Edirne’de Kaporta Ustası Araçları Doktor Kıyafeti Giyerek Tamir Ediyor

Edirne’de sanayi sitesinde 24 yıldır kaporta tamirciliği yapan Savaş Özcan, 2018 yılında gerçekleşen dolu yağışı sonrası, kentte göçük tamirine yönelik eksiliğinin yaşandığını fark etti.

2019 yılında sanayi sitesinde ‘Göçük Hastanesi’ isimli işletmeyi kuran Özcan, iş yerinin ismine uygun olması ve işini titizlikle yaptığını göstermek adına araçları doktor kıyafeti giyerek onarmaya başladı.

OLUMLU DÖNÜŞLER ALDI

Özcan, doktor kıyafetiyle çalıştığını göre müşterilerinden de olumlu dönüşler aldı.

2019 yılında boyasız göçük işini yapmaya karar verdiğini söyleyen Özcan, “Boyasız göçük işini yapmaya karar verdikten sonra şu anda bulunduğumuz işletmeyi kurmaya karar verdim. Araçlarımıza yönelik Türkiye’de boyasız onarım yapılması, biniciler ve kullanıcılar açısından çok önemli. Kimse arabasının özgünlüğünün bozulmasını istemiyor. Boyandığı zaman kıymet kaybı yaşıyor. Bu işi yapmaya başlama sebebim; 2018 yılında Edirne’mize dolu yağdı. Bu işi de toplumumuz çok fazla bilmiyordu. Dolu yağdıktan sonra, Edirne’nin boyasız göçük onarım işine ihtiyacı olduğunu düşünerek dükkanımızı açtık. O günden beri, boyasız dolu hasarı, park hasarı gibi hasarların hepsini boyasız onarım kademesini geçmediyse onarıp müşterimize teslim ediyoruz” diye konuştu.

“DOKTOR KIYAFETİ GÖRÜNCE MÜŞTERİYE ÖZ GÜVEN GELİYOR”

İşletmesinde giydiği ‘doktor’ kıyafetinin müşterilerinin de ilgisini çektiğini ifade eden Özcan şunları söyledi:

Boyasız göçük işi, gerçekten sabır isteyen bir meslek. Çünkü çok milim milim gidiyorsunuz, o kadar sabırlı davranmanız gerekiyor ki çok ufak bir sabırsızlığınızda boyayı çatlatmaya sebep olabilirsiniz veya boyayı çıbanlaştırmaya sebep olabilirsiniz. O yüzden rahat çalışmak gerekiyor. Dükkanımızın ismi ‘Göçük Hastanesi’ olduğu için de böyle bir kategoriye uymak zorunda kaldık. Sağ olsunlar, müşterilerimiz de ‘Savaş doktor’ diye söylüyorlar, ‘göçük doktoru’ diye söylüyorlar, ‘doktora gidin’ diye söylüyorlar. Çok şeyler duyuyoruz. Bizim de güzelimize gidiyor. İşi bilen insana araçlarını getirmeyi tercih ediyorlar. Bizi de böyle doktor kıyafetiyle görünce, dükkanımızı ve karşılamamızı görünce onlara da bir öz güven geliyor, daha rahat bir şekilde araçlarını bizlere teslim ediyorlar.

“MARKALARIN GEN YAPISINI BİLMEK LAZIM”

Kaporta söküm-takım süreçlerinde farklı marka araçların ve modellerin anatomisini bilmek gerektiğini söyleyen Özcan şöyle devam etti:

Markanın içinde markalar var ve bunların da her sökmesi takması, kendi gen yapısı çok farklı. Bunların altyapısındaki gen yapısını bilmezsen, sadece boyasız göçüğü yapmakla olmuyor. Otomobilin sökülmesi, takılması, nerede ne olduğunu bilmen lazım. Altındaki klipsin, sekman grubunun nereden ne olduğunu bilmen lazım. Eğer bilmezsen, kırma süreçleriyle karşılaşırsınız. Ben çok farklı servislerde çalıştım. Otomobillerin sökmelerini takmalarını öğrenmekle ilgili. Şimdi de oradaki öğrendiklerimi, kendi işimizde sökerken takarken zorlanmıyoruz. Bilmediğimiz araçlar var mı, var. Onlara da gerekli yerlerden bazen destek alıyoruz, bazen de mantık yürütüyoruz, o şekilde söküp takabiliyoruz. Ama asla zarar vermiyoruz.

“BAZI HASARLAR BOYASIZ ONARILAMIYOR”

Özcan, hasarın boyutunun büyüklüğüne göre boyasız onarım işlemi yapılabildiğini ifade ederek şu ifadeleri kullandı:

Arabaların gen yapıları farklı. Sadece boyasız onarım kademesine, bazı hasarlar göçük, çizik yok ama sacda uzama oluyor. Bunu en başında bilmen lazım. Eğer sıfır hata bir iş çıkmayacaksa, çok dalgalanma olarak çıkacaksa direkt kaporta boyaya yönlendirmek en doğru biçimdedir. Çünkü müşterinin beklentisi yüksek, mağduriyeti de yüksek, aracının boyanmasını istemiyor. Ama boyasız onarım basamağını geçtiyse, orada yüzde 20’lik, yüzde 30’luk bir hasar kalacaksa ben o işi almıyorum. Müşterimizi gerek servise gerekse kendi bildiğim ustalara yönlendiriyorum. Onlar da boyatmak zorunda kalıyor.

“İŞİ TABİBİNE BIRAKSINLAR”

Araçlardaki her hasarın boyasız tamirle tamir edilemeyeceğine vurgu yapan Özcan, “Her hasarı boyasız onarım adı altında yapamazsın. Otomobile göre ve hasarın boyutuna göre bu değişiyor. Bu teşhisi en başında koyman lazım. Kendim kaportacı olduğum için, önceki yıllarımda hasarın tespitini güzel bir şekilde yapabiliyorum. Ama sonradan öğrenen arkadaşlarımız, 1-2 aylık eğitimle yapıyorlar. Sonuçları hüsran oluyor. Kendisi de rezil oluyor, müşterinin de umutlarını karşılamıyor. Birbirlerinden kötü ayrılıyorlar. Burada aracı eskisi gibi, orjinal halini aldıramayacaksan, o işe başlamak daha doğru. İşi tabibine bıraksınlar” dedi.