34,4272$% 0.26
36,4343€% 0.54
2.841,35%0,26
4.825,00%-0,25
19.301,00%-0,26
2.568,23%0,03
9.460,23%0,42
Derleyen: Melike Sarıkaya/Milliyet.com.tr – Su altında kaybolan veya bir an önce yüzeye çıkarılması gereken denizaltıları bulmak; coğrafik pürüzler, suyun yoğunluğu, çevresel faktörler ve teknolojik kısıtlamalar nedeniyle epeyce zor. Bu durum sadece askeri denizaltılar için değil, araştırma amaçlı kullanılan denizaltılar için de geçerli. Örneğin OceanGate’in Titan denizaltısı, Titanik enkazını araştırmak üzere derinliklere inerken kayboldu ve uzun süren aramalar sonucunda bulunabildi. Bu üzücü olay, teknolojinin bu kadar ilerlemesine rağmen denizaltıların tespit edilmesinin ne kadar zor olduğunu ve okyanusun keşfedilmemiş, karmaşık doğasıyla birlikte su altındaki zorlu şartlarda arama ve kurtarma operasyonlarının ne kadar hassas ve karmaşık bir planlama gerektirdiğini gösterdi. Günümüzdeki ileri teknolojilere rağmen, derin sularda kaybolan denizaltıları bulmak için mevcut sistemler birçok zaman yetersiz kalıyor ve arama süreci daha fazla vakit ve çaba gerektiriyor.
RADYO DALGALARI SINIRLI
Denizaltıların derin sularda kaybolmasının ya da tespit edilememesinin en önemli nedenlerinden biri, su altında radyo dalgalarının sınırlı olmasıdır. Uydu ve GPS gibi konum belirleme teknolojileri sadece yüzeye yakın uzaklıklarda etkili oluyor. Okyanusun birkaç kilometre altına inildiğinde ise GPS gibi konum belirleyici sistemler çalışmaz hale geliyor. Bunun yerine, akustik sinyaller kullanılsa da ses dalgaları aracılığıyla çalıştığı için bu sinyaller sınırlı bir menzile sahiptir. Su altındaki derinlik arttıkça sesin yayılma kabiliyeti de azaldığından akustik sinyaller de yeterli gelmeyebilir.
Akustik sinyaller, su altında radyo dalgalarına göre daha başarılı sonuçlar veriyor olsa da bu metot her zaman kesin sonuca ulaştırmıyor. Çünkü akustik iletişim, denizaltılar için uzak uzaklıklarda tesirini yitirebilir. Ayrıca çevresel gürültü, bu sinyallerin doğruluğunu tespit etmekte zahmet yaratır. Denizaltılar, suyun içindeki tuz oranı ve sıcaklık değişimlerinden kaynaklanan kırılmalar nedeniyle sinyallerini yüzeye iletmekte zorlanabilirler. Kırılmalar, akustik sinyallerin doğruluğunu olumsuz yönde etkileyerek denizaltıların pozisyonlarını daha da tespit edilemez bir hale getirebilir. Bu nedenle denizaltının nerede olduğunu anlamak için özel sonar ve hidrofon sistemleri gereklidir.
ASKERİ ANLAMDA AVANTAJ SAĞLIYOR
Deniz düzeyinden kilometrelerce derinliğe inildikçe basınç, insan ve aygıt dayanıklılığını sınayan düzeylere ulaşır. Denizaltılar özellikle bu yoğun basınca dayanabilmek için özel gereçler ve dizaynlarla dizayn edilse de arama aygıtlarının aynı dayanıklılığı gösteremez. Çünkü yüksek basınç altındaki su ortamında sonar ve diğer tespit aygıtlarının çalışması büyük oranda engellenmiş olur. Ayrıca denizaltılar etraflarına uyum sağlamak amacıyla doğal pürüzlerden de yararlanırlar ve okyanus akıntılarında ya da su altı kayalıklarında gizlenebilirler. Bu gibi çevresel faktörler de sonar aygıtlarının sinyal yayılımını büyük oranda kısıtlar ve denizaltıların yansıttığı sinyallerin doğruluğunun çarpıtılmasına neden olur.
Denizaltılar su altında ses dalgalarının yayılımı, tuz oranı, sıcaklık ve derinlik gibi faktörlerden de büyük ölçüde etkilenir. Su altındaki ortamın fizikî özellikleri, ses dalgalarının suratını ve istikametini belirler. Sıcaklık arttıkça su molekülleri daha hareketli hale gelir ve bu durum, sesin yayılma suratını artırır. Tuz oranı ve yoğunluk gibi özellikler de ses dalgalarının yayılımını etkiler. Tuz oranı yüksek olan daha yoğun sularda, sesin yayılma hızı artarken, daha soğuk ve derin sularda bu hız azalır. Sesin su altında farklı süratlerde yayılması ise akustik aygıtlar ve sonar sinyalleri ile çalışan denizaltı tespit sistemlerinin performansını önemli ölçüde etkiler. Bu nedenle, sıcaklık ve yoğunluk katmanlarının bulunduğu bölgelerde denizaltı sinyalleri sapmalar gösterir. Bu katmanlar, ses dalgalarının yansımasına ya da kırılmasına neden olarak sesin doğrusal olmayan bir yolda ilerlemesine yol açar ve böylece sonar sistemlerinin denizaltının gerçek pozisyonunu bulmasını zorlaştırır.
Modern denizaltılar, bu doğa şartlarından yararlanarak stratejik avantaj elde ederler. Suyun farklı katmanlarında hareket ederek yoğunluk ve sıcaklık değişimlerini kullanarak sonar dalgalarının sapmasına neden olur ve yerlerini gizlemeyi başarırlar. Termoklin olarak bilinen ve su sıcaklığının ani bir değişim gösterdiği katmanları kullanıp sonar sinyallerinin istikametini kırmayı başarırlar. Özellikle askeri operasyonlarda düşman radarlarından saklanmak için suyun bu değişken yapısını kullanarak izlerini kaybettirirler. Bu tür gizlenme taktikleri, denizaltılara, düşman tarafından tespit edilmelerini zorlaştıran önemli bir askeri avantaj sağlar.
ÖZEL İZ VE GÜRÜLTÜ GİZLEME TEKNOLOJİLERİ VAR
Modern denizaltılar, özellikle askeri olanlar, kendilerini gizlemek için özel gürültü azaltma teknolojileriyle donatılırlar. Bu denizaltılar, sonar sinyallerini yansıtmayan ve minimal ses çıkaran kaplamalar ile izlerini asgarî düzeye indirirler. Ayrıca düşük frekansta çalışan motor sistemleri ve titreşimi azaltan özel teknolojiler sayesinde de su altında daha sessiz bir şekilde hareket edebilirler. Tüm bu teknolojiler sayesinde askeri denizaltılar özellikle düşman radarlarından gizlenebiliyorlar. Ancak olağan ki bu durum arama kurtarma operasyonlarını ve yer tespitini epey zorlaştırıyor.
Tüm bunlara ek olarak akustik izleri gizlemek amacıyla üretilen bu özel kaplamalar, denizaltının sonar aygıtları tarafından saptanmasını imkansız hale getirirken bazı denizaltılar, sadece gerektiği vakitlerde kısa süreli sinyal göndererek düşmanın kendilerini bulmasını şuurlu olarak zorlaştırır. Bu durum, özellikle stratejik bölgelerde keşif görevi yapan veya düşman sularında devriye gezen denizaltılar için büyük bir avantaj sağlar.
ARAMALAR YETERSİZ KALDI, 5 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
Titanik’i aramak için yola çıkan turistler 18 Haziran 2023 tarihinde OceanGate tarafından işletilen Titan denizaltısıyla Kuzey Atlantik Okyanusu’ndaki uluslararası sularda kayboldu. Titanik enkazını gözlemlemek için Titan denizaltısıyla seyahate çıkan 5 kişiden kısa bir süre sonra haber alınamadı. Diğer denizaltılarda da olduğu gibi Titan’la da iletişim kesilmişti, hem de 1 saat 45 dakika sonra! Turistler, planlanan zamanda su yüzeyine çıkmayınca ABD sahil güvenliğine kayıp denizaltı bildirildi. Titan denizaltısı günlerce arandı, bu sırada Titan denizaltısında 4 günlük ihtiyacı karşılayabilecek bir oksijen olduğu açıklandı. Bu denizaltı oksijenin bitimiyle, yani 4 gün sonra Titanik’in 500 metre uzaklığında parçalanmış halde bulundu. Arama çalışmalarında ABD donanması akustik algılama sistemini kullandı. Yetkililer bu durumu patlama olmuş olabilme ihtimaliyle yorumladı.
OceanGate’in ürettiği denizaltılarıyla ilgili 2018’deki bir davaya göre eski denizcilik operasyonları yöneticisi David Lochridge geliştirilmekte olan denizaltının daha fazla test edilmesi gerektiğini ve ‘aşırı derinliğe’ ulaştığında yolcuların tehlikeye girebileceğini belirten bir rapor yazmıştı. OceanGate ise saklılık muahedesinin ihmal edildiğini öne sürerek ile raporu yazan Lochridge’yi işten çıkardı.
Diğer Güncel Haberler İçin Tıklayın / Bursa Haber – Bursa Gündem – Bursa Gündem Haber – Bursa Haberleri – Bursa Son Dakika
Bizi İnstagram’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi X’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHbr
Bizi Facebook’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Youtube’da Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
Bizi Linkedin’de Takip Edebilirsiniz / @BursaGündemHaber
İdob, Giuseppe Verdi’nin “Requiem” Yapıtıyla AKM’de Konser Verecek