uçan uydular bize telekomünikasyon ve hassas pozisyonlandırma sağlamanın yanı sıra, hava varsayımları ve kontrol edilemeyen yangınları, selleri, felaketleri ve atmosfere salınan kirleticileri takip etmek gibi diğer birçok tahlille bizi inançta tutuyor.
Ancak Dünya’nın yörüngesinde bulunan uyduların sayısı son birkaç yılda hızla arttı ve bu durum, yörüngenin imdat çığlıklarına neden olmaya başlıyor. Birleşmiş Milletler Uzay İşleri Ofisi’nin (UNOOSA) datalarına göre, 11 Haziran prestijiyle gezegenimizin yörüngesinde dönen 11.780 uydu bulunuyor. Bunların büyük bir çoğunluğu çalışıyor ve alçak Dünya yörüngesinde yer alıyor.
Sabit yörünge (GEO)
Dünya’nın ekvatorundan 35.786 kilometre yükseklikte bulunan, jeosenkron yörünge olarak da bilinen sabit yörüngeye (GEO) yerleştirilen bir uydu, Dünya’nın dönmesiyle aynı süratte gezegenin etrafında hareket ederek Dünya yüzeyindeki aynı noktayı izler. Şu anda bu yörüngede 552 uydu bulunuyor. İletişim ve hava durumu tahmin uyduları çoklukla GEO’ya yerleştirilir.
Orta Dünya yörüngesi (MEO)
2.000 kilometre ile GEO’ya kadar bulunan geniş bölgede ise orta Dünya yörüngesi (MEO) bulunuyor. Bu görünge, Küresel Pozisyonlandırma Sistemi, Galileo, GLONASS ve BeiDou gibi navigasyon uydu takımyıldızları için ülkü pozisyondur. Şu anda bu yörüngede 199 uydu bulunuyor lakin bazı uzay internet sağlayıcıları buraya taşınmayı düşünüyor.
Alçak Dünya yörüngesi (LEO)
Bunun en büyük sebebinin alçak Dünya yörüngesinin (LEO) giderek kalabalıklaşması olduğu söylenebilir. LEO’da şu anda 8.110 uydu bulunuyor ve bunların 6.050’si SpaceX’in mega takımyıldızı Starlink uydularından oluşuyor. Şirketin gelecek planları, mevcut sayıyı ikiye katlayarak yaklaşık 12.000 uyduya ulaşmayı hedefliyor. Ayrıyeten daha da genişletilerek 34.400 uyduya kadar çıkması söz konusu olabilir.
Özellikle LEO’da bu kadar çok uydunun konuşlandırılmasıyla ilgili pek çok tasa bulunuyor. Bunların en büyüklerinden biri, hem gelişmiş astronomi açısından hem de yapay ışıkların bulunmadığı alanlarda bile oluşan ışık kirliliği sebebiyle gece gökyüzünün büyük bir değişim geçirmesidir.
Uzay çöpleri tehlikesi
Bir diğer tasa ise uzay çöplüğünün hızlı bir şekilde büyümesi. Uzay epey büyük olsa da, işimize yarayan ve etkili bir şekilde kullanılabilir yörüngeler sınırsız değildir. Uyduların yörüngelerinin sıklıkla yeniden ayarlanması gerekiyor ve tüm bu hareketler kimilerinin yollarının kesişmesine neden oluyor. Buradaki asıl sorun, şu anda yaklaşık 3.000 örneğini gördüğümüz şekilde çalışmayan uydularla bir arada geliyor. Bu uyduların yörüngeleri değişmeye devam etmesine rağmen, bazı tedbirler bulunsa da artık bu uyduları kontrol etmemiz mümkün olmuyor.
LEO’da yaşanacak çarpışma, sadece çarpışmaya karışan uydular için değil, çok daha geniş ölçekli ve inanılmaz derecede kötü olabilecek sonuçlar yaratacaktır. İnanılmaz suratlarla dönen uyduların çarpışması, etrafa daha da fazla denetimsiz ve yüksek hızlı cismin saçılmasına ve daha da fazla çarpışma yaşanmasına sebep olacaktır. Bilim insanları, çarpışma sayısının ve uzay enkazı ölçüsünün katlanarak arttığı bir Kessler Sendromu durumuyla karşılaşabileceğimizden telaş ediyor. Bu türlü bir senaryo, Dünya’ya yakın uzayın tüm bölgelerini geçilmesi gereken güçlü bir tehlikeye dönüştürebilir.
Mavi Işığın Uyku Üzerindeki Tesirinin Abartılmış Olabiliriz
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.